bugün

dogum günlerine cagrilmiyorum sözlük. bugun de, geçen sene takildigim bu sene aramin soğuk olduğu grup cagirmadi beni. hani arkadastik. ben sizinle tekrar eskisi gibi olmanın yollarını ararken şu olana bakar misin? aramizin soğuk olmasının somut bi nedeni de yok. çok sessiz bi tip olduğumdan sarmadim onları uzaklastilar. sevilmiyorum işte hala mal gibi arkalarindan kosmam da komik doğrusu. farklı arkadaşlar edinme fırsatım da yok gibi görünüyor. içime öküz oturdu bildiğin. çok koydu lan. şu geniş çevresi olanlara o kadar çok imreniyorum ki. bu yaşıma kadar hep dislandim. o dengesiz de bi güzel kullanıp kandirip terk etti. yalnızlığı had safhada yaşıyorum. bugun gerçekten bombok hissettim çok kötü bi gündü be sözlük.
üst komşu bugün bana geldi. 2000 lira borç istedi. annesi hastaymış, para gerekiyormuş. 5000 lira verdim, geri vermene gerek yok dedim.
itiraflari okumaktan keyf alıyorum. birami , yer fıstığımi alıp keyifle okuyorum.
Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum
Sensiz ben bomboşum
Ne gün güneşe doymayı bilir ne de ben sana bakmayı
Uyutsun gece beni sevmesem de sensiz hayaller kurmayı.
eskiden yoldan geçen bi insana bile sevgi besleyen biriyken şimdi aynada gördüğüme bile soğuk bakıyorum sözlük. insanlar sevilecek canlılar değiller, beyinleri olduğu halde ahmak olan canlılarız.
uyku tutmuyor sözlük. düşünmekten kafayı yedim. sabah ders var. taktigimdan uyuyamiyorum. boku yemişim bu nedir ya of.
göğüs boşluğumda bir his var anlamlandıramadığım. acı desen değil. yanma desen hiç değil. kalbim çok hızlı atıyormuşcasına hissediyorum. üstelik kalbimde hızlı atmazken. gülmek için hiçbir sebep yokken gözlerimin içi gülüyor sanki. sürekli karamsar olan düşüncelerim bu gece beni terk etmişler gibi. uyumam gerektiği halde ömrümün sonuna kadar hiç uyumucakmış gibi hissediyorum.

evet birçok şey hissediyorum fakat anlamdıramıyorum.
evet okulu birakiyorum. yine birseyler basima kakildi.. buraya kadarmis okul seruvenide .
yediğim kaziklarin haddi hesabı yok sözlük. bu kadar da üst üste olunca ders çıkarmamak elde değil.
1) kimseye anan baban harici güvenme kendini sağlama al
2) samimi ol ama fedakar olma
3) mutlaka ama mutlaka sınırların olsun
4) hemen bağlanma insanlara 3 günlük insanlara kardeşim deme
5) okuduğun şehirdeki insanlara sırrını özelini zayıf noktani anlatma öyle bi arkadan vuracaklar ki sen bile şaşıracaksın.
6) arkadaslardan ziyade ailene güven onlar seni korumak için yapıyorlar unutma ve her dedikleri çıkıyor.
7) tek başına olmak zorundasın sadece kendini merkeze al başkalarını değil hele üniversite arkadasliklari.
8) insanlarla gün eglen o ani yasa ama bunun kalıcı olup olmayacağını ancak seneler sonra anlarsın.
9) sözleşmelere imza atarken 2 hatta 3 kez düşün.
10) o sana sadece selam veren insanlar varya kardeşim dediklerin kadar zarar vermiyorlar sana. veremezler. bunu unutma.
kendimi enfes hissediyorum bugün. allahım ne kadar tatlıyım *

en kötü günlerimiz hep böyle olsun.
ilhan irem'e selamlar olsun.

http://www.youtube.com/watch?v=4mf9SR4A6Y0
sanırım yazmaya başlayacagım.
Dunu bir milkshake bir de corba ile kapattik ya la. Bugun de bir sey yemeden cikacagiz evden sonumuz hayrola. Canim bir sey yemek istemiyor, ac da hissetmiyorum kendimi. Bilmiyorum neden.
bu yıl radikal bir karar aldım. devlet memuru olduk diye yapılan kıyafet işkencesi nedir yahu, diyip kafama göre kıyafet giymeye karar verdim. kumaş eteğin altına kışlık botumu, siyah kumaş pantolonla keten siyah spor ayakkabı giydim. kadın çantası, denilen işkence eşyasının yerine kendime küçük bir sırt çantası aldım. koyu pembe ve üzerinde rengarenk çizgileri var. tam ruhumu yansıtıyor. ohh mis gibi. kitap defter, not kağıtlarım, cüzdan... herşeyi çok rahatlıkla taşıyorum artık. renk uyumuna neyim dikkat etmiyor, o saçma sapan takıları * takmıyorum. hele o topuklu ayakkabı zulmünden artık vazgeçtim. son aldığım ayakkabılar spor ve düz tabanlı sandaletler. bu halimle biraz 'lise yıllarına' dönüş yapmış oldum. omzumda okul çantasını gören bir arkadaş çocuğumu okula getirdiğimi zannetti. *

neyse efenim işte bu değişikliği farkeden hocalardan biri 'tarz tarz tarz...işte budur tarz...ne güzel yaaaa!' diye yorum yaptı, güzel bir gülümseme eşliğinde.

yahu yıllarca süslenip püslenmiş, takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüştüm...o kadar çabaya rağmen kimse bana bir tarzım olduğunu, hoş göründüğümü söylememişti. demek ki tarzımı yakalamam için özüme dönmem gerekiyormuş.*
not:yolda şarkı dinlemek için bir de kulaklık alacağım kendime. yaşasın özgürlük...
Bakire değilim hiç olmadım.
aslında bomboş olup varlığına ve varoluşa anlamlar yüklemeye çalışan insanlar, insanlarımız gülsem-üzülsem hangisini yapsam da birazcık yardım edebilsem... ah bu insanlığım bi bitmedi amk.
selam. beni hatırlayan var mı lan harbiden? bi 5-6 sene öncesinin platonik aşığı. içimi nereye döksem, nereye döksem diye diye burayı seçmiştim. allahım ne günler ne günler. her gün buraya bi itiraf kasıyorum. "şöyle seviyorum, böyle hoşlanıyorum" falan. şimdi böyle deyince sanki artık o'ndan hoşlanmıyormuşum gibi geliyo di mi? ahahha işte buna gülerim. o gün nasılsa bugün de öyleyim, yani öyleydim. ta ki iki gün öncesine kadar. o hakkında hayaller kurduğum, o saçını toplayışını aklıma kazıdığım, o gülerken çenesini hafifçe yukarı kaldırışına bayıldığım kız, şimdi başka bir elemanın oldu. ve bunu bana kendisi söylüyor. ne kadar sevmişmiş, kader onların işyerlerini aynı yere çıkarmışmış, çocuk yurtdışındayken kaç ay hasretle yolunu gözlemişmiş falan filan. insan ister istemez üzülüyo be. kızın gitmesine tabii ki üzülüyorum ama fazladan üzüldüğüm bi ton şey var. misal üniversite hayatımı dolu dolu yaşayamamak. çünkü her an aklımda o vardı. o'nu düşünmeden bir saniyem geçmediği için kendimi ne derslere, ne eğlenceye ne de başka bir şeye verebildim. 6 sene içime oturdu o, kalkmadı bi daha. şimdi önüme bakınca koca bi boşluk var. bir şeyler için çabalayabilirim ama kimin için? sabah traş olurken ona güzel gözükmek vardı aklımda, kitap okurken bir iki güzel kelime kaparım da gönlünü çelerim diye düşünüyordum. falan filan.

şimdi elde var sıfır. geçmişler olsun.
Durup durup multitap & demet evgar- bu şarkıyı dinliyorsan dinliyorum. Sanki ben bu şarkıyı dinledikçe onun aklına gelicekmisim gibi. Neyse kasmaya gerek yok beynim error veriyor sadece.
Arkadaşımın doğum gününde çiçek gönderdim not yazdım onu sevdiğimi söyledim.
not: arkadaşlığımız bitti.
hala eski sevgiliyi unutamadım onun yokluğunu doldurabilecek hiçbir ten yok hayatımdaki yeni kadının bunu bilmesine rağmen ısrarla vazgeçmemesi ve onu bir gün seveceğimi düşünmesi beni çok üzüyor acıyorum ona.
edit: sanırsam kendisi burada.
artık bundan kesinlikle eminim, bir ikizim var. üstelik ikimizin ismi de aynı. aynı şehirde yaşıyoruz, birbirine yakın mahallelerde oturuyoruz. o sağlık ocağında doktorluk yapıyor. nereye gitsem sen falanca doktor musun diye soruyorlar. az önce biri daha sordu. birkaç defa pazar yerinde, bir defa hastaneye gittiğimde, markette, bakkalda... her yerde doktor olup olmadığımı soruyorlar. hatta bir bey bana şöyle dedi: valla gidin sağlık ocağına ben falanca doktorum deyip masasına oturun, kimse anlamaz, o kadar benziyorsunuz...

şu adaşım doktor hanımla tanışmanın zamanı geldi galiba sözlük * belki de kanka oluruz onunla kim bilir...
bugün öğrencilerimden biri 'sizi çok sevdim öğretmenim' dedi. çok sevindim be sözlük.
iki gün önce tesadüfi bir şekilde seks yaptığım, dün annesi hasta olduğundan paraya ihtiyaç duyduğu için 5000 tl para verdiğim üst komşuma gittim az önce. kapıyı çaldım ama açan olmadı. sabah 10 civarında apartmanın önünde bir nakliyat kamyonu görmüştüm. sanırım taşındı ve annesinin yanına yerleşti. sırf annesinin yanında olabilmek için taşındı demek ki. ne kadar iyi insanlar var.
sevişesi gelmiş tek insan ben değilim, biliyorum.
Bu yaşımızda bu kadar mutsuz olmayı nasıl başardık? Akıl almaz..
Sözlükte okuyabildiğim kadar entry okuyup da ona rastlama ihtimalimi artırmaya çalışıyorum. O kadar da salağım.