bugün

herkesi ekran başına kitleyip "oscar'a aday oldu" lafını duymak isteyen insanlar yaratmıştır..
oscar'a aday olamamıştır.
birilerinin vatandaşa empoze etmeye çalıştığı yaşam tarzı.

(bkz: üç çocuk yapın)
Dünyanın en sakil jürisi tarafından 'saf dışı bırakılmış' filmdir. Ne menem bir jüriymiş kardeşim, üç maymun aday olmaz, efsane olan the dark knight'a bir adaylık verilir. Böyle saçmalıkta ancak academy jürisine yakışırdı zaten.
hatice aslanın görmediğim, duymadığım, bilmediğim bir özelliğini ortaya çıkaran film.
postmodern küçük emrah hikayesidir.
görmedim ,duymadım ,bilmiyorum mantığını konu alan film.
seyrederken şimdi hareketlenecek, şimdi birşeyler olacak diye beklediğim, beklerken bitiveren, parama acıdığım filmdir. tuzu, yağı, baharatı eksik olmuş yada ben, sen sanattan ne anlarsın denilesi bir insanım.
Yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın yaptığı Üç Maymun, yabancı dilde en iyi film Oscar'ına aday adayı olarak Türk sinemasında bir ilke imza atmaya çok yaklaşmıştı. Film, 65 yapım arasından sıyrılarak ilk 9'a girmiş ve Oscar'a uzanma şansını yakalamıştı. Fakat bugün yapılan değerlendirmede film ilk 5'e giremedi ve Oscar'a aday olamadı.
ilk beşe giren adaylar şöyle:

En iyi filim dalı:
Almanya, The Baader Meinhof Complex; Uli Edel
israil, Waltz with Bashir, Ari Folman
Avusturya, Revanche, Gotz Spielmann
Fransa, The Class;, Laurent Cantet
Japonya, Departures;, Yojiro Takita
doğal olarak oscar a aday olamayan filimdir. zaten aday gösterseler jürinin zekasından şüphe duyulurdu. o kadar berbat bir filimdir.
ak partiye teşekkür etmeyi unutmayan film.önemsiz bir ayrıntıdır belki ama sinek küçüktür, mide bulandırır.
o kasvetli hava, o geçişler..offf..
basit bir senaryo ile büyük bir iş başarmış nuri bilge ceylan..tebrikler.

(bkz: büyük adamsın nuri)*
Zeki demirkubuz senaryolarını andıran, semih kaplanoğlu çekimlerine benzeyen ve nuri bilge ceylan fotoğrafçılığında sahnelenen bir film...Ahım şahım bir film değildir ama sinemamızın gelişmesi açısından keşke ülkemizde bu ve benzeri filmler hep olsa dedirtecek türdendir.
hepimizin sırları var. gizlediğimiz küçük ya da büyük suçlar, günahlar, kabahatler. hepimiz o maymunlardan biriyiz bir bakıma. belki hepsi... hem hayat kimi maymun etmiyor ki nihayetinde?

vicdanlarımıza ayna tutmuş film.
son 5 yıl içerisinde çekilen çoğu türk filmi hayal kırıklığı için gidilmekten korkulan film.
ilginç; kasaba, uzak, iklimler ve üç maymun
üç maymun, dramatik yönden diğer üç filmden biraz sıyrılmış gibi.
özellikle türk insanını inciten, analiz eden, ahlak yönünden sorgulayan, postmodernizm tadında bir film.
nuri bilge nin bu dört filmi, türkiye nin sosyolojik haritasını ortaya koyuyor.
kasaba ile kırsalda yaşayan işsiz gençleri
uzak ile kırsaldan kentlere yerleşen gençlerin sorunlarını
iklimler ile monotonluğun getirdiği huysuzlukların ilişkilere yansımasını
üç maymun ile sorumluluklarımızı, ahlakımızı kısaca maymunluğumuzu sorguluyor.

nuri bilge, cannes de ödüller almaya devam ediyor ve devam edecek...
yaptığı filmler; kimse yanlış anlamasın, bizi, türk insanını aşıyor.
ama o filmlerini bizlere ithaf ediyor:
"aldığım ödülü, (bkz: tutkuyla sevdigim yalniz ve guzel ulkem turkiye) ye ithaf ediyorum"
yönetmenin (bkz: nuri bilge ceylan) oyuncuları manzara resimleri önüne oturtmaya çalışırak kotarmaya çalıştığı filmdir. yönetmenin diğer filmleri gibi donuktur ve öyküsü zorla uzatılmış bir kısa film
gibidir. daha iyisi için (bkz: gerçek kesit)
birinci cdyi gerim gerim gerilerek izlediğim 2. cdnin başından itibaren ise dayanamayıp bitirdiğim film. millet övdüğü için belki ilerde değişir tesellisi ile 1. cdyi izlemek zorunda kaldım. ve gördüğüm tek şey şuydu: klasik türk filmi senaryosu.
ileri sardira sardira yarim saatte bitirdigim film. birsey de kacirmadim gercekten. gereksizce uzatilmis sahneler ile dolu, diyalog fakiri, siradan bir öykü. bir adamin yolda karsidan karsiya gecmesini bile yarim saatte gösterip buna sanat dersen, tükürürüm öyle sanatin icine. film böyle alakasiz sahneler ile dolu.

eskiya gibi bir film bile oscar'a aday olamamisken, üc maymun heeeeeec kusura bakmasin.
sabahın 11 de (bana göre sabahın körü) sınava giden birkaç kız ile otobüsteki film hakkında ki yorumlarına kulak misafiri oldum.

-merve sınava çaliştın mı?
+yok dün film izledikte üç maymunu
-nasıldı peki?
+başrollerde tren vardı bütün ödülleri alan bu filmse bırakalım her meyve ödülünü alsın ya ben uyuya kalmışım bi ara hatta

bu konuda anlatınlan kişi ve olaylar tamamen gerçektir.

sabah sabah afyonun patlamamişken böyle bir yorum karşısında sesiz kalabildim sadece ama güne berbat bir başlangıç oldu.
tabi zevkler ve renkler tartışılmaz saygı duyuyorum kendilerine.
Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğraf sanatçılığı geçmişini fazlasıyla kullandığı filmidir. Oyunculuklar ve verilen fotoğraflar dışında gözüme çarpan bir başka nokta ise bir sahnedir. Denizde boğulan çocuğu, abisinin eziklik anında hayal etmesi muhteşem bir psikolojik saptama. Velhasıl-ı kelam kötü bir film değildir. Ödülü hakedecek kadar muhteşem olmasa da yerilecek kadar yerle yeksan olduğunu düşünmüyorum.
tüm sinemaseverlere hitap etmeyen bir film.oyüzdendir ki büyük beklentilerle filmi izleyen ahali ''sikerim böyle maymunuda filmide bu nasıl sanat lan'' haykırışlarında bulunmaktadır.sonuç olarak ben beğendim.ama daha iyi bir nbc filmi için (bkz: iklimler).
nuri bilge ceylan'ın oscar'a aday gösterilmiş filmi.

--spoiler--
filmi hem sevdim, hem de sevmedim. sevme nedenim, filmin hayatın kendisi oluşu. film boyunca hiç bir şey açıklanmıyor. onlar zaten aile, birbirlerine dair herşeyi biliyorlar mantığı uygulanmış. olaylar hep doğal akışı içinde ve doğal zamanında işlenmiş. tren bekleme sahnesi ya da televizyon izleme sahneleri hep doğal. gün içinde, kendi yaşamımızda çok mu farklı oluyor herşey?
beğenmediğim kısım ise senaryonun klişeliği ve yüzeyselliği oldu. ancak filmin doğallığı ve arada sırada çıkan çarpıcı sahneleri biraz olsun affettiriyor senaryoyu.
filmin sonuna da değinmeden edemeyeceğim. eyüp başka birinin suçunu üstlenip hapis yatarak kazandığı parayı, karısının suçunu üstlenip hapis yatması için çaycıya vermektedir (ben öyle tahmin ettim çok da açık değil bu kısım filmde).
--spoiler--
az repliklerle cok $ey anlatan bir film. yüzlerdeki ifadeler, sessizlik, dogallik, duru$lar gerektiginden fazlasini yansitabildi. ayrica filmin biti$ sahnesindeki o bulutlu yagmurlu hava yüregime transfer edildi film bittiginde, etkilenmemek mümkün degil. sadece bir bir soru kaldi aklimda: o kücük cocuk, ismail´in karde$i, neden öldü? filmin hic bir yerinde buna aydinlik getirilmedi yada ben kacirdim. *
yildiz tilbe´nin $arkisina da hasta olduk. *
nuri bilge ceylan'ın en hareketli ve sürükleyici filmidir...

bir diğeri için (bkz: uzak)