bugün

ben dağa çıkmış aptallara milyar dolarlar harcayıp,zaman kaybettiğim için adımı duyuramıyorum.ve onlara hala bazı haklar vermeye çalışan bi iktidarın altında olduğum için sesimi duyuramıyorum.
dünyanın hangi ülkesinde bizim kürtlere yaptığımızı yapan var?
türbanın tartışıldığı yurdum üniversitelerinde, bilimin tartışılmamasından kaynaklanmaktadır.
su testisi su yolunda kırılınca suyu veya testiyi infaz etmeye başlayan yaratıklar olmamız, yarattığımız araçları onu yaratılır hale evirerek çevirerek getiren ellerimizden daha akıllı ve bağımsız kıldığımızı, sonra da kendi başına işler karıştıran bir testi veya suyu tek başına çatışma çıkarmak ile suçlayabildiğimizi gösterir ne de olsa.

peki ya, su testisini elimizde tutan bizdik, madem öyle yüceydik, neden kırıldı?

kaç olasılık var?

olasılık var mı, hatta?

sorularını soramayan bünyelerin tabii ki birşeyler üretmesi imkansızdır...
ikna odaları'yla uğraşmaktan bilim yapmaya sıra gelmemesidir.
siyasetçilerin, rektörlerin, öğretim görevlilerinin, akademisyenlerin, gazetecilerin türbanı, laikliği tartıştığı ülkelerde doğal sonuç. ilerleseydik şaşardım zaten.
bu kadar işsiz varken açılım ile türban ile saçma sapan şeylerle uğraşıldığı için ilerleyememektir.

(bkz: yeterli imkan sağlanamaması)
(bkz: boş işlerle uğraşmak)
ülkenin birçok bilim insanı avrupada ve amerikada çok büyük işler gerçekleştiriyor.
ancak,bu kişiler ülkelerine döndüğünde bizim körelmiş zihniyetimiz bunları da eritip
yok etmesini çok iyi biliyor.bu durum sadece türkiyede olan bir sorun değil,müslüman toplumların kendilerini ezik görmesinden dolayı birçok müslüman bilimadamı da amerikada ve avrupada görev yapıyor.herşeyin başı eğitim.

ayrıca
(bkz: zihniyet değişmedikçe teknoloji ilerlemez)
türkiye'de bilimin desteklenmemesi, bilime yatırım yapılmaması veya yeteri kadar yapılmaması nedeniyle yaşanan beyin göçü sonucunda ilerleme sağlanamıyordur. suç beyin göçü yapanda değil elbet, yaptırandadır fakat yine de düşünen yoktur.
biliimi bilmem de televizyonculukta çok iyiyiz. uçuyoruz.
(bkz: beyin göçü)
türkiye'de bilime önem verilmemesinden kaynaklanır. millet evde oturup anca dizi izlesin ya da internette farmville oynasın biz böylece bilimde ilerleriz.
genel kapsam olarak lütfen ; (bkz: türkiyenin ilerleyememesi)
bir araştırma şirketinin ülkemiz üniversite öğrencileri arasında yaptığı ankette "teknolojinin evrimi nedir?" şeklinde bir soru var. cevap seçenekleri yanında kişisel görüşlerin de eklenbildiği soru için dikkat çekici, benzer yorumlar var.
"yine mi evrim?", "neden gelişme değil de evrim?", "evrim ne ya?" şeklinde başlayan yorumların ortak paydası evrime yapılan vurgu olduğuna göre bilimin yuvası üniversitelerimizde dahi bilime, bilimselliğe bakış açısından daha çok fırın ekmek yememiz gerektiğini gözler önüne sermiyor mu? sizce de?
zamanında anlaşılamamış bir yazı için;
(bkz: #6913059)
bilimde neden ilerleyemiyoruz sorusuna cevap vermek için durumu tanımlamamız gerekli.

bilim kayıtlı bilim demektir.

ama bizim algımız ne yazık ki böyle değil. bakın çevrenizdeki bilimle uğraşan insanlara hemen hemen hepsi size bilim tepeden tırnağa çıkar üzerine kurulu olan bir kurum olduğunu söyleyip, bilim kurumları, kendi çıkarları için savaşır sürekli olduğunu da ekleyeceklerdir.

kendini önemli ve vazgeçilmez kılmak, kendi ortaya koyduğu gerçeklik biçiminin dışındaki gerçeklik biçimlerini saçmalık olarak göstermek için savaşıp durucağını da eklemekten geri durmayan bilimle uğraşan kişiler, bilimin bu yönü tıpatıp dine benzemeye başladığını söylerler.

peki gerçekten bilim bu mudur?

bilim nihai amacı açıklamaktır.

konuya bu noktadan yaklaşmak istememin sebebi, bilim ne işe yarar sorusunu sormanın ne kadar gerektiği üzerine düşünmek gerektiğidir. dolandırmadan şu şekilde anlatmak istersem; esas mesele, bilim ve teknik arasındaki basit farkı ayırt edemeyen algının içine hapsolduğu kafes ve bu kafesin içinden cahilce ve aptalca ukalalık edebilecek haddi kendinde bulan kıt zekanın ürettiği hakim görüştür...
--spoiler--
Geçtiğimiz gün otobüs beklerken aklıma bir soru takıldı. ''Sizce Türkiye'de bilim neden ilerlemiyor?'' diye sordum duraktakilere. Kimseden çıt çıkmadı. Bir kez daha sordum. Yine cevap gelmedi. Anladım ki insanların bu konuda en ufak bir fikri yok. Oturup ülkemizde bilimin önünde ne gibi engeller var, onları yazdım.

1- Coğrafi koşullar: Kabul etmeliyiz ki Türkiye engebeli bir coğrafyaya sahip. Gün içinde habire yokuş inip çıkıyoruz. Düşünün ki laboratuvar evinizden daha yukarılarda bir yerde. Oraya gitmek için o bayırı çıkmak zorundasın. Pek çoğumuz böyle bir durumda ''Amaan kim çıkacak o yokuşu, bugün de bilim yapmayıvereyim!''der. Oysa ki bir Hollandalı evinden laboratuvara koşarak gider çünkü yol dümdüzdür. Düz ülkede herkes bilim yapar.

2- Kıskanç kadınlar: Maalesef Türk kadınının kıskanç yapısı da bilimin önünde engeldir. Geçtiğimiz günlerde bilimsel bir araştırma için laboratuara kapanayım dedim, kız arkadaşım burnumdan getirdi. Ben tam deney tüplerini ısıtırken habire telefon çalıyor, mesajlar geliyor ''Nerdesin sen?'' diye. En sonunda lanet olsun deyip deney tüplerini kırdım.

Deneyin ortasında insan rahatsız edilir mi? Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulurken içeri biri girseydi ne olurdu hiç düşündünüz mü? Ben söyleyeyim, rezil olurdu. Çünkü banyodaydı. Bugün gemiler suyun üstünde batma korkusu olmadan gönül rahatlığıyla yüzüyorsa bunda Arşimet'in bizlere aşıladığı güven var.

3- Kılık kıyafetine dikkat etmeyen öğrenciler: Bu öğrenciler akademisyen ve bilim insanlarının vaktini çalmaktadır. Pek çok bilim insanı buluş yapmak yerine kampus kapısında bu öğrencilerin içeri girmesine engel olmak, hatta onları kameraya çekmekle meşgul. Yazık değil mi o bilim insanlarına? Bu öğrenciler derhal kıyafetlerine çekidüzen vermeli.

4- Bilim insanlarının maaşları çok yüksek: Bugün bir akademisyen maaşı bin 500-2 bin liradan başlıyor. Siz onlara bu kadar para verirseniz har vurup harman savururlar. Bence hiç maaş verilmemeli. ''Buluşu getir parayı götür'', ''Üç buluş yapana aylık akbil bedava'' gibi kampanyalar bilim insanlarını gayrete getirecektir. Neymiş, kendilerini geliştirmek, Batı''daki gelişmeleri takip etmeleri için paraya ihtiyaçları varmış... Ne gerek var ki? Neyini takip edeceksin, adamlar aşmış diyorum.

5- Batı'nın acayip ilerlemesi: Batı son 200 yılda çok fazla ilerledi. Öyle böyle değil, aşırı ilerledi. Bir yerde durur dedik, hayır, gene ilerledi. Tam bir tur bindirme söz konusu. insanın ister istemez şevki kırılıyor. Biraz müsaade etseler, şöyle bir 5-10 yıl hiçbir şey yapmadan bekleseler olmaz mıydı? Maalesef bu vicdan Batılılarda yok. Oysa ki biz onları tam 500 yıl bekledik. Tabii çok ilerleyince anlamsız mevzulara yüklenmeye başladılar. Son olarak Batılı bilim adamlarının ışık hızını geçmeye çalıştıklarını okudum. Sizce de biraz abartmadınız mı? Işık hızı neyinize yetmiyor anlamış değilim. Bir yere mi yetişeceksiniz? Işık hızı bence gayet iyi. Büyüklerimiz bize aza kanaat etmeyi öğretti. Bence siz de yetinmeyi bilmelisiniz.

6- iklim koşulları: iskandinav ülkelerinin gelişmiş olması soğuk iklimle alakalı. Onlar şu an serin serin otururken burada kavurucu bir sıcak var. Bu sıcakta insanın bilim yapası gelmiyor ki... Deney için tüp ısıtsan ''Kapat la şunu'' derler. Norveçli bilim adamı açıyor laboratuvarın pencerelerini, iki taraftan esiyor efil efil. O ortamda herkes bilim yapar. Biz burada pencereyi açtığımızda içeri adeta alev giriyor. 10 yıllık AKP iktidarında sıcakların arttığını da not düşmek lazım. Yoksa unuturuz. Benim böyle bazen aklıma bir şey geliyor, bir yere not etmeyince hop aklımdan çıkıveriyor. AKP öncesi yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçen bir ülkeyken artık yazları ateş gibi yanan bir iklime savrulduk. Sokakta deve görsem şaşırmayacağım. Gittikçe Ortadoğu ülkelerine benzediğimizin farkındayızdır umarım. Buna sessiz kalamayız, Türkiye Katar olmayacak!
--spoiler--

http://haber.stargazete.c...n-ilerlemiyor/yazi-611298
icat çıkarma diyen anneler yüzündendir.
yobazlar sebebiyledir. geçmişte de böyleydi, şimdide böyle, halk yobazlara yüz vermeye devam ettiği sürece de böyle kalacak...
(bkz: siz uzaya çıktınızda mekiğiniz türbana mı takıldı)
sigortasız çalışan bilim adamları yüzündendir. *
(bkz: bir rahat bırakmadılar ki uzaya mekik fırlatalım)
En iyi türk bilim adamlarının yurt dışında çalışıyor olması olabilir.
iki grup insan yüzündendir:

1) batıyı şeklen taklitten pek de öteye gidemeyen mustafa kemal ve onun takipçileri (şapka giydik, latin harflerine geçtik, başörtüsünü yasakladık ama avrupa'yı yakalayamadık)
2) dünyadaki gelişmelerden haberi olmayan, miskin ve tembelleşmiş islami kesim (medreselerde öğretilen şeyler 200-300 yıllık ezberlerden başka bir şey değildi).
bakkallar benim zamanımda torpil satsaydı ben ordan alıp yürürdüm. lakin kader...

tanım: türkiye nin bilimde geri olma durumu.
bilimi dine başörtüsüne bağlayan dangalaklara, sen ışınlanmayı icat ettin de sana niye icat ettin diyen mi oldu dedirten sorunsal.