bugün

Robert Downey jr filmi. 2 saat 11 dakika süren abd yapım dram türünde film. 17 ekim 2014'te vizyona girecek. Türkçe adı yargıç olarak gösterilmiştir.
Filmin yönetmeni ise David dobkin'dir.

Filmde Robert Downey jr avukat Hank palmer rolünde karşımıza çıkıyor.
Filminde Robert Downey jr'ın babası rolünü filmde judge joseph palmer rolünü üstlenen Robert duvall oynuyor.

Filmdeki Carla rolünü leighton meester canlandırırken fargo dizisinin oyuncusu Billy Bob Thornton da
Dwigth Dickham rolünü canlandırıyor.

Filmin afişleri:
görsel

görsel

görsel

Robert Downey jr:
görsel

Robert duvall:
görsel

leighton meester:
http://tr.web.img2.acsta..../18/36/14/01/19082372.jpg

Billy bob Thornton:
http://tr.web.img3.acsta....14/06/12/15/34/526504.jpg

Birinci fragmanı şöyle;

http://www.youtube.com/watch?v=ZBvK6ni97W8

Filmin ikinci fragmanı;

http://www.youtube.com/watch?v=8ikeVQ8WAcQ
itiraf edeyim robert downey jr. olmasa gitmezdim.
ki o bile kurtaramadı desem yalan olmaz. bir kaç espri dışında pek birşey göremedim.
sağlam bir senaryosu bile yok desem yeridir.
ya da klasik klişe bir senaryo diyeyim.
çok güzel bir filmdir gidilmesi gerekir tavsiye edilir, robert downey jr. ' ı marvel filmleri hariç görmek hoş.
--spoiler--

(bkz: babam ve oğlum)
(bkz: ona bir oda ver baba)
(bkz: reverse)
--spoiler--
Öncelikle filmi beğendim. dram dozajı hiç fena değildir. çok bahsedilmemiş ama filmi 2. kez izlemek zorunda kaldım. Ve Çağan ırmak'ın babam ve oğlum filminden kesinlikle etkilendiklerini fark ettim. Sadece senaryoda bazı değişklikler yapmışlar gibi geldi. şimdi başlayalım benzerliklere; (izlemeyenler okumasın AĞIR spoiler içrerir)
1) babam ve oğlumda sadık, the judge da hank, gençken babalarıyla yaşadıkları sorunlar vesilesiyle evlerini terk etmiş, ve uzun bir süre sonra evlerine yeniden dönmektedir.
2)sadık'ında hank'inde retarde bir kardeşi vardır.
3) judge da hank ve babasının aralarını düzeltmesi için arabuluculuğu buyuk abi üstlenmektedir. her ne kadar babam ve oğlumdaki kadar olmasada burdaki rol de annenindir.
4) babam ve oğlumda sadık hasta iken burada yargıç hastadır.
5) her ikiside sonunda ölüyor.
6) sadıkın karısı filmin sonunda ölüyor, hankinse karısıyla arası hiç iyi değil. ayrılma arifesindeler.
7) her iki filmde de baba ve oğulun hesaplaşması var. babam ve oğlumda ona bir oda ver sahnesi, judge da ise fırtınanın olduğu sahne örnek gösterilebilir.
8) her iki filminde can alıcı sahnesi mevcut. babam ve oğlumda ''gitme diyeydim'' sahnesi ise judge da bu sahne yargıcın hank'e geçmişte genç bir çocuğa neden hakkettiği cezayı değilde daha azını verdiğinin soruduğu yerde ki cevabıdır.''o çocukta seni gördüm''
hakkında sadece 6 entry olmasına üzüldüğüm film, halbuki çok daha fazlasını hakediyor. genelde pek dram filmleri izlemem, bilim-kurgucuyum ben. ama bu filmi çok beğendim hiç sıkılmadım, aksine duygulanarak ve hevesle izledim. tabi bunda robert downey jr ın etkisi büyük, zaten filmi onun için izlemeye karar vermiştim. kendiliğimde "kötü olsa bile rdj'ı izlerim, zamanım boşa gitmemiş olur" demiştim. dediklerime gerek kalmadan büyük bir keyifle izledim, gerçekten harika bir film.

burdan sonrasını izlemeyenler okumasın, spoiler tadınızı kaçırabilir ..

robert downey jr'ın ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu tekrar gördüm. babasını tutukladıklarındaki ağlama, küvette yıkama sahnesine ve babası öldüğünde elleri titreyerek şapkasını çıkardığı sahneye çok duygulandım. ayrıca hala nasıl bu kadar mükemmel olabiliyor anlamış değilim, 20 lik bir kızın yanında durup sevgilisiyim dese kimse yadırgamaz. çok genç, çekici ve seksi görünüyor. aman tanrım her filminde her karakterine aşık oluyorum bu adamın, fazla cool fazla iyi..
görsel
görsel
2014 ün en iyifilmlerinden biri. baba oğul ilişkisi, adalet ,aile kavramlarını anlatan en iyi filmlerden. mutlaka görün.
yeni izlediğim dram konusunda gayet başarılı 2014 yapımı film.
hem kadrosu gayet sağlam, hem de hikayesi başarılı bir film. baba-oğul gerilimini ve ailenin geçmişteki trajedisini başarıyla deşelemişler, böylece hikaye yüzeysel kalmamış. bunun dışında mahkeme süreci de filmin ana çatısını oluşturmasa da güzel işlenmiş, özellikle son oturum ve orada açığa çıkan detaylar çarpıcı olmuş. izleyin, pişman olmazsınız.
Gıdım tat alamadığım aşırı soğuk dram filmi. Sevenlere saygım sonsuz ama beni hiç sarmadı. Ne dramı dram ne gizemi gizem. Filmin soğuk olmasındaki en önemli etkende robert downey jr ın aşırı kazuletliği, sıfır rol kesmesi bence.
Bu adamı sherlock holmes ve iron man ile çok sevdiydim ben. Ama şunu farkettim ki bu adam aşırı derecede sıkıcı oynuyor. Aşırı derecede soğuk ve itici biri. Bu iticiliği sherlock holmes ve iron man/tony stark karakterlerinin ukalalıklarından dolayı göze batmıyor hatta hoşa bile gidiyor ama diğer filmlerinde hep bu iticiliğinin ön planda olması şahsen benim film zevkimin içine ediyor.
Komedi çeker itici oynar. Dram çeker itici oynar. ilginç bir tip.
Neyse başlık robert reyizin değil. Film izlenir elbette. 5/10 puanım. Daha fazlasını haketmez.
Robert downey jr.'ın bar sahnesinde sherlock holmes'den esintiler sergilediği film.
the judge abartılacak kadar değil ancak gayet başarılı diyebileceğimiz bir gerilim, drama.

spoiler vermeyeceğim sadece filmden resim kareleri belirteceğim.

film başladığında, beklendiği üzere robert downey jr karşımıza çıkıyor. uzun süredir seri ve devam filmlerinden aşikar olduğumuz bu surat(iron man, sherlock holmes) en son chef isimli jon favreau filminden hafifte olsa tanıdık bir surat olarak gözümüze normal bir insan tipinde beliriyor. *
zaten bu filmde de tıpkı birçok diğer rollerinde taşıdığı gerek maddi gerek manevi benzerlikler sayesinde hızlıca karaktere alışacaksınız. umursamaz, zorba, para babası vs. durumlar.

ağır bir konuyu ele alan filmde yer yer gülümseten hatta kimisine kahkaha attırabilecek espriler dönüyor. (en çok hoşuma giden bar kızını ikinci defa gördüğü sefer.) bu da bir çok senaristin düştüğü hataya düşmediğini gösteriyor, senaristin. çünkü hayatta her zaman bir gülümseme payı vardır ve bunu senaryoya yansıtabilmek ki bu filmde gayet çizgide ve yerli yerinde yansıtılmış, hikayenin yapaylığını ortadan kaldırır. kaldırmış ve haliyle 2 saat 20 dakika boyunca oturup kendisini sıkılmadan izlettiriyor.

filmde göze batan bir kısım var. izleyenler bilir izlemeyenler ise izlediklerinde kolayca farkedebilirler. filmin gelişme kısmında bir takım kişi ve olaylar çok ört bas ediliyor. öyle ki bu kişi ve olayların nereye kaybolduğunu, nereye gittiğini filmin sonunda bile öğrenemiyorsunuz. kaldı ki mevcut gidişatla pek bir önem ve alakası olmasa da, bariz bir şekilde atlandığını zamanla fark ediyorsunuz ve "şu şunu niye yapmıyor?" "şu olaya ne oldu?" tipi sorular aklınızı karıştırıyor.

bu sırada hikaye giriyor devreye. mükemmel bir hikaye.

bir çok gerilim filmine bakılırsa merak unsuru her zaman vardır. hatta gerilim filminde gerilim işini geçer, gerilim değilde merak filmi halini alır.

the judge'da ise bu unsur pek bir önemsiz. çünkü kendinizi, filminde konusu dolayısıyla diyaloglarda kaybedeceksiniz. izlerken, izlediğiniz sahnede bir barda 3 kişi oturuyorsa, orada 4. olarak düşünebilirsiniz kendinizi. film ile adeta dostluk kuracaksınızdır. hele ki bir rdj hayranıysanız o mimiklerin ardında kaybolup gideceksiniz. çünkü unutmayın ki turuncu sarı bir suit yok. *
filmde iki sahne sizi ağlayacak kıvama kadar sürükleyebilir. söylemesi ayıp bu sahnelere filmin orta ve son evresinde tanık olacaksınız. robert duvall'ın ne kadar cesur bir oyuncu olduğuna bir kez daha tanık olacaksınız, net. öyle ki siz bile izlerken utanacaksınız ancak duvall, harika bir performans sergilemiş.

filmin sonlarında felsefe olarak edinilebilecek gizli bir söz grubu sizi bekliyor olacak. tabii anlamak ve pekiştirmek için filmi iyice, anlayarak izlemeniz gerekiyor. ve bu duyacağınız söz grubuna uydurulan tekerlekli sandalye sahnesi ile tribe girip oturduğunuz sandalyede aynı hareketi deneyebilirsiniz. olmayacaktır ancak yine de denemeye devam. *
ayrıca sherlock holmes 3 dedikodusuyla yanıp tutuşan biriyseniz, filmdeki 1 dakikalık analiz sahnesi hoşunuza gidecektir. en azından özleminizi 1 dakikalıkta olsa götürecektir. *
film gerçekten iyi. 2 saat 20 dakikanızı güzel değerlendireceksiniz. yanınıza gıda stoğunuzu yapıp filme başlayın. yine de çok ağır şeyler yememekte fayda var. demedi demeyin. izlerken anlarsınız. *
the judge başarılı bir filmdir.
iyi seyirler.
iron man ve Sherlock Holmes ile 2-0 ondeyim deyip de başka tür filmler cekmese Rd Jr a kimse bir şey demez zira herkes böyle yapıyor.

Bu film ve topic Thunder ile gördüm ki Rd Jr iyi oyuncu.
efsane olmasa da gayet güzel bir film. rd jr, gayet iyi performans koymuş ortaya. düz oynamış diyenlere, senaryoyu bi daha hatırlatmak gerek. dozunda dram, dozunda oyunculuk. saçını başını mı yolsun yani? pazar günlerine yakışır filmlerden, izleyen pişman olmaz ama "ölmeden önce izleyin olm" filmi de değil.

bir de, robert redford, rd jr, keanu. bu 3 adam efsane lan. al paçinolar, de nirolar, pittler falan tamam da bu 3 adam bambaşka.
fena olmayan film. daha can alıcı sahneler olabilirdi. baba oğul ilişkisi üzerine kurulu dram filmi.
mükemmel ötesi filmdir.

izlemesi gerekir.
Baş rolünde Robert downey jr. Olan güzel film. Duygulandırır.
Geçen yaz internetin olmadığı bir vakit bilgisayarı karıştırırken bulduğum ve ne ara indirdiğimi düşünürken izlemeye koyulup çok beğendiğim bir filmdir.

Bir akşam yalnız başınıza yanınıza kahvenizi alıp izlemenizi tavsiye ederim. Herkese göre olmayabilir fakat uyandırdığı duyguların yeri ayrıdır bende.
2014 yapımı 141 dakikalık suç/dram kategorisindeki david dobkin filmi. 7.4 imdb puanına sahip, filmin bir oscar adaylığı bulunuyor.

Yeni bir film izlemektense, arşivimin "the best movies" listesine göz attım. Bu filmin ismini görünce, "nerdeyse 2 sene oldu izlemeyeli" diyip izlemeye koyuldum. 2 saat 20 dakika sonra tekrar harika! dedim. Genelde ilk izlenimin gazıyla "müthiş ya" dediğim filmleri ikinci kez izleyince çoğu zaman pişman olurum ama bazı özel filmler için bu geçerli değil.

--şimdi spoiler--
Çok sevdiğim oyunculardan biri olan, hatta ilk üçümde yer alan robert downey jr'ı izlemek büyük keyif. "Hep aynı karakteri oynuyor yaa" diyenler önce chaplin'ni sonra bu filmdeki performansını bir izlesin. Özellikle mimikleri ve bakışları on numara. fırtına zamanı evde babası ile kavga ettiği sahnede gözlerimi yaşarttı, sinirden ağlayacak kıvama gelen hank'in yüz ifadesini tarif bile edemiyorum. içimi burktu..
esprileri ve film boyu gösterdiği performansına diyecek laf yok. Özellikle bu filmde saç stiline bayılıyorum* Hem komik hem karizma olmayı başaran nadir insanlardan biri, kısaca ağzı yüzü ısırılası bi herif* görsel

Filmin dram dozu gayet iyi. araya serpiştirilmiş espriler öyle güzel olmuş ki.. film boyu bir dakika bile "poff sıktı" gibi şeyler aklınızdan bile geçmiyor, hem güldürüyor hem ağlatıyor. Bir sürü Harika replikle dolu , hepsini yazmak isterdim ama kendiniz izleyip görün. Yalnız birini yazacağım, hank arabada iken kardeşlerine "taşak dağıtılırken siz ikiniz nerdeydiniz" diye soruyor. sorunlu kardeşi dale, abisi glen'e aynı şeyi sorunca glen'in yüz ifadesi kahkaha sebebi.
--spoiler bitti--

izleyen herkesin beğeneceğini düşünüyorum, yabancı film düşmanı annem bile beğendikten sonra bunu rahatlıkla söyleyebilirim *
Türkçesi "yargıç" olan dram filmidir. Filmin baş rolünde "Robert Downey Jr." vardır. Kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden biridir.
Güzel film. Aile ile de izlenir. Bizimkiler gibi tek karakterin adamı olmayan oyuncular nasıl oynuyor görmek isteyenlere tavsiye niteliğinde. Necati şaşmaz gibi sözde oyuncuların 14 yıldır aynı ifadeyle baktıkları türkiyede oyuncu olmak yakışıklı ya da güzel olanlardan seçilmek demek ama robert downey juniour gibi oyuncu olmak zor. Kendisinin bir tropic thunder filmi vardır inanılmazdır.