bugün
- sözlükte artık kızlar teklif edecek9
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- en dindar özelliğiniz20
- düşün ki o bunu okuyor9
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- yorgun mermi9
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri20
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması23
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
Önemli bir cumhuriyet değeridir.
Aqp döneminde cumhuriyete yönelen sistematik saldırılar Atatürk'ün şahsına yöneltilerek başlamış; toplumdan gelen sert tepkiler üzerine Atatürk'e yönelen saldırılar azalmış ve sinsileşmiştir. Bu saldırılar daha çok ismet inönü ve devamında Şükrü Saraçoğlu üzerinden devam etmiştir.
Hükümet karşıtı ve "laik" görünüp bir yandan aqp hükümetinin şemsiyesi altında palazlanmaya devam eden, ülkenin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraşı yok paraya ele geçiren, kanal istanbul kıyısındaki arazileri sessizce parselleyen koç grubunun temsilcisi Ali Koç, biricik hükümetine yaranma kaygısı içinde Saraçoğlu'na saldıranlar kervanının başını çekmiştir.
Eline kitap almayan, aldığında da Orhan Pamuk benzeri siksok yazarları okuyan Türk milleti de genel anlamda cahil olduğu için bu saldırıların mahiyetini kavrayamamış, "Aa ne güzel bak Ali Koç başkanım stadın adını Atatürk koyuyor helal olsun ne kadar da Kemalist bir adam" minvalinde düşük IQ tepkiler vermiştir. Bir cumhuriyet çınarı olan şükrü Saraçoğlu'nun genel anlamda tanıtılması ve işlerinin anlatılması gereği böylelikle ortaya çıkmıştır.
Şükrü Saraçoğlu'nun dikkat çekici faaliyetleri 3 başlıkta incelenecektir: Fenerbahçe'ye katkıları, dış politika ve iç politika.
1- Fenerbahçe. (Stat arazisinin alınması, kulübün kapatılmasının önlenmesi)
Şükrü Saraçoğlu koyu bir Fenerbahçelidir (Duh). 1934-1950 yılları arasında 16 yıl Fenerbahçe başkanlığı yapmıştır.
iki konuda Şükrü Saraçoğlu'nun doğrudan inisiyatif alarak Fenerbahçe'ye çok önemli katkılar sağladığı görülmektedir.
Bunlardan ilki Fenerbahçe'ye stat arazisinin kazandırılması konusudur. O arazi o dönemde ittihat Spor Kulübünün elindeydi. Bu spor kulübü Kadıköy'de faaliyet göstermekteydi. Tüm ısrarlara rağmen bu kulübün sahibi stat arazisini Fenerbahçe'ye devretmeyince Şükrü Saraçoğlu döneminde her bölgede spor kulübü sayısının bire düşürülmesi kararı alınmış, böylelikle Fenerbahçe'den daha az üyesi bulunan ittihat Spor kulübü kapatılarak stat arazisi Fenerbahçe'ye devredilmiştir.
Şükrü Saraçoğlu'nun Fenerbahçe'ye ikinci büyük katkısı ise Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları arasında çıkan kavga neticesinde Fenerbahçe'nin kapatılma noktasına gelmesi, Şükrü Saraçoğlu'nun bu esnada kulübe bizzat başkan olarak "Hadi bakalım, kapatabiliyorsanız kapatın" mesajı vermesidir. Kavga neticesinde kapatılmanın eşiğine gelen Fenerbahçe'ye Şükrü Saraçoğlu güçlü siyasi kimliğini kullanarak sahip çıkmış, kulübün kapanmasına bizzat engel olmuştur.
2- Dış Politika
(Borçların sildirilmesi, ikili siyaset izlenerek ülkenin savaştan korunması, Sovyet tehdidine karşı korunmanın sağlanması)
Osmanlı Devleti'nin 161 milyon lira borcu tespit edilmiş, bu borcun 107 milyon lirası Türkiye Cumhuriyeti'ne yüklenmiştir. Şükrü Saraçoğlu, yüklenen bu borçları 1927-1930 arasında 3 sene boyunca diplomatik hamlelerle sürüncemede bırakmış; 1929 iktisadi krizinin diğer ülkelerde yarattığı acil nakit ihtiyacını kullanarak bu borcun %98'ini sildirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 161 milyon liralık Osmanlı borcunun sadece 8.5 milyon lirasını ödemiştir. Bu iktisadi başarı Şükrü Saraçoğlu'nun müzakere yeteneğini ortaya sermiş, bir politikacı olarak onun önünü açmıştır. Hem Atatürk, hem TBMM Saraçoğlu'nu takdir etmişlerdir.
ikinci dünya savaşından ülkenin uzak tutulmasında bir numaralı pay sahibi ismet inönü, ikincisi ise Şükrü Saraçoğlu'dur. Saraçoğlu 2. Dünya Savaşı'nın büyük kısmında dışişleri bakanı ve başbakan olarak faaliyet göstermiştir. Bu iki görevi birlikte yürütmüşlüğü dahi mevcuttur. Bu süreçte Şükrü Saraçoğlu, ingilizlerle ve Almanlarla farklı farklı ittifak anlaşmaları imzalayarak iki ülkeyi dengede tutmuş, Almanya'nın Türkiye'ye saldıracak gücünün kalmadığını anladığında Türkiye'nin savaş sonrasında Sovyet tehdidine karşı yalnız kalmasını önlemek için 10 saatlik bir oturumda TBMM'yi Almanya'ya savaş ilan edilmesine ikna etmiş ve Türkiye'nin birleşmiş milletlerde kurucu üyelerden biri olarak yer almasını sağlamıştır.
ikinci dünya savaşı sonrasında alman tehdidinden kurtulmuş, yayılmacı Sovyetlerin Türkiye'yi tehdit etmesine rağmen saldıracak gücü bulamaması buradan ileri gelmiştir. Şükrü Saraçoğlu'nun çabaları ile Sovyet saldırganlığına karşı Truman ikna edilerek Amerikan müttefikliği sağlanmış, böylelikle Stalin'in doğu Anadolu ve boğazlar üzerindeki emellerinin gerçekleşmesi önlenmiştir.
3- iç Politika (Varlık Vergisi)
Refik Saydam'ın ani ölümü sonucu Şükrü Saraçoğlu başbakanlık görevini devralmıştır. Halkın içinde bulunduğu iktisadi zorluğu gören Saraçoğlu, halkın vergi yükü altında ezmek istemediği için Varlık vergisi uygulaması ile ülkenin zenginlerinden vergi toplamayı uygun görmüştür.
Varlık vergisi uygulaması ile toplamda 314 milyon lira vergi toplanmıştır. istanbul Ticaret Odasının %87sini oluşturan gayrimüslimler, bu vergilerin sadece %52sine denk gelen 166 milyon lira ödeme yapmışlardır. Kalan paranın 115 milyon lirasını müslümanlar, 33 milyon lirayı ise yabancı tacirler ödemiştir.
Varlık vergisi sayesinde yüksek enflasyon karşısında kısa vadeli başarı sağlanmış, merkez bankasına iktisadi kuvvet kazandırılmıştır. Merkez Bankası 35 bin ton altın ve 12 milyon ingiliz parası rezerv oluşturmuştur.
***
Detaylı bilgi isteyenler Gürbüz Arslan'ın "Şükrü Saraçoğlu'nun Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri" adlı kitabına bakabilirler, linki aşağı bırakıyorum:
https://www.dr.com.tr/Kit...rafi/urunno=0001715863001
Özetle Şükrü Saraçoğlu'nun kesip attığı ayak tırnağı, Ali Koç'tan daha değerlidir.
Osmanlı borçlarını sildiren, ülkeyi ikinci dünya savaşından koruyan, aqp hükümetinin yaptığının aksine olacak şekilde fakir halkı ezmek yerine zenginlerden vergi alan adamdır Şükrü Saraçoğlu.
Fenerbahçe'ye stadını kazandıran, kulübü kapatılmaktan kurtaran adamı eleştirmek; 6 senede bir şampiyonluk alamayan adamın haddine değildir.
Siz hükümetinize gluk gluk çekmeye devam edin, sinsice kesenizi doldurup 10 kasımdan 10 kaşıma Atatürkçülük taslayın, ötesine karışmayın.
Şükrü Saraçoğlu ağır taştır, altında kalırsınız.
Aqp döneminde cumhuriyete yönelen sistematik saldırılar Atatürk'ün şahsına yöneltilerek başlamış; toplumdan gelen sert tepkiler üzerine Atatürk'e yönelen saldırılar azalmış ve sinsileşmiştir. Bu saldırılar daha çok ismet inönü ve devamında Şükrü Saraçoğlu üzerinden devam etmiştir.
Hükümet karşıtı ve "laik" görünüp bir yandan aqp hükümetinin şemsiyesi altında palazlanmaya devam eden, ülkenin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraşı yok paraya ele geçiren, kanal istanbul kıyısındaki arazileri sessizce parselleyen koç grubunun temsilcisi Ali Koç, biricik hükümetine yaranma kaygısı içinde Saraçoğlu'na saldıranlar kervanının başını çekmiştir.
Eline kitap almayan, aldığında da Orhan Pamuk benzeri siksok yazarları okuyan Türk milleti de genel anlamda cahil olduğu için bu saldırıların mahiyetini kavrayamamış, "Aa ne güzel bak Ali Koç başkanım stadın adını Atatürk koyuyor helal olsun ne kadar da Kemalist bir adam" minvalinde düşük IQ tepkiler vermiştir. Bir cumhuriyet çınarı olan şükrü Saraçoğlu'nun genel anlamda tanıtılması ve işlerinin anlatılması gereği böylelikle ortaya çıkmıştır.
Şükrü Saraçoğlu'nun dikkat çekici faaliyetleri 3 başlıkta incelenecektir: Fenerbahçe'ye katkıları, dış politika ve iç politika.
1- Fenerbahçe. (Stat arazisinin alınması, kulübün kapatılmasının önlenmesi)
Şükrü Saraçoğlu koyu bir Fenerbahçelidir (Duh). 1934-1950 yılları arasında 16 yıl Fenerbahçe başkanlığı yapmıştır.
iki konuda Şükrü Saraçoğlu'nun doğrudan inisiyatif alarak Fenerbahçe'ye çok önemli katkılar sağladığı görülmektedir.
Bunlardan ilki Fenerbahçe'ye stat arazisinin kazandırılması konusudur. O arazi o dönemde ittihat Spor Kulübünün elindeydi. Bu spor kulübü Kadıköy'de faaliyet göstermekteydi. Tüm ısrarlara rağmen bu kulübün sahibi stat arazisini Fenerbahçe'ye devretmeyince Şükrü Saraçoğlu döneminde her bölgede spor kulübü sayısının bire düşürülmesi kararı alınmış, böylelikle Fenerbahçe'den daha az üyesi bulunan ittihat Spor kulübü kapatılarak stat arazisi Fenerbahçe'ye devredilmiştir.
Şükrü Saraçoğlu'nun Fenerbahçe'ye ikinci büyük katkısı ise Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları arasında çıkan kavga neticesinde Fenerbahçe'nin kapatılma noktasına gelmesi, Şükrü Saraçoğlu'nun bu esnada kulübe bizzat başkan olarak "Hadi bakalım, kapatabiliyorsanız kapatın" mesajı vermesidir. Kavga neticesinde kapatılmanın eşiğine gelen Fenerbahçe'ye Şükrü Saraçoğlu güçlü siyasi kimliğini kullanarak sahip çıkmış, kulübün kapanmasına bizzat engel olmuştur.
2- Dış Politika
(Borçların sildirilmesi, ikili siyaset izlenerek ülkenin savaştan korunması, Sovyet tehdidine karşı korunmanın sağlanması)
Osmanlı Devleti'nin 161 milyon lira borcu tespit edilmiş, bu borcun 107 milyon lirası Türkiye Cumhuriyeti'ne yüklenmiştir. Şükrü Saraçoğlu, yüklenen bu borçları 1927-1930 arasında 3 sene boyunca diplomatik hamlelerle sürüncemede bırakmış; 1929 iktisadi krizinin diğer ülkelerde yarattığı acil nakit ihtiyacını kullanarak bu borcun %98'ini sildirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 161 milyon liralık Osmanlı borcunun sadece 8.5 milyon lirasını ödemiştir. Bu iktisadi başarı Şükrü Saraçoğlu'nun müzakere yeteneğini ortaya sermiş, bir politikacı olarak onun önünü açmıştır. Hem Atatürk, hem TBMM Saraçoğlu'nu takdir etmişlerdir.
ikinci dünya savaşından ülkenin uzak tutulmasında bir numaralı pay sahibi ismet inönü, ikincisi ise Şükrü Saraçoğlu'dur. Saraçoğlu 2. Dünya Savaşı'nın büyük kısmında dışişleri bakanı ve başbakan olarak faaliyet göstermiştir. Bu iki görevi birlikte yürütmüşlüğü dahi mevcuttur. Bu süreçte Şükrü Saraçoğlu, ingilizlerle ve Almanlarla farklı farklı ittifak anlaşmaları imzalayarak iki ülkeyi dengede tutmuş, Almanya'nın Türkiye'ye saldıracak gücünün kalmadığını anladığında Türkiye'nin savaş sonrasında Sovyet tehdidine karşı yalnız kalmasını önlemek için 10 saatlik bir oturumda TBMM'yi Almanya'ya savaş ilan edilmesine ikna etmiş ve Türkiye'nin birleşmiş milletlerde kurucu üyelerden biri olarak yer almasını sağlamıştır.
ikinci dünya savaşı sonrasında alman tehdidinden kurtulmuş, yayılmacı Sovyetlerin Türkiye'yi tehdit etmesine rağmen saldıracak gücü bulamaması buradan ileri gelmiştir. Şükrü Saraçoğlu'nun çabaları ile Sovyet saldırganlığına karşı Truman ikna edilerek Amerikan müttefikliği sağlanmış, böylelikle Stalin'in doğu Anadolu ve boğazlar üzerindeki emellerinin gerçekleşmesi önlenmiştir.
3- iç Politika (Varlık Vergisi)
Refik Saydam'ın ani ölümü sonucu Şükrü Saraçoğlu başbakanlık görevini devralmıştır. Halkın içinde bulunduğu iktisadi zorluğu gören Saraçoğlu, halkın vergi yükü altında ezmek istemediği için Varlık vergisi uygulaması ile ülkenin zenginlerinden vergi toplamayı uygun görmüştür.
Varlık vergisi uygulaması ile toplamda 314 milyon lira vergi toplanmıştır. istanbul Ticaret Odasının %87sini oluşturan gayrimüslimler, bu vergilerin sadece %52sine denk gelen 166 milyon lira ödeme yapmışlardır. Kalan paranın 115 milyon lirasını müslümanlar, 33 milyon lirayı ise yabancı tacirler ödemiştir.
Varlık vergisi sayesinde yüksek enflasyon karşısında kısa vadeli başarı sağlanmış, merkez bankasına iktisadi kuvvet kazandırılmıştır. Merkez Bankası 35 bin ton altın ve 12 milyon ingiliz parası rezerv oluşturmuştur.
***
Detaylı bilgi isteyenler Gürbüz Arslan'ın "Şükrü Saraçoğlu'nun Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri" adlı kitabına bakabilirler, linki aşağı bırakıyorum:
https://www.dr.com.tr/Kit...rafi/urunno=0001715863001
Özetle Şükrü Saraçoğlu'nun kesip attığı ayak tırnağı, Ali Koç'tan daha değerlidir.
Osmanlı borçlarını sildiren, ülkeyi ikinci dünya savaşından koruyan, aqp hükümetinin yaptığının aksine olacak şekilde fakir halkı ezmek yerine zenginlerden vergi alan adamdır Şükrü Saraçoğlu.
Fenerbahçe'ye stadını kazandıran, kulübü kapatılmaktan kurtaran adamı eleştirmek; 6 senede bir şampiyonluk alamayan adamın haddine değildir.
Siz hükümetinize gluk gluk çekmeye devam edin, sinsice kesenizi doldurup 10 kasımdan 10 kaşıma Atatürkçülük taslayın, ötesine karışmayın.
Şükrü Saraçoğlu ağır taştır, altında kalırsınız.
güncel Önemli Başlıklar