bugün

sabri sarıoğlu

gheorghe hagi kavga ederdi, bilirdik ki onun vereceği tek bir milimetrik pas bütün maçın seyrini değiştirirdi.

bülent korkmaz kavga ederdi, ama onun defansta durması bile tüm galatasaray takımına güven verirdi, çıkan koluyla bile defanstan top savan bir cengaverdi o. büyük kaptandı o.

peki bu adamların yanında sen kimsin sabri kardeşim? burada sınırsız taşak malzemesi yapıldığından bile bu adamı "insandır" diyerek savundum ben, ama dünkü maçta beni bile resmen iğrendirdi, tiksindirdi. yahu ortada bir bok olmayan pozisyonlarda bile akli dengesi bozuk tipler gibi atlayıp, zıplayıp hakeme yaptığın o hareketler nedir? maç boyu futbol oynadığın yok, tutup rakibin boğazını sıkmak nedir? yahu futbolcuğunu geçtim, nasıl bir adamdır bu? 2003'teki o 2-2'lik bursaspor maçına lanet olsun, orada 83. dakikada beraberliği sağlamasaydın şu anda darıca gençlerbirliği formasıyla seyrediyorduk seni.

dünkü maçla beraber florya metin oktay tesislerine 1 km dahi yaklaştırılmaması gerektiğini gözümüze sokmuştur, bugüne değin kendi takımımdan bu kadar tiksinç hal ve hareketler içerisinde olan başka bir futbolcu da görmedim. ayrıca dünkü maçta kırmızı emre ile beraber direkt kırmızı kart görmesi gereken 2 futbolcudan biriydi. sen profesyonel olacaksın başımıza, kendini kontrol edemedikten sonra bizden ne farkın kalır ki? teknik olarak bakarsak zaten halı sahaların yıldız futbolcularından sadece kondisyon fazlan var. yüreğin var, has galatasaray'lısın, bunlar tamam da camiaya yakışır adam olacaksın eğer öyleyse. yani daha yazacağın tonla şey var da parmağım acıyor, bitiriyorum. şöyle bitiriyorum; (bkz: yazıklar olsun)