bugün

murat menteş

standart fm sayesinde tanıdığım. dublörü dilemması romanıyla hayran kaldığım, ikinci romanı korkma ben varım sayesinde yeni romanı ve afilifilintalarda paylaştığı her filmi, cümleyi sabırsızlıkla beklediğim yazar.

müzik zevki, edebi yeteneği ve entellektüel birikimi kadar harika. korkma ben varımdan anlayabileceğimiz üzere tam bir centilmen ve aile babası. yazarın en takdir edilesi yanıysa; entellektüel birikiminin onu kibirli bir birey yapmasına izin vermemesi, en iyisini ben bilirim demiyor, hakedene hak ettiğini veriyor (afilifilitalar sitesinde polis karşıtı yazısının ardından bir polis memurunun verdiği cevabı olanca sertliğine rağmen haklı bulup kendi sayfasında yayınlamıştı.)

kendisinden çok şey öğreneciğimizi, takipçisine çok fazla kapı açacağını düşünüyorum.

bakın ne diyor;

"Yazar, yazarken kendini aşmaya çalışan kişidir. Yazının en belirgin özelliği, söze kalıcılık katmasıdır. Dolayısıyla, kayda değer olmayan bir ifadeyi kumsala dahi yazmamak icap eder. Milan Kundera, sanırım tam da buna dayanarak “Esaslı roman, yazarından biraz daha zekidir” diyor.
Okur, yazıda belirtilenin ötesinde bir anlamı kurcalayan kişidir. Okumak, metinde kastedileni doğru kavramak, akabinde yorumlamak, geliştirmek, başka [entelektüel, duygusal, tecrübî] bölgelere taşımaktır.
Edebiyat alanında yazar ile okurun ilişkisi, yazma ve okuma eylemlerine özgü gayret sayesinde dengeye kavuşur.
Yazarın saygınlığı, okura sunduğu saygıdan doğar.
Yazar ya da okur, buyurgan bir tavır takındığında edebiyat alanının dışına çıkılmış demektir. Edebiyatın edeple ilgisi, doğal olarak özgürlükçülüğe matuftur."