bugün

Dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu söyleyen bir yazar aynı zamanda öğretmen.

görsel
Fotoğraf: Cemal süreya, tomris uyar ve yusuf atılgan.
Türk edebiyatında oğuz atay' ı da etkilemiş, varoluşçuluk akımının en önemli temsilcisidir.

Şahsen ben orhan pamuk'u da etkilediğini düşünüyorum. Masumiyet müzesinin anti-kahramanı kemal'i de aylak adam c'ye benzetirim.

Aylak adam Yaşadığı Topluma karşı varoluşuyla yüzyüze kalan bay c'nin, roquentin kadar olmasa da geçirdiği sancılı sürecin anlatıldığı en ünlü romanıdır.
“insanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. olmak istedikleri, olamadıkları “kişi”yi anlatırlar.”

-aylak adam.
garip akımı'nın öykü ve romandaki temsilcisidir. ikinci yeni akımıyla yazınsal hayatımız her ne kadar renklendiyse başlangıç olarak garip akımının alınması icap eder. Garip akımı salt "şiirde kaldı" diyenlerin öncelikle yusuf atılgan'ı incelemesi icap eder bence.
"okuldan suratımda çürükler, tırnak yaralarıyla döndüğüm günler babam, 'görürsünüz, adam olmayacak bu çocuk' derdi. konuşmazdım. sevinirdim. babam adamsa ben olmayacaktım".

(bkz: aylak adam)
Sen hiç gerçekten sevişen iki kişinin evlendiklerini gördün mü? Ben görmedim. (Aylak Adam-Yusuf Atılgan)
sen kalk köy romanlarının cirit attığı bir dönemde, manisa'nın hacırahmanlı köyünden aylak adam gibi bir kitap yaz,kitapta özgün bir kentli profili oluştur;enfes bir kitap ortaya çıkar. yusuf atılgan için ne desek azdır sanırım.
Varoluşçu bir abimizdir. Aylak adam romanıyla gönlümü fethetmiştir. Şu genç yaşımda hissettiklerimde yalnız olmadığımı bana göstermiştir
oğuz atay yokken o vardı.
"Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.”
Eserleri ve ödülleri
Roman
Aylak Adam (1959)
Anayurt Oteli (1973)
Canistan (2000)

Öykü
Bodur Minareden Öte (1960)
Eylemci (Bütün Öyküleri; 1992)

Çocuk Kitabı
Ekmek Elden Süt Memeden (1981)

Çeviri
Toplumda Sanat (K. Baynes; 1980).

Piyes
Çıkış Gecesi (Barıman yayınevi, ist. 1947)

Şiirleri :
Ölü Su (şiir) Yazı, Sayı 1,1987.
Ayrılık (Şiir) Milliyet Sanat Dergisi, sayı 1, Şubat 1980.

Çeviri Şiirleri :
Gözler, (Şiir) Ezra Pound'dan, Yusuf Atılgan'a Armağan, s.129-130
Bir Yerde Hiç Gitmediğim, e.e.cummings'ten, Yayımlanmamıştır.

Çeviri Yazıları :
Kierkegaard'dan (Korku ve Titreme'den),Değişim, Sayı 2
Kierkegaard'dan (Günce'den), Değişim, Sayı 1
Kierkegaard'dan (Ölümcül Hastalık'tan), Değişim, Sayı 7

Ödülleri
1955 Tercüman Gazetesi öykü Yarışması'nda Evdeki öyküsü ile birincilik ve Kümesin Ötesinde öyküsü ile dokuzunculuk
Aylak Adam romanı ile 1957-1958 Yunus Nadi Roman Armağanı'nda ikincilik.
'Bodur Minareden Öte' Sait Faik Öykü Ödülü
zebercet ve c.'yi tanıdık-sevdik çokça..

ama bu abimizin o kadar güzel öyküleri de vardır ki, okunası, tekrar tekrar.

şöyle ki:

*evdeki
*saatlerin tıkırtısı
*tutku
*kümesin ötesi
*dedikodu
*yük
*yaşanmaz
*atılmış
*çıkılmayan
*bodur minareden öte
*ağaç
*eylemci

ve ekmek elden süt memeden adlı çocuk kitabında korkut'a masal ve ceren'e masal adlı iki masalı bulunmaktadır.
aylak adam gibi türk edebiyatında yer etmiş büyük eserlerden birinin yazarıdır. sadece şu pasaj için bile defalarca okunabilir bir kitaptır:
"tutamak sorunu dedim. dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaylardaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutamağının en iyi en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, "veli ağanı öküzleri gibi öküz yoktur" demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi. bir kadın. birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven, bir kadın."
türk edebiyatına az ama iz bırakan eserler bırakmış yazar. varoluşçuluğun edebiyattaki temsilcisi.

--spoiler--
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kim zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine; sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi , pırıl pırıldı. Herkesin,- Veli ağanın öküzleri gibi öküz, yoktur,; demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
--spoiler--
toplamda yazdığı sayfa sayısı 1000'i geçmez ama modern türk edebiyatına yön vermiştir. aylak adamda ve anayurt otelinde hayatın tekdüzeliğini, kişilerin iç dünyalarındaki arayışları ve yalnızlaklarını çok güzel ifade etmiştir. anayurt otelinde gelişen olayların çarpıcılığı kısa kalmasına rağmen ( sanki bir parmak bal çalıp bırakmıştır üstat) tutunamayanlar gibi bir şaheserin yazılmasına vesile olur. sorgulattırır, insanlar arasındayken dalarsınız onların hayatlarının anlamsızlığı düşünürsünüz, tutunabilmeye çalıştıklarını düşünürsünüz. ehem işte candır, büyüktür üstat.
(bkz: aylak adam)
(bkz: anayurt oteli)
(bkz: tutunamayanlar)