bugün

Gerçek karakterlerle çekildikten sonra üzerinde oynanarak çizgi film haline getirilmiş ilginç bir izlence. Ancak filmin felsefe ve insan ilişkileri üzerine yoğunlaşması ve sürekli içeri dışarı zoom yapılıyormuş gibi bir efektle işlenmesi filmi izlenmesi zor bir hale sokuyor.
2001 yılında gösterime girmiş, dünya üzerindeki en muhteşem filmlerden biri. çekimi, (film gerçek karakterli çekimden sonra üstüne animasyon eklenerek sunulmuştur. fakat bazı karakterler ise sadece animasyondan ibarettir.) kurgusu, senaryosu, müzikleri vs vs.. hepsi birbirinden başarılıdır.

rüya, gerçeklik, varoluş temalarını, karakterler arasındaki vurucu dialoglarla izleyiciye sunmustur filmin yönetmeni ve yazarı richard linklater. müziklerde filmle inanılmaz bi bütünlük içindedir.

rüyayla uyanıklık arasında geçen bi film. kesinlikle zaman geçirmek için izlenmemesi gerekir hatta mümkün olduğunca zihin açıklığının tavana vurduğu sıralarda izlenmelidir.

dream is destiny cümlesi görüldüğünde herşey başlamıştır.. *
mutlaka tek başına ayık kafayla ve mutlaka sabırla izlenmesi gereken muhteşem bir animasyon.
2001 yapımı richard linklater filmi. Daha sonra a scanner darkly 'de kullanacağı rotoscop tekniğiyle düşsel görüntüler eşliğinde, lucid dreaming halindeki bir gencin felsefi sorgulamalarını anlatır.
diyalogların asırılıgı ile izleyeni yoran filmdir. yönetmenin bu tavrı gerci diger filmlerinde de hissedilmektedir.. sakin kafayla izlenmesini tavsiye ediyorum. hepsini paylasılacak kadar kayda değer bulsam da bunu sectim. *

Akıntıya karışmak istersin.
Deniz ırmağa hiç hayır der mi?
Bir yere varmaktansa hep yola çıkmak en güzeli..
Tanışmalardan ve elvedalardan tasarruf etmiş olursun.
filmde de geçen bir diyalogdan hareketle söylenebilir ki bu film, senaryo halinden çok da fazla bir sinemasal değer taşımamaktadır. metinler hakikaten hakkını vermektedir, fakat metin olarak kalmış olsaydı çok kayıp olmazdı kanımca.

direğin üzerinde çaresiz duran yaşlı adamı gördükten sonra "onunki kuramsız eylem, bizimki ise eylemsiz kuram" tesbiti vurucudur.

(bkz: resullerin işleri)
bi dakka filmi durdurup not ediyim ben bunları...ne demişti?hımm evet mantıklı...çok doğru bunu bu kadar kolay başka nasıl anlatabilirdim ki...yaz yaz bitmiyor en iyisi bir daha izliyim ben bu filmi...en iyisi bir daha izliyim ben bu filmi...en iyisi bir daha izliyim ben bu filmi...bir daha izlemesem benim için daha iyi olcak gibi...
yazarın felsefe bitirme tezini sunuş şekli olduğu rivayet edilir.
"eylemsiz kuram, kuramsız eylem" sahnesini tenzih ederek söylüyorum...

son sahnedeki rüya ve zaman konulu diyalog dışında aslında çok kuvvetli metinleri olmadığına ikinci, üçüncü izleyişten sonra kanaat getirdiğim bir filmdir.
müziklerini glover johns gill'in yazıp tosca tango orkestrasıyla birlikte icra ettiği film.
tosca tango orchestra'nın elinden çıkma soundtrack albümü, edinilmesi gerekendir.
birçok filmi izlemektense sadece bunu izlemek yeterlidir..

http://www.otekisinema.com/waking-life-2001/
(bkz: rüya içinde rüya gördüğünün farkına varmak/#10141975)
Filmden Ufak bir kesit, ilgilenenler icin :

http://video.ak.fbcdn.net...0da10dc616c45117e26aed28d
en etkileyici diyaloğu "karınca olmayalım" diyaloğudur. modern insanın en büyük sorununun ele alındığı kısım bu kısımdır.
okulda ders olarak okutulması gereken bir film.

gözünüzdeki perdeyi kaldırır, beyni açar.

filmden bir replik:

''sevmedigin bir iste asgari ucretle calisirsin,
sonra yorgun argin eve gelir ve uyursun
ruyanda bir de bakarsin ki
bunlarin hepsi bir ruyaymis
hayatini asgari ucrete sattigin yetmezmis gibi
ruyalarini da bedavaya satin alirlar.''
--spoiler--
Bu gösteriyi yeterince anlamayabilirim. hatta ona katılmam da gerekmez. ama diyeceğim şu: onu kabul eder ve kayar giderim.
--spoiler--
müziklerini tosca tango orchestra nın yaptığı zihin açıcı, tekrar tekrar izlenesi animasyon...
Kavramasi zor bir film, sakin kafayla izlenmeli. 2.defa izleyecegim.
izlenmesi gereken felsefi filmlerden. sorgulamanızı bir adım daha öteye götürmenizi sağlar ayrıca sabırla izlenmesi gerekir zira film içerik olarak ağırdır. izleyin, izlettirin.
2001 yapımı 99 dakikalık richard linklater'in en mükemmel işi. 7.8 imdb notundan fazlasını hakediyor görsel
izlenesi, dinlenesi, üzerinde durup düşünülesi, özümsenip çıkarımlar yapılası, Filmden ötede bir yapım. izleyip geçilecek değil, durdurup notlar alınacak hatta defalarca izleyip sorulara cevap bulacak kadar değerli monologlar barındırıyor.

Richard abi bizzat en can alıcı sahnelerden birinde, bendenizi allakbullak etmiştir. Pinball oynayıp bir yandan yardıran, dreamer'la birlikte izleyiciyi de etkisi altına alan hikayeye imza atmıştır görsel
Sürekli haraket halinde, akıyormuş gibi görünen görselliği gözlerimi yorsa da defalarca izledim. Arşivimin en değerli köşesine sakladım, böyle felsefi bir yapımdan hoşlanacak birini bulunca tekrar izleyeceğim. Bu türü seven, dahası günlük hayatında varoluşu/insanlığı/gerçekliği/ vs gibi konuları konuşan-tartışan veya fikir bildiren insanlara hiç rastlamadım. Varsa yoksa rutini tamamlamak ve yeni bir rutin için kıvrılıp yatmak, tek bir sorgulama veya soru sorma isteği yok. Bazen düşünüyorum da, hangimiz daha iyi durumda? Şempanze gibi yaşamaktan başka bir şey bilmeyenler ve bilmeyi istemeyenler mi, yoksa süper şempanze olmak için çaba gösterip arayış içinde olanlar mı?

Linklater'in önceki şahane filmi olan before sunrise'daki çifti jesse&celine de bu animasyonda yer alıyor. Jesse'nin filmde reeankarnasyon'la ilgili yarım kalan konuşması, yıllar sonra tamamlanıyor görsel

Her bir monolog hatta her bir kelime öyle güzel ki, hepsini yazmak isterdim. Fakat izlenip görülmesi daha iyi olur diye, en sevdiğim monologdan iki satır bırakıp entrymi burda bitiriyorum; "bir varsayıma göre, hayatı hem yaşayıp hem de aynı anda anlayamazsın. Anlaşılmış bir hayat, yaşanmış bir hayattır"
Sabır ve biraz da felsefik bilgi gerektiren günümüz insanı bireyselleşme ve daha birçok konunun ele alındığı izlerken gözü çok yoran bir sanat filmidir. Filmde bilimle felsefeyi karıştırmışlar, bazı noktalarını hiç anlamadım ama bazı noktaları da nokta vuruşu yapmıştır.
"Diyorlar ki düşler sadece sürdükleri sürece gerçekmiş. Aynı şey hayat için de söylenemezmi?"
rüyada olduğumuzu anlamamız için sayılara bakmamızı anlatan bir film. şöyle ki; rüya esnasında sayılara baktığımızda 8879 görüyorsak, 1 saniye sonra aynı sayılar 4573 oluyor, sonra 3857839475 oluyor. sürekli karışıyor.
bunu öğrendikten sonra bilinçli olarak rüyalarımda uygulamaya başladım. "acaba rüyada mıyım?" diye düşünüp orada burada sayı aradım ve genelde o sayıları birbirine karıştırırken buldum kendimi. sayesinde lucid dream'i başarıyla yapmama yardımcı olmuştur.