bugün

aşırı popüler şarkılar

ilgimi hiç ama hiç çekmeyen şarkılardır.

bir şarkının 8 milyar falan dinlendiğini düşünün. bu da demek oluyor ki bu rakam neredeyse dünya nüfusuna eşdeğer. (bkz: despacito) bu şarkı dünyada ki tüm insanların kulağında çalıyor, ve yıllarca da hunharca çaldı. yani herkes. herkesin. herkes ulan! hiç mi şunu aktif dinlerken değersizlik duygusuna kapılmıyorsunuz?

herkesin yıllarca fütursuzca dinleyip dinleyip attığı bir şarkıyı, ben nasıl maksimum değer verme psikolojisiyle dinleyebilirim ki. etik değil bir kere. hayatın her alanında vardır bu motto. ''bir şeyden dünya üzerinde ne kadar çok varsa, o şey bir o kadar değersizleşir'' diye. bu mantık aşırı popüler olan şarkılar için de geçerli. bir şarkının inanılmaz bir kitleye sahip olması o şarkının değerini en az %777 milyar düşürüyor.

sanatçı bazından bakarsak da bu luis fonsi midir nedir, o abi zaten yıllarca kazandığını kazanmış, ekmeğini bir güzel yemiş. yesin de zaten, hakkıdır. ama nereye kadar daha böyle devam edecek? ayda 100-200 dinlenen no-name bir sanatçı hiç mi hakkını alamasın? tüm piyasa bunlara mı ait kalacak ömrümüz boyunca? biraz yeni şeylere açılın artık. görüyorum, nerede popüler şeyler var onları dinliyorsunuz. yok demi lovato, yok taylor swift, yok that poppy, yok calvin harris, yok david guetta, yok labrinth, yok sia yok bilmemne. salın la şunları artık.

hayır bir de bu adamlar yıllardır piyasada zaten. bıkmadınız mı şunları dinlemekten artık? tamam bu bakış açısı şarkının ne kadar kaliteli veya ne kadar kalitesiz olduğunu belirlemiyor, bunu kabul ederim. ama denize açılmayı bekleyen bir limandan tozlu yelkenlerinizi kaldırıp, açık denize açılıp mis gibi yeni cevherler keşfetmek varken, bu işkence neden hala devam ediyor?

işin vizyon tarafı var ki ona hiç ama hiç girmek istemiyorum zaten.