bugün

Yorumsuzum, içimdeki hissi anlatmak zor fazlasıyla zor. Kendim bile kendimi anlamakta zorluk çekerken insanların her zaman beni anlamasını beklemiyorum, çünkü aslında karmaşık ve zor bir insanım sanırım. Buna rağmen beni gerçekten seven ve hayatımda sadece öylesine varolan insanların dışında olan herkes iyi ki var. Çünkü belki bunlar beni ayakta tutan şeyler, hayata dair umudum çok olmamasına rağmen elimden tutan insanlar onlar , benim yanımda olan insanlar onlar. Bilmiyorum eğer böylesine şanslı olmasaydım ne yapardım, bunu düşünmek bile insana ağır geliyor. Neyse işte gece olmuş gene, düşüncelere dalmışız.
Sürekli birileri hayatımı mahvediyor ve bunu yapanlar genelde yakınlarım olduğu için ben bir şey yapamıyorum.
Daha sonra istemeyerek, en sevdiklerimi kırıyorum. Ben de onların hayatlarını mahvediyorum muhtemelen.
inancım olmasa uzun süre önce hayatıma son vermiştim. Ama inancım var, demek ki kalığ düzeltme ihtimalim de var. Mesela herkesi taramak?
Bile isteye canimi sıkmayi cok seviyorum ya.salak miyim ben acaba? Ani ruh degisimleri yasiyor gibiyim ve bu hic normal degil. Delirdim, delirttiniz. (bkz: swh)
ilkokul 1. sınıftaydım. sınıfımızda çok fakir bir çocuk vardı. o yaşlarda bile zengin fakir ayrımını yapabildiğimize hala şaşırıyorum. günün birinde bu çocuk sınıfa at nalı şeklinde bir mıknatıs getirdi. öyle bir mıknatısı daha önce görmediğimizden mi yoksa o çocukta öyle birşeyin olmasına şaşırdığımızdan mı bilmiyorum herkes mııknatısla oynamak istiyor. çocuk da kimisine verdi oynasın diye kimisine elletti ama ben o kadar istememe rağmen bana vermedi. herkes oynadı etti falan son ders çocuk mıknatısı çantasına koydu. teneffüse çıktı. ben de kimseye çaktırmadan çantasından çaldım mıknatısı. eve gittim bi yarım saat oynadım. sonra yavaş yavaş çocuğun fakir olduğu gerçeği belki de tek oyuncağı buydu fikri içimi kaplamaya başladı. birçok şeyi hatırlamam küçüklüğümde ama o hissi ve o çocuğa karşı olan vicdan azabımı çok iyi hatırlıyorum. ertesi gün bir teneffüs arasında gizlice tekrar çantasına koymuştum mıknatısı ve çocuğun mıknatısını gördüğündeki sevincini hala hatırlıyorum *
Aklıma geldi benim de sözlükte tanıdığım birkaç kişi var ama bi tanesi ilkokul aşkım, o benim ilkokul askım olduğunu da, onun burda olduğunu bildiğimi de bilmiyor askdk.zaten artık aşkım değil.
Beni mutlu eden herşey illegal.
Karantina bir şeyler yazmak için çok güzel bir fırsat.
Ama ben her zamanki gibi vaktimi boşa geçiriyorum. Çünkü harekete geçmek için teşvik bekleyen, kendini buna alıştırmış bir insan oldum çıktım. Aklımda milyonlarca fikir, bir o kadar da yazılacak şey var. Fakat birilerinin beni pohpohlaması, en azından gaz vermesi gerekiyor. Kendimi ringe çıkmış yeni yetme bir boksör gibi hissediyorum. Karşımda ise en azılı rakibim; zaman!
yeni evlenecek bi yakınım ile bir akşam bir yere oturup, düğün hakkında biraz hasbihal etmeye çıkmıştık. neyse çayımız geldi biraz oturup konuştuktan sonra derin bir iç çekti. ne oldu dedim. ya reddevil dedi, evlenicem bu hafta biliyorum ancak sana bir şey itiraf edeyim mi dedi.

aslında ben ilk aşık olduğum kızı hiç unutamadım evet müstakbel karımı da seviyorum ama aşk değil bu dedi.

o gün anladım ki ilkler evlensen de çocuk da yapsan unutulmaz.
Bence komiğim ve sizler beni anlamadığınız için bazı entrylerime gülmüyorsunuz. Darılıyorum size, bilginiz olsun.s.s (bkz: swh)
Bugün bir arkadaşımın abisini kaybettiği haberini aldım. O kadar çok üzüldüm ki içimden bişeyler koptu gitti. Abimi aramak istedim çokça da özledim zaten ağlarım diye arayamadım. Hissetmiş gibi bir saat önce beni aradı tam onu düşünürken. Normalde uyur halbuki beni ne çok sevdiğini söyledi boğazımda bişeyler düğüm düğüm oldu, yutkundum. Bende seni çok seviyorum hadi uyuyalım, dedim ve kapattım. Duygusalım biraz içimi buraya dökmek istedim
Bir iki gün oldu bu anı aklıma geleli, ben de üzerine düşünüyorum hatta nedenini kendimce sorguluyordum. Ama bir cevap bulamıyorum . Şimdi olayı anlatıyorum. Bir gün hep beraber oturuyorduk abim evde yoktu, Babam bir şey için abimi aradı ya da abim onu aradı emin değilim. Gayet isim soyisim olarak kaydedilmiş bir kişi, Bu kişi senin oğlun. Sonra daha önceden de bir şey gösterirken kendimin nasıl kaydedildiğini gördüm, O an aklıma geldi gözümün önüne birden. Dedim ki neden yani beni işte kızım, canım gibisinden kaydetmişken, neden onu böyle kaydetmişti? Her ikimizde onların çocuklarıyız yani, bunu görünce ister istemez kendimi çok kötü hissettim O benim abim yani ona böyle yapılması kendimi kötü hissetmemi sağladı. Belki burada mevzu benlik değil ama o neyin ayrımcılığını ya da neyin farklılığı var bilmiyorum . ki ayrımcılık da söz konusu değil. Bilmiyorum abim bunu görmüş olsa üzülür müydü veya takılır mıydı bilmiyorum ama yani ben takıldım ve bu konuda bir şey yapabilir miyim onu da bilmiyorum.
şu kapıdan çıkan kimse geri dönmedi.
iki dk önce çikolata yedim. Sonumuz hayrolsun.
Bugün kendime dışarıdan bakarak,ne kadar başkaları sevsin, onasın, şakşaklasın, farkına varsın diye yaşadığımı farkettim.
Acıdım bol kepçe kendime
Sonra ben de insanım be, önemsenmeyi isterim elbet dedim ve kendimi öptüm.
hiçbir şeyden tat alamıyorum. her şey o kadar saçma geliyor ki yaşamanın bi anlamı olduğunu dahi düşünmüyorum. yok olup gitmek daha cazip gibi.insanın en büyük hatası içindeki boşluğu doldurmaya çalışmak için anlamsızca debelenmesi. hayat bu çabaya degecek kadar değerli değil.
Günlerdir evdeyim. Gram sıkılmadım, kimseyi de özlemedim. Hayatımdan şu an çok memnunum. Ben demek ki baya asosyal bir insanmışım. Veya bu aralar depresyondayım. işe gitmek zorunda olmamak, gereksiz sosyalleşme olaylarına girmemek işime geliyor.
berberimi aradım az önce cepten.

+buyur macho abi?
-ne zaman açıcan lan dükkânı?
+belli değil abi.
-eve gel o zaman, traş et beni.
+basılırsak ikimiz de yanarız abi.
-fuhuş mu yapıyoruz lan ne basılması.
+gelmem abi virüs mirüs kaparım.
-mikrop muyum lan ben, gel şuraya.
+1 kere koluna dayarsam gelirim abi ehehehe.
-ben sana bi dayıcam şimdi o olacak.

sonuç : gelmedi puşt.
Bazen trollüğüne romantik entryler yazıyorum.

Alıcısı yok.
Canım istiyor.

Ruhum depresif bir hal alınca olmayan birine yazıyorum.
Belki gelecekteki birine.
Yok yere acı çekiyorum.

Bilmiyorum.

Belki de olmayan birine değildir de itiraf etmek istemiyorumdur.
hayatımın herhangi bir noktasında tanıdığım insanları gereksizce stalklıyorum.
dönmem dedim ama döndüm yine buraya ama karantina geçince yine gidebilirim. can sıkıntısı sen nelere sebepsin.
Kendi içimden gelirse yemek yapmayı çok seven biriyim.
Bu aralar evde durmamdan sebep ve de eşimin halinden dolayı yemekleri ben yapar oldum. Zevk de alıyorum yemek yaparken bir yandan stres atıyorum, diğer yandan sevdiğim için bir şeyler yapıyorum.
4 yıldır evliyim, 5 yıldır birlikteyim. Hala işten eve geldiğimde onu gördüğümde içimde ufaktan bir heyecan oluyor. Geldiğimde sarılınca içimi çok güzel bir his kaplıyor.
Evlilik aşkı öldürmedi, inşallah daim olsun.
Bu sözlük, insanı evlilikten soğutur.
Allah kahretsin böyle sözlüğü.
Evin içinde bütün çorapları toplayıp top yapıyorum ve ronaldinyoculuk oynuyorum. Hee birde seyircilerde duvarmış gibi onları selamlıyorum. Biri bana psikolog çağırsın. Ehheğğ...
ben her gün dua ediyorum hepinize, hastalanmayın içinizden birinin bile canı yanmasın diye ama özellikle dua ettiğim biri var. şimdi ne haldedir bilmem ama bildiğim tek şey en ön cephede bu illet virüsle savaştığı. umarım iyidir ve umarım kendine dikkat ediyordur.