bugün

sigara icmek. adi üstünde zaten, tanima ihtiyaci yok.

illa bir tanim gerekiyorsa, icine tütün sarilmis kagidi ucundan yakmak ve sonra icine cekmek.

arada sirada yaptigim bir is benim de. kafayi bulandiran, biraz bas döndüren bir eylem.

kokuyor, her zararli sey gibi. mide bulandiriyor, her igrenc aliskanlik gibi. zarar veriyor, her kötü aliskanlik gibi.

ama bunlardan fazlasi var sigarada. efkar var bir kere.. efkar dagitmaya yariyor, akla gelen düsünceleri, özlemleri dumaniyla birlikte disari veriyorsun. zararli, pis düsünceleri icine cekiyorsun, cigerlerinin ve damarlarinin icine. ardindan agzinda kötü bir tad birakiyor, ellerinde kötü bir koku birakiyor ve üstünde. ama icinde degisik bir sey, bir tat.. baska hic bir seyde olmayan..

allah da bunu biliyor, yasak dememis buna.. öyle bir sey iste. minik serce'nin sarkilari gibi..
tiryaki bünyeleri rahatlatmaya yarayan eylemdir. stres olunduğunda, mutlu olunduğunda, hüzünlenildiğinde.. kısaca yaşanılan her duyguda yapılan tek aktivitedir.
aslında cogunlukla anlamsız bir harekete bağımlı olan insan için bile tanımandırılamayan bir hareket ama ancak sigara içmek bitirilmiş bir paketin ardından sabahın köründe koştura koştura büyük bir heyecanla bakkala uğramak demek sevgili öpüşürken yeter artık bir sigara içeyim demek toplu taşıma araçlarında isyan etmek demek ya da aileden uzaklaşmak belkide yaşamın içerisindeki en güzel seneleri kötü bir kokuyla yaşamak demek baharın kokusunu alamamak bir ciceğin nefiste bıraktıgı tadı alamamak kadının tende bıraktıgı izi hissedememek. en kötüsü bütün bunları bilerek sigaranın içteki bıraktıgı her seye isyan edip onu içebilmek aslında.
bağımlıların mutlu olunca, üzülünce, karnı doyunca, canlı müzik ortamlarında, efkar dağıtırken, stres atarken, genellikle de alkol ve kahvenin yanında, deniz kenarında yapmayı tercih ettiği eylem. bırakınca anlaşılır ki asıl keyif kahvenin tadında, manzaranın güzelliğinde, müziğin tınısındadır.
zararlı ihtiyaçların tatmini şeklinde adlanırılan hadisedir. içenlerin ise her türlü sebepte içtikleri yani içmek için sebep aramadıkları, sadece içtikleri bakidir...
sebeplerinin arasına "kendimi zehirlemedikçe yaşadığımı anlamıyorum" cümlesi konulabilir.
zıkkımın kökünü içmek.
piskolojik ya da patolojik bağımlılıktır.
zannedildiği kadar kötü birşey değildir. Gayet kötü yanları vardır, tam manasıyla vücüdunuzun köküne kadar işler ancak; azda olsa savunulacak yanları vardır.

-uzun yolda giderken en büyük arkadaşınızdır.
-seks, maç gibi adrenalin ve heyecan gerektiren işlerden sonra en büyük finish aracıdır.
- hayatınızı plana sokar. her sabah güne sigara ile başlar ve yatmadan önce son birkere sigara içersiniz.
- artık çayın yanında ne iyi gider gibi bir sorununuz kalmaz.

edit: ayrıca bağımlılığı psikolojik değil biyolojiktir.
bazen insanın içi boşalmış gibi olur,bi sevgi yoksunluğu olur bazen ya da hayatından birşey ebedi olarak çıkmıştır.işte öyle zamanlarda sigara içilir.sigara içmek insanın hayatındaki boşluklarını bi nebze dolduracak bi nesne olur çıkar.
ıftardan sonra akla ılk gelen, gun ıcınde en cok ozlenen aktıvıte.
evden çıkmadan önce,
kapıdan çıkarken.
otobüs beklerken,
otobüse binmeden hemen önce,
indikten hemen sonra.
okula girerken,
derse girerken,
dersten sonra,
okuldan çıktıktan sonra.
çay öncesi,
çayla,
çay sonrası.
mutluyken,
üzüntülüyken.
sarhoşken,
ayıkken.
yatarken,
ayaktayken,
yürüken
yatmadan önce,
uyanır uyanmaz...

yani her an her şekilde hayatımızın içine sokabiliceğimiz, bahaneli-bahenesiz yapabileceğimiz iş.
(bkz: icmek yada icmemek) iste hepsi bu kadar
sigara içmeyenlerin yanında yapılması tasvip edilmeyen faaliyet.
nefret ettiğim sayılı eylemlerden..sayesinde babamı kaybediyordum,direkten döndük..hiç mi hiç sevmediğim,tiksindiğim,zaten içmesinide bilmediğim bir nevi bomba..
bağımlılık kadar sevgi boyutu da vardır. sevgi, sevgiliyi getirir, sevgili de ilişkiyi. sigarayla ilişki içinde bulunuruz. ancak sevgi karşılıklıdır. o bize haz veriri biz de o na (sigara) para veririz. o zaman sigara fahişe konumuna düşer. fahişelerden ölümcül hastalıklar kapabilirsiniz. ama erkekler fahişeyi çok sever, çünkü hayatın farklı tatlarını verir *
koşar adım ölüme gitmek, kollarını açıp kanseri kucaklamakla sonuçlanacak eylem...
yalnızken içildiğinde insanı düşünmeye sevk eder. önce eski, güzel, çocukluk anılarını hatırlatır. sonra ciğerlerde ağrılar başladığında üşütmüşümdür die kendinizi avutsanız bile, sizi içten içe bitirdiğinin farkındasınızdır. yaşamanın anlamı kalmamışsa artık bir kurtuluş yolu haline gelir sizin için. ölümden korkmadığınızı haykırmak gelir içinizden ama yapamazsınız. nedense en sonunda ölmek istemediğinizi anlarsınız ve artık bu andan sonra acaba kanser mi oluyorum diye sürekli bir korku kaynağı olur sizin için. çok kez bırakmayı dener ama bırakamazsınız çünkü ölmekten korkmanıza rağmen hayatınız da istediğiniz gibi gitmemektedir. sigara hiç sahip olmadığınız kadar iyi bir dosttur sıkıntılı günlerde. yine de güvenmemek gerekir bu dosluğa. bir gün istediğiniz gibi bir hayata kavuştuğunuzda, size şimdilik yardımcı olan bu dostun hayatınızı çalma olasılığı kurcalar kafanızı, yine de inanmak istemezsiniz ta ki artık çok geç olana kadar.
öldürücü eylem
(bkz: ölmek istiyorum)
öyle tipler vardır ki kemoterapinin ilk seansına girdikten sonra dışarı çıkıp bir -fırt- çekip daha sonra tekrar *gelerek ikinci serumu almaktadır. siz öyle bakakalırsınız. bile bile lades dedikleri bu olsa gerek dersiniz.
Hele hele aylardan kasım ise,dondurucu soguk da mevcut değilse dışarıda.. Ara hemen bir arkaasını gecenın birinde.. Cık dolas,bos sokaklarda bagıra cagıra.. Sonra otur yalnızlıgına,sevgine,aşkına.. Yak bir sigara..
sevgilin elini tutmak gibi bişeydir ya da önsevişme iki parmakla tutup kendine çekebilme açısından daha da kolaydır.
31 çekmek gibi bişi;

yapmadan once ulan yapsam bi diyorsun,

yaparken rahatlıyorsun,

yaptıktan sonra pişmanlık duyuyorsun. *
(#1286748)
sigarayla sevişmek,dumanına tapmak,halka içinden vapurlar geçirmek,kül tablasına yanan közündeki külleri sürterek hunik uç oluşturmaktır.

edit:özendirmek değil amacım.