bugün
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi14
- alex de souza11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı19
- anın görüntüsü24
- bik bik'in cinsiyeti14
- dokunmaya kıyamadan sevmek8
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur10
- karıya kıza doymuş erkek23
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190517
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- maca sekiz11
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması9
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri19
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması14
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması12
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil22
- ruh varsa neden görünmüyor13
entry'ler (31)
şu an televizyonda açık kaldığını farkettiğim kanal.
en son adnan oktar'ı izliyordum ne ara niye bu kanala geçtim hatırlamıyorum.
en son adnan oktar'ı izliyordum ne ara niye bu kanala geçtim hatırlamıyorum.
daha da abartılıp ihaleyle satılsın.
panathinaikos'lu golcü.
yıllar sonra sekizinci nesil hesabıyla hortlayan çok daha eski yazar.
(bkz: #14869936)
part ii.
macera devam ediyor
...aradan dört ay geçer.
''vay be ne günlerdi, şimdi mutlu bir çiftiz'' demek ister miydim bilmiyorum ama, değiliz. hala arkadaşız ve ben bu duruma epey alıştım. her gün telefonla konuşuyor, uygun zamanları kollayıp haftada bir-iki bazen üç kez buluşuyoruz. artık sorgulamıyorum. buluştuğumuz zamanların tadını çıkarmaya çalışıyorum.
karşı cinsten sevgilin olmayan, ya da olma ihtimali olmayan kişilere de gerçekten değer vermeyi öğrenmelisin. öğrendim, uzun zaman önce. artık daha mutlu bi insanım.
gerçekler
değilim. mutlu ya da benzeri bi şey değilim. ama kendimi boşlukta da hissetmiyorum. kafamdaki belirsizlik yok oldu.
bi kaç ay sonra 1 senedir tanıyor olacağım. hayatımda önemli bi yere sahip oldu. epey önemli bi yere. şunu farkettim ama; ileride (olmasını istediğimden emin değilim artık) sevgili olmasak da, epey iyi vakit geçirdik ve memnunum. evet, ben memnunum. mutlu, mutsuz ya da başka bi şey değil. memnun.
beraber geçirdiğimiz vakitler gerçekten güzeldi. sevgilim olabilecek ''herhangi biri''yle geçireceğim anlardan çok daha doluydu.
uzun uzun yazmaya üşeniyorum.
ileride ne olur bilmiyorum ama sevgili olmayacağız. ve buna gerek de yok. beraberken iyiyim. daha iyiyim.
part ii.
macera devam ediyor
...aradan dört ay geçer.
''vay be ne günlerdi, şimdi mutlu bir çiftiz'' demek ister miydim bilmiyorum ama, değiliz. hala arkadaşız ve ben bu duruma epey alıştım. her gün telefonla konuşuyor, uygun zamanları kollayıp haftada bir-iki bazen üç kez buluşuyoruz. artık sorgulamıyorum. buluştuğumuz zamanların tadını çıkarmaya çalışıyorum.
karşı cinsten sevgilin olmayan, ya da olma ihtimali olmayan kişilere de gerçekten değer vermeyi öğrenmelisin. öğrendim, uzun zaman önce. artık daha mutlu bi insanım.
gerçekler
değilim. mutlu ya da benzeri bi şey değilim. ama kendimi boşlukta da hissetmiyorum. kafamdaki belirsizlik yok oldu.
bi kaç ay sonra 1 senedir tanıyor olacağım. hayatımda önemli bi yere sahip oldu. epey önemli bi yere. şunu farkettim ama; ileride (olmasını istediğimden emin değilim artık) sevgili olmasak da, epey iyi vakit geçirdik ve memnunum. evet, ben memnunum. mutlu, mutsuz ya da başka bi şey değil. memnun.
beraber geçirdiğimiz vakitler gerçekten güzeldi. sevgilim olabilecek ''herhangi biri''yle geçireceğim anlardan çok daha doluydu.
uzun uzun yazmaya üşeniyorum.
ileride ne olur bilmiyorum ama sevgili olmayacağız. ve buna gerek de yok. beraberken iyiyim. daha iyiyim.
yanlış tespit. valla lan. lan!
matematik sorularında en büyük sayının olduğu şıktan başlayarak ''sub-ha-ne-ke'' diye sayın. doğru cevap parmaklarınızın ucunda olabilir.
(bkz: #14889118)
ben okudum, siz de okuyun.
zamanında sözlükte bir şeyler döndüğü belliydi. ben yedinci nesil silik. sözlükten iyice soğuyunca hesabımı sildirmiştim. bu hesabı da canım iyice sıkılırsa trollük falan yaparım diye açmıştım. yapmadım. yeri gelmişken söyleyeyim, şu an sözlükteki tek hesabım bu. bu saatten sonra da başka hesap açmam zaten. trollük yaparım demiştim çünkü burada yazılanları herkes çok önemsiyor. hayat memat meselesi sanki. hbbia da bunu en kullananlardan biri. aslan hbbia, kullansın da.
ben öyle herkesçe çok bilindik bi yazar değildim; ama bir çok yazarla muhabbet etmişliğimiz var. şu an için zaten 1-2 uzun sayılabilecek entry yazdım. sözlüğe tekrar bağlanmak için. entryi okuyunca yine soğudum.
oylama umrumda değil aslında. ama yine de adam gibi bi sistem yapılmalı. adam uyarmış sklememişsiniz bile. yav her ne haltsa. meramımı da burada anlatmış oldum. aslan piyonla evlenen vezir, iyi ki yazmışsın.
son diyeceğim şu;
sözlüğü, yazılanları bu kadar ciddiye almayın. sen de sözlüğe fazla uzak kalma birader. birader dedimse bi an kendime yakın hissettiğimden.
ben okudum, siz de okuyun.
zamanında sözlükte bir şeyler döndüğü belliydi. ben yedinci nesil silik. sözlükten iyice soğuyunca hesabımı sildirmiştim. bu hesabı da canım iyice sıkılırsa trollük falan yaparım diye açmıştım. yapmadım. yeri gelmişken söyleyeyim, şu an sözlükteki tek hesabım bu. bu saatten sonra da başka hesap açmam zaten. trollük yaparım demiştim çünkü burada yazılanları herkes çok önemsiyor. hayat memat meselesi sanki. hbbia da bunu en kullananlardan biri. aslan hbbia, kullansın da.
ben öyle herkesçe çok bilindik bi yazar değildim; ama bir çok yazarla muhabbet etmişliğimiz var. şu an için zaten 1-2 uzun sayılabilecek entry yazdım. sözlüğe tekrar bağlanmak için. entryi okuyunca yine soğudum.
oylama umrumda değil aslında. ama yine de adam gibi bi sistem yapılmalı. adam uyarmış sklememişsiniz bile. yav her ne haltsa. meramımı da burada anlatmış oldum. aslan piyonla evlenen vezir, iyi ki yazmışsın.
son diyeceğim şu;
sözlüğü, yazılanları bu kadar ciddiye almayın. sen de sözlüğe fazla uzak kalma birader. birader dedimse bi an kendime yakın hissettiğimden.
aynı kişi kağıda ''meme'' yazıp sıvaza yatabilir.
masumduk o yıllarda. hoşlandığımız kıza bunu açıkça söyleyemezdik. saçını çeker, kalemini alır kaçardık. o da kalemini geri almak için peşimizden koşar, deli gibi bütün tenefüs birbirimizi kovalardık. istop oynarken g.tüne attığımız top elçimizdi. eğer ki onun da gönlü varsa o da topu bize atar, biz de bilerek o topun bize çarpmasına izin verirdik.
ben sınıfın en uslularından biriydim. ne uzun eşşek oynardım, ne de birilerine tebeşir atardım.
zeynep'in tenefüste sınıftan dışarı çıktığı bir anda başladı her şey. bi arkadaşım vardı, rıdvan. rıdvan tam bir oç'ydi. insanları nasıl gaza getireceğini çok iyi bilirdi. benim hoşlandığımı bile bile zeynep'e sulanırdı bazen.
-cok kisa adam dedi, gel bilek güreşi yapalım.
+ben anlamam dedim, siz yapın.
-n'oldu lan korktun mu? dedi.
pis gaza getirdi. sınıftaki diğer piçlerin de ''ooo'' çekmesiyle gözüm döndü. iyice gaza geldim.
+tamam ulan dedim, gel yapalım.
çok pis gaza gelmiştim. tam güreşe başlayacakken kapıdan içeri zeynep'imin girdiğini gördüm. elinde kakaolu süt vardı. kantinden geldiği belliydi. hemen yanıbaşımazdaki sıranın oraya gelip bizi izlemeye başladı.
zeynep'imi görmenin heyecanıyla elim ayağım boşaldı. başlar başlamaz yenildim. herkes deli gibi kahkaha atıyor, rıdvan oç gibi elimi art arda sıraya vuruyordu. o an yaşadığım hüzünle elimin acısını da anlamadım. zeynep gelip;
-boşver onları, gel bahçeye çıkalım. hem bak kakaolu sütten de iç biraz.
diyecek diye bekledim. demedi. üstüne üstlük bir de benimle alay etti. sonra da rıdvan'ın yanına gidip gülüştüler. onların yanına gittim.
-hile yaptın dedim, daha başlamamıştık.
+yendim seni işte mızıkma şimdi dedi. zeynep yine güldü.
ittirdim onu. yalancı diye bağırdım, hileci hilece diyerek ağladım.
-skerim seni çocuk dedi. o da beni ittirdi. kavga başladı.
dayak yedim. o günden sonra daha da zeynep'in yanına gitmedim. istop oynarken hep asuman'ın g.tüne attım topu. güzel kızdı asuman.
ben sınıfın en uslularından biriydim. ne uzun eşşek oynardım, ne de birilerine tebeşir atardım.
zeynep'in tenefüste sınıftan dışarı çıktığı bir anda başladı her şey. bi arkadaşım vardı, rıdvan. rıdvan tam bir oç'ydi. insanları nasıl gaza getireceğini çok iyi bilirdi. benim hoşlandığımı bile bile zeynep'e sulanırdı bazen.
-cok kisa adam dedi, gel bilek güreşi yapalım.
+ben anlamam dedim, siz yapın.
-n'oldu lan korktun mu? dedi.
pis gaza getirdi. sınıftaki diğer piçlerin de ''ooo'' çekmesiyle gözüm döndü. iyice gaza geldim.
+tamam ulan dedim, gel yapalım.
çok pis gaza gelmiştim. tam güreşe başlayacakken kapıdan içeri zeynep'imin girdiğini gördüm. elinde kakaolu süt vardı. kantinden geldiği belliydi. hemen yanıbaşımazdaki sıranın oraya gelip bizi izlemeye başladı.
zeynep'imi görmenin heyecanıyla elim ayağım boşaldı. başlar başlamaz yenildim. herkes deli gibi kahkaha atıyor, rıdvan oç gibi elimi art arda sıraya vuruyordu. o an yaşadığım hüzünle elimin acısını da anlamadım. zeynep gelip;
-boşver onları, gel bahçeye çıkalım. hem bak kakaolu sütten de iç biraz.
diyecek diye bekledim. demedi. üstüne üstlük bir de benimle alay etti. sonra da rıdvan'ın yanına gidip gülüştüler. onların yanına gittim.
-hile yaptın dedim, daha başlamamıştık.
+yendim seni işte mızıkma şimdi dedi. zeynep yine güldü.
ittirdim onu. yalancı diye bağırdım, hileci hilece diyerek ağladım.
-skerim seni çocuk dedi. o da beni ittirdi. kavga başladı.
dayak yedim. o günden sonra daha da zeynep'in yanına gitmedim. istop oynarken hep asuman'ın g.tüne attım topu. güzel kızdı asuman.
satranç oynamaktan farksızdı ilişkimiz. çok fazla yakınlaşmaya çekiniyor, farklı piyonları küçük adımlarla ilerletiyorduk. her fırsatta birbirimizi görmek için bahaneler uyduruyorduk. gel zaman git zaman daha da yakınlaştık. birlikte sinemaya gidiyor, sevdiğimiz şarkıları birbirimize beğendirmeye çalışıyorduk. biralarımızı yudumlarken eski ilişkilerimizden bahsediyor, yalnız öleceğimiz üzerine şakalar yapıyorduk.
her şey çok güzeldi aslında. işin en kötü yanı her konu da olduğu gibi belirsizlikti. flört mü ediyorduk yoksa dertleşiyor muyduk? yoksa hoşlanılan kızın kankaya dönüşmesi böyle bir şey miydi? tüm bu sorular aklımdayken eskisi gibi olmazdı. bir hamle yapmalıydım. yapmadım.
tanışma
aylar önce ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. tanıştırılmamızda özel bir amaç yoktu. zaten daha önce de karşılaşmış ama tanışma gereği duymamıştık. o, her 5 erkekten 3'ünün güzel bulacağı, 1'nin anında asılacağı türden bir kızdı. bense gören her 5 kızdan 4'ünün dönüp de tekrar yüzüne bakmayacağı, 1'nin ise ''ayy çekil şurdan öff!'' diyeceği türden bir erkektim. zaten az arkadaşım vardı. aslında bu tamamen kendi tercihimdi. ve aslında çok az kişi bana gerçekten tahammül edebiliyordu.
ortak arkadaşımız, o ve benden oluşan üçlüye o ikisinin bir ortak arkadaşı dahil oluyor, bir günde tanıştığım kişi sayısı toplam tanıyıp da değer verdiğim insan sayısında kendine yüksek bir yüzde elde ediyordu. dört kişilik bu grupta kendimi yancı gibi hissediyordum.
dördümüz sabahtan akşama kadar birlikteydik. ''düzeyli'' bir ilişkiye başlamak için ideal bir mekan olan tüyap kitap fuarındaydık. evlerimize dağılırken birlikte fotoğraf çekildik. yapmacık bir gülümsenin yüzüme hakim olduğu o ilk fotoğrafımızı da o zaman çektirmiştik. yakın gelecekte uzun uzun birlikte zaman geçireceğimizi bilemezdim.
işin arkadaş ayağı
birlikte olduğumuz ortamlarda arkadaşlarımız birbirimizden hoşlandığımızı imâ etmeye başlamışlardı. birlikte geçirilen uzun zamanların ardından arkadaşlarımızın baskıları ''sevgili olmayı denesenize''den, ''artık sevgili olun lan!''a dönüşmüştü. biz bu baskıları benim fikrim olan (mal kafa konuştu) ''boşver şakaya vuralım onlar da söylemekten vazgeçerler'' le yıldırmaya çalışıyorduk.
arkadaşlarımız zamanla konuyu kapattılar. ama benim (ortak olmayan) arkadaşlarım her seferinde inceden aklıma giriyor, birlikte takıldığımz her an ''oooo'' çekiyorlardı. ben de inceden düşünmeye başlamıştım. '' acaba olur mu lan?, nasıl olucak ki ulan? ulan!''lar aklımı karıştırmaya başlamıştı.
uzaklaşma
adamakıllı bir sonuca bağlanamayan bu ilişki birbirimize karşı üstünlük savaşına dönüşmüştü. artık sinsice planlar kuruyor, karşıdakini yenmek üzere cesurca hamleler yapıyorduk. artık iyice birbirimizden uzaklaşmaya başlamıştık. karşılaştığımız yerde neredeyse birbirimize selam vermez olmuştuk. iyice soğumuştuk birbirimizden.
şah mat
bir ilişki, daha başlamadan bitmişti.
bir ilişki daha, başlamadan bitmişti...
(bkz: #16220052)
her şey çok güzeldi aslında. işin en kötü yanı her konu da olduğu gibi belirsizlikti. flört mü ediyorduk yoksa dertleşiyor muyduk? yoksa hoşlanılan kızın kankaya dönüşmesi böyle bir şey miydi? tüm bu sorular aklımdayken eskisi gibi olmazdı. bir hamle yapmalıydım. yapmadım.
tanışma
aylar önce ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. tanıştırılmamızda özel bir amaç yoktu. zaten daha önce de karşılaşmış ama tanışma gereği duymamıştık. o, her 5 erkekten 3'ünün güzel bulacağı, 1'nin anında asılacağı türden bir kızdı. bense gören her 5 kızdan 4'ünün dönüp de tekrar yüzüne bakmayacağı, 1'nin ise ''ayy çekil şurdan öff!'' diyeceği türden bir erkektim. zaten az arkadaşım vardı. aslında bu tamamen kendi tercihimdi. ve aslında çok az kişi bana gerçekten tahammül edebiliyordu.
ortak arkadaşımız, o ve benden oluşan üçlüye o ikisinin bir ortak arkadaşı dahil oluyor, bir günde tanıştığım kişi sayısı toplam tanıyıp da değer verdiğim insan sayısında kendine yüksek bir yüzde elde ediyordu. dört kişilik bu grupta kendimi yancı gibi hissediyordum.
dördümüz sabahtan akşama kadar birlikteydik. ''düzeyli'' bir ilişkiye başlamak için ideal bir mekan olan tüyap kitap fuarındaydık. evlerimize dağılırken birlikte fotoğraf çekildik. yapmacık bir gülümsenin yüzüme hakim olduğu o ilk fotoğrafımızı da o zaman çektirmiştik. yakın gelecekte uzun uzun birlikte zaman geçireceğimizi bilemezdim.
işin arkadaş ayağı
birlikte olduğumuz ortamlarda arkadaşlarımız birbirimizden hoşlandığımızı imâ etmeye başlamışlardı. birlikte geçirilen uzun zamanların ardından arkadaşlarımızın baskıları ''sevgili olmayı denesenize''den, ''artık sevgili olun lan!''a dönüşmüştü. biz bu baskıları benim fikrim olan (mal kafa konuştu) ''boşver şakaya vuralım onlar da söylemekten vazgeçerler'' le yıldırmaya çalışıyorduk.
arkadaşlarımız zamanla konuyu kapattılar. ama benim (ortak olmayan) arkadaşlarım her seferinde inceden aklıma giriyor, birlikte takıldığımz her an ''oooo'' çekiyorlardı. ben de inceden düşünmeye başlamıştım. '' acaba olur mu lan?, nasıl olucak ki ulan? ulan!''lar aklımı karıştırmaya başlamıştı.
uzaklaşma
adamakıllı bir sonuca bağlanamayan bu ilişki birbirimize karşı üstünlük savaşına dönüşmüştü. artık sinsice planlar kuruyor, karşıdakini yenmek üzere cesurca hamleler yapıyorduk. artık iyice birbirimizden uzaklaşmaya başlamıştık. karşılaştığımız yerde neredeyse birbirimize selam vermez olmuştuk. iyice soğumuştuk birbirimizden.
şah mat
bir ilişki, daha başlamadan bitmişti.
bir ilişki daha, başlamadan bitmişti...
(bkz: #16220052)
birazdan kavga çıkacağının sinyalini veren söz.
herhangi bir işi art arda yapmaya verilen isim.
davranışlarında tutumsuzluk gösteren, bir öyle bir böyle insanlar için kullanılan söz.
namusuna zarar gelmemiş anlamında da kullanılan söz.
birbirinden çok farklı insanların bir arada yürüyebildiği cadde.
sesi de güzel olan yetenekli, başarılı oyuncu.
serkan keskin'in canlandırdığı karakterler arasında en ses getireni.
maruz kalanlarda travmalara sebep olabilen doğal afet.
burçlara inanan insanların çekindikleri burç.