bugün

şeb i arus

mevlana için ölüm, derin bir aşkla hak'ka vuslatın doğumuydu. o halde ölüm günü, vuslat günü sevgilinin sevgiliye kavuşma günü, yani düğünü; gecesi de gerdek gecesiydi. kur'an-ı kerim'de "allah'a dönüş" olarak vasıflandırılan ölüm, mevlâna için yâre kavuşma, visal ve şeb-i ârus - gerdek gecesi dir.

eğer mezarımı ziyarete gelirsen, üstümdeki toprak yığınını rakseder görürsün.. ey kardeşim, meclisime defsiz gelme.. çünki, hudâ meclisi'nde gamlı olmak, yaraşmaz. çenem bağlanmış mezarda yatmakdayım amma, ağzım sevgilinin ebedi sarhoşluğunu durmadan emmededir. mevlana.

ve ölümüne yakın bir zamanda söylediği gazelinde;

öldüğüm gün, tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün zaman,
bende bu cihanın derdi var sanma..
bana ağlama,"yazık yazık, vah vah deme.
şeytanın tuzağına düşersen, vah vah'ın sırası o zamandır,
yazık yazık o zaman denir..

cenazemi gördüğün zaman ayrılık ayrılık deme, benim,
buluşmam, görüşmem o zamandır.
beni mezara koydukları zaman "elveda elveda" deme..
mezar cennet kapısının perdesidir.

batmayı gördün ya, doğmayı da seyret.
güneşle aya batmadan ne ziyan gelir.
sana batma görünür ama, o aslında doğmaya hazırlıktır, yeniden doğmadır.
mezar ise hapishane gibi görünür ama, aslında can'ın hapisten kurtuluşudur.

yere hangi tohum atıldı da bitmedi.
neden insan tohumuna gelince bitmeyecek zannına düşüyorsun.
hangi kova kuyuya salındı da dolu olarak çıkmadı.
can yusufu kuyuya düşünce, niye ağlasın.

bu tarafta ağzını yumdun mu. o tarafta aç..
çünkü artık, hayhuydan uzak. mekânsızlık âlemindesin

diyerek, bu vuslat zevki içinde, ölüm gününü bir gam, bir üzüntü günü olarak değil, bir zevk ve neş'e günü olarak kabul etmiştir