bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

telefonda konuştum onunla. bir saat kadar belki?? insan heyecanlanınca zaman ölçüsünü şaşırıyor. telefon 1 saat diyordu ama!! garip. sanırım zamanın bükülmesi için kalbin ışık hızında atması da yeterli...

dedim ya konuştum onunla, evlilik konusu açıldı yine. ''yok mu kimse sorusu'' karşımda dikildi. dik dik baktı yüzüme, ben ise gözlerimi kaçırdım. anlattım ona, aslında sevdiğim birisinin olduğunu ama şimdilik pek gelecek vaad etmediğini söyledim. ''nasıl birisi'' dedi. ''müthiş bir gülümsemesi olan, esprilerime hakkından fazla kahkaha atan, oval yanaklı birisi'' olduğundan bahsettim. kendisini anlattığımı anlamasın diye içine bi kaç yalan da serpiştirdim. telefonun öteki ucundan kikirdeyerek ''biraz bana benziyormuş'' dedi. akabinde anlatma sırası ona geldi, kendisinin sevdiği kişiyi anlattı bana. düşündüm, uzun uzun düşündüm de bulamadım, bana benzeyen hiç bir yanı yoktu.