bugün

hukuk profesörüdür.
vurulduktan sonra yurtdışında yaşamaya başlamıştır.
özellikle felsefe ve tarih anlamında hayran bırakacak bir birikime sahiptir.
"bilme"nin ne kadar yüce bir şey olduğunun yaşayan kanıtıdır.
kaynak niteliği taşıyan eserleri vardır.
yaratıcı aklın sentezi gibi..
kelimelere dökülemeyecek kadar değerli bir yazar..yazdığı kitaplarda fransız ihtilaninden çok etkilendiği görülür. türkiye de özelikle liseler de tarih, sanat, felsefe, edebiyat ve sanat gibi temel kültür konularında gençlere bilinçli olarak bir şey verilmez, öğrencilerin kafalarına yalan yalnış, abuk sabuk, bir şeyler doldurulmaktadır. amaç ne yapıp edip gençlerin uyanmasını engellemektir.bu oyunu bozmak için de uygarlıklar tarihi adlı şahaser kitabını yazmıştır..okuyun, elinizden bırakamayacaksınız...
türk hukukçu ve yazar. istanbul üniversitesi hukuk fakültesi'ni bitirmiştir. uygarlık tarihi dersleri verdi. 8 nisan 1978'de, terörist bir grubun saldırısı sonucu ağır yaralandı ve sakat kaldı. 1981 yılından başlayarak strasbourg üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevinde bulunmuştur.

(bkz: tanilli dosyası)
(bkz: islam çağımıza yanıt verebilir mi)
(bkz: değişimin diyalektiği ve devrim)
gözlükleri kavanoz dibi olan hayran olunası yazar. cumhuriyet gazetesinde köşe yazarıdır aynı zamanda.
7 nisan 1978 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda felç olan doçent , yazar , anayasa hukuk profesörü. halen fransa da yaşıyor.

(bkz: Yaratıcı Aklın Sentezi)
ozellikle uygarlık tarihi ve devlet ve Demokrasi: Anayasa Hukukuna Giriş kitaplarını cok begendigim aydın, anayasa profesoru. uygarlık tarihi kitabındaki kısa edebi eserlere ayrıca hayran kalmı$tım. annabel lee
tarihsel bilgi birikimi hakkında yorum yapmaya zaten gerek yok, tarifsiz bir bilgiye sahip. fakat asıl bahsedilmesi gereken iki şey var ki,
tarihsel bilgiyi yorumlama, karşılaştırma yeteneği ve olaylar arası ilişkileri kurup benzerlikler ve farklılıklar üstünden bugün, geçmiş, gelecek üçgeninde tarihi sürekli yaşayan bir bireymiş gibi sunması, sosyoloji ve politika felsefesiyle harmanlaması onu başarılı kılıyor.

tabi cesaret ve doğruyu söylemekten çekinmemek de onu başarılı kılan en önemli etkenlerden...yadsınamaz.
şahsım için küçük bir çocuktan farkı yoktur. nitekim bunu eserlerinde! de görebilmemiz mümkündür. peygamber ile süslediği kitap kapağı, aklı sıra "şahane zekiyim ben hacım o kuran kitabını var ya yerim ben, cin ali gibi yerim onu" demekte ama her ne hikmetse hiç bir sözünün ardında efendi gibi durmamaktadır. benim yaşımın müsade ettiği ve duyduklarım kadarıyla zaten asırlardır birilerinin içinde bulunduğu tutumu sergilemiştir. "yaaa, vay vay, evlere şenlik" gibisinden alaycı ifadelerle yazılarından hayrete düşmüş insanları kendince gafil avlayıp inceden bir sırıtmayla inandırıcılığına hapsetmiş olacaktır. çok kurnaz adam maşşallah! eserlerinin her tarafı açık kapı. kendileri diyor ki; bu yünan kültüründen gelir ve ekliyor eğer yünan geleneği değilse ortadoğuluların huyudur. üstüne bu cümlesini soru olarak bitiriyor. kitaplarında bir "muhaha" bir de bosna hersek nasıl yersek yazmıyor. ben kendilerini eğlenceli buldum, bir hayli komik bir insan, kitabını okurken çok güldük çok eğlendik, hele ki masanın ortasında imam ı rabbani mektubatı görünüyorsa...
ancak öyle bir adamdır ki kitabının kapağına (bkz: islam çağımıza yanıt verebilir mi) mirac 'ı anlatan bir minyatür yerleştirmekten çekinmez.

kalkıp bir de aydınlıktan bahsediyor kendisi, utanmadan! manevi değerlerin dalga geçilemeyecekler arasında olduğunu bilmiyor mu ya da biliyor ise benim onun özrü ile dalga geçmemin ahlaksızca olacağını bilmiyor mu? aslolan düşüncedir, zihindir e çizgi çekip karalıyorum! açık kapı bırakmamak lazım insanlara. inşallah karşılaşmayız. açıkçası o kitap kapağını görünce ve mırc dilinden türeme alaycı tavrı beni sinir stres yörüngesine soktu. şimdi ben kalkıp onu, o koca yaşlı başlı adamı küçük bir çocuk gibi ağlatsam dalga geçerek. fiziki engelleri ile derin, ağır, piskopatça makara yaparak! hoş olur mu? illa ki içinde bir şeylere dokunur söyleyebileceklerim. hak ettiğini duymak ister mi bunları? bence istemez, hele ki benden.

biz mantık sahibi insanlarız. dilediğimizce mantık ararız nitekim buluruz da. keşke kendileri de denese mantıklı olmayı. işte bilmem ne olmuş onu olmuş bunu olmuş ancak daha maneviyata saygı duymayı öğrenememiş. nezdimde saygıyı haketmeyen bir insandır.
tekerlekli sandalyeden sonra gözleri de kör olmuş "aydınlık bekçisi"! kimleri gördük kimler ile tanıştık ömrünü kitap okumaya adayanlardan, ilim, bilim öğrenmeye çalışanlardan da herkesin gözü açılır iken, herkes aydınlanır iken, ufku genişler iken bu adam kör olmuştur. kalın camlı gözlüklere muhtaç kalmıştır.

ancak gözler kalbin aynasıdır!
Kimilerinin kapalı gözlükleriyle okuyarak elbette anlayamayıp, anlayamadıklarını ateş püskürerek gösteren,aslında 'saygı' isterken , kendilerinin 'saygı'sızlık yaptığını fark edemedikleri usta kalemdir.islam çağımıza yanıt verebilir mi adlı yapıtında bir saygısızlık yapmamış, sadece din'in kendi düşüncesine göre çağımıza yanıt veremeyeceğinin sebeplerini sıralamıştır. Ha, bu fikre ister katılırsınız ister katılmazsınız..Aslında onu anlamadan acımasızca yargılayanlar kitapta demek istediğini ispatlamış oluyorlar ,Tanilli'yi eleştirerek onun söylediklerinin belgesi konumuna düştüklerini , (kitabı anlamadıkları için) göremiyorlar. Üstada saygım sonsuz.
düşünce özgürlüğü ve demokrasi saçmalıklarının biricik yavrusu.

yalçın küçük adlı şahısı yaptıklarından ötürü sevmesem de medeni dünya vatandaşlarını hımbıl ve oturmamış kişilikler olarak değerlendirmesini içimin yağları eriye eriye destekliyorum.

hani demet akalın şarkıcısına ufralı ibraam laf etmişti ya, onu hatırlıyorum sürekli. o kadar patavatsız insana ancak bu denli pis bir laf yakışırdı.

iğrenç insanlardan nefret ediyorum. aslına bakılırsa demet akalın 'a bakınca midem alt üst oluyor. bunlarda hakaret yok. düşünce özgürlüğü! burda bizi moderasyon belli kıstaslar ile denetliyor ama server beyler eli belinde kapalı gözle hangi deliğe sokabilirim arayışları içerisinde.

örneğin superman 'e "senin ananın osuruğuna sokayım" dediğimizde bizleri osuruğa edilen küfürden ötürü değil garip anası için dövecektir.

"server efendi!

ben aşağı kul "f" baş harfli insan.

senin gözünün ferine..." diye başlasak bizim hoşumuza gider mi?

neyse sen demet akalın ol kılıç kalkan ekibin de oğuz kayhan, eksiciler de alişan olsun. ibraam benim onu da bilmiş olasın.

hiç bir işe yaramayan gözleriyle damgalanmış kalbinin kendisindeki ibret hikayesidir.
alkım yayınlarından çıkıyor bu ara yapıtlarının baskısi. değerli birinin tavsiyesiyle uygarlık tarihi ve yaratıcı aklın sentezi isimli kitaplarını aldım. kitaplarının önsözünde belirtildiği gibi liseden üniversiteye geçince sudan çıkmış balığa dönen yurdumun gençliğine bir çeşit kaynak olabilmesi amacıyla yazılmışlar. sosyal olarak farkında olunması gereken birikimlerin alımında başlangıç olarak çok yararlı buldum kitaplarını.
herşeyden önce uygarlık tarihi adlı başucu eserini yazmış büyük bir türk öğretmenidir.
an itibariyle yaşamını yitiren anayasa hukuku profesörü, yazar...

http://www.cnnturk.com/20...betti/638579.0/index.html
türkiyenin en iyi anayasa profesörlerinden biriydi.devlet ve demokrasi kitabıyla yer etmiştir aklımda.nurlar içinde yatsın.
sevgi ve hasretle ayrılmıştır bu dünyadan...
gün itibariyle kaybettiğimizdir. nur içinde yat hocaların hocası.
tespitleri zaten kendi aydınlığının açıkça göstergesiydi...

"işler öylesine tezgâhlanıyor ki, daha liseden başlayarak gençlerin gözlerinin önüne bir "duman perdesi" çekiliyor; içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırılıyorlar. Liselerden üniversite ya da yüksekokullara bu durumda gelen öğrenciler de, ne kendi aralarında ne de öğreticilerle bir "kültürel diyalog" kurabiliyor ve bir "kör dövüşü"dür gidiyor." (Uygarlık Tarihi'nden alıntı)

Kendisinin çok sağlam bir kaleminin olduğunu düşünüyorum. O kalemi yüzyılarca insanlığı aydınlatacak. Çünkü karanlık üzerinden para kazanmak, pek çoğumuz için alışkanlık olmuş... Aydınlık içinde yatacağı aşikar, sadece eserleri bile insanlığı aydınlatabilecek cinsten...
ansiklopedi kalınlıgında kitapların yazarıdır.

nasıl bir demokrasi istiyoruz kitabının doksanli yillar baskısı ince, gunumuz baskısı ise kalındır.
yüzyılların gerçeği ve mirası, gibi seri haldeki kitapları, kitaplığımın başköşesinde her yerde, her zaman anıt gibi duran adamdır.

ufuk açmıştır.

rahmetler...
"kulağım sende server
nasıl beklediysem doğacak çocuğumun haykırışını
senin sağlık haberini de öyle bekliyorum
sanki bir tel gerilmiş aramıza, bir saz
en püften bir işaret kıprar kıpramaz
ötmeye başlıyor nabzımın kızıl serçesi
şakaklarımda..."

can yücel
uygarlık tarihi kitabını tarih hocam vasıtasıyla edindiğim ve okuduktan sonra tüm eserlerini arşivime kattığım hepsini okuyamasam da çoğuna göz attığım türkiye'nin yetiştirmiş olduğu sözde değil gerçek bir aydındı.
ilerlemiş yaşına rağmen ölümü derin bir yara açmıştır ben de. çok saygı duyduğum bir isimdi server hoca. uygarlık tarihi kitabı derslerde okutulması gereken bir başyapıttı.
şu malum cumhuriyet gazetesi tayfası en önemli değerini sessiz sedasız yitirmiştir dün.
hala üzüntülerin büyüğünü yaşamaktayım, zamana ihtiyacım var kesinlikle.
yaşasın zalimler için cehennem!
ülkemizin yetiştirdiği nadir aydınlardan biriydi ve değeri ancak çok uzak nesiller tarafından anlaşılabilecektir.

değişimin diyalektiği ve devrim adlı eseri marksizmi ve diyalektiği basitçe ama çok anlaşılır bir şekilde anlatmaktadır, tavsiye edeilir.