bugün

yazar. dorian gray'in portresi tek basina tanimlamaya yeter.
iyi yazar , harbiden hoş konulara değinmiş ama ibinliğinden midir nedir bilinmez kadınlar hakkında pek de iyi konuşmamış abimiz .
16 Ekim 1854 - 30 Kasım 1900
19.yüzyıl sonunda ortaya çıkan ve "sanat için sanat" görüşünü savunan estetikçilik akımının ingiltere'deki sözcülerindendir. eşcinsellik suçlamasıyla hakkında dava açılmış ve 1895-97 yılları arası hapis yatmıştır.
doğru zamanda doğru yerde olmanın önemini akla getiren usta yazardır.
zamanında pek kıymeti bilinememiştir.
hakkında sadece dört kişinin yazı yazdığı irlandalı usta yazar ve şair.sanatçı bir aileden gelmiştir ve yitirdiği kardeşi onun sanatsal kimliğini oluşturmasında önemli bir paya sahiptir."Dorian Grayin Portresi","önemsiz bir kadın","ideal bir koca","ciddi olmanın önemi" en önemli eserleridir.
bir şiiri:
Ama gene de herkes sevdiğini öldürür,
Bu böylece biline,
Kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar,
Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür,
Korkak, bir öpücükle,
Yüreklisi kılıçla, bir kılıçla öldürür!
Kimi insan aşkını gençliğinde öldürür,
Kimi sevgilisini yaşlılığına saklar;
Bazıları öldürür Arzunun elleriyle,
Altının elleriyle boğar bazı insanlar:
Bunların en üstünü bıçak kullanır çünkü
Böylelikle ölenler çabuk soğuyup donar.
"utopyayi kapsamayan bir dunya haritasi,insanligin her zaman uzerinde yasadigi bir ulkeye yer vermedigi icin bakmaya degmez.ve daha iyi bir ulke arayan insanlik orayi gorunce bir an once ulasmak icin yelkenleri acar.ilerleme utopyalarin gerceklesmesidir."

Oscar wilde
16 Ekim 1854'te Dublin'de (irlanda) ailesinin ikinci çocuğu olarak doğdu. Babası dönemin ünlü doktorlarından William Wilde, annesi irlanda'nın ingiltere'den bağımsızlığını savunan devrimci şiirleriyle dikkat çekmiş yazar Jane Francesca Elgee idi. Wilde'ın üçü gayrımeşru beş kardeşi vardı. Kendisinden üç yaş küçük kız kardeşi Emily'nin henüz on yaşındaki ölümü Wilde'ın çocukluk döneminin en sarsıcı olayı oldu; yazar kardeşinin saçlarından bir tutamı ömrünce üzerinde taşıdığı küçük bir zarfta sakladı.


Oscar Wilde. Çizim: KARKAWilde'ın öğrenim dönemi çeşitli burslar kazanmasını sağlayan başarılarla geçti. 1874'te Oxford Magdalen College'den mezun olduktan sonra sanat eleştirmeni olarak çalışmaya başladı. 1878'de Ravenna adlı şiiriyle Newdigate Ödülü'nü kazandı ve bir yıl sonra Londra'ya yerleşti. 1881'de Poems (Şiirler) adlı ilk kitabı basıldı. Aynı yıl estetik konferansları vermek üzere A.B.D.'ye geçti. Başlangıçta dört ay olarak planlanan elli konferanslık dizi yaklaşık bir yıl sürdü ve Kanada'dakilerle birlikte yazar, dokuz aylık bir süre içinde yüz kırkın üzerinde konferans verdi. Bu dönemde Amerikalı yazar ve şairler Henry Longfellow, Oliver Wendell Holmes ve Walt Whitman'la tanıştı ve bir yıl sonra New York'ta sahnelenecek olan Vera adlı oyununu düzenledi. Kuzey Amerika dönüşü üç yıl Paris'te kaldı. 1883'te Duchess of Padova (Padova Düşesi) adlı oyunu yazdı. 1884'te Constance Lloyd'la evlendi. iki yıl içinde bu evlilikten iki erkek çocuk sahibi oldu. 1887'de Woman's World Dergisi'nin editörlüğünü üstlendi; aynı yıl Canterville Hayaleti'ni kaleme aldı. Bundan sonraki altı yıl Wilde'ın yazarlık hayatının en verimli dönemi oldu. Çocuk öykülerinden oluşan iki kitap, 1890'da bir Amerikan dergisinde yayınlanan tek romanı Dorian Gray'in Portresi, A Woman of No Importance (Önemsiz Bir Kadın), An Ideal Husband (ideal Bir Koca) ve The Importance of Being Earnest (Ciddi Olmanın Önemi) adlı oyunları bu dönemde yayınlandı. Dorian Gray'in Portresi 1891'de kitap haline getirildi ve içerdiği homoerotik öğeler şiddetli tepkilere yol açtı. Aynı kitap daha sonra Wilde'ın kaderini belirleyecek davalarda kanıtmışçasına kullanıldı. Bununla birlikte aynı dönemde yazılan oyunları büyük beğeni topladı ve onu zamanının en önemli oyun yazarlarından biri haline getirdi.

Oscar Wilde 1891'de Queensberry Markisi'nin üçüncü oğlu, üniversite öğrencisi Lord Alfred 'Bosie' Douglas'la tanıştı. Kısa süre içinde çift dört yıl sürecek bir aşk yaşamaya başladı. 1895'te Wilde, oğlunun kendisiyle ilişkisini tasvip etmeyen ve kendisine kamu önünde hakaret eden Queensberry Markisi'ni iftira suçlamasıyla dava ettiyse de bir süre sonra davayı geri aldı. Ancak Markinin Wilde aleyhine açtığı dava yazarın "gayrıtabii davranışlar"dan iki yıl kürek cezasına çarptırılmasıyla sonuçlandı. Tutuklanmasıyla birlikte evinde bulunan her şey 25 şilinlik bir bedelle satıldı. Yazarın torunlarından birinin deyişiyle " krallık, çağının kibirli ikiyüzlülüğüne meydan okumaya cesaret etmiş parlak ve öfkeli bir hayatın yirmi yılını sembolik olarak kendisinden koparmıştı." 1897'de hükümlülüğü sırasında sevgilisine yazdığı mektuplardan oluşan De Profundis'i yazdı ve aynı yıl serbest bırakıldı. Hayatının kalan kısmında Sebastian Melmoth adını alarak Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde amaçsızca dolaştı; bu arada mahkumiyetinin geçtiği yerin adını taşıyan Reading Zindanı Baladı yayınlandı. Wilde bir süreliğine Alfred Douglas'la yeniden bir araya geldiyse de birliktelikleri çok kısa sürdü.

Tutuklanmasından sonra eski aile adlarından biri olan "Holland"ı soyadı olarak alan eşi çocuklarını alarak isviçre'ye göçmüş ve 1898'de orada ölmüştü. Oscar Wilde 30 Kasım 1900'de Paris'te öldü ve Pere Lachaise Mezarlığı'nda gömüldü

Not:copy paste.
"uzun süren güzelim bir intihardır sanatçının yaşamı" buyurmuşlar
(bkz: oscar lopez)
(bkz: lord alfred douglas)
Oscar Fingal O'Flahertie Wills Wilde *
"günlüğümü her zaman yanımda taşırım. insan bazen etkileyici bir şeyler okumak istiyor."
sözlerinin sahibi yazardır ayrıca.
Gerçek bir dehadır. Kendisini çok beğenmiş de değildir, sadece kendisini iyi tanıyordur. Özlü söz rekortmenidir rahmetli.
"Çıkarcı kimse herşeyin fiyatını bilen ancak hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir."
demiştir.
"Görebildiğimiz, dokunabildiğimiz, kullanabildiğimiz ve yok ettiğimiz güzellikleri seviyoruz. Ama yaşamın görünmeyen güzelliği üstüne hiçbir şey bilmiyoruz. Dünyanın gerçek gizemi görünenler değil, görünmeyenlerdir."

oscar wilde
"dost önden bıçaklar" diyerek beni benden almıştır.
queensbery markisinin oğlu lord alfred douglas'la olan ilişkisinden ötürü tutukluluk dönemi geçirir, ki dilimize özdemir asaf'ın çevirdiği reading zindanı balladı bu günlerin ürünüdür.

(bkz: de profundis)
"ingiliz toplumunun hiçbir zaman affetmediği şeyler; gençlik, güç ve istektir." demiş irlandalı..
"kadın anlaşılmak için değil,sevilmek için yaratılmıştır."
üzücü bi sekilde eserlerinden çok gay olmasiyla bilinen yazar.
renksizliğe, çirkinliğe, ikiyüzlülüğe ve viktoria çağının ahlak anlayışına meydan okumuş, dünyayı değilse de sanatı değiştirmeye çalışmış estetikçi akım'ın öncülerinden.
''Kadın kocasını daha az sevmeli, fakat daha çok anlamalı; erkek, karısını daha çok sevmeli, fakat anlamaya çalışmamalıdır.'' diye buyurmus olan zat-i muhterem.
"insanların yüzde doksanı yaşamazlar..onlar sadece vardırlar." Oscar Wilde.
"gecici bir heves ile sonsuz bir ask arasindaki tek fark, birincisinin biraz daha uzun surmesidir.." Oscar wide. "dorian gray'in portresi"

link:
(bkz: http://kitap.antoloji.com...p;t=18.11.2006%2008:55:18)
bir kac vecizesini takdim edeyim:

''dusen bir cigda hic bir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.''
''sozleri tutmanin en iyi yolu, hic soz vermemektir.''
''akrabalar, ne yasamasini ne de olecek zamani bilen insanlardir.''
''hepimiz camur icindeyiz ama bazilarimiz yildizlara bakar.''
''bu dunyada sadece iki cesit felaket vardir, biri amacina ulasamamak, digeri ise ulasmak.''
''dost onden bicaklar.''
''istirabin bulundugu her yer mukaddestir.''
''gunumuzde insanlar herseyin fiyatini biliyor, degerini bilmeksizin''
yet each man kills the thing he loves,
by each let this be heard,
some do it with a bitter look,
some with a flattering word.
the coward does it with a kiss,
the brave man with a sword!

some kill their love when they are young,
and some when they are old;
some strangle with the hands of lust,
some with the hands of gold:
the kindest use a knife, because
the dead so soon grow cold

some love too little, some too long,
some sell and others buy;
some do the deed with many tears,
and some without a sigh:
for each man kills the thing he loves,
yet each man does not die.

he does not die a death of shame
on a day of dark disgrace,
nor have a noose about his neck,
nor a cloth upon his face
nor drop feet foremost through the floor
into an empty space.