bugün

kazikli voyvoda olarak bilinen eflak voyvodasi
nam-ı diğer kont dracula. osmanlılara yenilen babası onu osmanlılara rehin bırakır ve iii. vlad sarayda ileride fatih olacak olan şehzade mehmet ile büyür. içinde bu ikilinin bulunduğu dört kişilik özel bir sınıfta ders görürler. daha sonra osmanlı hakimiyetini kabul edip erdel (transilvanya, bugünkü romanya) beyi olur. ama kısa bir süre sonra ayaklanır. bu nedenle Fatih Sultan Mehmet Han küçükken "kan kardeşi" oldukları bu zaat ile daha sonra düşman olmuştur.yaptığı zulüm ve kurbanlarını kazığa oturması nedeniyle daha sonra kazıklı voyvoda olarak bilinir. dracula (şeytanın oğlu) ismi bu canilikten gelmektedir. kont dracula'nın ölümü üzerine birçok rivayet vardır. kimi fatih öldürttü der, kimi kendi askerleri tarafından yanlışlıkla öldürüldü der. dracula'nın karpat dağları'ndaki şatosuna (bran şatosu) 1948 yılında el koyan romanya, Veliaht Dominic Von Habsburg'a geçen sene şatoyu törenle iade etti.
romanyalılar çok sevdiği kazıklı voyvoda. kendisinin vampir olduğuna inanırlar. onun hakkında kötü şeyler sölediğimde romanyalı arkadaşımın "dracula bu gece seni ziyarete gelicek, camına bak" tepkisiyle karşılaşmış, altıma sıçmışlığım vardır.
bram stoker vasıtasıyla çağımızın pop ikonlarından biri haline dönüştürülmüştür. romenlerin gözünde milli bir kahramandır çünkü bağımsızlık mücadelesi vermiştir fakat dünyanın geri kalanı için kan emici bir canavardır. vlad'ın bir pop ikon olmasından sonra tarihi kişiliği çok fazla deforme edilmiştir. örneğin vlad şatoda yaşamamış, vaktinin çoğunu savaş meydanlarında geçirmiştir ancak karpatları ziyaret eden amerikan turistlere vlad'ın kaldığı şato gösterilmektedir.
ayrıca marduk'ta kazuklu bey parçasıyla vlad abimizin katliamlarını onaylar bir çalışma sunmuştur nadide müzik camiamıza.
dracula efsanesinin bu adama dayandığı söylenir. hasımlarını öldürüp kanlarını içermiş. günahı boynuna anacım, valla öyle dedilerdi bana da..
les legions noires'in en çok tanınan üyelerinden olan, müziği çok sağlam bir black metal grubu (idi). lln ile birlikte dağıldı onlar da.
yeni bir altıncı nesil yazarımız. *
x files in ilk sezonlari ndan bir bolumde vampir bir arkadasin vucudunda dovmesi yer alan isim.
fatih sultan mehmet han tarfından tepelenmiş kan içicidir kendisi.*
kont dracula olduğu var sayılmıştır ki bence alakası bile yoktur. dracula'nın olduğu gibi vlad tepes'inde (Vlad III) tarihe göre kan tutkusu vardır bu yüzden aralarında bağlantı kurulmuştur.

kendisi eflak prensidir. en nefret ettiği soy türklerdir. gözünü tamamen nefret bürümüştür. bir keresinde ormanda fatih sultan mehmet ve ordusu için bir sürpriz (!) hazırlayıp, türk askerlerini kazıklara oturtmuştur. fatih sultan mehmet ise bu kadar vahşet dolu bir hükümdarın topraklarını almak istemediğini söyleyerek ordusunu geri çekmiştir. yine edindiğim bilgilere göre vlad tepes, kurbanlarını gözlerinin önünde kazıklara oturtur ve onların organlarını kendi gözleri önünde yermiş.

hatırladığıma göre "Dracul" babasının takma ismine göre ilişkilendirilmiştir. şimdi yanlış bilgi vermemek için tekrar baktım ve romencede "drac" şeytan anlamına geliyor "ul" ise bir belirteç "the" gibi. anlamı "the devil" yani şeytan anlamına geliyor. "ulea" takısı ise "oğlu" anlamına geliyormuş ve bu durumda "şeytanın oğlu" oluyor anlamı. ikincisi ve yeni öğrendiğim de şu şekildedir.
--spoiler--
ismin ikinci yorumu daha geniş kabul görmüştür. 1431' de,Vlad II, Kutsal Roma imparator' u Luxemburg' lu Sigismund' a bağlı olan Ejderha Tarikatına (The Order of the Dragon) katılmıştı. Tarikat, kendini Türklerle savaşmaya adamış şovalyelerden oluşuyordu. Amblemi, bir haçın üzerinde, kanatlarını açmış bir ejderhaydı. 1431' den sonra Vlad II (yani babası)üzerinde bu tarikatın amblemini taşımaya başladı.. Paralarının üzerine ejderha sembolü basılmıştı. Ejderha, şeytanın sembolüydü ve sonuç olarak "dracul" un diğer anlamı ejderhaydı. (dracul= dragon) Bu yorumla, Vlad II "Ejderha", onun oğlu Vlad III Dracula (Dracul - ulea ) ise "Ejderhanın oğlu" anlamına geliyordu.
--spoiler--
draculanın çıkmasına yol açan ise bram stoker'ın Dracula adlı romanıdır. okumuştum ve gerçekten günümüzün uyduruk vampir romanlarından çok daha farklı bir dil kullanılmıştır ve oldukça eski bir zaman dilimi anlatıldığı için bazı yerlerde bilmediğimiz kelimeler boldur. discovery channel belgeselinde gördüğüm kadarıyla bram stoker'ın draculayı yarattığı yerler kısmen doğrudur. örneğin şatosuna giden karanlık yol ve orman doğrudur fakar anlatıldığı kadar kasvetli değildir ayrıca bram stoker'ın bahsettiği alanda şato yoktur.
Draculanın şatosu olarak bilinen 2 yada 3 şato vardı sanırsam belgeselden aklımda kaldığı kadar. birisi Bran kalesi.

http://www.paranormalknowledge.com/articles/tag/draculas-castle

Draculanın şatosu budur izlenimi vermedi bu şato açıkcası bana. daha kasvetli bir şato beklerdim.
Bir diğeri ise; poenari kalesidir.

http://www.virginmedia.com/travel/destinations/features/most-haunted-holidays.php?ssid=2

bu mimari açısından biraz daha uygun gibi. ama bu şatoda gerçekten bir dracula efsanesi oldu mu, yoksa dracula diye adlandırılan türklerin azılı düşmanı vlad tepes miydi bilinmez.
ama tarih öncesi çağlarda dinazorlar ve daha ilginç yaratıklar yaşarken, şimdi de ufoların bahsi geçerken insanımsı bir yaratığın da var olmaması için bir sebep göremiyorum. bu bahis kur-an' da da geçmiştir. evrende yalnız değilsiniz denmiştir. bu yüzden oturup o yok bu yok sadece biz varız demektense bence oturup düşünmek de gerekiyor bazen.
ayrıca insanların "vampir" diye adlandırılmasına yol açan bir hastalık varmış tıbbın t'si bile yok iken. porfiria adı verilen bir hastalık. insanlar bu hastalığa yakalanınca; güneşe karşı hassaslaşma başlar, deri güneş göremediği içinde soluk bir hal alır. diş etleri çekilir. kansızlığın da gelmesi ile birlikte kan isteği duyulur. bugün hala günümüzde aşırı kansız olan insanların bile kan tutkusu vardır fakat bu tamamen hastalıktan dolayı bir istektir.

bunlar benim izlediklerimden okuduklarımdan aklımda kalanlardı. dicsovery channel da bu bilgileri bulabilirsiniz yada travel&living. ben bu belgeseli travel&living de izlemiştim. tavsiye de ederim gerçekten ilginç bir konudur. belgesel romanya'da çekildiği için çok ilginç gothik yapılar da görmeniz mümkündür.

edit: ayrıca vlad tepesin ölümüyle ilgili çeşitli hikayeler vardır. türkler tarafından kafası kesilip kazığa oturtulmuştur. hatırladığım bir diğeri de, savaşta türklerin geldiğini duyarak kaçmıştır.
düşmanlarının kanında banyo yapan, yakışıklı radunun kardeşi eflak prensi. kendisi şu anda romanyada milli kahraman ilan edilmiş fatihi en çok zorlayan psikopatlardan biridir. küçükken babası tarafından raduyla birlikte II Murad'a esir verilen vlad tepeşin hayatı osmanlı zindanlarında geçmiş, bu kin ve nefretinin zindanlarda gördüğü işkencelerden dolayı olduğu idda edilir. esirleri kazıklara oturtmuş ve onları osmanlı eflak sınırına dizdirmiş psikopat adam.
besarab hanedanı'nın* bir uzantısı olan drakuleşti hanedanı** üyesi olarak 1431'de doğmuştur.

resmi ünvanı eflak voyvodası üçüncü vlad tepeş'tir.

gençliğinde kardeşi radu tepeş'le birlikte babası ikinci vlad tepeş tarafından osmanlı devleti'ne soylu rehin olarak verilmiştir. bunun nedeni eflak voyvodası'nın kıçının başının ayrı oynamasına engel olmaktır ki tarih boyunca tüm soylularca bu tür şeyler yapılmış ve yaşanmıştır.

edirne'deki yaşamına dair notlarda kendisinin iyi huylu olduğu falan yazar ama eflak voyvodası olmasının ardından bu hâllerin yalnızca bir rôl olduğu anlaşılmaktadır. esaret günlerinde kuran ı kerim, türk sanatları, binicilik ve savaş sanatları üzerine eğitim almıştır. bu dönemde osmanlı devleti, vassalı olan eflak voyvodalığı'na pek çok yardımda bulunmuştur.

edirne'deki yaşamı onu hristiyanlık inancından çıkartmış ancak osmanlılar'a karşı duyduğu kin nedeniyle müslüman da olmamıştır. çeşitli anlatılarda lucifer* ile anlaştığı, ruhu olmadığı falan söylenegelir.

eflak voyvodalığı tahtına çıktıktan sonra osmanlı devleti'ni çok uğraştırmıştır.

tahta ilk çıkışı 1448'de, yanoş hunyadi önderliğindeki boyarların, babası ikinci vlad tepeş'e karşı ayaklanıp öldürmeleri ve veliaht durumdaki mircea tepeş'i, gözlerini oyduktan sonra diri diri gömmeleriyle olmuştur. eflak'ın macaristan'ın eline düşmesini istemeyen osmanlı devleti, bölgeyi işgâl etmiş ve üçüncü vlad tepeş'i tahta çıkartmıştır. ancak bir yıl bile geçmeden boyarlar hanedanı ele geçirmiş ve tahta ikinci vladislav geçmiştir.

vlad önce moldova'ya, amcası ikinci bogdan'ın yanına kaçmıştır ama onun da suikaste kurban gitmesi ile macaristan'a sığınmıştır. osmanlı'yı iyi bilen eski düşmanı vlad'dan çok etkilenen yanoş hunyadi onu danışmanı olarak yanına almıştır.

istanbul'un fethi'nden üç yıl sonra osmanlı devleti ile macaristan arasında yaşanan çekişmeler sırasında vlad eflak'a dönmüş ve ikinci vladislav'ı yenerek tahta bir kez daha çıkmıştır.

macaristan-osmanlı gerginliğinin odak noktası olan eflak'ın durumu bu sırada berbattır. tarım bitmiş, ticaret sıfırı tüketmiştir. yabancı tüccarlara sınırlamalar getirmiş, yeni tarım alanları açmış ve boyarlar'ın önde gelenlerinin öldürmüştür. boyarlar'la sıkı ilişkiler içindeki saksonlar'a göz açtırmamış, braşov'daki sakson yerleşimcileri kazıklara oturtmuştur. orduda da yenilikler yapmış ve ülkenin savunmasını güçlendirmiştir.

macaristan kralı matyas hunyadi ile ittifak içinde bulunduğundan papa'nın çağrısıyla oluşturulan haçlı ordusuna katılmıştır. bu dönemde osmanlı'ya 10000 duka altın ve 500 askerlik çağında erkekten oluşan vergisini ödemeyi, osmanlı'nın hükmünü kabûl etmek olduğu için reddetmiştir. buna bahane olarak elçilerin sarıklarını önünde çıkartmayı* reddetmelerine bağlamıştır. bu sırada fatih sultan mehmet, eflak'ın sınırlarını tuna nehri'ne genişlettiği haberini alır ve hamza paşa'yı bölgede barışı sağlamak ve gerekirse ikinci vlad'ı tahttan indirmekle görevlendirir. vlad osmanlı güçlerini dar bir geçitte tuzağa düşürür, hepsini ele geçir ve sonunda kazıklara oturtur. hamza paşa'yı rütbesi dolayısıyla en yüksek kazığa oturtur.

1462 kış aylarında vlad, kendini tımarlı sipahi gibi göstererek tuna nehri'ni geçer ve sırbistan ile trakya arasındaki tüm bulgaristan'ı yerle bir eder. matyas hunyadi'ye yazdığı mektubunda yakılan evlerde ölenler dışında 23884 türk'ü kazıklara geçirdiğini ve fatih sultan mehmet'le olan barışı bozduğunu ballandıra ballandıra anlatır. gelin gelelim macaristan başta, hiçbir ülkeden beklediği desteği bulamaz.

bunun üzerine fatih sultan mehmet 60000'i düzenli birliklerden olmak üzere toplamda 90000 kişilik bir ordu toplar ve eflak seferi'ne çıkar. 30-40 bin kadar askeri olan vlad, osmanlı ordusu'nun tuna nehri'ni geçip eflak'a girmesine engel olamaz. baskınlarla osmanlı ordusu'nu zayıflatma yoluna gider. bu baskınlardan en önemlisi 17 haziran 1462'deki targovişte gece baskını'dır. baskında 15000 osmanlı askeri öldürülür ve bazı kaynaklara göre fatih sultan mehmet canını kurtarmasının tek nedeni vlad'ın ikinci mehmet'in otağı diye sadrazam çadırına saldırmasıdır. baskın sonrasında osmanlı ordusu'sunda morâller bozuk ve yıkım o kadar büyüktür ki 11 temmuz 1462'de, yani baskından 24 gün sonra ana güç edirne'dedir. avrupa başkentlerinde kazıklı voyvoda'nın bu utkusu coşkuyla karşılanır. tüm bunlara karşın bazı kaynaklar fatih sultan mehmet'in başkente ilerleyişini sürdürdüğünü ve 23000 türk ve bulgar'ı kazıklara geçirdiğini bildirir.

bu yenilgi sonrasında fatih sultan mehmet, vlad'ın kardeşi radu tepeş'e yeniçerilerden oluşan bir garnizon, yüklü bir miktar altın ve barutlu silahlar vererek eflak'daki vlad karşıtlarının desteği ile tahtı ele geçirmesi için uğraşır. osmanlı'yı macaristan'a yeğleyen ve vlad'dan çok çekmiş olan boyarlar da radu'ya katılırlar. radu, kardeşinin önemli sığınağı olan poenari kalesi'ni kuşatır. vlad kalededir ancak ele geçmez. en sevdiği paralı askerleriyle üç zafer daha kazanır ama parası bitmiştir ve askerlere ödemelerini yapamaz. bunun üzerine eski müttefiki macaristan'dan yardım istemeye karar verir. macaristan'a para için giden vlad kendisini bir anda vatana ihanetten* tutuklanmış bulur.

macaristan'daki tutsaklığında fatih sultan mehmet'e kayıtsız şartsı teslim olduğuna dair bir mektup yazar ya da macar kralı bunu yazdırır. 1475'e dek macaristan'da tutsak olan vlad 1475'te katolik olduğunu beyan eder. bu da tabiî ki batının desteğini almak için bir yoldur. çok geçmeden kardeşi radu tepeş'in ölümü üzerine 26 kasım 1476'da eflak tacını bir kez daha başında bulur. ancak iki ay geçmeden, aralık sonlarında suikaste uğrar ve kellesi istanbul'a getirilir. ölümünün tarihi ve yeri tam olarak bilinmemektedir.

daha yaşarken sadizminin boyutları avrupa'da ve osmanlı coğrafyasında nam salmıştır. ölümünden yüzyıl sonra bile almanya ve rusya gibi ülkelerde kendisiyle ilgili söylenceler anlatılır, broşürler basılırdı. gittikçe büyüyen ünü sonunda drakula mitine dönüşür. böylece, dolaylı yollardan da olsa tarihte hakkında en çok sinema filmi çekilen varlık durumuna gelir. son olarak da vinci's demons'ta da kendisine yer bulmuştur.

ingiltere veliaht prensi prens charles 2011'de soyunun vlad'a dayandığını söylemiştir.

bazıları kendisine vlad dracul derler, bu yanlış bir söylemdir. kendisiyle ve ünlü kazıklarıyla ilgili mine kırıkkanat yazısı vardır ki "adam haklı beyler" tepkilerine neden olur:

http://www.odatv.com/n.ph...-unlu-icoglani-0912121200
kazıklı vovyvoda ve drakula olarak bilinen kişidir. Eflak voyvodasıdır.
kardeşi radu'YU FATiH SULTAN MEHMET BAFiLER.

KUCAĞINDA GEZDiRDiĞiNE DAiR SÖYLENTiLER VAR.
da vinci demons 6. bölümde bolca yer verilen eflak beyi.
osmanlı padişahlarının 11 yaşında iç oğlanı kadrosuna alıp düzenli olarak götten siktikleri romen eflak voyvodası. yıllarca bunun hıncıyla beslenmiş ve bir gün intikam almak için duruma katlanmıştır. 17 yaşında eflak voyvodası olup emrine ordu verilince, tıpkı padişahların onu kucaklarına oturttuğu gibi o da osmanlı'ya dair yaşayan her canlıyı penisi andıran kazıklara oturtmuştur. drakula mitinin temel dayanağı 3.vlad tepeş yani namı diğer kazıklı voyvoda'dır. e sen adama 11 yaşından 17 yaşına kadar götten tecavüz edersen o da büyüyünce alayını götten kazığa oturtur. bence psikopat falan değil tarihteki en unutulmaz ve en efsane intikam hikayesinin başkahramanıdır. helal olsun adama. bizi öyle sikseler ölene kadar kendimize gelemeyiz amk, adam azmetmiş ve intikamını almış. kazığa oturtan ellerine sağlık.
osmanlı devşirmesi, vampir efsanesinin başlanmasına sebep olan muhim şahıs. yalnız kökeni bize dayanan bir olay hakkında nasıl olur da amerikan vatandaşları bizden daha bilgili ve ilgili olabiliyor diye sormuyor değilim açıkçası.
favori yemeğinin oturtma olduğunu düşündüğüm eflak prensi. çok fazla cani işkenceler uygulamıştır fakat bu işkenceleri osmanlı sarayında öğrenmiştir.
vlad tepeş in yani kazıklı voyvodanın osmanlı sarayında eşcinsel ilişkilerde kullanıldığını söyleyenler var. bu tarih ne hoş bişey ya, istediğin gibi sallıyosun. ya da kanıtlar sunarsın sağlam sağlam ben de sana inanırım.

vlad tepeş, eflak kralı olan babası tarafından bağlılık göstergesi olarak 2. murada verilmiştir. sarayda akranı olan şehzade mehmetle çocukluk arkadaşıdırlar. enderun üniversitesinde her türlü eğitim kendisine de verilmiştir.

fatih 1451 de tahta geçtiğinde, vladın babası da eflakta rahmetli olmuş, ayrılma vakti gelmişti iki dost için. fatih vladı eflağa vali olarak atadı ve uğurladı. lakin vlad eflağa döndüğünde duygusal ve milliyetçi eflak asillerinin de etkisinde kalarak, hem osmanlıya hem de padişaha, eski dostuna baş kaldırdı.

hayat çok garip lan. harbiden çok garip amınakoyum. düşünsene halkında kral soyundan geliyosun, zeki, akıllı, hırsli bir insansın.eflakta bağımsız bir kral olmak için elinde her şey var. bir şey hariç, fatih ile aynı yüzyılda yaşıyosun.* karşında fatih gibi bir panzer var. çok şanssızsın vlad. çok şanssızsın eflak prensi.

edit: sonunda ne mi oldu. önce vlad eflaktaki osmanlı vergi memurlarını kazığa oturtur. kazıklı namı da burdan gelmektedir. fatih bu olaya çok sinirlenir, bizzat ordusuyla eflağa yürür. sarp kayalıklarda olan bir kaleye sığınan vladı ele geçirmekte zorlanır. orduyu paşalarına emanet edip istanbula döner. fakat bu fatihin öfkesini dindirmeye yetmeyecektir. kuşatmadan bir şekilde kaçan vlad macaristana sığınır. macaristan osmanlı ile arasını bozmak istemediği için vladın kesik başını istanbula elçiyle gönderir. fatihn öfkesi ancak kesik başı görünce geçmiştir. başı bir mızrağa takılarak istanbul sokaklarında gezdirilir. yerine de fatihe daha çok bağlı olan vladın kardeşi radu getirilir.
Kont Drakula ve Kazıklı Voyvoda olarak bilinen voyvoda üçüncü Vlad Tepeş 1431 yılında Macaristan'ın Segesşvar bölgesinde doğdu. Düşmanlarını kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçen Vlad tepeş, pek çok filme ve romana konu olmuştur.

Tahttan indirildikten sonra Macaristan'da hapis kalan Vlad, 1476’da Eflak ülkesinde yeniden göründü. Boğdan ve Erdel birliklerinin desteğiyle tahtını yeniden ele geçirdi. Ancak teyakkuz halindeki Mihaloğlu akıncıları Aralık 1476’da Vlad’ı Bükreş yakınlarındaki Balteni’de ani bir baskınla yakaladı ve başını kesti.

Tarihin en acımasız hükümdarlarından biridir. Romanya'da bir kahraman olarak görülür.
Temsili resimleri ile Fatih Sultan Mehmet resimleri arasındaki benzerlik dikkat çeken tarihi psikopat katil kişilik.
görsel
görsel
Rus çöpü.
Nam ı diğer Kazıklı voyvoda. Drakulanın esin kaynağı tarihi kişilik. Bu göt Fatih sultan Mehmet ile aynı hocalardan ders alıp yetişmiş Ama Türklere karşı bitmeyen bir kini var.
Okuduğum bir olayında şehirdeki tüm fakirlere yemek vermiş. Sonra handan çıkıp orayı ateşe vermiş. Doğruysa en sağlam küfürleri hak ediyordur.
Nihayetinde hayatını hep ezik olarak yaşamıştır hükümdar olsa bile. Fatih bunu bir kez kovalamış tahttan inmiş sonra ikinci kez dönüp tekrar tahta çıkmıştır.
Ee kimi anası ile anılır kimi anısı ile vladcım.