bugün

(bkz: tekkenin tavası)
(bkz: o bir efsaneydi)

eddy ile yapılan break dancelı, kapoeralı dövüşlerden. kafası kaplan olan abimizin ağır havasını, lee nin bruce lee havalarını, bir abimiz daha vardı, işte onun meğerse sonradan polis olduğunu atari salonlarından öğrendiğimiz efsane oyun.
bu oyunda hic sasmaz hep yoshimitsu'yu secerdim. hatirladigim tek bir hareketle agzindan yesil bir duman ufler ve rakibini obur tarafa yollardi. tabi bunu yapabilmek icin bilmem kac tusa dogru bir sirada ve saniyeler icinde basmak her baba yigidin harci degildi. bir de karizmatik dovuscu eddy gordo vardi ki yilan gibi kivrilir amuda kalkar taklalar atardi namussuz.
2010'da filmi yapılmış ve içine sıçılmıştır. tüm zamanların en sağlam konsol oyunlarından birisi olan tekken'in daha sağlam bir filmi yapılmalıydı.
filmini henüz izleyemediğim oyun. lakin tahminime göre, jin bir hatun ile, bir çok kişi arasında kavga ederek bi'şeyleri ispat ettikten sonra, yine bu hatun kişiyi öpecek ve film bitecek; Yine de, oyun karakterleri paul, çinli kız, king ve latin amerika dansçısı gibi dövüşen eleman v.s. tekrar görmek-yaşamak için izlenebilir.
yıllardır beklediğimiz ama beklentilerimizin içine sıçan bir film. ulan yıllardır tekken'in filmini "ha çekildi, ha çekilecek" modunda bekliyordum, film nete düştüğü gibi indirmee başladım. bu gün herşeyi hazırladım başına oturdum. çıkan filmi sırf adı tekken olduğu için seyrettim. televizyonların dizilerin tatil yapıkları haftalarda koyduğu 5. sınıf aksiyon filmlerinden hiçbir artısı yok filmin. izlmek için tek neden adı.

tekken'in öyküsü mükemmeldir aslında ama burada verdikleri şey de suyunun suyunun suyu. oyunun en çok ilgi gören karakteri paul yok bir kere. paul'ün hikayede marshall'la ortak ve çok iyi dost olduğunu düşündüğümüzde marshall'ın olup (Ki o da çerez niyetine) onun olmaması rezalet. 6 oyunun da hikayesini yansıtsınlar demiyorum ama en azından filmde gösterilen karakterlerin geçmişi biraz gösterilseydi be.

ciddi ciddi hayatımda yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biridir bu film.
tekken'in rezilliğinden sonra mortal kombat'ın yeni gelen filmi öyle olmasın lan bari dediğimiz filmdir.
--spoiler--
ulan sonya blade ve jax briggs polis olmuşlar böyle dangalak senaryo mu olur? sub-zero güya ölmüştü, fakat şimdi diyolarki, ölen kardeşiymiş de falan da fırt da. reptile ve scorpion'u insan yapmışlar!? bu ne gavatlık lan?
--spoiler--
tekken'e tekrar gelelim,
--spoiler--
lan bu oyunda mis gibi karakterler var. dünyanın gelmiş geçmiş sayılı 3d arcade oyunlarından birisi. yani sen bunu, "anamı öldürdün kazuya allahından bulasın" diye bi senaryoya bağlarsan kusura bakma da yani hayatının hatasını yaparsın. marshall law'u resmen şamar oğlanı yapmışlar, paul phoenix yok. ortalığı ağlatan inleten heihachi mismiha'ya yaşlı bunak muamelesi yapmışlar, filme biraz fantazi katmaları lazımdı. kungfuyu iyi bilen kazanır gibi bi hava var, saçmalık yani.
--spoiler--
edit: buna eksi veren arkadaş, eğer bu filmi beğendiysen, bir de buzlu badem dene onu illaki beğenirsin. anca o keser seni.
(bkz: çokken)
(bkz: fatih tekken)
(bkz: http://www.imdb.com/title/tt0411951/)
hala daha açar oynarım. benim ilk konsol oyunumdu tekken... *
(bkz: jin kazama)
ama filmi bi boka benzememiş.
"lan oğlum tekken gelmiş yürüyün gidiyoz" diye hoplaya zıplaya sinemaya gittik. salona geçtik oturduk. heyecanla filmin başlamasını bekledik. sonuç?
mahkeme duvarı gibi suratlarla dışarı çıktık...
daha yüksek kalite de birşeyler beklerdim :(
tekkene hakaret bi film yapmışlar. izlerken gözlerime inanamadım başta dövüştüğü kişi law mış. kazuya yı iki dakka ya harcamışlar. adam gibi kimse yok bi eddie var. koya koya ninayı annayı koymuşlar.
tekken oynanmaması gereken oyun.
(bkz: çiftken)
eskiden show tvde geceyarısından sonra saçma sapalak aksiyon filmleri olurdu ya hani, ahanda o filmlerden herhangi birinin adını tekken yapmışlar herhalde dediğim filmdir izledikten sonra.

--spoiler--
hadi hikayeyi filan da siktir ettim de elinde 213124 filme konu olacak kadar cevher karakterler varken en sikkolarını bir araya topla. onların da ele avuca gelecek olanlarını 3-4 dakikada saçma sapan dövdürt. bi de filmde sürekli tekkenin onuru, gururu, amacı filan de. efsanenin ağzına güzelce sıçmışlar nasıl sıvasak demişler. hani lei, hani hwoarang, hani king, hani paul yahu. neyse yok ben birşey demiyorum yine.
--spoiler--
he bir de hakkını yemeyelim filmdeki tek güzel şey christie nin götüydü.
çocukluğumuzun dövüş oyunudur..
mükemmel bir dövüş oyunudur ve mükemmel bir filmdir..

(http://www.zaplat.org/tekken-izle-kisim-2.html)

(http://www.google.com.tr/...&biw=1659&bih=865)

(http://www.dlcoyun.com/tekken-filminden-ilk-poster/)
(http://www.sinemalar.com/...i/5358/Tekken/19/#picture)

(http://www.sinemalar.com/film/5358/Tekken/)
genelde iyi duzeyde king of fighters ve street fighter oynayamayan insanların oynadıgı oyundur. tekken 3 ve tekken 5 artık birer klasiktir.
ilk olarak atari salonlarında oynadığım, * bağımlısı olduğum oyundur. Play station üzerinden bir yarım saat kadar oynamışlığım da vardır.
oynamayı pek beceremediğim, karekterlerin birbirini patakladığı oyundur.ben daha çok pes,eleven,fifa nın takipcisiydim.
oyun olanı ne kadar iyiyse, film olanıda o kadar kötüdür.
filme seneryo yazmak hangi salağın aklına geldi bilmiyorum zaten oyunun bir senaryosu, karekterlerin ayrı ayrı hikayeleri vardı filmi yapıcak olan arkadaşların üzerine diyalog yazmaları kafiydi.
oyun olanı ne kadar iyiyse,film olanı o kadar kötüdür.yalnız film deki hatunlar,en az oyun kadar iyidir.*
uzakdoğu menşeili dövüş oyunlarından uyarlanan sinema filmlerinin neden bu kadar kötü olduğunu anlamak mümkün değil. sonuçta dünya çapında bir hayran kitlesine sahip oyunun, düzgün bir senaryo ve kaliteli oyuncularla çekilmesi halinde gişe başarısı yakalayacağı bariz bir gerçek. lan sırf, çocukluğu bu oyunları oynamakla geçenler gitse filme zaten deli hasılat yaparsın. lakin, gerek street fighter, gerek mortal kombat, gerekse de king of fighter da gördüğümüz, berbat film uyalamaları bu film için de geçerli.

bir kere filmin senaryosu, orjinal hikayeyle son derece alakasız bir şekilde kurgulanmış. orjinal hikayeye şöyle bir göz atmak gerekirse;
--spoiler--
Tekken hikayesi Mishima zaibatsu isimli büyük şirketin etrafında döner. Bu şirket Mishima ailesinindir. Ayrıca mafya gibi bir şey değil dünyada önemli bir güce sahip güçlü bir şirkettir. Ailenin en büyüğü jinpachidir. Jinpachiden sonra oğlu heihachi ve oğlu heihacinin oğlu kazuya gelir. Yıllar sonra Kazuya'nın oğlu Jin Kazama şirketin lideri olur

Tekken hikayesi tamamiyle Heihachi Mishima'nın güç hırsını esas alarak başlar. Heihachi şirketin kontrolünü babası jinpachiden almıştır. Heihachi şirketi kötü emelleri için kullanmaya başlayınca Jinpachi şirketi tekrar ele geçirmeye çalışır ancak başarılı olamaz. Jinpachi birden bire ortadan kaybolur. Heihachi Mishima ailesi için iyi bir varise ihtiyacı olduğunu düşünür ancak Kazuya'nın yeteri kadar güçlü olmadığına inanır. Lee'yi evlatlık alır. Oğlu olan Kazuya'yı bir uçurumdan atar. Ancak Kazuya ruhunu oyunda devil olarak geçen varlığa satarak kurtulur, devil genine bundan sonra sahip olur.

Kazuya ülkeyi terk ederek tekniğini geliştirmeye çalışır. Kendini yeterince geliştirdiğinde geri döner.
--spoiler--
Tekken 1 Kazuya'nın intikam için geri dönüşüyle başlar. hikayenin bundan sonrası, jinpachi, heihachi, kazuya ve jin üzerinde döner. hikayeden de anlayacağımız üzere, tekken hikayesinin esas kötü karakteri heihachi'dir.

hikayenin bundan sonraki kısmınıa bakacak olursak;
--spoiler--
Kazuya devilin etkisiyle mücadele oldukça üstündür. Kazuya babasını yener ve intikamını almak için oda babasını bir uçurumdan atar. Kazuya uzun müddet şirketi kanunsuz işler yaparak yönetir

Heihachi kurtulur. Heihachi Kazuya ile eşit şartlarda dövüşebilmek ümidiyle Tekken 2 turnuvasını düzenler. Heihachi Kazuya bu kez alt eder, ancak bu kazançta Jun Kazama'nın da faydası olmuştur. Çünkü Jun Kazama Kazuya'yı etkisi altına alan Devil ile elinden geldiğince mücadele etmiştir. Heihachi oğlu Kazuya'yı yenmesinin ardından bu şeytani güçten kurtulmak için oğlunu bu kez yanardağa atarak öldürür.

Tekken 3 bu olaylardan yıllar sonra başlar. Jin kazama 15 yaşına gelmiştir. Jin'in annesi Jun Kazama Ogre tarafından öldürülür. Jin bu olaydan sonra annesinin öğüdü üzerine Heihachi'ye gider ve ondan kendisine intikamını alabilmesi için Mishima sitilini öğretmesini ister. Jin kazama mishima stilini heihachiden öğrenir. 4 yıl boyunca ders alır. Heihachi gücünü arttırmak için çeşitli araştırmalar yaptığı sırada Ogre'nin insanların yüksek gücünü sezebildiğini, güçlü insanları öldürmek için onlara saldırdığını anlar. Ogre'nin güçlü insanları bulabilmesini böylelikle ortaya çıkmasını sağlamak için, Jin Kazama'nın eğitimini tamamlaması bahanesiyle Tekken 3 turnuvasını düzenler. Heihachi planlarına göre Ogre'nin gücünü ele geçirecektir. Beklenildiği gibi Ogre'de ortaya çıkar. Ogre önce Paul'e saldırır ancak Paul Ogre'yi yener. Paul turnuvayı kazandığını düşünürken Ogre daha güçlü bir yaratık olan True Ogre olarak tekrar canlanır. Bu aşamada Jin Kazama devreye girer. Jin Kazama True Ogre'ye yaklaştığında devil genleri etkisini gösterir ve bu sayede True Ogre'yi yener. Turnuvayı Jin kazanır. Devilin etkisiyle Heihachiyi öldürmek ister ancak herşeyi öğreten annesi jun'u hatırlayarak Heihaciyi öldürmekten vazgeçer.

Jin tekken 3 sonrası heihachinin şeytani planlarını öğrendiğinden dolayı ondan nefret etmeye başlar. Kimsenin bilmediği bir ülkeye gider ve Mishimaya ait herşeyi terk eder. Mishima sitilini kullanmaktan vazgeçer, karete öğrenir ve kendini geliştirir. Tekken 4 kapşonlu kıyafeti onun çevreden gizlendiğini vurgular. Tabi G corparationu unutmamak lazım. bu şirket Heihachinin gücüne karşı bir kuruluştur ve çeşitli araştırmalar yapar. Kazuya Mishimanın genetik kodlarını bulurlar. Bu şekilde Kazuyayı klonlarlar, Heihaci bu olayın istihbaratını aldıysada yaptığı operasyonda Kazuyayı ele geçiremez. Yine bir turnuva organize ederek Kazuyayı alt etmek ister. Kazuya bunun bir tuzak olduğunu anlasada kendisine güvenerek turnuvaya katılır. Yine intikam almak isteyen jinde bu turnuvaya katılır. Bu turnuvayı yani tekken 4 ü de Jin kazanır. Jin bu kazanımdan sonra tekken zaibatsunun başına geçer.

tekken 5 tekken 4 den hemen sonra başlar. G corporation tarafından heihachi Jackler vasıtasıyla öldürülmeye çalışılır, ancak heihachi kurtulur. Jinpachide uzun yıllar önce hapsedildiği yer altı hapsinden kurtulur. yakın zamanda mishima zaibatsu tarafından tekken 5 turnuvası ilan edilir. Heihachi için bu turnuva son şanstır. Tekken 5 e jin kazama şirket sahibi olarak katılır. tekken 5 i de jin kazanır. Jin kazama gücünü iyice artırır ve dünyanın genelinin kontrolünü ele geçirir. Devilin etkisini büyük oranda göstermesiyle dünyada kaos başlar. çeşitli iç savaşlar meydana gelir. dünyayı bu durumdan kurtarmak için tekken 6 ilan edilir. G corporation da Jinin başına ödül koyar.

Tekken 6'da Zafina'nın kapısını koruduğu Azazel, kapalı tutulduğu yerden çıkarılmaya çalışılır. Jin Kazama, Mishima Zaibatsu şirketinin kontrolünü ele geçirdiğinde özerkliğini ilan ederek dünyaya savaş açmıştır. Bu savaş sonrasında dünya genelinde büyük bir kaos ortaya çıkmıştır. Bu kaos ortamında Zafina'nın bedenini koruduğu Azazel bedeninde uyanmaya başlar. Azazel Jin'in genlerinde bulunan şeytanın da kaynağını oluşturan daha güçlü bir şeytandır. Jin kazama dünyada meydana getirdiği kaos ortamında Azazel'in fiziki bedeninde uyanmasını sağlar. Mishima Zaibatsu kuvvetlerinden bir asker olan Lars Alexandersson kendisi gibi Mishima Zaibatsu'ya isyan eden askerlerle bir birlik kurarak Mishima Zaibatsu'ya karşı savaş açar. Lars Alexandersson Alisa'nın yapıldığı laboratuvarda Jack'lerin saldırı sırasında hafızasını kaybeder. Bu saldırı sırasında uyandırılan Alisa ile birlikte hayattaki amacının ne olduğunu anlamaya çalışır. isyankar kuvvetlerdeki bir arkadaşının yardımıyla görevlerine devam eder ve hafızası yerine gelir. Jin Kazama'ya saldırdığında Alisa'nın Jin Kazama tarafından programlandırıldığı anlaşılır ve Alisa Lars'ın Jin'e saldırmasını engeller. Lars'ı oyaladıktan sonra Jin'e katılmak için oradan ayrıır. Bu olaydan sonra Alisa ve Lars'ı takip eden Raven Lars'a yardımcı oldu ve Azazel'e kadar ulaştırlar. Hikayeyi kısa geçiyoruz ancak Lars'ın macerası sırasında kendisinin Mishima soyundan geldiğini öğrenmiş olduğundan da bu cümlemizle bahsedelim. Raven ile Lars Azazel'i yenerler, Jin Kazama ise onları dışarıda beklemektedir. Jin Kazama tekrar Alisa'yı Lars'ın üzerine gönderir, aslında bu Jin'in bir oyalama taktiğidir. Lars Alisa'yı yaralar. Ardından Jin Lars'a kaos ortamı yaratarak Azazeli ortaya çıkartıp onu yok etme planını Lars'a anlatır. Jin Azazel öldürerek kendi genlerinde mevcut devil geninden de kurtulacaktır, cünkü devilinde kaynağı Azazel'dir. Lars Alisa'yı yaralar bu sırada Azazel geri döner. Jin Kazama Azazel meydana çıkar çıkmaz Azazel'e saldırır ve onu öldürür. ikisi birlikte Azazel'in dirildiği mabedin derinlerine düşer. Hemen ardından mabed yıkılmaya başlar. Mabed yıkılmaya başlarken Lars yaralı Alisa'yı da alarak oradan ayrılır. Bir süre sonra Raven tarafından Jin'in toprak içinde kalmış vücudu bulunur. Raven Jin kolunda halen devilin işareti olduğunu görür. Jinin yaşayıp yaşamadığı ve devilin etkisi altında olup olmadıağı şimilik bilinmiyor.
--spoiler--
uzun lafın kısası, tekken, basit bir dövüş oyunu olarak görünse bile, alt temasında son derece orjinal bir hikayeyi barındırmaktadır. tekken fanlarının, bu hikayeyi yakından takip ettiği ve hikayenin nereye gitmekte olduğunu merakla bekledikleri de bir gerçektir.

lakin, çekilen tekken filmi, hem senaryonun hikayenin çok uzağında olması, hem başarısız oyunculukları hem de ytanlış karakter seçimleriyle, beklentilerin çok altında kalmıştır.

çekilen ilk tekken filminde, klasikleşmiş tekken karakterleri yerine, ikinci plandaki karakterlere yer verilmesi ise ayrı bir saçmalıktır. paul phoenix, hworang, king, lei wulong gibi karakterler yer almazken, steve fox, bryan furry, sergei dragunov, raven, cristie monteiro gibi karakterlere yer verilmiştir.

karakter konusunda yaşanan bu yanlış tercihlerin yanısıra, var olan karakterlerin dövüş tekniklerinin filme hiç yansıtılamaması da ayrı bir saçmalıktır.

tüm bu saçmalıkları bir örnekle açıklamak gerekirse; oyunun hikayesine göre, eddy gordo'yu çok seven, dövüşmeyi ondan öğrenen ve tarzı birebir eddy ile aynı olan christie, filmde eddy'i hiç tanımamaktadır ve dövüş stilinin oyundaki stiliyle alaksı yoktur. benzer şekilde, jin kazama'nın klasikleşmiş hareketlerinden hiçbirisi de filmde görülmemektedir.
tekken canım sıkılıyor.
oyunu ne kadar iyiyse filmi o kadar da kötü olan bir oyundur. beklenen karakterler yerine geri plandaki karakterleri oynatıp, kurguyu da basitleştirip pek oyunuyla alakası olmayan bir film ortaya konulmuştur.