bugün

yönetmenliğini peter weir'in yaptığı 2010 yapımı film. özgürlüğü için sibirya'dan hindistan'a kaçanları konu alıyor.

http://www.imdb.com/title/tt1023114/
Stalin dönemindeki Sovyet Rusya zamanında, Sibirya ya sürülmüş ve baskı altında tutulan bir grup insanın, bu acımasız hayattan kurtulma hikayesini konu alan abd yapımı muhteşem film.özellikle jim sturgess in performansı harika.

oyuncular: Colin Farrell, Jim Sturgess,
Ed Harris, Saoirse Ronan, Mark Strong
colin farrell in üstün oyunculuğu ile seyir zevkini arttırdığı film.
sscb döneminde ki bir çalışma kampında başlayan ve ölüm kalım savaşına dönüşen bir yol hikayesini anlatan filmdir. gerçek bir hikayeden esinlenilmiştir. film esasında 133 dakikalık bir komünizm eleştirisidir. filmde, komünizme ve stalin dönemi sovyet politikalarına ciddi göndermeler bulabilirsiniz. filmde ki oyunculuk ise ayrıca ilgi çekicidir.

--spoiler--
khabarov: -ben bir aktördüm. filmlerde oynardım. son filmimde bir aristokratı canlandırmıştım. film piyasaya sürüldüğünde beni tutukladılar.

janusz: -neden?

khabarov: -eski zamanlardaki soyluluğun prestijini yükselttiğim iddia edildi.

janusz: -yani bir filmde iyi bir performans sergilediğin için 10 yıl yedin.

khabarov: -daha iyi eleştiriler almıştım.
--spoiler--
Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biridir. Yaşanmış bir olay olduğunu bilerek izlemek ayrı bir tat veriyor.
ayrıntılardan uzak bir film. filmin başından sonuna kadar karakterler hakkında bir fikre sahip olamıyorsunuz. bir de yol esnasında karşılaştıkları zorluklardan nasıl kurtulduklarını bilmiyorsunuz. ama güzel film. en azından yol filmi, her şeye rağmen izlenir.

ayrıca (bkz: colin farrell)
özgürlük yolu.

totalde tam bir yol filmi olsa da; kuşlar, çicekler, otlar için yapılmış bir yol filmi değil tabii ki. faşizmin, komünizmin avrupa'yı dağıttığı zamanlar gibi.
kalitede an o ki; senaryonun içinde oyuncuların hiçbirinin -ideolojilerine yenildikleri halde- ideolojilerinden bahsetmiyor olması. tarih bilgisi olmayanlar bile pek çok şeyler anlatabilir bu kertede.
dram, biyografi, macera karışımı abd yapımı aynı zamanda.
peter weir öyle ayarlıyor ki, kahramanların biyografilerinin sekansını finale doğru gösteriyor.
ve kesinlikle görsellikte solluyor. national geographic de işini biliyor pek tabii.
taze izlenmiş film etkisi.*
vazgeçmemeyi anlatan film.
oyunculuk, kamera acıları, işlemeli film olmuş. ancak sonu daha güzel bağlanılabilir (detaylı) yada uzatılabilirdi diye düşündüğüm film.
filmde koca çin den geçerlerken hiçbir çinli ile karşılaşmamları enteresan olan filmdir. güzel film, izlemeyenler için tavsiye olunur.
ortalamanın üstünde puan verebileceğiniz, zamanınızı boşa harcatmayacak yol filmi.

--spoiler--

ama düşündüren yanlarını da peşinde getirmiştir. himalayalara kadar her şey çok iyi işlenmiş ama koskoca himalayalar nasıl 10 dakikaya sığdırılmış çözemedim. birçok noktası 8000 metre ve üzerinde olan bu yeryüzü şeklini nasıl olur da bu kadar kısa tutulur?

--spoiler--
ya bir film olsun aynı zamanda belgesel gibi olsun diyorsanız, the way back, sizin aradığınız film.
klişelerle dolu filmdir. fena film değildir. komunizme bir miktar sallar. road trip in siyası versiyonudur.
güzel bir film yalnız tek eksiği etkili bir soundtrackinin olmayışı. örneğin filmin sonunda mevcut soundtrack yerine journey'in nascence'si benzeri bir parça kullanılsa etkisi 2 kat artardı.

http://www.youtube.com/watch?v=TLfj3pAlrs4

hatta tüm film journey'in müzikleriyle donatılsa harika olurmuş.
Son zamanlarda izledigim en iyi film. Kusursuz denilebilecek kadar uyumlu. Bana gore oldukca da ders verici. Azim, hirs, guven, umut, dostluk... 3500 km yol sonunda ozgurluk.. tam bi dram. 7 kisi basliyorlar yola, 3 kisi hayatta kalabiliyor sadece. Ne kadar da duygularindan arinmis insanlar diyorsunuz. Her seyi olagan karsiliyorlar. Dogayla icli disli bir film olmus gercekten. Hatta tarih, cografya konusunda da oldukca bilgi veriyor. Adeta belgesel niteliginde. Film bittiginde aklima direk gelen 'esaretin bedeli-yesil yol-ozgurluk yolu uclemesi olabilirmis' oldu. Birbirlerine cok yakin 3 film ve filmleri birbirine baglayan esaret.. kisacasi izleyen herkesin keyif alacagini dusunuyorum.
Tek kelimeyle muhteşem bir film... insanların özgürlükleri uğruna neler yapabileceklerinin en güzel örneklerinden. keşke o kız da ölmeseydi be...
"tek yol sosyalizm, kurtuluş sosyalizm'de" diye bir tarafını yırtan davar sürüsüne cebren ve hile ve hatta desise yolu ile dahi olsa izlettirilerek belki akıllanacaklarını düşündüğüm; sosyalizmin ne kadar kötü bir şey olduğunu en güzel anlatan filmlerden birisi.

umut'un insan için en az özgürlük kadar önemli olduğunu çok güzel işlemiştir.

filmin pek çok sahnesinin doğayla iç içe orman, çöl, göl, yüksek dağlar ve buzullarda geçmesi nedeniyle harika bir belgesel tadını da sürekli hissediyorsunuz.

oyuncuların yetenekleri ise filmin bir diğer artısı. baş rollerdeki oyuncular tek kelimeyle "harika" oynamışlar.
filmin başındaki kısa bir rolü olan sorgu subayından yanoş'un karısına, ormanda donma tehlikesi geçirilen sahnedeki sovyet subayından himalayalar'daki yol gösteren tibetliye kadar küçük rolü olanlar bile çok güzel oynamış. tabi bu da yönetmenin başarısı oluyor.

film aslında güzel müziklere de sahip, ancak müzikler filmde öyle bangır bangır çalınmıyor; bir iki yerde mırıl mırıl akıyor o kadar.

http://www.youtube.com/watch?v=B1enia8GTOM

izlemeyenlere ısrarla öneriyorum.
colin farrell'in harika oyunculuğu karşısında bir kez daha hayran kalırken, daha önce de filmlerini izlememe rağmen aklımda kalmamış olan jim sturgess'i artık unutulmaz kılan film. 130 dakika sürmesi ve yol filmi olması ilk bakışta sıkıcı olduğunu düşündürüyor ancak konusu da akıcılığı da filmden kopmayı önlüyor. izlenesi bir yapıt vesselam.
ed harris le colin farrell in aştığı film.
yaşanmış bir hikayenin beyaz perdeye uyarlanmış hali...
doğu avrupa'ya demir perdenin indirildiği, insanların ideolojik tasniflere tabi tutulduğu, büyük acıların ve büyük adaletsizliklerin yaşandığı soğuk savaş döneminde vuku bulmuş bir hadise...

stalin yoldaş'ın, halk düşmanlarını ve adi suçluları topladığı sibirya çalışma kampları... bu kamplara, sovyet coğrafyasının farklı ülkelerinden getirilmiş, her biri farklı uyruğa mensup binlerce tutuklu... kimi, sibirya soğuğunda on yıl çalışmak zorunda, kimi yirmi yıl... virjin bir coğrafya ve ağır mı ağır koşullar... kampı çevreleyen dikenli teller, silahlı askerler, iriyarı köpekler ve bunlardan daha da zorlu olan uçsuz bucaksız soğuk, kar ve fırtına... yakaladıkları firari başına ödül alan yerli halk da işin cabası...

işte böyle bir ortamda, farklı milletlerden, farklı hikayelerden gelmiş bir grup arkadaşın, özgürlüğe kaçış noktasında kesişmeleriyle başlıyor hikaye...

--spoiler--
-herkes hayatta kalmayacak...
+en azından özgür birer adam olarak ölürler!
--spoiler--

bir gece, çalışma kampından kaçış ve açlıkla, susuzlukla, hastalıkla, ölümle dolu bir yolculuğa adım atış... takiribi 6000 (altı bin) kilometrelik bir yaya yolculuğu ... bütün rusya'yı kuzeyden güneye kat ediş (bu yolculukta sibirya'nın amansız iklimini atlatıyorlar)... Moğolistan'ı geçmek (dünyanın en büyük çölünü geçiyorlar)... çin ve tibet'i arkada bırakmak (himalayaların amansız zirvelerini atlatıyorlar)...

ve hindistana varış!

doğu bloğunun dağılması ve yıllar sonra eve dönüş...

(bkz: national geographic) kalitesi ve (bkz: colin farrell) gibi usta oyuncuların katkılarıyla kaliteli bir yapıtın ortaya çıkışı...

izlerken beni üşüten ve susatan izlenilesi film...
ne zaman tükenseler ölecek olsalar , filmin sonuna kadar colin farrell gelecek ve kurtaracak şimdi diye beklemişimdir.
film tam bir soljenitsin romanı. Tabi, tam olarak gulaglarda olanları anlatmıyor olsa da, stalin' in uyguladığı baskıları çok çarpıcı biçimde aktarıyor. Doğa betimlemeleri harika, özellikle çöl sahneleri çok güzel çekilmiş. Jim Sturges ve Ed Harris' in oyunculukları munteşem.
Az önce izlediğim harika bir film. Daha önce nasıl izlemedim diye isyan ettiren türden.
geçen gün bir arkadaşım sayesinde varlığından haberim olan film. bu tarz filmleri çok sevmeme rağmen bugüne kadar nasıl duymamışım hayret ? komünizm karşıtı propaganda var evet ama bu da olmalı. bu film de farklı bir bakış açısıyla komünizmin kirli çamaşırlarını ortaya seriyor. kapitalizmin kirli çamaşırları yanında komünizminkileri de görmek lazım. izlemek gerek.
bu film'i seven kişilerin as far as my feet will carry me filmini de sevmesi çok olasıdır...