bugün

oğuz isimli meşhur olmayan iyi yürekli kardeşi ile dikkatimi çekmiş, söz düellosunun usta ismi.
islamcı camiadaki yalakaları da olmasa kimsenin siklemeyeceği, bir boka benzemeyen romanları olan bir zavallı.mesela dublörün dilemması okunuyor hoşça vakit de geçirtiyor ama ötesi?ötesi yok bir boka benzemiyor.
fena kitapların yazarı. yalnız kendisine islami önder olarak ihsan eliaçık'ı seçmesi garip bir durum. tanıdığım kadarı ile gayet kibar ve akıllı birisi.
''Çok sevmek, sonsuza dek kavuşamamak için en ideal yöntemdir..'

''Uğruna ölebileceğimiz şeyin kimde olduğunu araştırırken birine toslarız ve ölünceye kadar başımız döner. Buna kısaca aşk diyoruz.
Evet, aşk bir kısaltmadır; ömrümüzü kısaltır.''

''Ateşin icadından önce ölüp cehenneme giden mağara adamının hayreti içindeyim.''

gibi binlerce harika benzetmelerle dolu cümlelere sahip afili filintalar'ın kurucusu kişidir. O kadar güzel teşbih yapar ki bazen sadece benzetilende takılı kalırsınız. Kitap okumayı sevmeyen ben bile sayesinde kitap okumaya başlamışımdır. -utançla belirtilir-
bir yandan islamcı görünmeye çalışır diğer taraftan ezik ezik balçiçek pamirin:"sizce otobüste öpüşen insanlar uyarılmalı mıdır" sorusuna "böyle bir şey mümkün olabilir mi" diyerek ne kadar ezik ve kafasının ne kadar karışık olduğunu göstermiştir.islamcılığı da yalaka toplamak içindir.ben bu sonuca vardım bunca ipucundan sonra.
imge ve metafor kargaşası yaratarak yazdıklarını kakalamaya çalıştığını hissettiren şairimsi.
ancak sivilceli ergenlerle başörtülülerin soytarı kısmının ilgisini çekebilen, salladığı saçmalıklara roman diyebilen bir zavallı.
kitaplarının sorun olmasının asıl nedeni zaten fantastik kurgu olmasıdır.siz hiç hayatınızda kült olmuş fantastik kurgu kitap gördünüz mü? göremezsiniz çünkü fantastik kurgu türü yapısı itibarıyla kült olamaz.ancak filmleri falan çekilir. bizimkinin öyle filmi çekilecek özellikte bir "fantastik kurgu"su da yok. e ne demeye bu "adamı" göklere çıkarıyorsunuz sivilceli ergenler diyesim geliyor içimden ama tutuyorum kendimi.
şu an kaan çaydamlı ile Nanchakhu' programında. burdan dinlenebilir. http://www.standart.fm/
ayrıntı yayınları editörü abdullah yılmaz ile söyleşmiştir, şuradan okunabilir:

http://www.afilifilintala...abdullah-yilmazla-soylesi
dublörün dilemması adlı kitabıyla bana okuma alışkanlığı kazandırmış yazardır.
günün birinde tanışmayı hakikaten dilediğim, hayal gücü hayran edici, toplumsal meselelere duyarlı latif ama sivri dilli yazar...
3. sınıf fantastik "komedi" yazarı.
Korkma Ben Varım, Dublörün Dilemması gibi muhteşem kitapları olan, kitaplarını okurken yazın sıcak havada kola içmiş hissi veren, bu adam bu benzetmeleri nasıl yapıyor abi dedirten yazar.
arkadaşlarımda ve kendimde gördüğüm kadarıyla uzun romanı sevdiren ve içeriğe hapsolmasını sağlayan absürd yazar.
bağlı kurallardan asla taviz vermeyen, çeşitli dergilerde yazan, dublörün dilemmasıyla şaha kalkan, son olarak korkma ben varım'la absürdün zirvesine taht döşemiş yazar.

ona göre okumak; insanı anlamaktır.

trafik sorunu, uluslararası sorunlar, kuşak çatışmaları, konut sorunu gibi sorunları çözmeyi kitap okumaya bağlamış nacizane kişilik.

katıldığı kafa dengi programında edebiyatla alakalı görüşünü açıkça anlaşmış, bütün öğretilerin kitaplarla geldiği ve insanı kitapla özdeşleştirmiştir.

murat menteş'e göre çok gezen değil, çok okuyan bilir.

murat menteş yunus emre okumayan bir matematikçinin bize bir şeyler öğreetemeyceğini açıkça dile getirmiş ve kitap okumanın gerekliliğini ağdalı diliyle vurgulamıştır.

sonuç; yazarın dibi.
afilifilintalarda arada takip ettiğim, yakın vakitte bi arkadaşımın tavsiyesiyle kitaplarına gözgezdirdiğim şahsiyet. dili, üslubu ii gelince önerdiği filmlere bir kere daha kulak kabarttım.
dublörün dilemmasının yazarıdır ve tasvir yazılarında bir numaralı isimdir.
korkma ben varim kitabiyla alkisi hakettigini acikca gosteren cesur yazar.
Şebnem zarflar açıyorum, faturalar çıkıyor içinden. Sanki senden bir haber gelecek, senin el yazın, imzan olacak... Öyle saçma, küçücük, tülbent boncuğu gibi umutlar pıt pıt içimde beliriyor.

Murat Menteş.
(bkz: korkma ben varım) başyapıtı olacak kadar güzeldir.
absürt olduğu müritleri tarafından övgüyle bahsedilmiş gerçekten de absürt(bir anlamda gereksiz) yazar.
"arkeoloji bölümünün yeni mezunları olarak veda partisi veriyorduk. ne ki roza'nın benimle vedalaşmaya niyeti yoktu : "pekala, sayın ferruh ferman, beni dansa kaldırmayacak mısınız?"
ellerim de kekeliyordu; kesik jestlerle roza'ya uzandım. okur biraderim, okur bacım, seni tanımam etmem; bilmen gerekir ki, bir kadına elini verirsen, önünde sonunda tepene çıkmayı başaracaktır...
roza lastik gibi kıvrılıyordu kollarımda. gene de benim nazarımda, etek giymiş bir uganda generalinden farksızdı. ve bir mumya kadar iyi dans ediyordum...
ben gönül'e abayı yakmıştım. gönül de nadir denen bir neanderthal serseriyle nişanlanmıştı.
zaten kekemeydim, gelgelelim gönül'ün karşısında büsbütün dilsizleşiyordum. gönül de bana karşı sağırdı. tarih hala tekerrür ediyordu; gönül, ferman dinlemiyordu."
(bkz: dublörün dilemması)
dizeleriyle ironiye can vermiş yazar.
müritleri tarafından "ironinin kralı", "absürt yazar" gibi klasik yıkama-yağlama yolları kullanılan, yazar olduğunu sanan(bkz. orhan gencebay şarkı söyler ben roman yazarım) kendini bir şey sanan zavallı bir adamcağız.
an itibariyle standart.fm 'de çoşan kişidir, nedense ses tonu bana nihat genç'i anımsatmaya başladı.
"bir insana değer vermenin bedeli ağırdır."
bazen çok ağır oluyor, o ayrı demek ki.