bugün

iyi bir komediydi. gittim, iğrençti, rereroro diyen yalan söyler. bir kere gidilip görülmeye kesinlikle değer.

bok atmadan önce iyi düşünmek gerek. türk sinemasının geleceği bu filmlere ve bu insanlara bağlı.

sonra mahsun'la cem yılmaz'ın parası bitince çok ağlarsınız noldu bizim sinemamıza diye.

serbest piyasa ekonomisini benimsemiş bir insanım, zaten nasıl benimsemeyeyim bu devirde o da ayrı konu ama şunu söyleyeceğim:

bu çok para harcanmış, hattı zatında çok para kazanılmak için yapılmış bir film değil. acaip belli her halinden.

kimi insanlar servetlerine servet katmak için film yapıyorlar sinemamızda. onlara kızmıyorum, kınamıyorum. çünkü genel itibariyle iyi işler ortaya çıkarıyorlar. sinemamızda kapitalist kişilik kendine bir yer buldu.

fakat hep aynı insanlar film yaparsa bu işin keyfi nerde kalır? diğer yönetmenlere ve oyuncu gruplarına bir şans vermemizi gerektirmez mi sanat?

veya şöyle sorayım, sadece parası olan mı sanatçı olmak zorunda bu toplumda?

sizin sanattan anladığınız bu mu?

karpuz kabuğundan gemiler yapmak diye bir film vardı hani, ödüle doymamıştı. sahi, ne kadardı onun bütçesi?

ne diyorsun yani dersen şunu söylüyorum ki herkes bir şeylere bir yerlerden başlıyor. cem yılmaz'ın ilk filmi de buna karbon kağıdından çıkmış gibi benziyordu. sonrasında çok daha fazla hikayeye efendilik yaparak çok daha fazla insana hitap etti. tabi bu arada yerden yere vuruldu, ki hala vurulur toplumumuzdaki ingiliz asilzadeleri tarafından. her neyse.

kısacası bu filmi yapan adama da, nefesi yapan adama da hatta dabbe'yi yapan adama da bir şans verin.
çünkü vakti zamanında kimse şans vermediği için erotik filmler oynadı bu sinemalarda, bu yüzden kültür erozyonları yaşandı.

biraz emeğe saygı, biraz da sanata saygı için yerden yere vurmadan düşünün biraz.
değişik bir serzeniş biçimidir, samimi olduğu bir arkadaşından ummadığı bir haraket gören bünyenin ağzından çıkan laftır. cümle içinde kullanalım;
-sezai ben artık halı saha maçlarına gelmiyecem, yengenle gezicez.
-vay arkadaş, seni de kaybettik.

(bkz: ukte)
son zamanlarda her olaya karşı söylediğim laf olmuştur. bir kez söylediniz mi çok pis dile dolanır, benden söylemesi.
geniş aile dizisinin isyankar çocuğu zekai'nin sıklıkla kullanığı isyan sözcükleri.
leyla ile mecnun dan ötürü zaten sempati beslediğim ali atay ın manik karakterine bayıldığım film. genel olarak da hoş film.
kesinlikle gidin izleyin asla pişman olmazsınız. ali atay izlemesi en zevkli karakterdi müthiş bir manik depresif karakteri yaramış.
--spoiler--
polis kapıya gelir manik ve tik uyuşturucuyu ne yapacaklarını düşünürler.
tik: tuvalete döksene malı.
manik: nereye döküyorum lan ha? biri var lan resmen delikte. bırakmışsın baba yadigarını yer mi kalmış!
--spoiler--
beklentisiz izlerseniz çok eğleneceğiniz bir film. diyologlar ve manik karakterini canlandıran ali altay'ın performansı şahane. recep ivedikler haftalarca vizyonda kalırken bu harcanmış bir film.filmden kareler:

--spoiler--
efendi baba'yı hastaneye yetiştirmeye çalışmaktadırlar.

manik- çeksene lan ambulansı hasta getiriyoz
adam - bizde mal indirmiyoruz bizde hasta indiriyoruz (olay anında manik serum şişesini eline döküp kolanya misali hastanın yüzüne sürer)

manik - götümüzden korksaydık arkamızda taşımazdık.

tik - "siz daha önce boru tesisat işi falan yaptınız mı?"

mafya+ yarın mallar elimde olur mu?
dildo- tabi canım bizzat elinize vericem

--spoiler--

özet geçtim. izlenir.

edit: dvd'si çıksa iyimiş. sansürsüz daha güzel olabilirdi.
bir kere duyduysanız ve kullanmaya başladıysanız asla kendinizi durdurmadığınız kelime topluluğudur işte.

- ben geçen muratla birlikte oldum
+vay arkadaşş

- fight club ı izledin mi
+vaay arkadaş bu sorulur mu bana

-sınav nasıldı
+vayy arkadaşş ne sınavdı ya.

-ozan sevgilisinden ayrılmış
+vaay arkadaş bana mesaj atması yakındır.

gibi..
Yeni bir nida!
Öğrencilerin finallerden sonra "vay arkadaş kaldık gene!" şeklinde kullandığı deyim!
ali atayın canlandırlığı manik karakteriyle yarım yarım yardırmış, beni benden almış filmdir.

manik karakterinin olduğu sahneler için:

part 1: http://www.youtube.com/wa...gKEs0&feature=related

part 2: http://www.youtube.com/wa...&feature=related";
sırf fırat tanış ve demet evgar için bile gidilir bu filme.
sen ötersen herkes ölür repliğinden sonra fragmandaki gibi kameranın mete horozoğluna dönmesini bekliyordum, yıkıldım.*
gülmek için gidilebilir, beklentileri düşük tutmakta fayda var.
nisan mart gibi tekrardan vizyonda olacak filmdir.

ayrıca sanıldığının ve yazıldığının aksine filmle fethi kantarcı ve saygın delibaş'ın uzaktan yakından alakası yoktur.

işin prodüksiyon kısmında olan biri olarak söylüyorum filmin hikayesini; cüneyt inay, caner güler ve ahmet kayimtu yazmıştır.

cüneyt inay senaryosunu yazmış, ahmet kayimtu da hem ikinci yönetmenliğini hem de yapımcılığını yapmıştır.
son zamanlarda türk sinemasının ürettiği en güzel komedi filmlerinden birisi. espriler kasmıyor, senaryo orjinal*, çok güzel, sinemada izlenilesi.
senaristi cüneyt inay'mış. izlenir aga her türlü.