bugün

hidayet türkoğlu

ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu eşiyle birlikte, Eminönü'nde geziyordu. önce akvaryumcuları dolaştılar, Kapalıçarşı, Nuriosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı derken,
Yeni Camii'nin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir cocuk vardı.
Basketbolcu birden durakladı... Sonra simitçiye yaklaştı :
hedo:
- Simit'in kaça koç ?
simitçi:
- 300 bin abi. çıtır çıtır...
hedo:
- Tezgahta kaç simit var ?
simitçi çocuk:
- 70-80 tane var herhalde...
hedo:
- Hepsini alsam ne tutar ?
simitçi çocuk:
- Seksen desek 24 milyon.
hedo:
- Al sana 30 milyon... Farzet ki hepsini aldim...
simitçi çocuk:
-Sağol abi... sağol...
Basketbolcu üç onluk* çıkartıp simitçinin önüne bıraktı…Eşi şaşkındı. üç-beş adım yürümüşlerdi ki Hido'ya yaklasip fısıldadı:
eşi:
- Hidayet sen deli misin ?
hedo:
- Yooo
eşi:
- Peki yemediğimiz simitlerin parasını niye verdin?
hedo:
- Bosver sorma.
eşi:
- Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
hedo:
- öyleyse söyleyeyim.
eşi:
- Lütfedersiniz beyefendi.
hedo:
- Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ?
eşi:
- Hayır.
hedo:
- Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
eşi:
- Nasıl bir isim ?
hedo:
- Hidayet !
eşi:
- Yoksa ?
hedo:
- Evet o tezgah, eskiden benimdi.

Bu hikayeyi Hidayet Türkoğlu tv8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştır.