bugün

bu da bir klişe haline gelmiştir, doktor eve gelir (bu ev zaten istisnasız fakir evidir, derme çatma bir mekan) evin küçük çocuğunu veya hasta anneyi muayene eder ve reçeteye ilaç yazmak yerine biftek, pirzola vb. yiyecekler önerir.

hayır yani anlamadığım bu doktorlar psikopat mı? görüyorsun işte evin halini ne o dalga geçer gibi "hastamıza pirzola olsun, biftek olsun et yedirmeniz gerekiyor". bak bak bak. ulan yaz işte oraya bir antibiyotik turp gibi olsun. yok ille hava atacak şerefsiz...
emrahın annesiyse sorun yoktur.nitekim fakir olmasına karşın parasızda alabiliyordur.
(bkz: ete vurmak)
sesi titreyerek "vitaminsiz kalmış yavrucak" diyerek hülya koçyiğit'e market listesi vermesidir.. bu doktoru genelde nubar terziyan canlandırır.
- bak seni kayırıyorum lütfücüğüm sana löp löp et koydum.

türk filmlerindeki meşhur, amerika da tedavi olmazsa ölecek hastalığı na rakiptir et yemezse ölecek hastalığı.

çünkü zenginlik dediğin bizim filmlerde, bi amerikaya gitmekle bir de löp löp bıngıl bıngıl et yemekle olunur. ne sandın?

paris'e gidip güzelleşen kezbanlarla author ilgilensin banane?
hayırseverin doktorun muayene ücretini almamasıyla devam eden sahne.

(bkz: koy onu cebine)