bugün

sözleri aysel gürel'e ait zülfü livaneli şarkısı.

gökyüzünde yeryüzünde
gün doğdu mu her gün ilk gün
her gün aydınlıktır
yoksa ümit her yer loş karanlıktır

yar gurbette can yürekte
bir kafeste ne amansız
sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
her gece hep aynıdır

fırtınada ak ayazda
sürgün her yerde hep yalnızdır
gül açsa da kuş uçsa da görmez
dargındır
her durakta her uykuda

sürgün her nefeste yalnızdır
her şafakta her yudumda
hasret sancıdır

yol alsa da, ses duysa da,
dağ aşsa da her yan en son,
her an son adımdır tek başına yalnızlık
bir yankıdır
ali asker albümü ve aynı adlı şarkısı...

" sürgün bir agacin kökünün ve yapraklarinin kendi yasam alanina dolan hava ve toprakla baglantisinin kopmasina benzer
sürgün aniden sona eren bir sevgiye benzer
sürgün dehset verici bir ölüme benzer
cünkü ölüm bilincle yasanmaktadir "

bitmez deme bitecek sürgün
bitmez deme bitecek sürgün
kor gibi yanar yanar yüreklte
kor gibi yanar yanar yürekler

bu hasret anaya bu hasret vatana
bu hasret kardese bu hasret yoldasa

bitmez deme...

silayadan alinir kara haberler
birbir vuruluyor bizim neferler
gurbetten alinir kara haberler
birbir toplaniyor kirmizi güller

yakiyorlar insalari zindanlarda
kursunluyor canlari oy daglarda
asiyorlar o canlari meydanlarda

bitmez deme..
bitecek zulüm
diyarbakir mamak metris zindanlarinda
saygon zindanlarindan hic farki yok ki

bitmez deme..

gazeteler yalan yalan yaziyor
radyo telvzyon zulülmü övüyor
tüm dünya halklari bilir gercegi
türkiye türkiye..
kargonun yalnızlık mevsimi albümlerinden, çok sade, çok güzel parça. sözleri:

evinde yalnız bir aşık
çölde bir damla su
garip bir görev ve
yalnız bir yabancı gibi
zor bir soru için güvensiz bakışlar
basit bir sırrı var
ama hiç cesur değil anlatmaya

o bugünü yaşıyor
dünü unutmaya hevesli
aklında bir silahla

sokakta aç bir kurt
kaypak bir yan sözünde
kör bir umut ve
anlamsız bir fal var öyküsünde
zor bir soru için güvensiz bakışlar
basit bir sırrı var
ama hiç cesur değil anlatmaya

o bugünü yaşıyor
dünü unutmaya hevesli
aklında bir silahla
kaybettiği bir şey yok
kazandığı hiçbir şey
o arsız bir sürgün
içindeki zindanda
rafet el romanın şarkısı;

Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...

Yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...

Dur durak bilmez bu gönül,
Koşar peşinden bir ömür,
Son demindeyken hayatın,
Neden bu sürgün.
Bilirim seni sevdim zamansız,
Sen sabırsız ben bir arsız,
Hiç utanmadık inan seninle sevişirken...

Gel yalan yokki içinde
Sen tanımadın mı onca sene,
Düşlerimden kalktılar,
Sana uyandım sadece....

Ben yar kendimi bildim bileli bir sana aşık sana deli,
Seninle açtım bu gözleri seninle kaparım ancak...
Göç ettirilmek geride bırakılan topraklar için lanetli bir şeydir. Giden insanların ahı kalır buralarda.
bokuyla gülle oynayan erk sahiplerinin, s.ke sürülmeyecek akıllarıyla verdikleri fermandır. dertleri, sistemin şifresini çözüp, teşhir etmenizdir. işlerine gelmez. ihtiyaca istinaden gibi gubidik gerekçeler sunarak, kurulu düzeninizi tarumar ederler, üstüne de tasshak geçer gibi yeni görevinizde başarılar dilerler ki, öfkeniz katmerlenir. sezen-zülfü' nün sürgün parçasına sığınırsınız, iyi gelir.
muhteşem bir ozan arif eseridir. esat kabaklı tarafından da muhteşem yorumlanmıştır.

http://www.youtube.com/watch?v=_8GIEOaiR00
http://www.esat-kabakli.com/ adresinden esat kabaklı yorumuyla dinlenesi şarkıdır.
Uyandırın anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri
Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri
Korulara söyleyin
Dağlara asmalara
Baygın çocukluğumun
Çınladığı kırlara
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Gelsinler anılarım
Uğurlasınlar beni
Sadece sevdiğime
Söylemeyin duymasın
O kadar körpe ki kalbi
Bilmiyor yitirmeyi
Söylemeyin bu akşam
Sevdiğim ağlamasın
Nihat Behram.
kargo'nun, rafet el roman'ın, doğuş'un ''sürgün'' lerinden sonra ancak 67. entry de kendisine sıra bulabilmiş, insanın yüreğini titreten, enfes sezai karakoç şiiridir.

sürgün

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin.
Bütün sürgünlüklerim, bir bakıma bu sürgünün bir süreği.
Bütün törenlerin, şölenlerin, ayinlerin, yortuların dışında,
Sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim.
Af dilemeye geldim, affa layık olmasam da.
Uzatma dünya sürgünümü benim.
Güneşi bahardan koparıp,
Aşkın bu en onulmazından koparıp,
Bir toz bulutu gibi
Savuran yüreğime...
Ah... uzatma dünya sürgünümü benim.
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil,
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri,
aynalar akrep meleği,
Zaman, çarpılmış atın son hayali,
ev miras değil mirasın hayaleti,
ey gönlümün doğurduğu, büyüttüğü, emzirdiği,
kuş tüyünden
ve kuş sütünden
geceler ve gündüzlerde
insanlığa anıt gibi yükselttiği,
sevgili...
en sevgili...
ey sevgili...
uzatma dünya sürgünümü benim.

bütün şiirlerde söylediğim sensin.
suna dedimse sen, leyla dedimse sensin.
seni saklamak için görüntülerinden faydalandım salome'nin, belkıs'ın.
boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın, bellisin.
kuşlar uçar senin gönlünü taklit için,
ellerinden devşirir bahar çiçeklerini,
deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini,
ey gönüllerin en yumuşağı en derini,
sevgili...
en sevgili...
ey sevgili...
uzatma dünya sürgünümü benim.

yıllar geçti, sapan olumsuz iz bıraktı toprakta.
yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında.
çatı katlarında, bodrum katlarında.
gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba,
hep kanlıca'da emirgan'da,
kandilli'nin kurşuni şafaklarında,
seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında.
şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında,
sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim.
af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
ey çağdaş kudüs (meryem),
ey sırrını gönlünde taşıyan mısır (züleyha),
ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi,
sevgili...
en sevgili...
ey sevgili...
uzatma dünya sürgünümü benim.

dağların yıkılışını gördüm bir venüs bardağında.
köle gibi satıldım pazarlar pazarında.
güneşin sarardığını gördüm konstantin duvarında.
senin hayallerinle yandım düşlerin civarında.
gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında.
ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda,
verilmemiş hesapların korkusuyla,
sana geldim, ayaklarına kapanmaya geldim.
af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
sevgili...
en sevgili...
ey sevgili...
uzatma dünya sürgünümü benim.

ülkendeki kuşlardan ne haber vardır?
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır?
yoktan da vardan da ötede bir var vardır.
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır.
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır.
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.
senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
sevgili...
en sevgili...
ey sevgili...

edit: savaş ay yorumu için; http://www.youtube.com/watch?v=J8iBsafEkkI&feature=share
arada eksik gibi hissediyorum kendimi, acaba her insana uğrar mı bu duygu??? yoksa başkaları benim sahip olmadığım efsunlara mı haiz?? mümkündür...

bazen sevmiyorum insanları, anormallik göstergesi midir bu??? zamanımızda imkansız fakat belki bir gün münzevi olarak tanımlarım kendimi, ülkümdür...

benim bunaldığım yerler eğlenen insanlarla dolmuş, benim anlamadığım bir şeyi biliyorlar gibi... çoğunun eğlendiği mekanlar bana göre sürgündür...

f628
Muhteşem bir sezen aksu, zülfü livaneli düeti. Fazlasıyla dokunaklı.

"Gökyüzünde yeryüzünde
Gün doğdu mu her gün ilk gün
Her gün aydınlıktır
Yoksa ümit her yer loş karanlıktır."
Bir cezadan dolayı bir yere gönderilmek. Bir şekilde bir faydadan mahrum bırakılmak. Evet.
Andrei Zvyagintsevin 2007 yapımı filmi. evli bir çiftin yalnızlığı. kadının ayrı eşinin ayrı ruh çıkmazları. öyle sessiz ilerleyen ve acı veren bir film. doğa yönetmenin dönüş filmindeki gibi mükemmeldi.
insanın canını yakan bir şarkı. sezen aksu ve livaneli düeti..

anneyi özletmese, ağlatmasa olmaz..:(