üç vakte kadar

kahve falının vazgeçilmez cümlesi.("yüreğin kabarmış" ya da "sıkıntılarını bir yere atıyorsun"dan sonra...)

ayrıca filmlerde büyücü, kahin ıvır zıvırlarının sıklıkla kullandıgı söz.

-uc vakte kadar ona rastlayacaksin.
+eee
-o sana birsey verecek.
+eeeee
-onu al.
+eeeeeeee
-kusluk vakti sahile karsı kumsala iyice göm, üstünü kapat.
+eeeeeeeeeee
-şimdi parayı ver ve s*ktir git.

falına bakılan kişi genelde üç vakte kadar evlenecen diye umutla duymayı bekler.

falcilarin kullandigi "miadi" gecmis soz.

- üç vakte kadar hıh kuş var! haber haber
- ne diyordum? üç vakte kadar ay bu yollar ne kız! yola gidicen belli.
- tamam şekerim. şimdi, üç vakte kadar (önce sizi süzer, sonra bi yakıştırma tip kurar kafada) uzun boylu, kumral, tam alnında ben var,*, irice bir prensin oluyo
* ne prensi teyze? sana nişanlıyım demiştim ya!
- şaka kız! üç vakte kadar nişanlın irice oluyo! spor mu yapçak artık bakçan sen
- üç vakte kadar da evleniyorsun hadi hayırlısı..
* üç vakte kadar "maksimum üç saniye" ben bu teyzeyi boğarım! ***

- hanenizde bir göz var. iri yarı, şişmanca birisi.
+ allah allah, kim ki o?

- iki yol görünüyor, biri uzun biri kısa.
+ iki yol var demiştin, birinden gidiyorum. nırınırım. *

- senin yüreğin kabarmış.
+ emoya bağlıyorum bu aralar, ondandır hanım teyze.

- bak burda kuş var, kocaman bir kuş. bir de balığın var.
+ benim fal hayvanat bahçesi gibi oldu, desene.

- üç vakte kadar gelin gidiyorsun. iri yarı, şişmanca birisine.
+ hanemize giren göze mi? de get, allasen.

sallayan insanın kullanacağı kalıp.

mesela ben iddia ediyorum 3 vakte kadar dünyanın sonu gelecek. 3 gün, 3 ay, 3 yıl, 3 asır ben bilmem. 3 vakte kadar gelecek.

(bkz: türk zaman birimleri)

üç vakit'teki 'vakit' in nasıl bir kavram olduğunu merak ettiren, bilumum fallarda kullanılan hede. her duyuluşunda bünyede 'üç vakit'in, üç gün mü, üç hafta mı, üç ay mı, üç yıl mı, üç asır mı, üç çağ mı... olduğunu sorgulanması etkisini oluşturur.

görsel

18 Mayıs 2018 tarihinde vizyona giren ve sanat yönetmenliğini yaptığım için büyük pişmanlık duyduğum sinema filmi.
"Ne kadar kötü olursa olsun emek verdim, gideyim." dediğim bu filmi izlemeye gittim ve 10 dakika zor dayandım. Yapımcının bu filmi sırf "bu işte para var." diye yaptığı ortada. Birçok insanı vaatlerle kandırıp, çalıştırıp, cebindeki paraları bile alan yapımcının bu filmi beklenildiği kadar gişe yapabilecekmiş gibi görünmüyor.

3 günde sadece 1 kişi izlemiş ve 15tl hasılat yapmış. hiç şaşırmadım.
http://www.hurriyet.com.t...ce-1-kisi-izledi-40849991

o 1 kişi kimse, olmayan gelirden prim vermeliler bence. ulan oyuncularda mı izlemeye gitmedi? peki yönetmen, yazar, set çalışanları. kim çekti bu filmi?

o filme nasıl seans bulmuşlar da vizyona koymuşlar. insan şaşırıyor hakkaten.