bugün

harry potter and the deathly hallows part 2

--spoiler--

--spoiler--
Sevip sevmedigime karar veremedim acikcasi filmi. Cünkü HP benim icin kitaplardan olusuyor, son kitaptan nefret ederek bitirmis olsam da, yillar önce yaptigim cevirileri, yazdigim hikayeleri, o karakterleri kendi kafama göre yeniden kurgulamayi hatirlatiyor.
Son kitabi okudugum zaman, hep bir yanimi da onunla birakacagimi düsünüyordum, kapagini kapatinca. Olmadi ama, asla beklentilerimi karsilamanin yanindan bile gecemedi son kitap, nefret ederek bitirdik seriyi Rowling'ten.
Simdi son filmde de, bir parcami o sinema salonunda birakacagimi düsünüyordum, yine olmadi. Gayet de tam gibi ciktim salondan, Snape icin döktügüm bir kac damla gözyasinin haricinde...

- Ilk filmin kaldigi yerden olaylara dalmak güzeldi ama Bill'in evindeki sahnelerde Ollivander haricinde adam gibi rol yapabilen yoktu. Iki saniyenin icinde gecistirip hoop bankaya dogru yola ciktilar.

- Hermione'nin Bella dönüsümü süperdi, gülümseyip durdum ekrana dogru. Hatta topuklu ayakkabilarla yürüyememesine kahkaha bile attim. Helena yengemiz cidden cok deli bir hatun, süper veriyor rolünün hakkini.
Banka sahnesini de ben öyle aman aman cok begenmedim bu arada. Kupa daha önce hic gösterilmedigi icin Harry'nin onu hissetmesi falan mantikli geldi ama yine de kasanin icini ve disindaki kacis sahnesini cok daha farkli hayal etmistim ben.

- Horkruxlarin yok edilmesi sahnesinde Voldemort ve Harry'nin onlari hissetmeleri de fena olmamis bana kalirsa, ama en son Nagini yok oldugunda Harry nasil hissetti onu anlamadim mesela, cünkü o sirada Harry artik bir horkrux degildi. Nagini'li sahneler süperdi bu arada. Keske yilani cekmek icin kullandiklari teknigi diger bazi sahnelerde de görebilseydik.

- Hogwarts'taki ilk savas da güzeldi. O kadar ölüm yiyenin nereden ciktigini anlamamis olsam da. Koruyucu büyülerin yikilmasi sirasinda, o kadar insanin yapamadigini tek basina Voldemort'un yapmasi süper bir ayrintiydi bence. Voldemort'un kim oldugunu ve neler yapabildigini sadece o sahnede gördük cünkü. Geri kalan tüm sahnelerini alip cöpe atabilirsiniz. O kadar rezildi yine, o kadar gereksiz.
Ralph Fiennes muhtesem bir oyuncudur aslinda, ama ironiye bakin ki öyle bir oyuncu bile Voldemort karakterini yansitmada sinifta kaliyor. Asla yetemiyordu Voldemort olmaya yine, kastin en basarisiz secimi belki de, o derece nefret ettim yine, o derece sinir oldum.

- Araya yerli yersiz espiri koymak da yeni moda oldu sanirim. "Luna'yi bulmam lazim, ona ne zamandir deli oluyorum." su sahnede cikip gitmek istedim salondan. Tamam kitabi bire bir uyarlamayin ama, tutup da kitapta olmayan salak sacma diyaloglari da kullanmayin bir zahmet. "Her zaman bunu yapmak istemisimdir." olduuu canim!!

- Ikinci Hogwarts savasina yani dananin kuyrugunu koptugu noktaya hic girmiyorum. Ben ömrü hayatimda bu denli salak bir kurgu, bu denli sacma sahneler görmemistim. Kendimi tutamayip gülmeye basladim bir ara, yanimdakiler kizdilar falan artik. Voldemort'un Harry'i baglayarak fantazi yapmak istemesine hadi peki diyelim de, bir ara tekme ve yumrukla dalmaya mi basladi Voldemort, ben mi yanlis gördüm? Dünyanin en büyük büyücüsü yerde bagli yatan rakibine tekme atiyor, olaya gelin!!
Öyle bir son ki, Harry Voldemort'u boynundan cekip ucuruma atliyor, satonun etrafinda bir tur dönüyorlar.
Öyle bir son ki, cevrelerinde hic kimse yok, herkes kendi havasinda büyük salonda oturmus sohbet ediyorlar, cay kahve iciyorlar.
Öyle bir son ki, Voldemort'a neler oldugunu bile kimse merak edip, sormuyor Harry'e.
Öyle bir son ki, Voldemort'da Bella'da atomlarina ayrilip ölüyorlar. Ceset meset bir sey yok yani, havaya karisip toz oluyorlar. Ikisi de bir kac dakika arayla, ikisi de ayni sekilde. Ee tabii ki 3D'ye o kadar para bayiliyor insanlar, biraz efekt görmek gerekiyor!!
Ve öyle bir son ki; Harry cotank diye dünyanin en güclü asasini, Mürver Asa'yi ortadan ikiye ayirip, ucurumdan asagi atiyor. Kendi asasi da ilk bölümde kirildigina göre, hayatinin geri kalanini simitci, kahveci, gazozcu olarak devam ettirmeye karar veriyor!!

- Oyunculuk adina cok fazla bir sey söyleyemiyorum, tamanina yakini mavi ekrandi yine, hatta bazi sahnelerde dekorun stüdyo oldugu o kadar belliydi ki.

- Lucius sadece bir kac dakika görünüyor ama o bile yetiyor. Muhtesem yine, inanilmaz bir oyuncu. Voldemort'ta olmayan tüm karizma var adamda neredeyse.
Ufak Malfoy da cok iyiydi yine. Aralarindaki en iyi rol kesen hala Tom diyorum.

- Harry ölmeye giderken, o ormana giris sahnesi de süperdi. Annesinin elini tutmak istemesi falan. "Insanin cok cani aciyor mu?... Yani ölürken..." Sirius'un cevap vermesi; "Uykuya dalmaktan bile daha kolay..." cok begendim ben, dolu dolu oldu gözlerim.

- Ve Severus Snape...
"Prens'in hikayesini anlatsinlar, baska bir sey istemiyorum." demistim daha önce, ilk filmden sonra.
En azindan bu istegimi kirmamislar ve ellerinden gelenin daha iyisini yapmislar.
Lily'nin gözleri kahverengi falan filan ama o duygu yogunlugu, o sahne gecisleri, o diyaloglar, hepsi cok cok iyiydi. Evet gözlerim sadece dolmakla kalmadi ve ciddi ciddi agladim bu sahnelerde. "Her zaman..."

- Ve 19 yil sonra...
Kitapta en nefret ettigim bölümdü. Asla bir daha okumam diyorum hala da bu bölüm icin.
Ama filmin de en baba sahnelerinden biriydi bence. Harry hayatinin rolünü yapmis, diger 7 pardon 8 filmde olmadigi kadar iyi oyunculuk sergiliyor. Cok masum, cok hüzünlü bir sahne olmus. Hikayenin basladigi yere yeniden dönmek gibi... Yillar önce yitirdigin ilkokul arkadasinla, sokakta ansizin karsilasmak gibi... "Albus Severus Potter, sana Hogwarts'in iki müdürünün ismi verildi. Onlardan biri de Slytherin'di ve ömrümde tanidigim en cesur adamdi..."
--spoiler--

--spoiler--