bugün

sözlük mensuplarının son günlerde yada aylarda farkına vardıkları durumlardır.

hayatı ve duyguları uçlarda yaşadığımı fark ettim sözlük.

ya çok mutluyum ya çok mutsuz,ya çok açım ya çok tok,ya çok kalabalığım ya çok yalnız.

ne olacak böyle bilmiyorum.
kendimi bu aralar fazlasıyla körelttiğimi farkedebildiğimi farkettim.
düşünün daha farkedebildiğimi farkettiğime göre, ne zaman farkederim hesap edin.
ülkenin her geçen gün daha boktan bi hale gelmesi.
Sürekli şiir yazıp filozof lafları söylüyorum. çok yalnızım be..
özgüvensizin önde gideniyim. hatta bayrağını ben taşıyorum.
eskiye kıyasla daha az konuşan daha anlamsız yorumlar yapan hatta daha az ölümü düşünen biri olmaya başladığım gerçeğini. tabiki yalnızca bunlar değil. sanırım insan büyüdükçe daha yüzeyselleşiyor, aptallık düzeyinde basitlikten hoşlanmaya başlıyor.

zaten entrylerden de anlaşılacağı gibi bir 90lar havasının özlendiğini farkedebiliriz zira hepimiz eskiyi özlüyoruz. sobalı evde büyüyen çocuğun entellüktüellik konusunda herzaman bir çıkmazda olacağını bilsek bile çaktırmadan devam ediyoruz. biri çıkıp son zamanlarda neler farkettin diye sormasa umrumuzda olmaz hiç bunu da farkettin mi?

zamanın büyük insanlarının yaptıklarına, eserlerine bu denli umursamaz bir hayat içinde yaşayıpta kendince kötüleme ve -boş lan zaten bunlar- diye özetleyen insanların gitgide çoğalmaya başladığını. ve başkalarının bu tarzı örnek alarak -he öyle ya- diye onaylamaları. farkedilecek onca güzellik varken belkide bunlara takılıp kalkmanın ne denli boktan bir hayat yaşadığımı özetliyor biçimde olduğunu farkettim lan şu an ve tek geçiyorum.
çok fazla olmadık yerlerde gülümsüyorum.millet kıllandı artık noluyoruz diye.bişeyin olduğu yok halbuki kendi manyaklığım..
beynimin bazen sulandığını fark ediyorum.
hiç umudum kalmamısken bütün gece ekseninde döndüğüm yataktan kalkarken beş karıs suratla kalkabiliyorum bi adam yüzünden.(bi daha bunu hiç yaşayamıycagımı düşünmüştüm uzun süre .)
arkadaşlığın yalan olduğunu...

incecik iplerle bağlı olduğumuzu, biri çekince kopuverdiğimizi, son zamanlarda birden farkettim. yazık geçen ömre.
komite gelmiş ve ben hiç çalışmamışım.
doymuyorum. sürekli açım.
değişimin tahminlerimin ötesinde olduğu.
bu zaman bizi öğütecek.
karabiber değirmeninde öğütülen karabiber taneciklerine döneceğiz.
kilo almışım. bu benim için aynı zamanda itiraf. evet. bunu öğrendiğim yer ise spor salonu kaydı. kendime itiraf edemesem de ayaklarım beni oraya götürmüş. teşekkürler ayaklarım.
1 yıldır buralarda değilmişim yahu... farkettiğim iyi oldu.
o kadar da sevilmediğimi farkettim. üzülüyor insan.
sevdiklerinin hayatta olmasının çok güzel olduğunu farkettim. bir de sağlıklı olmanın dünyanın en büyük zenginliği olduğunu.
sözlükte çaylak olmama rağmen açılan anlamsız ve saçma sapan başlıklar.
özellikle küfür ve boş muhabbetler. herkesin öteki olma çabası.
hiç değmeyecek birine ne kadar fazla fazla değer verdiğimi, ona değer vererek hayatımın en değerlilerini ne kadar büyük bir hatayla kırmak istemediğim halde kırdığımı ve aşkın insanı bu denli kör edebilecek bir güce sahip olduğunu farkettim nihayet.
bu farkındalığın en manidar sonucu; "aşktan korkulmalıdır"
(bkz: yorulmuşum be sözlük)
artık canımı hiçbirşeyin yakamayacağıdır.
bilgisayarların kızlara tercih edilebilir olduğunu;

sana eskiden yazan kızın aradan seneler geçse bile halen sana yazabileceğini

samimi arkadaşların en değerli şey olduğunu

bir kere zedelenen bir arkadaşlığın bir daha eskisi gibi olamayacağını

fark etmiş bulunmaktayım.
ikiyüzlü karaktersizlerin yüzüne tükürmek istediğimi fakat buna bile değmeyeceklerini anladım son zamanlarda.
taşak denen organımda acayip bir şişlik var.. hayırdır inşallah..