bediüzzaman ordan buraya çok sürgün edildi.
her bayram, her bayram yas var sılada.
gitti güzel yavrum, gelmez.
sürgünde.
bir vatan yükünü çekti sırtına.
yiğidim, öksüzüm, yavrum sürgünde.
gözyaşım, hasretim, yarim sılada.
böyle çile görülmemiş yemen'de.
aş, ekmek yerine hergün işkence.
insaf etmiş taşlar ağlar sürgünde.
Göç ettirilmek geride bırakılan topraklar için lanetli bir şeydir. Giden insanların ahı kalır buralarda.
"Kuzeyde kar diye yazıyordu mektuplarında amcam, kuzeyde kar. Bütün öykü acıklı bir firar. Bir sürgün diyordu, ülkesinin hapishanelerini bile özler."

-sen hic ateş böceği gördün mü-
(bkz: yılmaz erdoğan)
Her türlü uzak kalmanın ifadesidir "sürgün" sözcüğü, uzanıp da alamamanın, dokunup da hissedememenin adıdır.
Özlem özdil versiyonu olanı sözlük trollerini beş vakite başlatacak kadar içli potansiyel şarkı, şiir adı.

https://www.youtube.com/watch?v=_pO-I-qE_sM
Sezen in sayıldığı ortamlara, 17 yaşa ve heryerin sürgün hissi uyandırdığı günlere döndürür. Şarapla iyi gidenlerdendir.
Muhteşem bir sezen aksu, zülfü livaneli düeti. Fazlasıyla dokunaklı.

"Gökyüzünde yeryüzünde
Gün doğdu mu her gün ilk gün
Her gün aydınlıktır
Yoksa ümit her yer loş karanlıktır."
halit akçatepe'nin hurşit karakterini canlandırdığı türk filmi. saygılarımla.
Bir cezadan dolayı bir yere gönderilmek. Bir şekilde bir faydadan mahrum bırakılmak. Evet.
Sezai karakoç şiiridir.

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
insanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkis'in
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin.
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgelendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgân'da
Kandilli'nin kurşunî şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili
En sevgili
Ey sevgili...
Selda Bağcan'ın enfes okuduğu eser. Burnu sızlatan cinsten ...
özlem özdil'in yorumladığı şarkı, alıp götürür sizi uzaklara..
dinlenesidir..
Ülkemizde çokça olan mesele ülkemizde en çok ezilenler islamcı ve kürtlerdi.. Kapalı kızlarımız okula alınmadığınından yurt dışında okudu, kürtler ise bölücü olarak tabir edildi yurdum mal insanları böyle işte. Sürgün edildide ne oldu? Şiwan perver hani geldi ne oldu böldü mü?
--spoiler--
-yunan tebalıların sınır dışı edileceğini söylüyorsunuz.lakin eşim ve kızım türk tebalı.
+ bay stavro keşke siz de geçseydiniz türk tebasına.
-bana bu hakkı osmanlı verdi.ben yunanlı değilim bizanslıyım,rumum.
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=6Qwaq-PAmNc
Ellerinden bu yana ne sevinç gördü ellerim,
Ne de “elveda”dan bu yana bir gülüş salıverdi dudaklarım.
Dönerek açılan bir deniz kabuğu gibi sessizce
Geçerken gün genişler aramızda mesafe.

Açlığa ve yalnızlığa rağmen dayanır aşk yine de.
Yüreğimin çevresine tutunur her gece
Bir kumrunun kanatları taşkın nezaketle,
Ve buluşma yüzüğündeki aşınmış mavi taş daha da parlar.

(bkz: Hart Crane)
bu kelime hüzün kokar hüzün.
ahmet kayanın güzel bir şarkısıdır.
deli mavi albümünden yeşim salkım'a ait mükemmel bir şarkı.

kendini aldın gittin de
acıya gelin ettin beni
bu yanış yanmak değil ki
sönüşüm sonumda gizli
üstüme yürür yalnızlığım
bu şehirde sürgünüm müsün
gecesiz karanlıklardayım
ışığım olsan ölür müsün ne olur
unutur oldum zamanları zaman varken
tutuşup yandım buz tutarken.

http://www.youtube.com/watch?v=AQMyu7Y4xyA
Rafet el roman şarkısıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=x6IAhQl_Hyk
herkes şarkı söyleyebilir, herkes şarkı sözü yazabilir, herkes beste yapabilir, herkes enstrüman çalabilir ama bunların her birini en özel şekilde icra eden çok az insan vardır. hepsinin aynı şarkıda birleşmeside dünya üzerinde örneğine az rastlanan bir durumdur. oda bu şarkıya nasip olmuştur.
ahmet koç ustanın performansıyla betül demir'in çok güzel icra ettiği şarkı.

http://www.youtube.com/watch?v=PvvmTtHiO2g
bir marsis eseridir.

http://www.youtube.com/watch?v=1O7TzT3gqYA&NR=1
arada eksik gibi hissediyorum kendimi, acaba her insana uğrar mı bu duygu??? yoksa başkaları benim sahip olmadığım efsunlara mı haiz?? mümkündür...

bazen sevmiyorum insanları, anormallik göstergesi midir bu??? zamanımızda imkansız fakat belki bir gün münzevi olarak tanımlarım kendimi, ülkümdür...

benim bunaldığım yerler eğlenen insanlarla dolmuş, benim anlamadığım bir şeyi biliyorlar gibi... çoğunun eğlendiği mekanlar bana göre sürgündür...

f628