bugün

Ah ulan ah!

Çekyatlarda, üçlü kanepelerde geçti ömrüm. En çok arkadaşın evine gidip odasını görünce kahırlanırdım. Kendi eşyalarının olduğu dolap, oyuncak köşesi, duvarda mantar pano... Ulan benim eşyalarım Vitrindeydi be. Babamın kıbrıs'tan getirdiği fincanlarla birlikte duruyordu pantolonlarım.

Hele ki he-man kılıcını çıkardığı zaman yemin ederim içimden bir şey kopuyordu. Düşünsene lan, bir çocuk he-man Kılıcıyla oynarken diğeri annesinin çeyizinden kalma çatal-bıçak takımıyla oynuyor! Ah ulan be ah Ahhh!
Ben çocukken bu dahil pek çok şeyden uzaktım ama taktığım tek şey bir yere işeyince orasının neden benim olmadığı idi.

Çok belgesel izlerdim ve etkilenirdim.
Bende bu kategorideyim. Salonda yatarım sonra annem kalk hadi televizyon seyredeceğiz biz deyip deper ayağıyla. Bende ya daha yatacaktim ama demeye kalmadan kahvaltı faslına geçilir. Oh kardeşim odasında mis. Üvey evlat mıyım lan ben acaba.
Biz dört kardeşiz. Polis lojmanında otururduk hep. o zamanlar lojmanlar hep 2+1 hoş lojmandan çıkınca da 2+1 evlerde oturduk genelde. Hiç özel odam olmadı Tek bir odaya doluşur birbirimize hikayeler anlatarak uyurduk. Gulusmekten uyuyamazdık çoğu Gece kavga ederdik filan . Sonunda güzel bir dayak yiyip mutlu mesut uyurduk. O tek odanın içinde 2 tane sedir yer yatağı filan vardı. Çocuk odası genç odası filan bilmem. Kardeşlerim var benim hiç bir odaya değişmem en güzel oda hep bizimkiydi o yüzden.
Kendime ait hissettigim hiçbir şeyim olmadı ve ve 4 kisi 3+1 evde yasıyorduk anaannemin bile odası vardı benim yoktu. Fakirlikten değil annemin çok düzensiz oluşundan.

Bunu yıllarca basına kakmama hep oda istememe ragmen hiç yapmadı. Yattıgım odaya senin odan iste diyordu senin odan dedigi yerde yataklar mı dersin kıslık halılar ütü masası mı dersin..kıyafetlerim yatak dolabının altındaydı.

Iyi kadınsın da harbi cok düzensiz be anne!
Soba, çekyat ve yün yorgan baş kahramanıdır.
aslında maddiyattan falan değil , eskiden öyleydi. maddi durum iyi olsa bile öyle her çocuğun odası mobilyası falan olmazdı.yani işin doğası böyleydi. hiç bir çocuk ta benim neden odam yok, yatağım yok dolabım yok diye şikayet etmezdi.

2+1 küçücük sobalı evde otururken odam yoktu. bizim evde bazen bize kalmaya gelen dedemin odası vardı . o oda biraz da ardiye gibiydi. salondaki kanepeydi benim yatağım . dedem bazen memleketine giderdi, o zamanlar onun divanında ben yatardım .
dolabım da yoktu bir kutuda dururdu kıyafetlerim . sonra annem yüklük dolabından 1 çekmece vermişti bana, çok sevinmiştim. bir de küçücük bir katlanır masam vardı ders çalıştığım .
sonra 3+1 eve taşınınca odam da oldu , yatağım , dolabım , kitaplığım - çalışma masam da ...

hey gidi günler... biz ona "yokluk" bile demiyorduk.
ilk şahsi odam üniversite evimde oldu öyle diyeyim. ama bunun için kimseyi suçlayamam. 'yok' ne demek o yaşantıyla öğrendik.
Hiçbir şey kaybetmemiştir.
6 kardeştik. bu cevap yeter sanırım.
Benim de odam yoktu ama böyle ballandıra ballandıra anlatamıyorum amk! Somyada uyudum bi süre. Sonra kanepeye terfi ettim. Bu.

Edit: bilmeyenler için somya ;

görsel
odasız çocuk mu olur? o benim dünyamdı.
Cocuk odası da neymiş.iki oda vardı. Birinde annem babam diğerinde 4 kardeş ve babaannem yatardık. Yere yatak serer birinde ablam ben , diğerinde abim ve erkek kardeşim yatardık. Sonra yeni evimiz oldu. Orda oda vardı fazladan fakat sobalı olduğu için oturma odasında yatardım
Tv seyrederek uyumak güzeldi. Sonra kendi odam oldu.vs. şimdi mi cok şükür odam ,dolanım vs.hersey var lakin o eski günleri izlemiyor degilim. Belkide özlenen cocukluktur.
ben de bu çocuklardandım. evet ömrümüz kanepe üzerinde yatmakla geçti. o çekyat açılır ve yatak olurdu. sabah uyanınca da tekrar toparlanır normal gündelik kullanıma hazırlanırdı. hatta zamanla o metal mekanizması da bozulurdu. kömür sobası da candır. onu da unutmamak lazım. her ne kadar siyah önlüğümü kendisine yapıştırıp o gün okula gidemesem ve babadan o sabah ciddi bir fırça yemiş olsam da o soba candır.*
yarın öbür gün 2019'a giriyoruz. o güzelim çocukluktan kalma alışkanlık sanırım. evimde de şu anda yatak odam yok. kanepede uyuyorum. asdjfagshfjd. bekar olunca fark etmiyor tabi. her yerde sızıp kalabiliyorsun. ama rahat, şikayetçi değilim.

çocuk sahibi olmak gibi bir düşüncem yok ama çocuğum olsaydı eğer muhteşem bir odası olmasını sağlardım. tamam biz odasız büyüdük iyi, hoş eyvallah ama nihayetinde içimizde bir ukde olarak kaldı o odasızlık.
Aslında ben de bu gruba dahil sayılırım biz de çocukluğumuzu odasız yataksız kanepelerde yer yataklarında geçirdik, sonra kız kardeşim oda takımı almak için harçlıklarını biriktirdi ve kendisine yatak ve oda takımı aldı ve pencereli odayı sahiplendi. Salonun yanındaki odaya da ben geçeyim bari dedim hoş gerçi yanlız uyumaktan çekindiğim genelde korkutulduğum, penceresiz karanlık odaya harçlıklarımı biriktirip, aldığım bilgisayarımı ve çalışıp, aldığım masayı koydum hala kanepe yer yataklarında yatıyorum, odam var ama sadece masa ve bilgisayarım var 2 kanepe 1 derin dondurucu var. Penceresiz odada büyümekte psikolojiyi baya bozuyor kimseye tavsiye etmem, ben mecburdum başka oda da yoktu... Artık karanlıktan korkmuyorum e bi zahmet de korkmayalım, yaşıtlarım teskeresini alıyor şimdi. Yatak almama sebebim ise ailemi yokluğuma yavaş yavaş alıştırdıktan sonra ayrı eve çıkınca almayı düşünüyorum, belki kırılacaklar ama bir gidip, başka şehirde düzenimi kurup, bir daha hiç geri dönmemeyi düşünüyorum... Tatiller başka kendi şehrinde okuyamıyor insan bence ben okumak için yalnız kalmalıyım arkamda ailem var dediğim için okuyamıyorum her neyse konuyu da çarpıtmaya gerek yok. Odasız büyümüş çocuklar, evsiz çocuklar evsiz kalıp da sokakta donarak hayatını kaybeden Uygur Türk ü kardeşimizi hatırladınız mı? Hayat çok acımasız ki biz çok varlıklı bile büyümüşüz...
Gençliğimdir...

Yaş 13 14. Yeni eve taşındık.. 1 oda küçük 2 metre yok..

Annane burasıda benim odam olsun dedim...

Kiler yaptı... Odayı..

Kanapede yatmaya devam..

O zaman anlamıştım vakit daralıyor..

Zaman işliyor diye...
görsel

Baktım da şimdi o evde yıkılmış.. Yerinde yeller esiyor..

Ah annane torununa bir odayı çok görmüştün..
Özleniyorsun...
Sahip olamayınca kafasında binbir türlü hayaller kuran çocuktur.
Arkadaş grubu içerisinde çoğunun vardı odası, benim bir de başka bir arkadaşımın yoktu. Ama nasıl heveslenirdik. Evin bir odasındaki koltukta uyurduk zaten. O koltuğu açıp yatakmış gibi çarşaf battaniye sererdik. Vitrinleri kitaplık, fiskos masasını çalışma masası yapardık.
Yoktu ama mutluyduk, kendimizi mutlu etmesini cok iyi biliyorduk.
genelde kardeşler bir odada olur tıpkı benimde olduğu gibi.
Evet arkadaşlar beni bilen bilir. Benim çocukluğum çekyatlarda geçti. Sorun, her türlü Çekyatın özelliğini size anlatırım. Ama beni bir dönem iki tane tekli koltuğu birleştirip içinde yatırdılar! Evdeki muhabbet kuşunun bile bir kafesi, Özel yeri varken saksıda çiçek muamelesi görmek insanın ağrına gidiyor. Ara sıra benim Çekyatta uyuduğumu unutup üstüme oturdular lan!
Nicki değiştir bence. Çekyata karşı yürüyen adam yap.
olması iyimiydi emin değilim. genel anlamda nispeten elit büyüyüp sonradan hayatta bir baltaya sap olamayıp sürünmek daha kötüymüş.
Kondom kullanımından bi haber olan ailelerdir.
Bir çocuğun oyuncakları, elbiseleri fincanlarla birlikte vitrindeyse, o insan mutsuz bir çocukluk geçirmiştir.
(bkz: dertler derya olmus)

28 yıldır kanepede yattım. hala da kanepede yatarım. kanepeyi açar, yatak yaparım.
teflon'dur. sebep 6 kardeş olduğumuzdan !