bugün

Şu an evde çıldırmak üzereyim sözlük! annemin türlü cahilliklerine şahit oldum ama bu kadarı artık canıma yetti. Uyandım ve annemin pişkin bir surat ifadesiyle "senin kedinin bıyıklarını ve kaşlarını kestim" diyerek sırıtışıyla karşılaştım. sinirimden çatlayacağım sözlük, duramıyorum yerimde. kedim içeriden gelen seslerin nerden geldiğini algılayamıyor ve tavana bakıp miyavlıyor... bir insan bir kedinin bıyıklarını neden keser sözlük? evi her an terketmek üzereyim...
hayata geç kalmaktan korkuyorum çabalıyorum olmuyor, yanlış da yapıyorum herkes gibi ama iyice kötü oluyor. hayatın bana karşı affı olmadı hala olmuyor. bir de eski sevgilimi merak ediyorum hala mal gibi. boka sardı iyice her şey.
ama ailemin varlığına, sağlığa şükür ediyorum. bu kadar bi insanım işte.
bir tane seminere başvurdum, çıksın istemiyorum, bir yandan bir hafta değişiklik de iyi gelir diye düşünüyorum, uzak bir yer, yol da beni yoracak, istesem şimdi vazgeçerim ama başvurdum birkere, yaptığım işi yarım bırakmak istemiyorum, pişmanlıklara, keşkelere meydan vermemek adına, çok saçma ama ne yapam, hayat felsefem böyle.
bilgisayar programcılığı bölümünü okuduktan sonra neler yapabilirim hic bilmiyorum alternatifler sunup bana yardımcı olurmusunuz sevgili yazarlar.
Duştan çıkmış havlu üzerimdeyken bir baktım radyoda shaggy çalıyor. Bilgisayarda ses sistemi olduğundan bas'ın ritmi beni etkilemiş olsa gerek ki tıpkı bir zenci gibi oynamaya başladım evin içinde. Neyse müzik bitti benim dansım sona erdi birde ne göreyim ! perdeyi çekmemişim karşı evde ki ayten teyzede benimli birlikte oynuyormuş. Yıkıldım, kahroldum.
Yine her zaman yasadigim gibi bir basarisizlik yasadigimi farkettim bugün. Hiç bir zaman ders almayı bilemedim, hiç bir zaman olanları değerlendirip önüme bakamadim, hiç bir zaman her şeyi boşverip yeni bir sayfa açamadim. Bunlar hiçbir zaman yapamadiklarimdi. Şimdi her zaman yaptıklarima geliyorum. Her zaman birisine güvenebileceğim bir ilişki aradim, her zaman bu arayisim basarisizlikla sonuclandi, her zaman saf oldum, her zaman koşulsuz güvendim, her zaman sadece bensiz yapamayacak birisini aradim. Anladim ki arayinca olmuyormuş. Ama kendimi durduramiyorum bu arayiş konusunda. Kendi irademe yenik düşüyorum. Beceriksizin birisiyim ve kimseyi haketmiyorum. Allah belami versin.
az önce annemi aradım. ygs ' ye başvuruyorum para yollar mısın ? dedim. kızım ne saçmaliyorsun, dedi. 30 yaşına geleceksin. çocuk yapmayı, işe girmeyi düşünmüyorsun da hala öss diyorsun , kpss 'ye çalışsana dedi. içim burkuldu lan. belki hukuk falan kazanacaktim. 2 s.k.k bölüm bitirip, bir tane güzel bölümü de yarıda bıraktım ama hiçbiri istediğim bölümler değildi. dolayısı ile bir bok olamadım. içim şişti yemin ediyorum akşam akşam. şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler modundayım.
daha kırkı çıkmamış bir bebeği gözlemliyorum.
Bebeğin etrafında annesi, babası ve iki kardeşi var.
Bebek neşeli, keyifli ve etrafı sorgular bir halde fıldır fılfır bakarken, her bir aile ferdi onu sevmek için birbiriyle yarışıyor.
Bebek ağlarken ise hiç kimse ilgilenmek istemiyor, sadece annesi susturmaya çalışıyor.
Sonuç:
En yakınların dahi olsa insanlar iyi gün dostudur. Kötü günde anneden başkası yanında olmaz.
gerçekten ana gibi yar olmazmış.
evde beni bekleyen bir ihabrneme varmis. Yine ne giecek cok merak ediyorum.
hayatımı 37 ekrandan seyredilen bir fox dizisi olarak görüyorum.aslında o kadar sıkıcı ve sıradan ki zaman zaman gözüm alışıyor sadece ama bazen televizyonu paramparça edip kalkıp gidesim geliyor.
biraz önce aquila*ile çok büyük bir mallık yaptığımızı farkettik sözlük. büte kaldığımız zorunlu dersin sınavının bugün olduğunu biraz önce öğrendik. hem de hasbelkader.*
sinirden beynim çatlıcak vallaha.ben böyle bişey görmedim ya potansiyele bak muhattap olduğum insanlara bak.bu nedir abicim.yeter artık sikecem böyle alın yazısını.
Bazen koruyucu meleğinizi buldugunuzu sanirsiniz ama bulduğunuz şey zahiridir, hologramdan başka bir şey değildir. Onu önemsersiniz ve onun da sizi önemsediğini sanarsiniz. Halbuki o sizin görmek istediğiniz şekle bürünen bir algı oyunudur. Hipnoz olmuş ve önünüzü bile göremiyorsunuzdur, gerçekleri de..
Yedeğe alınmış olma hissi.. Bir kiz ne kadar az gideri olursa olsun illa birilerini bulur. Bir erkek için durum ayni değil. Bulduğu tek kizi kaybetmemek için elinden geleni yapar. kizin ona verdiği sevgi çok gerçekçi görünür erkeğin gözüne. Erkeğimiz artik gerçekleri göremez hale gelir ve zamani geldiğinde kızdan tekmeyi yer. Hayatım boyunca bu safliği yaşadim ve kendimden iğreniyorum. Bir insan da benim için yaşasa diyorum bir kere de. Insanlara artik nasil güvenirim bilmiyorum. Sevdiğim insanlari, kalbimdeki meleği kaybetmekten bıktım artık. Onu belki de hala kaybetmemişimdir ama her şey gün yüzüne çıkıyor yavaş yavaş. Ortaya çiktiginda ise bir kaybim daha oldugu resmileşecek. Sanirim fazla melankolik bir yapim var. Belki de gerçekten insanlarin duygularina değer verdiğim içindir bu, duygulara tutunmaktandır belki de. Onu da kaybettiğim an hiç arkadaşim kalmayacak ve ben bunu öngörmüştüm. "Yakinda seni de kaybedeceğim" demiştim. Ama sanirim şuan benim onu dusunduğum gibi o beni düşünmüyor. Onu gerçekten seviyordum, onunda beni sevdiğine inanmayi çok istiyorum. Artik gözyasim yerlere düşsün istemiyorum, onlar sevdiğimin ellerine layıklar.
Bazen bir takım başlıklara sinir oluyorum. Çoğu ak troll beyanatı.

Başlıyorum entry yi yazmaya,

Sonra diyorum ki ne uğraşacam şimdi a... k...mun karektersizi ile. Ne muhattap oluyorsun ki diyorum.

Ekle demeden siliyorum. Öyle işte.
bugün kolilerce küçük prens kitabı gördüm barlar sokağındaki kitabevinde. hemen aldım elime, başladım evirip çevirmeye. "kokulu" yazıyordu kitabın kapağında; kokladım lakin pek bir koku gelmedi açıkçası. sonra bu "kokulu" ifadesini, sanki elde kalmış da satılmaya çalışılan "yine yeni yeniden baskı" kitaplara benzettim; içim acıdı len.
neyse
yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı ve elime alıp beni can evimden vuran, gözlerimi yaşartan o ifadelerin yazılı olduğu sayfaları aradım antuan sen ögzüper'in ölümsüz eserinde; iki satır okudum, sonra koydum yerine.
"hangi hoca bunu okunması zorunlu kitap diye okutuyor acaba?" diye aklımdan bir soru geçti ve on kendi eğitim dalımla ilgili bir şekilde üniversitede hoca olsam kesin okutup zorunlu tutardım öğrencileri diye bir ifade geçti. demek ki neymiş;

--spoiler--
"insan yalnız yüreğiyle doğuruyu görebilir. kördür gözler; asıl görülmesi gerekeni göremezler."
--spoiler--
Bugün dedemin hastanelik olmasıyla canım ailemi çok daha iyi tanıdım. iğrenç merhametten yoksun rezil insanlar sizi..
Adam ölüyomuş be ben ısrar edip aramasam şuan yaşamayabilirdi de.. Allah var ki karşıma çıktı da ben oldum yanında, allah büyük illa ki siz de düşersiniz.. Ecel geldiyse care yok, durum ortada cikamaz ameliyattan artik.
Neyse bugun her sey ust uste geldi zaten..uzgunum sozluk.
Edit:annem de kalbinden rahatsizmis hay allahim noluyo ya..
aptal bir mesaj hala nasıl bok edebiliyor? neden bazı şeyler bitmiyor yıllar buna etki etmiyor da neye etki ediyor?
kendimi sevmiyorum. iki yüzlü gibi hissediyorum. çevremdeki insanlar için çok değerliyim; biliyorum, hissediyorum. ama onların bana gösterdiği saygı ve özeni kendime göstermediğimi ve bunu da hak etmediğimi düşünüyorum.
ilgimi çeken birisi var.
ilgisini nasıl çekeceğimi bilmediğim.
merhaba.

uzun zaman oldu ben buraya yazmayalı.

bugün ilk kez mantıklı bir şey için yazacağım..

bir olay anlatacağım size. kim ilgilenir, kimin dikkatini çeker, kim okumadan eksi verir bilemem. ama ben türk kanı taşıyorum damarlarımda. bunun bir borcu var, metehan atamdan, bilge kağan atamdan gelen..

bugün kara ocak. Çünkü bugün 20 ocak 2015. o olayların üstünden tam 25 yıl geçti. ama bizim yüreğimizdeki o ateş hiç sönmedi. Çünkü, hiçkimse ve hiçbir şey unutulmuyor..

25 yıl önce, tam bu saatti. 19 ocağı 20 ocağa bağlayan saatler, tüm dünya uyuyordu belki de. ama azerbaycan uyumuyordu. türk dünyası uyumuyordu. bakü kızıla boyandı 25 yıl önce tam bu akşam.

ermenilerin artan toprak talepleri, yıkılmaya hazır bir sovyet, ermeni ve azerbaycanlı türklerin arasındaki gerilim..

tüm bunlarda artık sona yaklaşılıyordu. işte 25 yıl önce, azerbaycan türkleri ermenistandaki evlerinden zorla veya katliam yoluyla kovuldu. bunlara karşı büyük bir azerbaycan kitlesi ermeni karşıtı sloganlar atarak yürüyordu.. tam bu gece bu olayları durdurmak bahanesiyle bakü'ye giren sovyet ordusu, 143 kişiyi öldürdü, 800 den fazlasını yaraladı.. .143 kişi korkunç şekilde öldürüldü. öyle vahşiydiler ki cesetlerin üzerinden tanklarla geçildi. bakü sokakları tam anlamıyla 'kızıl'dı artık...canlar gitti büyük bir vahşeti yaşadı azerbaycan ama bağımsızlığın bedeliydi âdeta..

bu ölenlerden biri de, ilham'dı..

(bkz: büyük bir aşk hikayesi ilham ve ferize)

bunu anlattım, bilmenizi istedim.. unutma ey insanlık, bu vahşeti, acıları.. unutma ey türk. bunları adın gibi ezberle. ne unut ne de unutulmasına izin ver.

Çünkü heçkim ve heçne unudulmur..

Çünkü hiçkimse ve hiçbir şey unutulmuyor...
- hayatımda tek kızı sevdim. 1 yıl peşinden koştum. olmadı bıraktım peşini.

- yıllar sonra çıkageldi tam mesleğimi elime alacağım zaman. bu sefer o niyetliymiş gibiydi.

- iyi de güzelim yollar geçti üzerinden. şuan düşündüğüm gibi düşünemiyordum o zaman.

- yine de arkadaşça konuştuk baya uzun bir süre. lafı evliliğe getiriyordu durmadan. iyi de güzelim daha seninle yüzyüze bile görüşmedik nedir bu acele. en Son 5 sene önce görmüştün beni.

- uzun süre kafa yordum. ve sonunda Aile yapılarımızın çok farklı olduğunu anladım.

- ve görüşmeyi sonlandırdım...

- gelelim şimdiki zamana. muhtemelen görücü usulu evlenecez be güzelim senle olmasa da..

NOT: işbu yazı özgüven eksikliği yaşayan bir üniversiteli erkek tarafından yazılmıştır.
böyle bi sürü şiir kitapları alıp buraları aşk şiirleriyle süsleyesim var ama hiç öyle biri değilim.
Evet bir kız hakkında itiraf başlığına son entry girişim bu sanırım. Şuan okuduğunu da biliyorum.

Biliyorum son konusmalarımızı yaparken sana köt(ü) laflar da ettim. Ama şu iki şeyi unut(m)a; benim için ne kadar özel olduğunu ve yeri doldu(r)ulamayacak bir arkadaslığa imza attığını. Duygularla oyn(a)mak kötüdür, evet bunu bana yaptın ne yalan söyleyeyim kırıldım da. Ama bu(n)u bile iyi niyetle yapmaya çalışmış olman ne kadar iyi birisi olduğunu gösteriyor. Evet şuan senden nefret ediyor olabilirim ama inan bu da zamanla azala(c)ak. Gerçi azalsın azalmasın bu beni ilgilendirir nas(ı)l olsa artı(k) arkadaş bile değiliz. Bunu öngörmüştüm, seni kaybedeceğimi. Bu yaptığını keşke yapmasaydın biraz suicide mission gibi oldu ama neyse salla ya sen "sevgilinle" iyi ol boşver.
iki saat önce mutlulukla bir bayan arkadaşa mesaj attım bir kaç mesajdan sonra. ona varktiyle bir kaç yalan attığımı söyledim. verdiği tepki ilgilenmiyorum atabilirsin oldu lan. ben hayatımda ilkkez bu kadar tınlanmadım. ilkkez bu kadar bir kelime zoruma gitti. neyse zaman zaman döner ilgilenmediğin kişiye ilgi duyar ilgi beklersin o zaman görüşürüz.