bugün

Anlatacağım konu, her ne kadar 1408 numaralı oda, filmini anımsatsa da çoğu yönden birbirleriyle ayrılmaktadır.

Siz işiniz gereği, çoğu zaman seyehatlere çıkan bir iş adamısınız. Ayrıca Evli ve çocuk sahibi bir insansınız. Ama işinizdeki başarınıza konsantre olmuş, baba ve koca olarak sorumluluklarınızı tam olarak yerine getiremiyorsunuz. siz de bu durumdan içten içe rahatsız olsanız da, işinize olan tutkunuz iki taraf arasında dengeli bir hayat kurmanızın önüne geçiyor.

Bir gün evde olduğunuz sırada, eşinizle bu konu hakkında şiddetli bir tartışma sonrası evi geçici süreliğine terk etme kararı alıyorsunuz. Aynı gece iş yerinize yakın bir otele gidip, oda kiralamak istiyorsunuz. Otel görevlileri ellerinde sadece tek bir oda kaldığını isterseniz yarını bekleyip, size başka bir oda ayarlayabileceklerini söylüyorlar. Siz de moral bozukluğunuz ve yorgunluğunuz sebebiyle bir an önce odanıza çekilip dinlenmek istediğinizden ısrarla bu odayı istiyor ve kiralıyorsunuz.

Oda anahtarınızı alıp, Bir görevli eşliğinde gerekli bilgileri aldıktan sonra 7. Kattaki 66 numaralı odaya yerleşiyorsunuz. Bir duş aldıktan sonra yatağınıza girip düşünceli ve endişeli bir ruh hali ile uykuya dalıyorsunuz.

Sabah olduğunda cep telefonunuzun çalmasıyla uyanıyorsunuz. Arayan kişinin eşiniz olduğunu görünce telefonu açıyor ve hiç beklemediğiniz bir ses tonuyla.

'Aşkım, Nerelerdesin dün geceden beri seni arıyorum. Bir an için o uçakta sen de varsın diye gece boyu gözüme uyku girmedi. Şükürler olsun o uçağa binmemişsin'

'Aşkım, ne saçmalıyorsun ne uçağı ne düşmesi, dün gece evden ayrıldığımdan beri ben oteldeydim'

Telefon o an birden meşgule düşer. Bir kaç kez eşinizi tekrar aramanıza rağmen ulaşamazsınız. Hemen apar topar giyinip. Bir an evvel eve giderek eşinizle görüşmek ve ne olduğunu anlamak için hazırlanıyorsunuz. Odanın çıkış kapısını açtığınızda, dışarı çıkmayı umarken kendinizi tekrar bir odanın içerisinde buluyorsunuz. Galiba bana farkında olmadan çift oda verilmiş diyerek, o odanın kapısını da açtığınızda yine başka bir odayla karşılaşıyorsunuz. Heyecan ve şaşkınlıkla her kapıyı açtığınızda bir odayla karşılaşıyor. Geri dönerek açtığınız kapılardan tekrar giriyorsunuz. ama hepsi birbirinin tıpa tıp aynısı olan, ama sadece uyandığınız yerde pencereleri olan odalarla karşılaşıyorsunuz. Artık bir ileri bir geri koşturmaktan yorulmuş durumdasınız. Hemen telefona sarılıp resepsiyon'u aramak istiyorsunuz.onlara artık bu şakaya son vermelerini söylemek istiyorsunuz. Ancak otel telefonunun çalışmadığını ve cep telefonunuzda sinyal olmadığını görüyorsunuz. duvarın dibine oturup kendi kendinize yaşananların bir rüya bir hayâl olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyorsunuz. Biraz kendinizi toparladıktan sonra, kalkıp usulca ve pozitif düşünceler eşliğinde kapıyı yavaşça aralarken bir taraftanda lütfen başka bir oda daha görmek istemiyorum diyerek umutla kapı arkasındaki görüntünün çıkış yeri olmasını istiyorsunuz. Ne yazık ki aynı manzara ile karşılaşıyor, sinir krizi geçirerek odanın altını üstüne getiriyorsunuz. Bir taraftanda odalar arasında gidip geliyor. Bir odada ki bütün değişikliklerin diğer odalarda da gerçekleştiğini fark ediyorsunuz. Bazı cisimleri kapı eşiğinden içeriye attığınızda cisimler o bölgede kayboluyor ve eski bulunduğu yerine geçiyor. Artık kafayı yemek üzeresiniz. Bu yaşananlar bir rüya olsa bile bu odadan bir an önce çıkmak istiyorsunuz. Bu bir rüyadır, öyle olmalı! uyanmam gerek! diyerek Bıçakla elinizi kesiyor. Acı hissettiğinizi anlıyorsunuz. ilerleyen dakikalarda başka bir odaya geçtiğinizde, yara izinin kaybolup elinizin eski halini
Aldığını fark ediyorsunuz. Tamamiyle ne olduğunu bilmediğiniz sıra dışı bir durumla karşı karşıya kaldığınızın artık farkına varmış durumdasınız.

Çıkış yolu arıyor pencereye yöneliyor. imdat çığlıkları atarak sesinizi duyurmaya çalışıyorsunuz. Aşağıdaki akan trafikte ve kalabalıkta kimse sizi duymuyor veya duyamıyor. pencereyi tamamiyle açarak yan odaya geçmeyi planlıyorsunuz. Pencere önündeki zemin yere çıkarak yan odanın penceresine ulaşıyorsunuz. Odada yatakta yatan bir insanı görüyor. Pencereyi yumruklayarak dikkat çekmeye çalışıyorsunuz. Çabalarınız sonuç getiriyor. Yatan kişi aniden doğrularak pencereye doğru yöneliyor. O kişiyle pencere camında, yüz yüze geliyorsunuz. Dikkatli baktığınızda o kişinin kendiniz olduğunu fark ettiğinizde istem dışı panikleyerek ayağınız kayıyor ve yedinci kattan aşağıya düşüyorsunuz.

Gözünüzü açtığınızda kendinizi yine Otel odasında uyanmış halde buluyorsunuz. Çok şükür ki rüyaymış diyerek derin bir rahatlama hissiyle uyanıyorsunuz....
..Uyandığınızda o gün için planlamış olduğunuz iş görüşmesi için binmeniz gereken uçağa yetişmek üzere yataktan doğruluyorsunuz. Gözünüze yatak üzerinde oluşan gölge ilişiyor. Kafanızı pencere tarafına çevirdiğinizde bir insanın hiç bir ses duyulmadığı halde pencere dışından camı yumrukladığını görüyorsunuz. Aniden yataktan doğrularak o adama doğru yaklaşıyor ve yüzyüze geliyorsunuz. Pencere dışındaki adam ve siz bir kaç saniye birbirinize bakıştıktan sonra o adamın siz olduğunu anlamanızla korkuyla kendinizi bir adım geri atıyorsunuz. Penceredeki adam yani siz olması muhtemel kişi de, aynı refleksle irkilerek dengesini kaybedip aşağıya düşüyor.

Uyandığınızdaki rahatlama hissi yerini tekrar gerilime bırakıyor. Koşarak hemen banyodaki aynaya ulaşıyor ve bedeninizin kendinize ait olup olmadığını kontrol ediyorsunuz. Kendinize gelebilmek için Lavoboda yüzünüzü yıkıyor ve aynı şeylerin tekrar yaşanmaması için yalvarırcasına titreyerek dualar ediyorsunuz. Sonra tekrar o malûm kapıya yanaşıyor derin bir nefes çekerek gözünüz kapalı halde, yavaşca kapıyı aralıyorsunuz. Ve umutla artık bu durumdan kurtulmak istiyorsunuz. Gözünüzü yavaşça açtığınızda yine bir odayla, ardından birbirinin aynısı diğer odalar derken, önceden yaşadıklarınızı yaşıyorsunuz. Olduğunuz yere diz çöküp ' biri bana burada neler olduğunu söylesin. Benden ne istiyorsunuz. Kesin artık şu kahrolası oyunu diyerek ağlamaya başlıyorsunuz. Artık gerçek ve gerçek olmayanı ayırt etmekte zorlanıyorsunuz. Diz çöktüğünüz ve ağladığınız yerden bir hışımla kalkarak kapıyı kırmaya bıçak darbeleriyle parçalamaya çalışıyorsunuz. Ancak değil kapıyı kırmak kapıda bir çiziğe
Yol açacak hiç bir etki yaratamıyorsunuz. Duvarlara ve pencereye yöneliyor oralar da hiçbir tahribat etkisi yaratamıyorsunuz . Odada bulunan havalandırma delikleri sığamayacağınız kadar küçük. Bütün bu olanlardan sonra bu sefer ölmek umuduyla ve bu sizi kahreden durumdan kurtulmak için kendinizi pencereden boşluğa bırakıyorsunuz. Ama bu isteğiniz gerçekleşmiyor. yine ölmüyorsunuz kendinizi aynı odada ve aynı yatak üzerinde uyanmış halde buluyorsunuz. Artık yaşananların kesinlikle bir rüya olmadığından eminsiniz. Ve yataktan kalkıp pencereye yöneliyor pencereyi açarak kendiniz olabilecek kişinin yaklaşmasını bekliyorsunuz. Belli bir süre beklemenize rağmen olası 'siz' gelmiyorsunuz. Artık beklemekten sıkılıp pencereyi açık bırakarak, aceba birşeyler değişmiş olabilir mi ?. Diyerek oda kapısını açıyorsunuz karşınıza bulunduğunuz odanın aynısı çıktığında diğer kapıya yönelmiyorsunuz bile. Uyandığınız odaya doğru ilerlerken pencere camından tekrar kendinizi görüyorsunuz. Ancak bu sefer kendinizi dışarıdan Ayakta yavaşça pencere kenarından odanın sol tarafına doğru ilerlerken görüyorsunuz. Hemen pencereyi açıp belki de 'hey ben nereye gidiyorsun'demek istercesine pencereye yöneliyorsunuz. Pencereyi açtığınızda ne kendinizle ne de görüntünüzle karşılaşıyorsunuz. Pencereyi kapattığınızda ise kendinizi içeriden izleyebiliyorsunuz. Karşınızdaki siz olması muhtemel insan, sizi görmesine rağmen bu sefer hiç oralı olmuyor gibi gözükmekte. izlemeye devam ederken, olası 'siz' pencere kenarından uzaklaşarak gözden kayboluyor. Bu olanlara bir anlam veremiyorsunuz. Aklınız ve şuurunuz felç olmuş durumda.

Eğer ben bu kapıdan girmiş isem bu odadan kurtuluş yine o kapıda olmalı diyerek. Kapıyı inceliyor.Taşınabilir Bütün cisimleri kapı eşiğinden geçirerek olacakları gözlemliyorsunuz. Üzerinizde bulunan eşyaların kapıdan diğer odaya bırakıldığında kaybolmadıklarının farkına varıyorsunuz. Bu ipucu bir kurtuluş reçetesi olabilir miydi. Aklınıza kapıyı açmadan kapının altındaki boşluktan bir imdat notu bırakarak, Otel görevlilerinin dikkatini çekip bu durumdan kurtulmak geliyor. Ve bu planı uygulamaya sokuyorsunuz. Çantanızda bulunan bir kâğıda imdat notu yazarak kapının altındaki boşluktan farkedilebilecek uzaklığa itiyor ve beklemeye başlıyorsunuz. Belki kapıyı dışarıdan birileri açarsa bu sıra dışı durum etkisini kaybeder ümidiyle bir gözünüz kağıtta bekliyorsunuz. Az bir zaman sonra imdat notunun yavaşça çekildiğini görüyor, kapının açılmasını bekliyorsunuz. Dakikalar sonra kapı aralanıyor ve sevinçle kurtuldum ümidiyle sizi içeriden almalarını beklerken kapı tekrar aynısı olan başka bir odaya açılıyor. Hayâl kırıklığı ve çaresizlik içerisinde kalıyorsunuz. Sonrasında bütün yaşadıklarınızı göz önüne getiriyor olaylar arasında bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz. Aklınıza eşinizin anlattığı uçağın düşme hadisesi geliyor. Bu olayların uçak ile bir bağlantısı olabileceğini düşünüyorsunuz.
O pencereden yan odalara geçmeye çalışan kişinin aslında gerçekten kendiniz olduğunu ve her odanın sizin odada bulunduğunuz bir zamana denk geldiğini tahmin ediyor ve.

Kapılarla uğraşmayı bırakıp. Pencerenin dışarısından diğer odalara ulaşmak için dikkatlice odanın sağ yönünde ilerlemeye başlıyorsunuz. Birkaç adım sonra diğer odaya ulaşıyor pencerenin açık olduğunu görmenizle içeriye girmek istiyorsunuz. Ancak pencere açık olmasına rağmen içeri girmenizi engelleyen görünmez bir duvarla karşılaşıyorsunuz. Pencereyi bırakıp aynı yönde ilerlemeye başlarken, kendinizi odanın içerisinde odaların kapılarını açarken görmeniz ve pencerenin açık bırakılmasından yola çıkarak, bir önceki yaşamış olduğunuz zaman dilimi olduğunu anlıyorsunuz. Ve merakla diğer odalarda ne olduğunu öğrenmek amacıyla aynı yöne ilerlemek istiyor ancak az ilerde ayağınızla basabileceğiniz bir yer kalmadığını görüp. Geri gidip tekrar Ters yöne doğru ilerliyorsunuz. Bir önceki odaya tekrar uğruyor, ve odanın içerisindeki 'siz' Sizi dönüşte fark ediyor ve pencereyi açıyor sonra kapatıp şaşkın ifadeyle size bakmasına rağmen, bu yaşananları bildiğinizden dolayı, sakin adımlarla diğer yöne ilerliyorsunuz...
(bkz: özet geç piç)
... Diğer odaya ulaşmak için size göre sağ tarafa doğru dikkatlice ilerlemeye devam ediyorsunuz. Odanın penceresine vardığınızda, pencerenin açık olduğunu görüyor ve bu sefer görünmez bir duvarla karşılaşmaksızın içeri girebiliyorsunuz. Bunun neden olabileceğini düşünürken, bu odanında farklı bir zaman dilimine ait olduğu ve o zaman diliminde pencerenin bir sebeple açık bırakıldığını aynı zaman içerisinde kendinizle aynı anda, aynı zamanda, birlikte bulunamayacağınızı aklınıza getiriyor ve bunun bir paradoks olabileceğini düşünüyorsunuz. zaman ve mekân algısının arap saçına döndüğü bu sıra dışı duruma kendinizce mantıklı olabilecek bağlantılar kurmaya çalışıyorsunuz.

Odaya girdiğinizde, kapının önündeki boş bir kağıt parçasını fark ediyorsunuz. Kağıdı elinize alıp, inceliyor ve bunun ne anlama geldiği konusunda, allak pullak olmuş zihninizle Fikir yürütmeye çalışıyorsunuz. Birkaç dakika değerlendirme yapıyor ve sonunda bu kapıyı açmaya karar veriyorsunuz. Aceba bu kapı açılınca hiç ummadığınız bir görüntüylemi karşılaşacaktınız, herşeyden önce, bu boş kağıt parçası neden kapının önüne bırakılmıştı. Bunun cevabı belki de o kapının ardında gizliydi. Tüm cesaretinizi toplayıp açmaktan artık bıktığınız o kapıyı tekrar yavaşça aralıyorsunuz.

Kapıyı tamamen açtığınızda ise, yine alışık olduğunuz görüntüyle karşılaşıyor ve Sinirle elinizdeki kağıdı paramparça ediyorsunuz.

Artık bağırmanın, kendinizi paralamanızın bir faydası olmayacağını ve bir oyunun içerisinde olduğunuzu düşünüyor, bu oyunu da her ne pahasına olursa olsun kazanmanız gerektiğini kendinize öğütlüyorsunuz.

Sakince, masanın yanındaki sandalyeye oturup, şu ana kadar yaptıklarınızı ve şimdiye kadar neyi yanlış yaptığınız konusunda düşünmeye başlıyorsunuz. Siz düşünürken, gözünüz bir an masanın üzerinde bulunan kaleme ilişiyor. Ve o an, o boş kağıdın neden kapının önünde olduğunu anlıyorsunuz. Çünkü imdat notunu, o kalemle yazmıştınız. Kalemde size ait değil odaya aitti. Haliyle sizin o kalemin mürekkebiyle kâğıda yazmış olduğunuz imdat notu. Sizin kağıdı kapının altından ileri doğru bırakmanızla ait olduğu yere, yine kaleme gitmişti. Ve o imdat notunu alan aslında sizdiniz. Siz bunları düşünürken. Siz olan kişi yine pencere camında belirir. Bu sefer pek telaşlı gözükmektedir. Elindeki yazmış olduğu kağıdı cama doğru tutarak oku!, der gibi eliyle işaret etmekte.

Kağıtta; 'birazdan Otel görevlilerinden birisi gelecek. Sana uçak biletinizi, otelin oto parkında düşürdüğünü söyleyip bileti sana vermek isteyecek. O bileti sakın kapı açıkken ve görevli içerdeyken eline alma! çünkü kapı açıkken dokunduğun herşey sana ait olacak, ölüm bile. gerçekte, o bilet halâ oto parkta. Aslında o uçağa geç kalacak ve yetişemeyeceksin. Görevli dışarı çıkıp kapıyı kapattığında, pencereden aşağıya atlamalısın. Uyandığında, kendi bulunduğun odanın kapısının önüne bırakabilecek ve sadece sana ait olan kalem ve kâğıtla inandırıcı bir not yazıp, Kendini o odaya girmemeye ikna et. Sakın kâğıdı kapının altından, kapının diğer tarafına itme. Kağıdı kapının iç tarafına sen odaya adımını atmadan fark edebilecek şekilde koy. Sen olan kişi kapıyı açtığı an, pencereden aşağıya atla ki,o girmeden sen odayı terk etmiş olasın. Uyandığında, eğer kendini ikna edebilmişsen, o odaya girmeyecek bu odada tekrar uyanmayacak ve otelden ayrılmış olacaksın.'...
Bu yazılanları iyice okuduktan biraz sonra, odanızın kapısı bir görevli tarafından yedek anahtarla aniden açılır. içeriye daha önce size Otel odasına kadar eşlik etmiş olan görevli, elinde size ait olan uçak biletiyle odadan içeriye girer.

Siz o an şaşkın ve biraz tedirgin yüz ifadesiyle görevli ile karşı karşıya gelirsiniz.

Görevli :' Kusura bakmayın beyefendi, aslında daha önce oda telefonunuzu aramamıza ve siz telefona cevap vermeyince odanıza kadar gelip kapıyı da açmadığınızı da görünce, başınıza bir iş gelebileceğinden endişe ederek kapıyı bu şekilde açmak zorunda kaldık. iyisiniz değil mi?

'Aa evet kusura bakmayın dün yorucu bir gece geçirdim. Çok yorgun ve uykusuzdum sizi duymamış olmalıyım'

Görevli : beyefendi, galiba uçak biletinizi otele giriş öncesi otoparkta düşürmüşsünüz. Bu sabah bir görevlimiz tarafından bulundu.
Üzerinde sizin isminizin yazdığını görünce ve uçuş zamanının da bu sabah olduğunu gördüğümüzde vakit kaybetmeden bu bileti size ulaştırmak istedik. Bir müşterimizin bizim yüzümüzden uçağı kaçırmasını hiç istemeyiz.

ııı.. evet, Bu aralar Kafam gerçekten çok dağınık. bugün ki iş seyehatini tamamen unutmuşum. Hatırlattığınız ve bileti bulup bana teslim ettiğiniz için teşekkür ederim.

Görevli bileti almanız için eliyle size uzatır.

Görevli : evet beyefendi bileti almıycakmısınız..
Evet, bu duyarlı davranışınızdan dolayı teşekkür ederim. Ancak bu bilete artık ihtiyacım kalmadı. Bu iş seyehatini iptal etmek ve biraz ailemle zaman geçirmek istiyorum. O yüzden müsaade ederseniz biraz dinlenmeliyim.

Görevli: peki siz nasıl arzu ederseniz. Belki fikriniz değişebilir o yüzden bileti masanın üzerine bırakıyorum. iyi istirahatler.

Görevli odayı terk etmek üzereyken.

Bir dakika lütfen sizden saatin kaç olduğunu öğrenebilirmiyim aceba.

Saat 9:45 efendim. Ama zaten kapınızın üstünde bir duvar Saati mevcut. Bakın işte orada.

Siz bu cevap karşısında kapının üstünde gerçekten saat var mı. Diye bakarsınız. Ama saat falan göremezsiniz. Bozuntuya vermeden.

Aa evet oradaymış hay aksi nasıl da farkedemedim.

Görevli odayı terkedip kapıyı kapattığında sizde peşinden giderek dışarı çıkmak ümidiyle, kapattığı kapıyı tekrar açıyor ve yine aynı birbirinin aynısı odalarla karşılaşıyorsunuz.

Saat olayı kafanızı karıştırsada bir an evvel tekrar uyanarak kendinize o notu yazıp bu odadan kurtulmak üzere, kendinizi yedinci kattan boşluğa bırakırken bir an, karınızın elinizi tutmak istercesine elini uzatarak.

Gitme bırakma beni. geri dön aşkım geri dön dediğini hayâl ediyorsunuz.

Karınızın o hayali zihninizde ve kalbinizde yaralar açmış halde iken oynı odada uyanırsınız. Uyandığınızda, yatağın baş ucunda kendi yazınızla yazılmış bir not bulursunuz.

'Eğer bu not eline geçmişse o hatayı yapmamış, odadan ayrılmamış ve bu odada uyanmış olmalısın..
O bileti eline almış ve o halde odayı terk etmiş olsaydın. Gözünü açtığında kendini o uçağın koltuğunda uyanmış halde bulacaktın.

Evet, bu olayı geçmiş zaman diliminde yaşamıştınız.
Şöyleki; elinizdeki biletle oda kapısını terkedip kapıyı kapattığınız an.

Uçakta yanınızda oturan kişinin dürtmesiyle.

'Uyan dostum, hostes hanım yemeğini uzatıyor'

Sizde korku ve endişe eşliğinde uyanıyorsunuz.

Nerdeyim ben ?

'Uçaktasın dostum. Hadi al şu yemeğini de beynine kan gitsin. O zaman nerde olduğunu hatırlarsın belki ha'

Ama bu uçakta benim olmamam gerekli. Hemen inmek istiyorum.

Hostes: sakin olun beyefendi. Şimdi uçaktan inemezsiniz. Uçuşa başlayalı yarım saat oldu. Galiba görmüş olduğunuz rüyanın etkisinde kalmış olmalısınız. Lütfen sakin olun.

Sakin falan olamam. Bu uçak düşecek ve hepimiz öleceğiz! anladınız mı ?

Hostes: yok öyle birşey beyefendi herşey kontrolümüz altında endişelenecek bir durum söz konusu değil.

Sizin, 'uçak düşecek hepimiz öleceğiz' sözünüz sonrası uçakta panik havası oluşmuştur.

Sizde, Pilot'u bulmam lâzım bu uçağın en yakın yere iniş yapması gerekli ! diyerek bir hışımla koltuğunuzdan ayrılıp Kokpit'e doğru hızlı adımlarla ilerlerken. Arkadan kafanıza kimliği belirsiz kişi tarafından aldığınız darbe sonucu yere düşer bayılırsınız. Uyandığınızda kendinizi tekrar aynı oda içerisinde bulursunuz..
Aynı odada tekrar Uyandığınızda kafanıza aldığınız darbenin etkisi halâ üzerinizdedir. Elinizle kafanızı yokladığınızda kanadığını farkedersiniz. banyodaki aynanın karşısına geçip kafanızda gerçekten ciddi bir şey olup olmadığını ögrenmek için yerinizden kalkarsınız. Banyoya ulaştığınızda kafanızda hiç bir ağrı ve darbe belirtisi kalmadığını hissedersiniz. Aynanın karşısına geçtiğinizde ise kendi görüntünüzün kaybolmak üzere olduğunu fark ederseniz. O kadar ki kendinize baktığınızda arkanızda bulunan cisimler gözükmektedir . Aceba kafama aldığım darbe nedeniyle kendimi göremiyor olabilir miyim? diye düşünüyorsunuz. Ancak kafanızda ne bir darbe izi ne de ağrı hissi kalmıştır. Eğer uçakta bayılmışsam aceba baygınlık sonrası tekrar uçakta mı uyanacağım ? diyerek endişeye kapılırsınız. Ne yapacaksanız bir an önce yapmanız gerektiğini anlarsınız.

Aynadaki o görüntünüzle artık bazı şeylerin sona yaklaştığını hissedersiniz.
Bulunduğunuz Zamanı tespit etmek istiyorsunuz, ancak ne cep telefonunuz çalışmakta ne de üzerinizde bir saat bulunmakta.

Tüm olası yaşamış olduğunuz olayları tekrar zihninizde gözden geçirdiğinizde, hep aynı odada uyandığınızı. Aslında gözlem yapabildiğiniz bir sağda bir de solda olmak üzere iki oda bulunduğunu, uyandığınız oda ile birlikte üç oda olduğunu. Uyandığınız odanın hiç bir zamana hitap etmediğini, zamanın ve olayların bu odada farklı bir işlev kazandığını.
pencerenin dışından sol tarafa diğer odaya ilerlediğinizde her zaman bir önceki zaman dilimiyle karşılaştığınızı, yine pencere dışından bu sefer sağ tarafa ilerlediğinizde de bir sonraki zaman dilimini gözlemleyebildiğinizi anlıyorsunuz.

Bu düşüncenize göre, bileti alıp o odayı terketmemiş halinizle, pencere dışından sağ odaya ilerlediğinizde karşılaşmanız gerekiyor. Pencere dışından sağ taraftaki odaya ulaştığınızda, düşündüklerizde haklı çıkıyorsunuz. ve Kendinizi aslında sizin yazmış olduğunuz boş imdat notunu yırtarken görüyor. Ve o uçağa binmenizin önüne geçmek adına, tekrar Uyandığınız odaya giderek, dikkate almanızı gerektirecek uyarıları kağıda yazarak. O hatayı yapmış olduğunuz odaya yani bir önceki zaman dilimini kapsayan odaya giderek kendinizi uyarıyorsunuz.

Evet, bir önceki geçmiş zaman diliminde düzeltmiş olduğunuz bu hata sizin uçağa binmenize engel olmuştu..
En son uyandığınız yatağın baş ucundaki sizin kendinize yazdığınız notun devamında.

' odanın içerisinde kapının üstünde senin odanın içerisinden senin önceleri göremediğin, olması gereken gibi değil zamanın tersine ilerleyen bir saat bulunmakta. Bu saat her ne kadar odanın içerisinde önceden görünmesede, senin görüntünün yavaş yavaş kaybolmasına paralel olarak kendini belli etmekte. Eğer kendi görüntünün daha fazla kaybolduğunu, o kapının üstündeki saatin de daha çok görünür olduğunu fark etmişsen, saatin senin odaya tekrar girdiğin zamana denk gelmek üzere olması gerek. Ancak hesaba katmadığımız bir şey var o da, seninle birlikte üzerinde bulunan eşyalarında kaybolmakta olduğu hatta kapının önüne senin odaya girmeni engelleyecek olan not ve yazının bile sen odaya adımını attığın an tamamen seninle birlikte kaybolacak olması. Belki bu yazdığım yazıyı bile okumakta güçlük çekiyordursun. Umarım benim bulamadığım ve düşünemediğim bir şekilde bu odadan kurtulursun..
Kendi yazdığınız notu okuduktan sonra, kapının üstündeki saatin gerçekten de gözle görülür hale geldiğini , kendinizin ve eşyalarınızın da aynı şekilde giderek kaybolmaya başladığına şahit olursunuz.

Evet, saatin görünmeye başlamasından itibaren zaman geriye, yani sizin ilk odaya giriş anınıza doğru yaklaşmaktaydı.

Zaman geriye doğru ilerledikçe hava kararmaya, sabahın yerini gece almaya başlıyor. Sizde Bu geriye akan zaman içerisinde odadan kurtulmak için çareler arıyor planlar yapıyorsunuz. Pencere dışından tekrar diğer odalara ilerlemek istediğinizde, pencere dışındaki beton zeminin sadece sizin bulunduğunuz odayla sınırlı kaldığını, diğer odalara geçmenin imkânsız olduğunu fark ediyorsunuz. Sanki zamanla birlikte herşey geriye doğru tekrar eski halini almaktaydı.

Bu geriye doğru akan zaman icerisinde Bütün düşünce ve planlarınızın artık sizin bu odaya girmenize engel olamayacağına kanaat getirip, başınıza geleceklere razı olurcasına beklemeye başlıyorsunuz. Kapı üzerindeki saat artık sizin odaya girdiğiniz ana dakikalar kaldığını haber vermekte. siz ve görüntünüz tamamiyle kaybolmak üzeresiniz. içinizde son bir ümit, belki de gerçekten yaşadıklarım bir rüya ve bu rüyadan uyandığımda herşey normale dönecek diye hayâl etmektesiniz. Belki de gerçekten öyleydi bu yaşadıklarınız sadece bir rüyadan ibaretti.

Ve odaya ilk girdiğiniz an kapı aralanıyor. Siz odaya girdiğinizi dahi göremeden başka bir yerde uyanıyorsunuz..
Uyandığınızda, gözünüzü açıyorsunuz. Bulunduğunuz odanın Karşısındaki kapıdan ilk bakışta size eşlik eden Otel görevlisine benzettiğiniz ve size bakarak gülümsemekte olan beyaz önlüklü bir kişinin girdiğini görmektesiniz.

Çok net göremesenizde bulunduğunuz odanın bir hastane odası, otel görevlisine benzeyen kişininde doktor olduğunu anlıyorsunuz.

Doktor: merhaba beyefendi.
Ben bu hastanenin başhekimiyim. Şükürler olsun sonunda uyanabildiniz.

Burası Otel falan değil değilmi, sizin de Otel görevlisi olmamanız gerekli.

Doktor: Hayır beyefendi. Ne oteli, ne görevlisi. Deminde ifade ettiğim gibi ben bir doktorum burası da bir hastane.

Madem burası bir hastane Burada neden bulunduğumu öğrenebilirmiyim.

Doktor: kısa bir süre önce hastanemize, bir kaza sonucu, beyin travması geçirmiş halde geldiniz. O günden beri yoğun bakımda misafirimizdiniz.

Doktor: beyefendi size bir süprizimiz var. birazdan eşiniz ve çocuklarınız içeriye girecek. Bakalım tanıyabilecekmisiniz.

Kapıdan eşiniz ve iki çocuğunuz içeriye girdiğinde çok şaşırırsınız çünkü biri on yaşında olan kızınız diğeri on üç yaşında olan oğlunuz çok büyümüşlerdir. Eşiniz bile artık farklı gözükmektedir. Eşiniz ve çocuklarınızla sevinç içerisinde birbirinize sarılırsınız.

Eşiniz: Şükürler olsun. Seni bir daha göremeyeceğim diye öyle çok korktum ki bilemezsin.

Aman allahım, çocuklarım ne kadar da büyümüş, sen daha da güzel bir kadın olmuşsun. Burada tekrar sizinle karşılaştığım ve o odadan kurtulduğum için bende çok mutluyum.

Eşiniz: ne odası ne kurtulması aşkım.

Neyse bunu daha sonra anlatırım. Ne zamandır hastanedeyim ve ne kazası geçirdim bilmek istiyorum.

Eşiniz: bugünle birlikte tam 7 yıl ve 66 gündür bu hastanedesin.

Eşiniz konuşmaya devam ederken, bulunduğunuz hastane odasının kapısı açılır ve içeriye takım elbiseli ve garip görünümlü iki kişi girer.

Onlar; kusura bakmayın beyefendi, bizler özel görevli polisleriz. ailenizle olan mutluluğunuzu bölmek istemezdik. Ancak sadece size yalnızken sorabileceğimiz bazı sorularımız olacak.

Sizde içinizden kısık ses tonuyla lanet olası federaller
diye mırıldanırsınız.

Eşiniz ve çocuklarınız odayı terkettiğinde.

Buyrun ne istiyorsanız sorabilirsiniz..
Polis: Öncelikle sizi tekrar hayatta görmemiz bizi gerçekten sevindirdi. Yaşanan Bazı garip olayların aydınlatılması için sizin bilgilerinize ihtiyacımız vardı.

Nasıl yani ne gibi garip olaylar ?

Polis: bunlar siz hastanede koma halinde yatarken yaşanmış bazı olaylar.

Evet ama ben hastanede yatarken yaşanmış olaylarla ne türlü bir alakam olabilir ki.

Polis: işte bizde zaten tam da bunu öğrenmek için buradayız.
Şimdi size bazı sorular soracağız ve hatırlayabildiğiniz kadarıyla ve bu sorulara cevap vermenizi istiyoruz.

Buyrun sorabilirsiniz.

Polis: bu hastaneye gelmenize sebep olan geçirmiş olduğunuz kaza anını ve öncesini hatırlıyormusunuz.

inanın ne kaza hakkında ne de öncesi hakkında en ufak bir şey hatırlayamıyorum.

Polis: peki, biz size kaza öncesinden kaza anına kadar neler yaptığınızı hatırlamanıza yardımcı olmaya çalışalım o zaman. Eşinizle kavga ettiğiniz gece bir otele gidip bir oda kiralamışsınız.

Evet, bu doğru.

Polis: ancak, otelin kamera kayıtlarında ve otel personelinden edindiğimiz bilgiler doğrultusunda, odaya girmeden odayı terk ettiğiniz ve sonrasında otelden ayrıldığınızı biliyoruz. Ayrıca resepsiyon görevlisi Otel odasına ilerlerken kendi kendinizle konuştuğunuzu bize ifade etti. Zaten kameralarda da, hem odaya ilerlerken hem de oda girişinde sanki karşınızda biri varmış da onunla konuşuyormuş gibi davrandığınız gözükmekte. Otele girmeden Önce alkol almadığınız hem eşinizin ifadesi hem de kaza sonrası kan tahlillerinde ortaya çıktı. Peki bunlarıda mı hatırlamıyorsunuz?

Bi an içinizden odaya aslında girdiğinizi ve odada yaşamış olabileceklerinizi anlatmak geliyor fakat polislerin inanmayacaklarını düşünerek anlatmaktan vazgeçiyorsunuz.

inanın hiçbir şey hatırlayamıyorum. belki şu an için bir şey hatırlayamıyorum. Sonuçta bir travma geçirmişim bu sizce de normal değilmi.

Siz bunları konuşurken kapıdan yine beyaz önlüklü bir doktor girer. Ve size yönelerek.

Doktor: merhaba beyefendi kendimi tanıştırayım. Ben bu hastanenin başhekimiyim..
..Başhekim mi ?

Doktor: evet başhekim neden bu kadar şaşırdınız ?

Sadece bu hastanede birden fazla başhekim olması beni şaşırttı o yüzden.

Doktor: hayır beyefendi, bu hastanede benden başka bir başhekim bulunmamakta.

Ama uyandığımda kendisinin başhekim olduğunu söyleyen beyaz önlüklü bir kişi girmişti içeriye..

Doktor: memur bey, bu sorgulamayı mümkün olduğunca kısa tutabilmeniz hastamızın sağlığı açısından daha iyi olacaktır. Gördüğünüz üzere kendini halâ tam anlamıyla toparlamış değil.

Polis: sadece bir kaç sorumuz daha var kendisine sonrasında işimiz bitmiş olacak.

Doktor: peki o zaman, işiniz bittiğinde beni haberdar ederseniz sevinirim.

Özel görevli polisler size soru yöneltmeye devam eder.

Polis: sizin aslında ertesi günki iş görüşmesi için binmeniz gereken uçak olduğunu biliyoruz. Otel çıkışı geçirdiğiniz kaza sonucu binemediğiniz o uçaktaki yolcuların ve personelin ifadesine göre size tıpa tıp benzeyen birisinin taşkınlık çıkarıp uçakta paniğe sebebiyet verdiğini ancak sonradan gözden kaybolduğunu anlattılar. Sonrasında havaalanının yolcu kayıtlarında ve kamera kayıtlarında o kişinin ne uçağa bindiği ve ne de uçaktan ayrıldığı gözükmekte. Biliyoruz o kişi gerçekçi bir yaklaşımla siz değilsiniz. Bu olaylar yaşanırken siz bu odada mışıl mışıl uyuyordunuz. Aslında bizim merak ettiğimiz ve kimliğini öğrenmek istediğimiz size benzeyen o kişi.

'Polislerin uçak hakkında anlattıklarını zaten hatırlamıyorsunuz. Çünkü o anı siz olan kişi başka bir zaman diliminde yaşamıştı ve sizin uçağa binmenize engel olarak o zaman diliminde bulunmamanızı sağlamıştı'

Polisler konuşmaya devam eder.

Polis: size benzeyen o kişinin üzerinde, sizin o gün üzerinizde bulunan elbiselerin aynısının bulunması. Ve size arabasıyla çarpıp komaya girmenize sebep olan kişininde aynı uçakta size benzeyen kişiyle yan yana seyehat etmesi, aklımızda size yönelik soru işaretlerinin oluşmasını sağladı. Bu garip olayların bir taneside size arabasıyla çarpan kişiyle, uçakta size benzeyen kişinin kafasına viski şişesiyle vuran kişinin aynı olması. Ve bununla da kalmıyor, uçağa bombayı yerleştiren kişinin de aynı şahıs olması. Bu kadar tesadüfün bir araya gelebilmesinin imkânsız olabileceğini bize gösteriyor..
Polis: biz buraya sizi suçlamak veya sizi tutuklamak amacıyla gelmedik. Zaten elimizde sizi suçlayacak gerçekçi olabilecek somut herhangi bir delil bulunmamakta. Bizim sizden istediğimiz kendinize geldiğiniz ve bu olaylar hakkında bize yardımcı olabilecek şeyleri hatırladığınızda bize bu karttaki numaradan ulaşmanız ve bize hatırlayabildiklerinizi anlatmanız yeterli olacaktır. iyi istirahatler.

'Polisler odayı terketmek üzereyken'

Memur bey, müsaadenizle son olarak sizden o uçağın akıbetini öğrenmek istiyorum ?

Polis: aslında bunları size kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir zamanda detaylı bir şekilde anlatmak istemiştik. Madem şimdi öğrenmek istiyorsunuz o halde anlatalım. size benzeyen o kişinin uçak içerisinde oluşturduğu panik havası sonrası, uçak en yakın havaalanına iniş yaptı ve uçakta yapılan incelemelerde, uçağın tuvaletine ustaca yerleştirilmiş zaman ayarlı bir bomba tespit edildi. Bomba etkisiz hale getirilerek uçuş askıya alındı. Bombayı yerleştiren kişi hakkında dışarıdan bağlantı olduğunu kanıtlayıcı hiç somut bir delile ulaşamadık. Zaten bu olaydan günler sonra bombacı şahıs koğuşunda ölü olarak bulundu. Ölüm nedeni kalp krizi olarak kayıtlarımıza geçti. Uçağın hangi amaçla düşürülmek istendiği konusunda yıllarca bir bilgiye ulaşamadık. Ta ki bir kaç sene öncesine kadar...
..Polis: evet beyefendi, sizin zihninizi daha fazla yormak ve karıştırmak istemiyoruz o yüzden, kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir zamanda bunları ayrıntılı bir şekilde karşılıklı  konuşacağımızdan emin olabilirsiniz.  iyi günler. 

Polisler odayı terkettiğinde, dışarıda bekleyen eşiniz ve çocuklarınız tekrar sizin yanınıza gelir.

eşiniz ve çocuklarınızı göremediğiniz süre içerisinde ne yaptıklarını sorarsınız.

Yedi yıl önce on üç yaşında olan oğlunuz liseyi bitirerek Üniversiteye başlamış. On yaşında olan kızınızda ilkokulu bitirmiş ve liseye devam etmektedir. Eşinizde geçen zaman içerisinde Şirketinizin sorumluluğunu üstlenmiştir. 

Eşinize ve çocuklarınıza tekrar sarılırsınız.  Ve onları bir daha yalnız bırakmayacağınıza ve ihmal etmeyeceğinize dair söz verirsiniz. 

Eşiniz:  seni  bir daha tekrar göremeyeceğimden o kadar çok korktum ki. O gece olanlardan sadece kendimi sorumlu tuttum. Yıllarca hiç tepki vermemene rağmen, bu odada senin birgün uyanacağının hayaliyle yaşadım. Ve bekledim. Birgün yine senin yanındayken doktor elindeki bir kâğıtla çıkageldi. 

'Kocanız yıllardır hiçbir tepkiye karşılık vermiyor yaptığımız bütün müdahaleler sonuçsuz kaldı ve bu koma halinden kurtulmasının mucizelerle sınırları olduğunu. Eğer isterseniz hem sizin hem de eşinizin daha fazla acı çekmemesi için yaşam destek ünitelerinin faaliyetini sonlandırabileceklerini söyledi. '

O an, senin bulunduğun hastane odasının penceresini açtım. Ve senin o gece evi terkederken, evin penceresinden sana kızgınlıkla söyleyemediğim sözler döküldü ağzımdan. Belki bu sefer beni duyarsın ve beni bırakmazsın ümidi ve hayaliyle. 

Sonra,  doktorun senin başucuna koyduğu kağıdı, yırttım attım. Ve senin ellerini tuttum. Ağlayarak dualar ettim. Yaşaman için yalvardım. beni duyduğunu ve bizi bırakmak istemeyeceğini biliyordum. Sonra bir anda parmağını hareket ettirdiğini hissettim.  O an Mutluluktan deliye döndüm...