bugün

Gülüşü güzel kadınlar Papatya severmiş...
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

-Özdemir Asaf
R harflerini diyemeyen bir şair fakat bu ondan hiçbir şey eksiltmemiştir.

Son şiirini röntgen kağıdına yazmıştır.
Şiiri;
Hastanede veya hapishanede
hayatını yazma.

Sonunu bir merak eden çıkabilir.

Hastanede her gece insan Birkaç yaşam yitirebilir,
ya da yaşayabilir.

Hapishanede ise her sabah…
-
Kimi farklı kişilere göre birçok farklı görüş de bulunmaktadır.
https://www.sonhaber16.co...agidina-yazilan-son-siir/
Seni, sensiz de sevebiliyorum.
(bkz: Sensiz), özdemir asaf
Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor...
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum,
Biraz kırgın.
Biraz da kirletti sensizlik beni.
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama;
“iyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni...
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Ara sıra geliyorsun aklıma, bana ne diyorum,
Benim derdim yeter bana, bana ne !
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem ?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem...

Özdemir Asaf-
Sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor… ...

Harika bir ifade.
Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.

Demiş üstad özdemir asaf.
Lise çağlarında ilk kez “yuvarlağın köşeleri” kitabını okuyup hayran olmuştum. Bir insanın yuvarlağın köşelerini görebilmesi tuhaf gelmişti, sayesinde bakış açısı diye bir şey keşfetmiştim.
kendi sesinden dinleyebildiğimiz bazı şiirlerinde r'leri söyleyemeyişini çok sevimli bulmaktan kendimi alamıyorum.
genel itibariyle fazla romantik bir şair şunlar da fazla romantik dizelerinden birkaçı aklımın içine girmiş:

"bozkırları yeşertmek bulutların işi
gözlerinde bulut taşıma
bahanelerini cüzdanına kaldır,
"gitmek zorundayım"la başlayan cümlelerini
ağzının içinde topla
çocukken öğrenememişsin,
ağzında yalan varken konuşma."
"kime sorsan evinde bir oda eksik..." Demiş şair. Gayet filozofça.
Trajediyi kadın bedeni şeklinde somutlayarak keşfetmiş ve betimlemiş şair. Cemal Sürey'y'a kendisine kıyasla polimat sayılır, bana kalırsa.
Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte.
“Bir sevgiyi anlamak, bir ömrü harcamaktır” diyerek nokta koyan şairdir.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
kadını güzel seven yedi bin yedi yüz kırk iki şairden biridir. cemal, nazım.. gider öyle..
Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.

Özdemir Asaf-Özlem
"umut bana seni mi getirecek? sen mi bana umudu getireceksin? kim çıkardı seninle benim arama koydu, bu umut denen şeyi."
Sevdiği kadını isminden bile kıskanan adam. Aşkın en güzel hali.
" yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. " gibi bir cümleyle çok şey ifade eden benim de şiirlerine hayran olduğum şair.
Sana gitme demeyeceğim...
Adını gizleyeceğim...
en sevdiğim şairlerden biri. buyrunuz şairimizin en sevdiğim şiiri.

bir susmayı bakışlarda seslendiren,
hüzünlü yangınsal aşka döndüren nedir.

beklemeyi özlemlere süsleyen,
yalnızlığın kara-ışığını söndüren nedir.

duyanı ısıtan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,
korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.

saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,
direklere astırıp üzdüren nedir.

ne varsa yeryüzünde, ne yoksa
onunla paylaştıran, böldüren nedir.

her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,
örneğin bir gülü yeşil gördüren nedir.

gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
yaşamı ölüme güldüren nedir.

kalabalıklar, kalabalıklar içinden
kişiyi yüceye sürdüren nedir.

parça-parça büyümüş bir çocukluğu
olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir...
"herkes fazlasıyla sevmiş, ben eksikleriyle de sevdim oysa.."
seni böyle sevdim, kusur sandığın her zerrene aşık olarak.
Rivayet şudur ki; Özdemir Asaf, hoşlandığı kadına açılmak ister.. Kadına bütün güzellikleri sıralar, Türkiye için istanbul'un, istanbul için gecenin, gece içinde yürümenin, yürürken de düşünmenin ne kadar güzel ve önemli olduğunu anlatmaya çalışır. Fakat sözü o kadar evirip çevirmesine rağmen bir türlü kadına getiremez ve kendisi için onun da bu kadar önemli olduğunu söyleyemez. Sonunda "her neyse" deyip kalkarlar ve şiir artık yazılmıştır ...
Türkiye’de istanbul ne ise,
istanbul’da gece ne ise,
Gecede yürümek ne ise,
Yürürken düşünmek ne ise,
Seni unutamamacasına düşünmek ne ise,
Unutamamanın anlamı ne ise,
Seni sevmek ne ise,
Saklayayım mı yok söyleyeyim derken,
Birden aşka düşmek ne ise...
Her neyse ...
bir insan bir insanı bir şey görür, bu hayattır.
bir insan bir insanı birçok şey görür, bu sevgidir.
bir insan bir insanı her şey görür, bu aşktır.
bir insan bir insanı hiçbir şey görür, bu doğu'dur.
bir insan bir insanı görmez, bu ölümdür.
O bakışa ben baktım..
Deniz bakışındaydı, baktım
Bakışındaydı gözleri,
Gözlerindeydi deniz.