bugün
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur18
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi13
- keyiflenmek için ne yapıyorsun12
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak26
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı9
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi13
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi21
- magicovento31
- atatürkün mason localarını kapattırması15
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi11
- son 22 yılın özeti20
- ahmet uğurlu8
- d varank21
- uzun entry giren erkek10
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- albay kemal18
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün12
- davaciyimbe8
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- atatürk'e iftira atmak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır17
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular20
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz24
- 122112as8
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti16
- üçten fazla dövmesi olan kız9
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız8
- sözlükteki cemaatçiler listesi9
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması12
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe19
- japonya'nın yarısı kürtlerindir18
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- akp döneminde kürtlerin asimile olması12
- kemalizm27
- kavga etmek isteyen kadın8
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia13
- icardi190511
- bu gece intihar edeceğim77
- siklememe sanatı8
- trt'nin osmanlı dizileri26
- her canlı şeyi sudan yarattık11
- bütün pitbullar uyutulmalı20
- rte'nin artık fenerbahçeli değilim açıklaması8
- pipisine tapılan adam16
rehberindeki insanların ad soyad şeklinde kayıtlı olması.
kocaman üçlü koltuğu evirip çevirip tamir ederken ulan bi el daha olsa dediğim yarım saat önce anladım yalnızlığı.
en kuvvetli olaraktan, galiba (bkz: kabir) de...
Bir yada birden çok derdin var. Dertleşmek istiyorsun ama yanında derdini dinleyecek kimse yok. işte o anlar.
Yolda yururken kucuk bir tasi sol tarafima dogru attim geri gelmedi.
Hastayken kendi kendine çorba yapıp daha sonra hastaneye gidip tek başına serum yeyip sonrasında düzenli bir şekilde ilaçlarını takip ediyorsan yalnızsındır. Annenin yanında o ilaçları içmek aklına bile gelmez mesela.
bazen anlamanın insanı titretecek kadar sinirini bozan anlardır.
lise döneminde, ailemden gizli sigara içtiğim bir binanın önü vardı. yakın bir zaman diliminde sarhoşken bu sokağa saptım. elimde de yeni yaktığım sigara vardı. sigarayı bu binanın karşısındaki kaldırıma oturarak içmeye karar verdim, ergenlik dönemimi, o dönem sigara içerken yaşadığım iç sıkıntıları yad edebilmek için. sonra bir şey farkettim, apartmana benim ismimi vermişler. o anın büyüselliğiyle bunu üstümü alındım tabii ki. apartmanın girişinde yazan kocaman ismime baktıkça ismin bana ait olup olmadığını kavramaya çalıştım. demek ismim böyle yazılıyordu, ne kadar ilginç. ismimi sayıklamaya başladım. ismim bana yabancı geliyordu. eve ismimi sayıklayarak döndüm, benliğim ile ismimin bütünleşmesini sağlamak için.
isimler bayrak gibidir demişti hemingway çanlar kimin için çalıyor kitabında. bayrak, bir temsil aracı olarak bayrak ve bir temsil aracı olarak isim. insanların kafasında ismimle imgeleniyorum. kafalarında benimle ilgili düşünceler akarken, ismimle bütünleşik gerçekleşiyor. ama ben, ismime yabancılaştım bir anda. insanlardan kendimi izole ettikçe, toplumda varolduğum görüntüm dışında olan soyut niteliğimi yani ismimi yoksaymıştı benliğim. artık insanların kafasında oluşturduğum benliğimden soyutlamayı başarmıştım kendimi belki de. artık kendi kafamın içindekilerden fazlası değildim sanki. o ana kadar çokça kendimi yalnız hissettiğim daha duygusal anlar yaşamıştım elbette. ama o ana kadar yalnızlığın yüzüme sinir bozucu ve şok edici bir şekilde çarptığını hissetmemiştim.
lise döneminde, ailemden gizli sigara içtiğim bir binanın önü vardı. yakın bir zaman diliminde sarhoşken bu sokağa saptım. elimde de yeni yaktığım sigara vardı. sigarayı bu binanın karşısındaki kaldırıma oturarak içmeye karar verdim, ergenlik dönemimi, o dönem sigara içerken yaşadığım iç sıkıntıları yad edebilmek için. sonra bir şey farkettim, apartmana benim ismimi vermişler. o anın büyüselliğiyle bunu üstümü alındım tabii ki. apartmanın girişinde yazan kocaman ismime baktıkça ismin bana ait olup olmadığını kavramaya çalıştım. demek ismim böyle yazılıyordu, ne kadar ilginç. ismimi sayıklamaya başladım. ismim bana yabancı geliyordu. eve ismimi sayıklayarak döndüm, benliğim ile ismimin bütünleşmesini sağlamak için.
isimler bayrak gibidir demişti hemingway çanlar kimin için çalıyor kitabında. bayrak, bir temsil aracı olarak bayrak ve bir temsil aracı olarak isim. insanların kafasında ismimle imgeleniyorum. kafalarında benimle ilgili düşünceler akarken, ismimle bütünleşik gerçekleşiyor. ama ben, ismime yabancılaştım bir anda. insanlardan kendimi izole ettikçe, toplumda varolduğum görüntüm dışında olan soyut niteliğimi yani ismimi yoksaymıştı benliğim. artık insanların kafasında oluşturduğum benliğimden soyutlamayı başarmıştım kendimi belki de. artık kendi kafamın içindekilerden fazlası değildim sanki. o ana kadar çokça kendimi yalnız hissettiğim daha duygusal anlar yaşamıştım elbette. ama o ana kadar yalnızlığın yüzüme sinir bozucu ve şok edici bir şekilde çarptığını hissetmemiştim.
Annen baban seni zerre düşünmeden kendi keyfine göre davrandığında.
Insan diyor kendi ailem için bu kadar önemsizsem elalemden nasıl fedakarlık bekleyebilirim ki?
Insan diyor kendi ailem için bu kadar önemsizsem elalemden nasıl fedakarlık bekleyebilirim ki?
Sarılmaya ihtiyacın olup da sarılacak kimsen olmadığı an.
radyo şakası dinlenilen her an.
böyle birden ''şaka yaptırabilecek kimsem yok!'' diye şimşek çakıveriyor beyninizde.
böyle birden ''şaka yaptırabilecek kimsem yok!'' diye şimşek çakıveriyor beyninizde.
annenizin yanıninizda olmadigini anladiginiz anda.
annen varsa yanlız değilsindir. derdin her zaman derdidir.
annen varsa yanlız değilsindir. derdin her zaman derdidir.
Telefonunu kaybedince "beni çaldırır mısın?" diyecek kimse bulamamak.
bu başlığa 6000.entry girmek
o andan bahsediyorum yani
o andan bahsediyorum yani
bir kedi ördüm ev arkadaşim kedi sıkılmasin diye. evdeyken izliyorum ona vuruyor,arka ayak darbeleri atiyor, kovaliyor. hatta normalde bana sarilip uyuyan kedi simdi oyuncagiyla koltukta uyuyor. gozlerimin onunde birbirlerini seviyorlar.
daha çok yalnız kalmayı istediğim zamanlar,yaramı deşmeyi seviyorum.
yaramı da seviyorum.
yaramı da seviyorum.
şu an. kimsen yok lan. bildiğin yalnızım. olayı dramatize bile edemiyorum.
ciddi ciddi koltuga oturupta sanki yanimda birisi varmış gibi ona başımdan gecenleri anlatip akıl istemiştim. sonra ayaga kalkıp bak kardeş yanlış yapiyorsun diye kendime uzun bir nutuk cekmistim, sonra bide muhalefet olup terslemistim kendimi.
kendime kufur ederken ayiktim en son.
aslinda yalniz degilim de kimsenin verdiği akli sevmiyorum ve herşeyi herkese anlatamıyorum
kendime kufur ederken ayiktim en son.
aslinda yalniz degilim de kimsenin verdiği akli sevmiyorum ve herşeyi herkese anlatamıyorum
Eve geldim. Kapının sesini duyan kedim koşarak üzerime atladı. Biraz sevdikten sonra yere bıraktım. Çantamı girişteki kalorifer peteğinin üzerine koydum. Kahve yapmak için mutfağa geçtim ve su ısıtıcısının düğmesine batım. Ardından koltuğa oturdum. Bilgisayarımı açtım ve e-devletten mezuniyet belgemin çıkıp çıkmadığını kontrol ettim. Evet, mezuniyet belgem çıkmıştı. Artık ben de bir mühendisim. Bir an mutlu oldum. Sonra bu mutluluğumu paylaşacak kimsem olmadığını farkettim. Aynı zamanda ne kadar yalnız olduğumu da.
kalbimin sıkıştığı an kimseye seslenememiştim O an işte yanlızlık.
pazar sabahları kahvaltı yapmaktansa tostla geçiştirmek.
Sigara içerken tütünün yanışının sesini duyabilmek bi de sırtın ulaşılmaz noktası kaşındığında kaşıyacak kimsenin olmaması kapı kirişlerine sürtünmen.
Soğan olsun mu ? Sorusuna bol soganli cevabini veriyosan yalnizsindir.
telefonu internet açık şekilde şarja bırakıp saatler sonra döndüğünde heyecanla telefona bakıp bildirim gelmediğini gördüğün o andır.
moraliniz bozuk bir şekilde eve gittiğinizde mızmızlanacak birinin olmadığını fark edip buzdolabının içindeki zerzevatla konuşmaya başladığınız an.
Sınıfın yarısının gittiği yere davet edilmemek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar