bugün

kimseye güvenmemek

konusuna gore kisi kendisini de bu gruba dahil etmeli, hatta bazen listenin en basina koymalidir. soyle bir geriye bakinca hayatta birseyler yapmasini umdugumuz, bekledigimiz, bize defalarca soz verip bir bahaneyle bu beklentileri en cok yerine getirmeyen, sozunden cayan, ama her seferinde ikna oldugumuz bir bahanesi olan ve esek gibi bu bahaneleri sineye cektigimiz ve tekrar tekrar kanmaya devam ettigimiz kisi kim? kendimiz. cunku kullanma kilavuzu verilmemis bir hayatta duygularimizin, korkakligimizin veya tembelligimizin kurbani olarak yol almaya calisiyoruz, dolayisiyla birseylerin yolunda gitmedigi ve planlarin tutmadigi oluyor, bircok zaman bu is boyle.

ve kendimize gosterdigimiz bu müsamahanin onda birini baskalari icin de gosterebilsek belki aldatilmalarimiz ve dolandirilmalarimiz azalmayacak, ama bunlarin bizi darmadagin etmesinin, en azindan uzmesinin onune gecebilir olacagiz. neden bunu yapmiyoruz ya da yapamiyoruz? cunku kafamizda su var: ben kendime mahkumum, ama diger insanlara degil. oysa ki diger insanlara da kendimiz kadar olmasak bile buyuk miktarda mahkumuz, aksi takdirde iyi veya kotu hicbir beklentimiz olmazdi onlardan.

tamam kimseye guvenmeyelim; ama kendimizi butun bu bozukluklardan mustesna essiz bir abide olarak bellemenin de pek bir tutarliligi yok...