bugün

kişiye bön bön bakılmasına neden olan harekettir. ayrıca (bkz: bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü). artık üst katta oturan komşuya da selam vermez hale geldiğimiz için (bkz: yazık bize), tanımadığımız kişiye iyi günler demek abes kaçıyor. pek karşılaşılmayan bir harekettir.
hatta tanıyıp da çok samimi olmadığınız birine söyleseniz bile tuhaf kaçan harekettir.. mesela hoşlandığınız bir kıza iyi günler derseniz durup dururken*, yanınızdaki arkadaşlarınızın kahkahalarına katlanırsınız.
(bkz: sevgi kelebekligi)
(bkz: susam sokagi) *
tanımadığınız insanlara selam vermek ve iyi dileklerde bulunmak,hem karşı tarafı hemde sizi mutlu edebilir.Hatta hediye vermek te bunların arasına girebilir.Bu tip davranış kalıplarını insanlara mutluluk dersi veren pozitif bakış açısı sağlamaya çalışan yazarların söz ve yazıları arasında bulmak muhtemeldir.Denendiği taktirde sonuç verdiği bizzzat görülmüştür.Konuya bilimsel olarak bakıldığında da toplumsal mutlulukta payı olduğu görülebilir.islam'daki selam vermek sünnettir' dusturuda buradan gelir. Tüm insanların uygulaması gereken bir yöntemdir.Biraz garip gibi gelse de kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.Tabii karşılık beklenirse hüsrana uğranılabilir.
(bkz: dun gece hic tanimadigim bir erkege,sirf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim)

(bkz: leman sam)
nezaket ifadesidir.şayet bunu söyleyen karşısındakine herhangi bir taciz düşünerek bunu yapmamışsa müthiş bir nezaket sayılır.tatile gittiğimizde uğradığımız yerlerde insanlara selam veririz gayet memnuniyetle cevap alırız.lakin istanbul öyle mi? apartman da bile tanışmamışsan kişiye selam vermen tuhaf karşılanıyor.oysa selamlaşmak iletişimin ilk kuralıdır.binamızda vardı böyle biri, selam verirdik tuhaf tuhaf bakardı.sırf bu huyundan dolayı kimsenin sevmediği bir aile haline geldiler.
tanışmak için iyi bir fırsattır. iyi değerlendirilmelidir.
mekan: 48 nolu otobüsün arka sırası
zaman: 01:15 suları

Şebnem ferah konserinden yeni çıkmışız, sıcak yatağın hasretiyle yollara düşmüşüz.
nedense ilk gelen otobüse ya da ikinci gelen otobüse değil de üçüncü otobüse bindik.
En arkanın yolunu tuttum onca siyah kalabalığının içinde. Hiç boş yer yoktu, mecburen ayakta bekleyecektik ta ki birileri kalkana dek.. Yolculuğumuz keyifli başladı, başta gırgır şamata.. Sonra tam uykumuz yavaş yavaş gelmişken birden neşeli bir kalabalık gördük yolda.. Birinin elinde akordeon, birinin elinde gitar, neşeli şarkılar söylemekteler herkesin yorgunluğuna inat.. Birden el salladım onlara, iyi geceler diledim.. Duyamazlardı elbet ama gördüler selamımı.. Ve nazikçe eğilerek onlar da bir selam verdiler.. O anda fark ettim onu; yumruk yapmış elini "sizinleyim" dercesine sallıyordu bizim bremen mızıkacılarına..

Bir anda daha önce hiç hissetmediğim bir merak uyandı kendisine. Kimdir, ne yapar, ne eder, okur mu, hayatı algılayışı nasıldır, en son hangi kitabı okudu, kahkaha mı atar yoksa tebessüm mü eder... hakkında o kadar çok şey sormak istedim ki ona.. uyuyordu.. hayatımda gördüğüm en masum erkek yüzüydü izlediğim.. o uyudu, ben izledim..
gözlerini açsa "iyi geceler" diyecektim.. ama o uyudu, ben izledim..

Bir ara telefonu çaldı. tam yanında durduğum için rahatsız etmiş olabileceğini düşündü ve özür diledi. sanırım eve geç kalmıştı ve bu yüzden telaşlandırmıştı birilerini.. kimdi acaba merak eden, annesidir..belki de kız arkadaşı.. önemli değildi benim için.

bir ara başını kaldırdı, gözlerini gördüm. en az yüzü kadar ışıldıyordu gecenin karanlığında. farklıydı, ve içimden ona sorma isteğiyle yanıp tutuşan binlerce soru geçiyordu...

bir ara "bir şey sorabilir miyim?" dedi. "Buyrun" dedim tüm soğukkanlılığımla. "Acaba bu otobüs çekirge'den geçiyor mu?" Geç kalınmış bir soruydu.. Çünkü bu otobüs oradan geçmezdi.. Alelacele otobüsten inmeye çalıştı. O esnada çarptı birilerine, ürkekçe özür diledi insanlardan ve belli belirsiz bir ses yükseldi: "iyi geceler!"

Sana da iyi geceler yabancı..
Hiç tanımadığım ve belki de tanımayacağımsın, yine de iyi geceler!
(bkz: senli benli başlık formatı)
"dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe sırf sana benziyor diye, usulca sokulup merhaba dedim".
sık sık yaptığım fakat pek çok kez tuhaf karşılandığı için hayal kırıklığına uğradığım fakat yılmayacağım davranıştır. özellikle görev başındaki polis ve askerlere yanından geçerken "iyi günler abi", "kolay gelsin abi" gibisinden temennilerde bulunmak iki tarafı da mutlu edecek bir davranıştır.

(bkz: güzel davranışların toplumca yadırganması)
etrafa pozitif elektrik dagitan iyi niyetli bir insanin yapmis oldugu guzel bir hareket olsa da, selami alanin genelde "kim lan bu lavuk" tarzinda bakmasiyla sonuclanacak hadisedir.
güvenlik görevlisi telsizle amirine seslenir
- efendim tanınmayan birisi yaklaşıyor
- iyi günler deyin iyi günler deyin
- emredersiniz !
yaptığım zaman genellikle yanlış anlaşıldığım ve - aaaaa deli galiba.. muamelesi gördüğüm bir medeniyet göstergesi....
ağzımızı eskitmeyecek, ömrümüzden götürmeyecek bir eylemdir. birisine nazik davranmanın faydalı olduğunu gösterir davranıştır.
hayatım boyunca sayısız kez karşılaştığım olaydır, genellikle yaşlı amcalar yapar, tanımadığı herkese elini kaldırıp yavaşça selam verip sonrada takmadan devam eder.
*
insanlığımızı kaybetmekte olduğumuz şu günlerde oldukça yadırganacak bir davranıştır... zaman kötülük çağıdır. zaman kuyu kazma, arkadan bıçaklama zamanıdır maalesef ki...
yine de içinde ufacık da olsa pollyanna'yı taşıyan bir bünye için güzel sayılabilecek davranış...
içindeki bütün kini, öfkeyi en yakınındakilere kusan ve dışarıya karşı iyi görünmeye çalışan insanın yaptığıdır genelde.. nadiren de olsa tamamen iyi niyetinden yapanlar vardır tabii..
büyük şehirlerin samimiyetsizliğinin iyice arttigi şu zamanda, yasadığım küçük yerleşimde hala ölmemiş, sevgi ve saygıyla karşılanan, dalga geçilmeyen bir gelenektir.
insanın kendisini çok kötü hissettiği bir günde, insana; hicç tanımadığı bir kimsenin dürüst bir içtenlikle 'iyi günler' demesi kadar leziz bir duygu yoktur. bir anlığına da olsa uzaklaşırsın yalnızlığından ve belki de bir adım atarsın aldığın gazla yeni bir hayata.
yüksek ihtimalle bir entelin gereksiz bulacağı lakin bir entelektüelle naif "sıradan" insanı ortak noktada buluşturması muhtemel eylemdir.
zamanında okul servisimi beklerken yanımdan bir adam geçerken "günaydın" demisti, bir anda düsündügüm her şeyi bırakıp mutlu olmustum.. sonra bu 2ay boyunca her sabah adam ordan gecti günaydın, iyi dersler diyerek.. sonra bi gün adam ordan gecmeyi bıraktı, kendimi acaip boşlukta hissetmistim neyse sonuc olarak güzel bir olay selamlaşmak tanımadığınız biri ile bile.
saat gecenin 1'iyse yanlış anlaşılabileceğiniz durumdur.
Adrese teslim olmayan, ortada kalan başlıkları kendime yontmam genelde..*
Ama çok bana ait gibi duruyor bu. Alıyım bunu ben.

tanınmayan bir kimseye iyi günler dememekten azar işitmişliğim var bir italyan fabrikasında.

avrupa insanının dikta yoluyla, tanımasan da selam vereceksin! emir kipliylen şahsıma empoze etmeye yeltendiği hadise. *
hasılı biz de hiçte güzel durmayan hededir.
zira adamın biri kız arkadaşıma iyi günler diyecek * *
- merhaba dünyalı biz dostuz
- iyi günner