bugün

beyazperde
çeşitli dallara ayrılan insana çeşitli duygular veren büyük bi insan toplulugunun bir arada film izledikleri mekan.
ayrıca sinema ile ilgili merak edilenler http://www.benimsinemalarım.com
sevgilileri bir araya getiren meşru karanlık.
nil karaibrahimgilin bir şarkısı:

tak tiki tak tiki tak tiki tak
gelirsin diye bekledim
geciktin galiba ekildim
10 dakka mısır yedim cola içtim
2.yarıya geçtim
bekledim ama sonra kendime alıştım
kırıldım ama o tarafı duvara yasladım
bir erken matineydim
romantik komediydim
10 dakka mısır yedim
bişiy içtim
2.yarıya geçtim
film güzel ama altyazıya takıldım
kırıldım ama o tarafı duvara yasladım
sen beni bir dinlesen ne konu olurum
sen beni bir izlesen ne film olurum
seyretsen beni
anlatsan beni
gelirsin diye bekledim
10 dakka mısır yedim
soda içtim
2.yarıya geçtim
bekledim ama sonra kendime alıştım
kırıldım ama o tarafı duvara yasladım
bu film sensiz anladım
son karede ağladım
yazıları akıttım
ışıkları yaktım
girdiğim kapıdan çıktım
kırıldım ama o tarafı duvara yasladım
ağladım ama bir mutlu sona bağladım
sinama=holowood=misyonerlik.
2 nci ve 3 ncü dünya ülkelerine amerikayı ve hrıstiyanlığı özendirme politikası.
bilinçaltı.
müzik+resim+
tiyatro+dans+
heykel+mimari+
manzara+insan+
görüntü+söz=sinema..
sizi günlük hayattan alıp 2 saat * başka bir dünyaya sokan,o dünyada kaybolmanızı sağlayan,hayal dünyanızı genişleten görsel şölen.
büyülü beyaz perde... yönetim, diyaloglar, kurgu, oyunculuk, ses, görüntü gibi güzel bir biçimde yapılması zor olan unsurları bir araya getiren sihirli oluşum...
yedinci sanat.. Ayrıca mehmet açar ve arkadaşlarının çıkarttığı aylık dergi..
sinema, doğru okunuşu ile "kinema" saf olarak kalamamıştır.

"kinema", yunanca "hareket" demektir ya, bu sanatın ilk büyük ustaları, hareketin sanatını yapanlardır. hareket, sözü hiç gereksemeden konuşur. gerçekte söz, hareketin taklidinden başka bir şey değildir. evet, insanın konuşması da, el kol hareketlerinin gırtlağa geçmesinden doğmuştur, bir varsayıma göre. konunun o yanını bırakalım da sessiz filmin üstünlüğüne gelelim. charlie chaplin, sergei eisenstein, rene clair, sinemada söze uzun süre karşı koydular, hatta ilk sözlü film denemeleri onların yüzünden yarıda bırakılmıştır. ama insanoğlunun yenilik düşkünlüğü herşeyi yener. sonunda o ustalar da yavaş yavaş sesli, sözlü filme girdiler, ama ölçülü olarak dikkatle, charlie chaplin'in filmlerinde konuşma hep en az düzeydedir. kanımca günümüzün en başarılı filmleri, söze ancak gereği kadar yer veren filmler oluyor. sessiz, sözsüz filmleri yeniden görmek fırsatını bulursanız, bakın, onlar bize her istediklerini "kinema" ile anlatabilmektedirler. belki bir gün yeniden eskiye döneceğiz, gereksiz olan "söz"ü ondan çıkaracağız.

bir ingiliz düşünürü, gitgide konuşmanın ortadan kalkacağını söylüyordu. çünkü anlatım aracı olarak "söz"ün yetersizliği her gün biraz daha iyi anlaşılıyor, bilimler de, sanatlar da ondan yardım bekleyemez duruma geliyorlar.

"söz"ün düşünce demek olduğunu unutmuyorum tabi, daha iyi düşünebilmek için sözden vazgeçmememiz gerekiyor. bu gerçeği ilk bulan da sinema idi.
fotoğraf'ın abisi olan sanat.müthiş sanat.
popüler sinema dergisi olarak üretilen ve aylık çıkarılan bir sinema dergisi.. film afişleri de verirler oh oh..

dergi olmayan, yani sanat anlamı taşıyan sinema ise hayattır.. onsuz olmazdır, nefes almak gibidir, 2 saatlik de olsa başka bir hayal dünyasına dalmaktır, yeni hayatlar keşfetmektir..

her hafta gidilesi, son paran olmasına rağmen bağımlılık yaptığından olmazsa sanki eksik hissedilendir..

saniyede 26 kere gerçektir..*

bir hayal gibidir, büyüler insanı.. saklı kalmış duygularınızı da bulabilirsiniz açığa vuramadığınız, sizde hiç bulunmayan faklı yönleri de..

olmazsa olmazdır, iyi ki vardır...
olmazsa olmazlarımdan.uzaktan farklı hayatları izlemek, bazense o hayatların içine girmek..her durumda yaşanılası.
yüzüklerin efendisi çekilsin diye bulunan şey.
sinema, bir zamanlar sandığım gibi dünyayı değiştirmez ama
bazı şeylerin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. (krzysztof kieslowski)
bu ayki sayısında özel olarak çift kapak bulunan dergi. birinde karayip korsanları 3, diğer yüzünde ise örümcek adam yer almaktadır. promosyon olarak bir şey vermemesine rağmen kapak tasarımı çok iyi olduğu için bu ay diğer bütün sinema dergilerinden daha çok sattığını söyleyebilirim. merkez dağıtım tarafından dağıtılmaktadır.
özellikle akdeniz sineması bence bu sanatın diğer sanat dallarında da olduğu üzre doruk noktasıdır. bu denli insancıl, insan odaklı bir sinema daha olamaz herhalde.
bir çok sanatı aynı anda bünyesinde barındıran perdedeki hayaletlerin sanatı, film yönetmenindir sahne ise oyuncuların.
hayatın en büyük zevklerinden. gnctrkcll sayesinde daha bi güzel olan atraksiyon.
benim gibi tembel insanlar için, gün be gün geliştirilen konsantre sanattır. vitamin gibidir, bir tablette çok şey barındırır.

diğer sanatlar gibi peşinden koşturmaz, evimize kadar gelir. gözümüze kadar girer.* zorla sevdirir kendini. şımarık bir çocuktur o, çok zeki olacak dersiniz aptal çıkar, deli dersiniz akıllı çıkar* sürprizlerle doludur.
okuluna giden pek çok yurdum gencinin yönetmeyi istediği sanat..
"Sinema öyle bir keşiftir ki, bir gün gelecek, barutun, elektriğin ve kıtaların keşfinden çok dünya medeniyetinin veçhesini değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini sevmelerini, tanımalarını temin edecektir. Sinema, insanlar arasındaki görüş, düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır..."

(bkz: Mustafa Kemal Atatürk)
tüm sanatları içinde barındırabilen tek sanat.
bir an önce dvd kampanyasına başlaması gereken dergi. yoksa bu piyasa yoğunluğunda kaybolacak ki hiç istemem. türkiye'de daha hiçbir dergi yokken on numara dergi yapıyorlardı ki hala öyle. ancak dvd li dergilerin tercih edildiği şu günlerde onlar da bu kampanyaya başlamalı. empire ile aynı gruba ait olmaları sebebiyle diyorum ki: empire her ay iki dvd seçeneği sunacağına birini sinema dergisi versin. yetkili uyuma duy, sesimi..