bugün

*
yaran bir fıkranın yarma sebebi olan repliği.
(bkz: sabaha kadar kucaklar beni)
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7217926.asp
--spoiler--
fıkrası şu şekildedir;
iki kaşif bir adada yamyamların eline düşerler, ikiside bir direğe bağlanır. birine sorar kabilenin şefi, "ölüm mü mokoko mu?" der, kaşif şansını denemeye karar verir ve ne olduğunu bilmediği mokokoyu seçer. mokoko der demez bütün erkekler kaşifi becerirler ve sonra da öldürüp yerler. sıra ikinci kaşife gelir, şef sorar "ölüm mü mokoko mu" diye, gururlu kaşif "ölüm" diye bağırır, şef de "peki, ölene kadar mokoko" der adamlarına.
kullanması müthiş keyifli bir deyim. kullanın, kullanılsın dillere pelesenk olsun, "ölene kadar mokoko" dediğimde yüzüme bön bön bakılmasın istiyorum.
ibni battuta'nın seyahatnamesine göre o dönemde hindistan'ın doğusunda kalan bir adada zina eden kadınlara uygulanan cezalandırma şeklidir (zina eden erkekleri ise doğrudan öldürüyorlarmış.).

(bkz: ibn i battuta)
Bir ingiliz kâşif grubu Afrika'nın balta girmemiş ormanında yamyamlar tarafından yakalanıp kabile reisinin huzuruna çıkarılırlar. Reis der ki, "siz topraklarımıza izinsiz girdiniz. Bunun cezası ya ölüm, ya da hokomoko". Kâşiflerden biri bunun ne olduğunu sorar. Aldığı cevap, kabile erkeklerinin sırayla ırzına geçtikten sonra affedilmesi. Grup üyelerinin tamamı canları uğruna kabul ederler ancak grup lideri "ben asilzâde bir ingilizim, onurum için yaşarım, böyle bir olayı kabul edemem. öyleyse ölümü seçiyorum" der. Bunun üzerine kabile reisi ayağa kalkar ve hükmünü verir: "ölene kadar hokomoko" *
Boş boş bakma, bu yasayı herkes bilir.