bugün

sarmadım mı seni kimseler sarmazken ? gibi içinde anlamlı cümleler barındıran bir soner arıca şarkısıdır.
sen giderken.
Durucam burda gidişini seyredicem
kıpırtısız sakin gibi görünecem
kavgasız olucak fırtınasız olucak
saçma sapan olucak
organlarım birbirine vurucak
arkandan sessiz bakıcam
ben yine salağı oynayacağım...
Karanfiller sıralıydı gibi cümleler barındıran mustafa özarslarlan şarkısı da vardır.
karanfillerin dizilişinin bile türkülerde geçip dertlendirdiği gerçeği ile yüzleştiğimiz türküdür. türkü candır.
bir yerde soner arica'nin sesinden duyarsiniz ve yillar once kalbinizi kiran, unuttugunuzu sandiginiz eski sevgiliniz lonk diye akliniza duser. iciniz yanar. ölür müydün beni biraz daha sevseydin dersiniz.
öylesine güçlüydü ki adımların, oturduğum kırık dökük tahta bir sandalye titredi. ayak seslerin delip geçti kulaklarımı, ardından kapattığın kapılar bir daha hiç açılmayacaktı, bu o kadar netti ki.
insan neler duyuyor bilir misin? ben çok iyi biliyorum, hiç bilmek istemezken..

gitmek kolay mı bu kadar? ''kalan'' olmak pek kolay değilken gitmek çok mu kolay? söylesene bana...
bu şarkıda anlamının a*ına koymuş sözdür...

http://www.youtube.com/watch?v=K7LHtflV4H0

sen giderken durdu dünya
dönmüyor hala
görmedin mi
hissedemedin mi
sen yokken yanımda
bin kere öldümde
bir kere dirilmedim ki...
GiDEN SEVGiLiNiN ARDINDAN DiNLENMESi SAKINCALI ŞARKIDIR. iNTiHARA SÜRÜKLER.

http://fizy.com/#s/1ahg99
Bu başlığı gördüğümde aklıma gelen ilk parça Teoman'dan Gemiler .
ezginin günlüğü nün çok güzel anlamlı şarkısıdır...
http://fizy.com/#s/1aj5q6
insanın içini acıtan soner arıca parçası.
nedense müziğiyle her seferinde gözlerimin dolmasına neden olan şarkıdır.
sen giderken fırtına bulutları toplandı içimdeki gökyüzüne.
şimşekler çaktı ve yağmur başladı, yağmur gözyaşı oldu aktı dışarı.
her fırtınanın sonunda güneşin açacağını düşündüm, böyle olacağını biliyordum.
ancak fırtınadan sonraki güneş ve hatta gök kuşağı düşüncesi beni mutlu edemedi.
şimdi ise fırtınanın dinmesini beklemekten başka yapacağım hiçbir şey yok.
şimşekler ve yağmurlar, siyah fırtına bulutları, kesintisiz bir rüzgar.... hepsi bu..
sözleri basittir çok sanatlı bir şiir değildir ama anlatılmak isteneni çok güzel anlatır, okuması cesaret isteyen şiirlerden.

--spoiler--
insan neler duyar anladım
o zaman
can alıp başını bedenden
alıp başını giderken.
--spoiler--
sen giderken ben dönüyordum diyenler bir gün beraber gidelim bakalım kim dönecek?

denerek tamamlanıp, ayarın ağa babası verilebilir.
ben dönüyodum *
sen giderken ,
herşey siyah oldu, utanmadan gökyüzünün mavisini bile koymuşsun bavuluna.
spoiler falan vermeden güzel bir soner arıca parçası.
ataol behramoğlu ve emin igüs' ün ortaklaşa insanı paramparça ettiği şarkıdır.

"can alır başını bedenden
alıp başını
giderken" kısmı; kalbe fena aparkat atar.
hayatımda daha önce hiç dinlemediğim ama benim için en değerli yeri olan eser. hani şu soner arıca 'nın seslendirdiği.

yıllardan bilmem ne! batağın bokun içindeyim, çat diye dikilip karşıma seneler sonra "içimi acıttın be çocuk" dedi. ben zayiat vermişim kendimden ama neler neler. bir insanın kırılıp döküldüğünü o an anladım ve anlamsız gelen, hayal gücüme zul gelenleri fark ettim sanki. "kardeşlerim! sermayesi buz olan bu insanla ticaret yapın!" aklımda bu vardı o anda. odamda resmi, üzerinde üstadın dizeleri "ne yanar bana kimse ateş-i dilden özge, ne açar kimse kapım bâd-ı sâbâdan gayrı" yazılı durur.

bu şarkının tarifi o gecedir benim için. son nasihatı bu oldu sana dostum.

biryerlerime yediremediğim için halen dinleyemedim, o kalıba sahip değil bu çocuk daha.
"yüreğimi de beraberinde götürdün..." şeklinde de devam edebilir.
soner arıca'nın nokta atışı yaptığı şarkıdır. bir terkedilişin insanda hissettirdikleri en iyi anlatan şarkılardan biridir.

"ölür müydün beni biraz daha sevsen..."
ezginin günlüğü nün en güzel şarkılarından biri, gece dinlenirse daha bir dokunur.

"durdum baktım arkandan
sen giderken
bana bir hoşçakal bile demeden
giderken"
sen giderken... düşüyordum. elimi tut. tuttun mu?

evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eger!!*
leylakları, sümbülleri
soldurdun gonca gülleri
aşkla yanan gönülleri
öksüz koydun sen giderken

ne bir arzu ne düş kaldı
ne sefalı gülüş kaldı
sımsıcak bir öpüş kaldı
dudağımda sen giderken

son buluşma serap gibi
alıp gitti seni benden
dünya o an durdu sanki
güneş söndü sen giderken

ne bir arzu ne düş kaldı
ne sefalı gülüş kaldı
sımsıcak bir öpüş kaldı
dudağımda sen giderken *