bugün

entry'ler (727)

türkiye sözlük

camiaya güzide bir şekilde dönüş yapan, adım adım eski tadına ve günlerine dönecek olan aklı başında yazarların yazdığı, yazacağı sözlük.

uludağ sözlük

elde olmayan sebeplerden ötürü üç senelik aranın ardından geri geldiğim fakat ortalığı pisliğin götürdüğünü gördüğüm sözlüktür. kendini bilmez yazarların çöreklendiği, herkesin rahatça küfür yapıştırabildiği, liseliler ve iğrenç esprilerin kol gezdiği tuhaf bir sözlüğe dönüştüğünü fark edip üzülmedim değil açıkçası.

ya sev ya terk et

(bkz: ya sev ya bi alt dudak ver)

sözlük yazarlarından şiirler

aynı kaseden şarap içerken seninle
dudaklarımı yapıştırmak varken
karşımdaki güzel esmere...
ne yazık...
bardağın kıyısında kalmış anılarıyla
ve yaşanmışlıklarımızla ıslak, nemli
ve salyalarıyla avunuyorum

şu karşımdaki gibi,
aşk müptelaları iyi bilir ki...
biz kaybedenleriz,
beceriksiziz...
yakalamak isterken hayatı
hep mahrem yerlerine denk gelir
ellerimiz...

tarzan ince dallarda

nickaltında bakarak, espiri yapan fokların ne kadar geliştiğini farkedebileceğiniz arkadaş. len yevrum sen "kağan"ı arabasıyla hastaneye götürülürkene, bu abin buralardaydı. de hadi şimdi ilk okul üçü terk ettiğin gibi terk et başlığı.
edit: eskiden buralar hep entry di. (bkz: ayar yiyince entry sini silip kaçan yazar)

seni aldattım diyen sevgiliye söylenecek ilk söz

uzay heparı abimizin zamanında söylediği söz(ler)dir...

"hiç üzülmedin mi?
düşünmedin mi halimi?
hiç mi sızlamadı için?
bir tek iz bile yok mu benden?
ne acı... yazık"
(bkz: kadınım)

yaran geniş aile replikleri

(bkz: real mardin)

uludağ sözlük

Pulemjot Kalashnikova nickli arkadaşın (#5991552) nolu entrysinde belirttiği durumun gerçekten çok yaşandığı ve kimsenin bu durumu sallamadığı internet şeysi. kalitesinin düştüğü bu durumdan belli olmaktadır.

mutsuzluktan olmek uzere olan birine asik olmak

ince bir rölanti gerektirir. bombanın pimi çekilmiş ve elinize verilmiştir artık. hayat dediğin binbir yollu, yavşak bir kavşak, kaygan bir zemin. fakat bu durumun iki yolu vardır. yalnızca iki yol; birincisi karşınızdakini, aşık olmak pahasına mutlu etmek-mutlu etmek pahasına aşık olmak. ikincisi; karşınızdakine teslim olmak. yani onun mutsuzluğunu üzerinize bulaştırmasına göz yummaktır. aşık olmak pahasına buna ses çıkaramamaktır. birincisi tabi ki daha iyidir fakat nedense daha zordur, ikincisi ise genellikle olandır. değişememenin, daha doğrusu değişmesi gerekeni dönüştürememenin sancısı kalır elinizde avucunuzda. ikincisi genellikle olandır, çünkü; insanoğlu kolaya yatmayı sever ve aşk dediğinde zaten büyük ölçüde bencilliktir, taviz vermektir. çoğu zaman mutluluktan, biraz kişilikten, bir tutam da insanlıktan.

4 eylül 2009 adana demirspor livorno maçı

yalnızca goal.com.tr sitesinin muhabiri onur yazıcıoğlu' nun, canlı olarak siteye yazdıklarıyla takip edilebilen, koca memleketimde bir televizyon kanalının da cesaret edip yayınlayamadığı maçtır. trt' de yayınlanacağı duyurulmuştur. fakat, trt durumun güzelliğinin farkına varmış olsa gerek son dakikada yayından vazgeçmiştir.
dakika dakika onur yazıcıoğlunun bildirimleri şu siteden takip edilebilir; http://www.goal.com/tr/li...dan-canl%C4%B1-yay%C4%B1n

4 eylül 2009 adana demirspor livorno maçı

futbolcularından, taraftarlarına iki endüstiriyel futbol karşıtı, sosyalist takımın dostluk maçıdır. bir başka kardeş takım, beşiktaş' ın çarşı grubu pek çok ilden bu maç için adana' ya otobüs kaldıracaktı, fakat malesef ona rağmen gidemeyen bünyeler bulunmaktadır benim gibi. futbolun gerçekte ne olduğu bu akşam adana' da bir kez daha gösterilecek, futbolu topla değil parayla oynayanlara inat.
(bkz: futbol arsada güzeldir borsada değil)

alevi

araştırmaktan yoksun beyinciklerin bildiğinin aksine, bulgaristan, yunanistan, türkiye, suriye başta olmak üzere müslümanlığın olduğu tüm topraklarda mevcutturlar. diğer ülkelerde kendilerine genellikle kızılbaş derler.

oğlu gay kızı lezbiyen hanımı travesti olan adam

"o kadar marjinaliz ki" havasında ortalıkta yavşak yavşak dolaşması muhtemel adamdır.

+meraba necati. benim oğlan gay, kız lezo, hanım da travesti ne o apışıp kaldım değil mi necati? hahaha
-banane lan. hepinizi tüpçü s*ksin o zaman
+hönk
-beğenmediysen sütçü de olabilir... allahtan nalbantım ben.

anarchy x

uludağ sözlük' ü çekilebilir yapan ender yazarlardandır. ayrıca kanımca sözlüğün en akıllı yazarıdır.

şamil tayyar

hem yandaş, hem küfürbaz hayko. AKP yandaşları medyadaki konumlarını sağlamlaştırdıkça şimdi de sağa sola küfretmeye başladılar. "Ergenekon operasyoncusu" Şamil Tayyar bir haftadır köşesinden "sen kimsin lan", "dalaksız" diye bağırıyor. Yazısında "hiç kimsenin küfür özgürlüğü yoktur" diyerek bu hakkı yalnızca kendisine mahsus saydığı anlaşılan Şamil Tayyar yaptıklarını "Son yazımdaki başlığın çok ağır olduğunu biliyorum, şimdi düşünüyorum az bile" diyerek savunuyor. bu adamın!, bu tavrı bana ilkokulda mendil kapmaca oynarken, boyu ya da yaşı küçük olduğu için oyundan dışlanan ve ortaya geçip "beni dinleyin lan", "bana bakın lan" gibisinden vızıldayan el kadar bebeleri anımsatıyor.

firari sivas sanığının devletten maaş alması

türkiye' deki devlet eliyle yaptırılan katliamlardan olan, sivas katliamının firari sanıklarından*, sivas eski belediye meclis üyesi cafer erçakmak' ın devlet tarafından bir de utanmadan beslenmesidir. şaşılmaması gerekir; zira katilleri beslemek bu düzenin bir çocukluk hastalığıdır. cafer erçakmak kaçak! olarak bulunduğu fransa' da 98 yılına kadar ssk' dan emekli aylığı almıştır.

"Müdahillerin avukatı Şenal Sarıhan, mahkemeye dilekçe vererek, bazı konuların araştırılmasını talep etti. Dilekçede, Türkiye istatistik Kurumu tarafından 19 Eylül 2007'de, bir nüfus müdürlüğüne firari sanık Cafer Erçakmak'ın Fransa'da ikamet ettiğinin bildirildiği, Erçakmak'ın nüfus kayıt örneğinde de ikamet adresi olarak Fransa'nın gösterildiği ifade edildi.

Erçakmak'ın yeşil pasaport ile ya da yasa dışı yollardan yurt dışına çıkma olasılığına işaret edilen dilekçede ayrıca 26 Mayıs 1998'e kadar SSK'dan emekli aylığı aldığının öğrenildiği kaydedildi. Dilekçede, Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği ve Fransa Yabancılar Dairesinden, Erçakmak'ın Fransa'da ikamet edip etmediğinin, ikamet ediyorsa adresinin ve TÜiK'in Fransa'da ikamet ettiği bilgisini nasıl edindiğinin sorulması talep edildi.

Erçakmak'a ödenen emekli aylığının 26 Mayıs 1998'de neden kesildiği, bu tarihten önceki ödemelerin nereden yapıldığı ve aylığı kimin tahsil ettiğinin sorulması talepleri de yer aldı." haberin tamamı şuradadır; http://haber.sol.org.tr/d...vletten-maas-haberi-17580

ve tabi ki bir başka devlet alışkanlığı olarak, dosyalar dönmemiş, sorular cevapsız kalmış dava ertelenmiştir.

uludağ sözlük e bir daha gelinse alınacak nickler

(bkz: bir daha gelinip alınan nick)* *

emre belözoğlu

türk futbolunun görüp görebileceği en ahlaksız ve kaypak futbolcusudur. fenerli ya da galatasaraylı değilim, fakat kendisinin adını duyunca gözümün önüne gelen ilk şeyler; "provakatörlükler, tahrikler ve tayyipin köşkünden çıkmamalar" dır. artık bu saatten sonra isterse dünyanın en iyi futbolcusu olsun, bizim mahallede patara kütere top koşturan çingen çocukların futbolunu bile, ahanda bunun futboluna yeğlerim.

ramazan ayında bara oturup içki içmek

gayet normal bir insan evladı davranışıdır. kul ile allah arasına girmenin günah olduğundan bihaber, milleti sorgulayan yaratıkların, anlamamalarının tabi ki normal olduğu eylemdir. sıradaki şiir mutlu çelik' ten kendilerine gelsin o zaman;

Be Hey Dürzü

Ne ararsın TANRı ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım, içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim

edit: taze öğrenmiş olduğumuza göre; şiir neyzen tevfik' e değil, mutlu çelik isimli bir şahısa aitmiş.

sen giderken

ataol behramoğlu ve emin igüs' ün ortaklaşa insanı paramparça ettiği şarkıdır.

"can alır başını bedenden
alıp başını
giderken" kısmı; kalbe fena aparkat atar.