bugün

Hala duzgun temellere oturtulmamis milli politikadir.

6 agustos 2009 tarihinde yurdumuzda bulunan rusya devlet baskani vladimir putin gorusmelerinin en onemli ayagi enerji olacaktir yani güney akım projesi.

8 agustos 2009 tarihli gazeteden alinti:

--spoiler--
Türkiye ile Rusya arasında önceki gün enerji alanında imzalanan tarihi anlaşma ve protokoller, "Türkiye Nabucco projesi'ni ikinci plana mı attı?" sorusunu gündeme getirirken, Ankara, spekülasyonları ortadan kaldırmak için "Türkiye'nin önceliği Nabucco'dur. Türkiye'nin Güney Akımı'na katılımı ya da ortaklığı söz konusu değil" mesajını verdi. Türkiye, Samsun-Ceyhan hattına yıllardır ilgisiz kalan Rusya'yı da hatta dahil etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, Güney Akım projesi için bölgede sismik araştırmalar yapılacağını ardından kararın verileceğini belirtti. CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Türkiye'nin Rusya ile imzaladığı protokol ve işbirliği anlaşmasını soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.

Türkiye ayrıca, Rus tarafıyla enerji konularını da içeren 20 maddelik kapsamlı bir anlaşma da imzaladı.
Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye ile birlikte Rusya ve Avrupa'da geniş yankı buldu. Bu gelişmelerden en çok rahatsızlık duyan ülke ise Rusya'yla enerjide anlaşmalar imzalayan Yunanistan oldu.

http://www.milliyet.com.t...20komsu%20rahatsiz%20oldu
--spoiler--

gerekli linklere baksaniz da biz yine de burada aciklayalim

Güney Akım projesi:
Rusya ve italya'nın Haziran 2007'de ortaya sürdüğü, Rus doğalgazının, Rusya'dan başlayıp Karadeniz'in 2 bin metre altından Bulgaristan'a ulaşmasını hedefleyen bir proje. 10 milyar dolarlık 900 kilometre uzunluğundaki Bulgaristan'a uzatılacak boru hattı projesi tamamlandığında kuzey ve güney Avrupa'nın gaz ihtiyacını karşılamış olacak

Nabucco projesi;
Avrupa doğalgaz açığının karşılanması amacıyla yürütülen, Türkiye üzerinden AB ülkelerine doğalgaz taşımak amacıyla yapılması düşünülen uzun geçişli bir boru hattı projesi. Bulgaristan üzerinden Romanya ve Macaristan'ı izleyerek Avusturya'ya ulaşacak doğalgaz boru hattının inşasına 2011 yılında başlanması öngörülüyor. ilk gazın 2014’te pompalanması bekleniyor.

Bilindigi uzere rusya, ukrayna ile yasadigi problemler nedeniyle bu ulkeyi bypass etmek amaciyla guney akim projesini oratay atmis ve ulkelerle mutabakata varmistir. kilit ulkelerden biri bulgaristan.

ab gaz bagimlisi oldugu rusya'ya daha fazla taviz vermemek amaciyla nabucco uzerinde durmaktadir. kilit ulke olacagimiz bu projeyi ustlenerek dirkt azerbaycan ve turkmenistandan alinan dogalgaz yine bulgaristan uzerindne avrupaya tasinacaktir.

ayrica Rusya'nın uzun zamandır ilgisini çekmeyen Samsun-Ceyhan projesini Rusya'ya kabul ettirerek Türkiye'nin büyük kazanımlar elde edeceğini vurgulandı.

istanbul ve Çanakkale boğazlarından yılda 180 milyon ton tehlikeli kargo taşındığını, bu yükü baypas etmek gerektiği vurgulanarak, yapılan anlaşmalar çerçevesinde Rusya'nın hatta angaje olduğu belirtildi. bu kazanımlardan en önemlisinin, Ceyhan'ı bir enerji merkezi haline dönüştürmek olduğu söylenerek, Ankara'nın ana stratejisinin bu olduğu kaydedildi.

izlemeye devam ediyoruz.
(bkz: bol bulduğunu göte sürmek)
kendi ülkesinde bol miktarda rezervleri olan madenlerin üretilmesine izin vermeyerek ithal yolla getiren zihniyetin politikasıdır. (bkz: turkiye de madencilik) (bkz: çevre ve orman bakanlığı)
(bkz: ver kurtul)
devlet mallarının tek tek satılıp rusya'dan doğalgaz dilenmek amaçlı bir kampanyadır.

(bkz: sat sat bitmiyor)
(bkz: kuru fasulye)
sabah gazetesi "bizimkiler" karikatürü;
rte kürt sorunu ile yağlı güreş tutuyor, deniz baykal ve devlet bahçeli onun kolunu bacağını tutuyor. dış devletlerdeki adamın dediği laf şu;
sizde bu enerji varken bize ihtiyacınız yok!
bir bakmışsın, nabucco ile avrupa ya kucak açmış, rusyanın aleyhine iş yapmış..
bir bakmişsin, rusya ile enerji anlaşmaları imzalamış, rusya'nın sırtını sıvazlamıştır.

yani ortalarda gitmektedir. tıpkı dış politika gibi.
akp'nin müdahil olduğu beş para etmez politikadır.

partizanca yazmıyorum bir otur soluklan ve oku. başka yerde bulamazsın ha, bilgin artar belki.

elektrik işine kısaca değinip, şu son "asrın projesi" diye kakalanan projelere girişeceğim.

bugün bu ülke ürettiği elektriğin %60'ını, %100 ithal ettiği enerji kaynağı doğalgazın kullanıldığı, doğalgaz çevrim santralerinden elde etmekte. yani, iran gazı kestiğinde, ukrayna gazı kestiğinde oturma organımızın tutuşmasının sebebi. çünkü ısınmaktan ziyade, elektrik üretiminden doğacak sıkıntı korkutuyor bizleri.

neyse; şu projelere girişelim.

biz btc (bakü-tiflis-ceyhan) hattını inşa edince bp ve shell daha çok kazansın diye, rusya; bulgaristan ve yunanistan ile iş birliğine gidip, gemilerle bulgaristan'a oradan da uzunluğu yaklaşık 300 km'yi bulan borularla yunanistan'a oradan da başta avrupa olmak üzere, dünyaya petrol satışının gerçekleştirilmesi projesini üretti.

bizim btc'den menfaatimiz var gibi görünse de en az menfaati biz elde ediyoruz.

bugün avrupa'nın en büyük doğalgaz boru hattı "yamal europe doğalgaz boru hattı" olmaktadır. rusya, ukrayna üzerinden avrupa'ya doğalgazını satar. 2005 yılından beri faaliyettedir. tabi bu sistemde şöyle bir fark vardır, rusya gazprom eliyle, ukraynalı doğalgaz firması naftgaz'a önemli miktarda doğalgazı bir bedelle satar, naftgaz da üzerine koyup avrupa'ya satar. üstelik olağanüstü durumlarda da naftgaz, avrupa'ya gaz verme işini keser kafasına göre. bu yüzden de gazprom ile naftgaz arasında özellikle turuncu devrim'den sonra ciddi sıkıntılar oluşmuştur.

şimdi avrupa, ukrayna ile rusya sürtüşmesinden zarar göreceğini ve gelen gazın yetersiz olacağını düşünerek, nabucco projesi'ni üretti. böylece azeri ve türkmen gazı ve olursa iran gazı avrupa'ya güvenli yoldan ulaşacaktı.

peki, nabucco söylendiği gibi bizim için başarı mı? elbette ki hayır! nabucco'da bizim transit geçiş olmamız dışında zerre menfaatimiz yok. mesela, yamal europa'daki gibi bir sistem önerdi türk heyeti, yamulmuyorsam %15'lik bir dilim için. gelen gazın %15'ini biz alalım, kendi kullanımımızdan fazlasını "biz satalım" diye, nihayetinde para kazanalım bu işten dedik, adamlar müzakere bile etmeden reddettiler. olağanüstü durumlarda gazı kesebiliriz dedik, ona da hayır dediler. gazı ucuz da almayacağız. bizimkilerin tüm teklifleri reddedildi. bizimkiler de sanki blöfü tutmamış kumarbaz gibi sonuca razı olup, imzayı attılar! e nabucco'nun önemi ne? bizi ab'ye daha çok yaklaştırmışmış. yerseniz tabi!

rusya, nabucco'nun alternatifini hemen üretti. karadeniz altından bir hatla hem batıya yaklaşınca kendisine posta koymaktan çekinmeyen ukrayna'yı by-pass edecek, hem de abd'nin kayığından inmeyip "komşularla sıfır sorun" adı altında taviz vermekten başka hiçbir şey yapmayan bir dış politika güden ve enerji politikalarında kendisine gözünü kapatan türkiye'yi by-pass edecek.

bu by-pass harikası güney akım projesi ile rusya karadeniz altına boru hattı döşeyecek, boru hattı bulgaristan'da karaya çıkacak. sonra bu ülkede 2 hatta ayrılacak, bir hat sırbistan-macaristan güzergahını kullanarak avrupa'nın göbeği avusturya'ya gidecek. diğer hat ise yunanistan'a geçip, adriyatik altından italya'ya ulaşacak.

uluslararası hukuk uyarınca karadeniz'de hakkı olan türkiye'nin "onayı" olmadan karadeniz altına boru döşeme olmayacağından, gürcistan konusunda bizi "iplemeyen" ülke rusya, bilmem kaç yıl sonra başbakan düzeyinde ayağımıza kadar geldi. basın hemen patlattı "türkiye-rusya yakınlaşmasına ab dikkat kesildi" vs. hayır projenin içinde bulgaristan, macaristan, avusturya, yunanistan, italya gibi ülkeler var onlara neden dikkat kesilinmiyor? tabi basın veriyor gazı sanki çok önemli hamleler yapıyormuşuz gibi.

bu projeye müdahil olmadık. halbuki, "mavi akım'a paralel boru döşeyelim, samsun'dan edirne'ye kadar karadan gidelim sonra bir hat yunanistan'a, diğer hat bulgaristan'a gitsin ve normal güzergahını takip etsin" gibi bir teklifle bile gidemedik!

biz bu projeye müdahil değiliz kesinlikle ama diplomatik başarıymış gibi lanse ediliyor komik şekilde.

rusya'ya "olur" dedik. ne karşılığı? mavi akım'ın devamı samsun-ceyhan hattına çalık grubu'nun paralel şekilde boru hattı inşa edip, doğan'ın isteyip "orayı "bizim" çalık'a söz verdik" diye cevap aldığı araziye inşa edilecek rafineriye petrol sağlanması sözü karşılığında!

ihale süreci gütmeden arazi tahsis et, sonra bir de devletin menfaatlerini değil, o şirketin menfaatleri karşılığında karadeniz'e "okey" ver.

ne kadar güzel enerji politikamız var değil mi?

"dostum berlusoni" de "dostum" ayağı ile iyi yiyor bizimkini haberi yok.

velhasıl, türkiye'nin enerji politikası abd ve ab tarafından inşa edilmekte, bizimkiler de aradan bazı firmaları kayırarak onay vermektedirler.

benim ülkem de ancak alkışlar "nabucco ile önem kazandık" veya "güney akım anlaşması ile rusya ile ilişkiler pekişti" diye. "ayak ayak üstüne atmayı" diplomatik başarı zanneden, karizma artışı zanneden bir ülkeden de fazlası beklenemez açıkcası.

sonuç olarak güney akım projesi'ne imza atmakla hiçbir şey olmadı. tipik dış politika başarısı(!) stratejik ortaklık anlaşması imzalandı.

daha önce defalarca dedim ya, "herkes stratejik ortağımız" diye, işte öyle. "stratejik ortağımızsın" dediler mi, bir tek "babamsın, anam sana emanet" demediğimiz kalıyor.
(bkz: ver gülüm ver gülüm)
allah aşkına türkiye'nin elinde ne kalmış ki bir de enerji politikası olacakmış. sıra bit'lere geldi, onlar da satıldı mıydı bir eşik daha geçilecek. ruslara, ingilizlere, araplara, almanlara, japonlara bağımlı politikalar türkiye'nin politikası olmuş.
yok deniyor ya; oluşturulma aşamasında katkısı olur düşüncesiyle, uludağ sözlük'ten yeni pıroceler sunmak istediğim hede;

(bkz: kıllı adamlardan elektrik üretmek)
(bkz: otuzbirci tayfanın eline dinamo bağlamak)

sonuç olarak;
(bkz: yırttık abicim)
Devlet kademelerinde ki insanların şirketlerde ortaklığı olduğu baraj yapımıyla %2 lik enerji ihtiyacını karşılamaktan öteye gidemeyen politikadır. Nerede bizim memlekette teknoloji geliştirip güneş bolluğu olan ülkede 2070 de bile kat kat yetecek enerjiyi sağlamak.

Güzelim bölgelere nükleer santral planları, güzelim derelere turizmden elde edilen gelirle daha fazla enerji sağlanabilecekken kurulan hesler.
(bkz: deniz baykal ın enerji politikası)
http://www.gazeteport.com.tr/EKONOMI/NEWS/GP_645112
(17,n,10118002,588).aspx

haberlerini okuyarak nasıl bir politika olduğunu görebiliriz.
Suriye ye atar yapma ve söylenilenleri yapma dışında bir politika yoktur.
(bkz: enerji politikasını sizden öğrenecek değiliz)
Türkiye'nin diğer politikaları gibi tarafımca anlaşılamamaktadır.
El sikiyle gerdeğe girmektir. Adamlar kendi topraklarından çıkmayan gazla elektrik üretmeye kalkıyor sonra kışın gaza talep artınca dengelemek için elektrik kesintisi yapıyor hangi yıldayız sayın enerji bakanı el insaf afganistana çevirdiniz memleketi hala televizyona çıkmış sallıyor kriz değil abartmayın die.
aynen şöyledir;

ekonomi için nükleer santral yapıp geleceğimizi satmak.
Daha türkiye için en makul enerji çeşidini bilmiyoruz, güneş mi hidroelektrik mi diye. Ayrıca bu yatırımlar bir nebze yapıldı ama döviz pahaliyken ve her şey ithal girdiye bağlıyken bu çok pahalı ve etkisi uzun vadede alınacak yatırımların yapılabilme ihtimali gün be gün azalarak bitiyor. Kaynaklar azalırken nüfus kontrolsüz artıyor.
Türkiye doğal gaz ve petrolde tamamen dışa bağımlı olduğu halde bir enerji merkezi olma hayali kurmakta. Bu hayali gerçekleştirmek için kimi zaman Rusya'ya, kimi zaman Azerbaycan'a yaslanmakta. Tamamen ticari kaygılara dayanan bu enerji politikası maalesef doğanın korunmasını umursamamakta.