bugün

adam gibi adamdır. bir dönem hem başbakanlık hem de fenerbahçe'nin başkanlığını yürütmüştür kendisi. oğlunun anlattığı hatıradan nasıl bir adam olduğu bugünün hırsızlarına ibretliktir adeta.

' sene 1942...babam başbakan. fenerbahçe başkanı...ankara'dayız, fenerbahçe'nin maçı var. kardeşim ve dayımla birlikte maça gitmek istiyoruz ama havamız olsun diye babamın götürmesini istiyoruz. çekindiğimiz için söyleyemiyoruz. annem babama iletiyor, çocukları maça götür diye...babam 'peki' diyor. hep birlikte başbakanlık aracına biniyoruz, stada geliyoruz. şeref tribünü'ne oturup,maçı en güzel yerden izleyeceğimizi düşünürken..babam şoföre sesleniyor,'şurada dur' diyor, cüzdanından para çıkarıyor, dayıma veriyor, sonra da, haydi çocuklar gişenin önüne geldik, gidin biletinizi alın diyor!

adam başbakan dikkatinizi çekerim, yetmediyse fenerbahçe'nin başkanı. ama evladına avanta yok diyor. bazıları gibi yargıya, yürütmeye ucu evladına ve kendine dokunacak diye müdahale etmek bir yana evladını başında olduğu ülkesinin vatandaşlarından azıcık dahi kayırmıyor.

iş bu entry, yılmaz özdil'in ' isim şehir hayvan' kitabından esinlenerek yazılmıştır.

edit: imla
Bazılarının kuyruğuna basmış adam gibi adam.
"Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir.”

şükrü saraçoğlu
gayrimüslim vakıflarına ait papazın çayırını istimlak ettirip fbye veren, 1934 yılında kulüp kapatılmak üzere iken yaptığı siyasi hamleler ile bunu engelleyen, varlık vergisinin mimarı şahıs.
hala devam eden Fransız ve italyan Katolik kiliselerinin mülkleriyle ilgili sorunlardan biri de, bugün Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nun yer aldığı, ‘Papazın çayırı’ adıyla anılan arazidir.
Medyum memiş'in büyü yaptığı söylenen fenerbahçe'nin stadı.
Mabed..

peşkeş değil alın teri..
bir stad değildir, adammmmdırrr hocam, bu adam adamdııır.

stad olan için: şükrü saraçoğlu stadı
eskiden oturduğum yerde doğmuş olan başbakan . ödemişli.
büyük şahsiyettir.
türkiye cumhuriyeti tarihinde en sevdiğim başbakanlardan 2.si.
sıralamam ise
inönü
saraçoğlu
ecevit
2.inönü

edit : alayının siyasi görüşü birbirine zıttır.
4 yıl 1 ay başbakanlık yapmıştır.
Şuanki Fener'in karaktersizliğini görseydi kesin Beşiktaşlı olurdu.
Bizzat oğlunun anlattığı bir hatıra ile tanıyalım kendisini.

Sene 1942... Babam Başbakan. Üstelik, Fenerbahçe Başkanı... Ankara'dayız, Fenerbahçe'nin Ankara'da maçı var.
Kardeşim ve dayımla birlikte maça gitmek istiyoruz ama, havamız olsun diye bizi babamın götürmesini istiyoruz.
Babamdan çekindiğimiz için de söyleyemiyoruz, anneme söylüyoruz.
Annem babama iletiyor, çocukları maça götür diye...
Babam 'peki' diyor.
Hep birlikte Başbakanlık makam aracına biniyoruz, stada geliyoruz.
Şeref Tribünü'ne oturup, maçı en güzel yerden seyredeceğimizi düşünürken...
Babam şoföre sesleniyor, 'şurada dur' diyor, cüzdanından para çıkarıyor, dayıma veriyor,
sonra da, haydi çocuklar gişenin önüne geldik, gidin biletinizi alın diyor!

Düşün adam başbakan, Fenerbahçe başkanı oğluna bile avanta yok diyor.
Birde bugünkü diyaloglara bakalım.
- hepsini sıfırladın mu oğlum.
- az kaldı babacığım.
- ne kadar
- 3 milyon kadar babacığım.
- hallet onları
"Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız." demiş başbakan.
vefatının 64. yılında saygıyla anıyoruz..

görsel
kemikleri sızlayan zat.

çıkıp gelse galatasaraylı olması muhtemel.
16 yıllık başkanlık, stada ismi verilecek kadar büyük bir saygı, 8 Türkiye şampiyonluğu, sayısız hatıra… Rahat uyu Şükrü Saracoğlu, bu kalpler seni unutmayacak…
türkiye cumhuriyeti'nin ilk açık görüşlü başbakanıdır. chp'nin sert ve tek parti politikalarını yumuşatmıştır.
Kendisi Fenerbahçe'nin efsane başkanlarındanmış ve 17 yıl başkanlık yapmış. Türkiye'nin 5.Başbakanı olduğunu da yeni öğrendim (bkz: http://thefutbolig.com/ca.../futbol/nasil-kuruldular/). Stada ismide 1988 yılında verilmiş.
Galatasarayın zevk için fenere kaydığı yerdir.
Şükrü Saraçoğlu bir yer değil bir şahıstır, bireydir.
20 senedir bu zevkten mahrumlardır.
Önemli bir cumhuriyet değeridir.

Aqp döneminde cumhuriyete yönelen sistematik saldırılar Atatürk'ün şahsına yöneltilerek başlamış; toplumdan gelen sert tepkiler üzerine Atatürk'e yönelen saldırılar azalmış ve sinsileşmiştir. Bu saldırılar daha çok ismet inönü ve devamında Şükrü Saraçoğlu üzerinden devam etmiştir.

Hükümet karşıtı ve "laik" görünüp bir yandan aqp hükümetinin şemsiyesi altında palazlanmaya devam eden, ülkenin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraşı yok paraya ele geçiren, kanal istanbul kıyısındaki arazileri sessizce parselleyen koç grubunun temsilcisi Ali Koç, biricik hükümetine yaranma kaygısı içinde Saraçoğlu'na saldıranlar kervanının başını çekmiştir.

Eline kitap almayan, aldığında da Orhan Pamuk benzeri siksok yazarları okuyan Türk milleti de genel anlamda cahil olduğu için bu saldırıların mahiyetini kavrayamamış, "Aa ne güzel bak Ali Koç başkanım stadın adını Atatürk koyuyor helal olsun ne kadar da Kemalist bir adam" minvalinde düşük IQ tepkiler vermiştir. Bir cumhuriyet çınarı olan şükrü Saraçoğlu'nun genel anlamda tanıtılması ve işlerinin anlatılması gereği böylelikle ortaya çıkmıştır.

Şükrü Saraçoğlu'nun dikkat çekici faaliyetleri 3 başlıkta incelenecektir: Fenerbahçe'ye katkıları, dış politika ve iç politika.

1- Fenerbahçe. (Stat arazisinin alınması, kulübün kapatılmasının önlenmesi)

Şükrü Saraçoğlu koyu bir Fenerbahçelidir (Duh). 1934-1950 yılları arasında 16 yıl Fenerbahçe başkanlığı yapmıştır.

iki konuda Şükrü Saraçoğlu'nun doğrudan inisiyatif alarak Fenerbahçe'ye çok önemli katkılar sağladığı görülmektedir.

Bunlardan ilki Fenerbahçe'ye stat arazisinin kazandırılması konusudur. O arazi o dönemde ittihat Spor Kulübünün elindeydi. Bu spor kulübü Kadıköy'de faaliyet göstermekteydi. Tüm ısrarlara rağmen bu kulübün sahibi stat arazisini Fenerbahçe'ye devretmeyince Şükrü Saraçoğlu döneminde her bölgede spor kulübü sayısının bire düşürülmesi kararı alınmış, böylelikle Fenerbahçe'den daha az üyesi bulunan ittihat Spor kulübü kapatılarak stat arazisi Fenerbahçe'ye devredilmiştir.

Şükrü Saraçoğlu'nun Fenerbahçe'ye ikinci büyük katkısı ise Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları arasında çıkan kavga neticesinde Fenerbahçe'nin kapatılma noktasına gelmesi, Şükrü Saraçoğlu'nun bu esnada kulübe bizzat başkan olarak "Hadi bakalım, kapatabiliyorsanız kapatın" mesajı vermesidir. Kavga neticesinde kapatılmanın eşiğine gelen Fenerbahçe'ye Şükrü Saraçoğlu güçlü siyasi kimliğini kullanarak sahip çıkmış, kulübün kapanmasına bizzat engel olmuştur.

2- Dış Politika
(Borçların sildirilmesi, ikili siyaset izlenerek ülkenin savaştan korunması, Sovyet tehdidine karşı korunmanın sağlanması)

Osmanlı Devleti'nin 161 milyon lira borcu tespit edilmiş, bu borcun 107 milyon lirası Türkiye Cumhuriyeti'ne yüklenmiştir. Şükrü Saraçoğlu, yüklenen bu borçları 1927-1930 arasında 3 sene boyunca diplomatik hamlelerle sürüncemede bırakmış; 1929 iktisadi krizinin diğer ülkelerde yarattığı acil nakit ihtiyacını kullanarak bu borcun %98'ini sildirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 161 milyon liralık Osmanlı borcunun sadece 8.5 milyon lirasını ödemiştir. Bu iktisadi başarı Şükrü Saraçoğlu'nun müzakere yeteneğini ortaya sermiş, bir politikacı olarak onun önünü açmıştır. Hem Atatürk, hem TBMM Saraçoğlu'nu takdir etmişlerdir.

ikinci dünya savaşından ülkenin uzak tutulmasında bir numaralı pay sahibi ismet inönü, ikincisi ise Şükrü Saraçoğlu'dur. Saraçoğlu 2. Dünya Savaşı'nın büyük kısmında dışişleri bakanı ve başbakan olarak faaliyet göstermiştir. Bu iki görevi birlikte yürütmüşlüğü dahi mevcuttur. Bu süreçte Şükrü Saraçoğlu, ingilizlerle ve Almanlarla farklı farklı ittifak anlaşmaları imzalayarak iki ülkeyi dengede tutmuş, Almanya'nın Türkiye'ye saldıracak gücünün kalmadığını anladığında Türkiye'nin savaş sonrasında Sovyet tehdidine karşı yalnız kalmasını önlemek için 10 saatlik bir oturumda TBMM'yi Almanya'ya savaş ilan edilmesine ikna etmiş ve Türkiye'nin birleşmiş milletlerde kurucu üyelerden biri olarak yer almasını sağlamıştır.

ikinci dünya savaşı sonrasında alman tehdidinden kurtulmuş, yayılmacı Sovyetlerin Türkiye'yi tehdit etmesine rağmen saldıracak gücü bulamaması buradan ileri gelmiştir. Şükrü Saraçoğlu'nun çabaları ile Sovyet saldırganlığına karşı Truman ikna edilerek Amerikan müttefikliği sağlanmış, böylelikle Stalin'in doğu Anadolu ve boğazlar üzerindeki emellerinin gerçekleşmesi önlenmiştir.

3- iç Politika (Varlık Vergisi)

Refik Saydam'ın ani ölümü sonucu Şükrü Saraçoğlu başbakanlık görevini devralmıştır. Halkın içinde bulunduğu iktisadi zorluğu gören Saraçoğlu, halkın vergi yükü altında ezmek istemediği için Varlık vergisi uygulaması ile ülkenin zenginlerinden vergi toplamayı uygun görmüştür.

Varlık vergisi uygulaması ile toplamda 314 milyon lira vergi toplanmıştır. istanbul Ticaret Odasının %87sini oluşturan gayrimüslimler, bu vergilerin sadece %52sine denk gelen 166 milyon lira ödeme yapmışlardır. Kalan paranın 115 milyon lirasını müslümanlar, 33 milyon lirayı ise yabancı tacirler ödemiştir.

Varlık vergisi sayesinde yüksek enflasyon karşısında kısa vadeli başarı sağlanmış, merkez bankasına iktisadi kuvvet kazandırılmıştır. Merkez Bankası 35 bin ton altın ve 12 milyon ingiliz parası rezerv oluşturmuştur.

***

Detaylı bilgi isteyenler Gürbüz Arslan'ın "Şükrü Saraçoğlu'nun Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri" adlı kitabına bakabilirler, linki aşağı bırakıyorum:

https://www.dr.com.tr/Kit...rafi/urunno=0001715863001

Özetle Şükrü Saraçoğlu'nun kesip attığı ayak tırnağı, Ali Koç'tan daha değerlidir.

Osmanlı borçlarını sildiren, ülkeyi ikinci dünya savaşından koruyan, aqp hükümetinin yaptığının aksine olacak şekilde fakir halkı ezmek yerine zenginlerden vergi alan adamdır Şükrü Saraçoğlu.

Fenerbahçe'ye stadını kazandıran, kulübü kapatılmaktan kurtaran adamı eleştirmek; 6 senede bir şampiyonluk alamayan adamın haddine değildir.

Siz hükümetinize gluk gluk çekmeye devam edin, sinsice kesenizi doldurup 10 kasımdan 10 kaşıma Atatürkçülük taslayın, ötesine karışmayın.

Şükrü Saraçoğlu ağır taştır, altında kalırsınız.
(bkz: şükrü saraçoğlu stadı)