bugün

sirf love of my life gibi bir sarki yaptiklari icin bile takdiri hak eden, ama o fredie'nin ki de ne sestir be oyle, kesin kucukken cok isot yemistir o diye dusunduren baba ingiliz grup.
ilgisi olmasa bile sırf takma adından dolayı adına en çok entry girilen yazarlardan biridir.*
sözlükte neden kimsenin hoş geldin demediğini anlamadığım yazar.
Zerg'lerin serbest iradesi olan 2 ünitesinden biridir. Yine de overmind kontrolü altındadır. Spawn Broodling, Ensnare ve Parasite gibi özel yetenekleri vardır. Ayrıca infest command center özelliği ile infested command center denilen değişime uğramış Terran ana binasını oluşturur.

(bkz: starcraft)
dünyanın en iyi rock grubudur. tam anlamıyla bir efsanedir. *
hiç bir konserini canlı kanlı izleyemediğim için gözümün açık gitmesine sebebiyet verecek gruptur, şoyle hep bir ağızdan bir under pressure fena mı olurdu yani dedirten gruptur. ha geçen sene duyduk george michael grubun solisti olcak diye bir söylenti tadımız kaçtı o ayrıdır.
satrançta vezir..
queen'in diskografisinin kilit albümlerinden biri için (bkz: sheer heart attack).
tartışmasız en iyi rock grubudur pink floyd ondan sonra gelir.
hoşgeldin dediğimiz üçüncü nesil yazar...
en iyi rock grubu değildir. ama efsane olduğu doğrudur. zira freddie ve saz arkadaşları rock müzikte koro sistemini* kurduktan sonra müzik hayatları farklı yönde gelişmeye başlamış ve efsaneleşme tamamlanmıştır. sokaktaki insanımızın bile "dum dum tıs! dum dum tıs" sabit ritmiyle giden we will rock you ile queen i tanıdığı söylenebilir.

aynı zamanda 3. nesil çok aktif olmayan bir yazar arkadaşımız.
freddie mercury nin önderliğindeki efsane grup. Her dinlediğimde müziğe doyduğumu hissettiren şahane insanlar. -show must go on- -we are the champions- en güzel şarkıları arasındadır.
zaman tünelinde yapılabilecek en alacalı yolculuğun ismidir. sheer heart attack albümünü tek geçerim, tam anlamıyla bohemsi bir bunalımdır. gönülçelen'i ya da tutunamayanlar'ı okuyorum gibi hissederim.
rock müziğin kraliçesi dir * .
tum zamanlarin en iyi muzik grubu, freddie'nin karizmasi yeter.
şu an için, -özellikle freddie'nin ölümünden sonra- gözüme john deacon'sız pek başarılı bir albüm ortaya çıkaramayacak gibi duran, efsane müzik grubu. umarım beni yanıltırlar.
nasıl bir albüm çıkarırlarsa çıkarsınlar, o albümde, queen'i queen yapan kutsal ses* eksik olacak. brian may en güzel sözleri yazsa, roger taylor en dokunaklı vuruşlarını yapsa yine de kulaklarımız freddie'yi arayacak.

sanırım en akıllıca işi john deacon yaptı; queen'in asla eski queen olmayacağını farkederek.
hiçbir zaman politikaya bulaşmayarak, her daim müzikle sevişmiş olan gruptur queen. freddie'nin bilgi ve becerisi sayesinde müzik piyasasına hükmedecek akımları önceden fark etmiş ve böylelikle her zaman için kalıcılığını korurken, stadyum konserlerini başlatan ilk grup, ilk video klibi çeken grup gibi sayısız ünvanları elde ederek istatistiklerin -çok afedersiniz- en çok aq ingiliz grubu olmuştur.

fakat politikaya sırt çevirmeleri ne yazık ki queen'in "dünyaya yön veren albümler, gruplar" gibi listelerin en meşhur ama en fransız grubu kalmalarına yol açmıştır. tam da bu noktada çeyrek yüzyıldır devam etmekte olan bir tartışmaya değinmek gerekir ki, o da, pink floyd-queen fanlarının birbirini çekememe durumudur. bu konuda söylenebilecek tek şey vardır! bu iki grubu kıyaslamak demek, müzikten zerre kadar anlamadığınızı belirtmek demektir. çünkü her iki grupta, farklı yollarda tek taştırlar, bir benzerleri ya da rakipleri daha yoktur. fakat insanlar futbol takımı tutar gibi bir grubu sevip sonra da sidik yarıştırmasını pek bir seviyor. müzik futbol değildir. pink floyd ile led zeppelin'i karşılaştırdıktan sonra hızınızı alamayarak the doors ile queen'i karşılaştırdığınızda elde edeceğiniz tek sonuç, "şapşal" olduğunuzdur.

yeniden queen'e dönecek olursak.. kraliçe haşmetli! kraliçe gerçekten de kibirli ve sahnelerin en masum sanatsal görünümü altında en orospu zillisi gerçekten de. tıpkı mercury'nin istediği gibi. 70'lerden 90'ların başına kadar gelişen bütün akımların en güzel örneklerini verdiler, bu yüzden yüzyıl sonra da gerçekten kalıcı olacaklar ki, bundan daha büyük bir ödül yok zaten.

eğreti bir ağacın dalları gibi yayılmakta olan entryimizde, şarkılarından biri hakkında da konuşmak gerekirse, işin kolayına kaçacağım ve the show must go on hakkındaki düşüncelerimi belirteceğim. the show must go on, şüphesiz ki mercuy'nin hayayı boyunca hiç ama hiç seslendirmek istemeyeceği bir ağıttı. sahnelerin lordu yavaş yavaş ölüyor, fakat bu işin bitmemesi gerektiği hakkında herkesi uyarıyordu. başka kim seslendirirse seslendirsin içerisinde bulunan sözlerin üzerine birkaç beden bol geleceği bu şarkı, kraliçe'ye dar bile geliyordu.

mercury, "the show must go on" dediğinde hiç kimse sırıtamadı! "the show must go on" dediğinde hiç kimseler gülüp de, "merak etme sensiz de bu kervan yürür!" diyemedi. çünkü kraliçe'nin olmadığı bir rock dünyası ne kadar güzel olabilirdi ki? bütün büyük gruplar yıkılmıştı, bütün büyük grupların saçmaladığını görmüştü dünya ve o dünya efsanevi grupların yaşlandıkça nasıl çöktüğüne de tanıklık etmişti. ama 20 küsür senelik kraliçe yaşlanmıyordu! o hep daha güzelleşiyordu, o hep daha güzel.

kimse queen'i ciddiye almamazlık yapamazdı ki, bugün durum eskisinden de daha ciddidir!

sonuç olarak..

siz hala şovun devam ettiğini mi sanıyorsunuz?!

şov bitti! bütün büyük gruplar dağıldı. bütün o akıllı herifler bir yana saçıldı. artık 20-30 senelik titan gruplar yok. sadece günümüzü kurtarmaya yetecek birkaç yıllık placebo'lar (placebo kelimesine dikkat ediyorsunuz di mi!) küçük parlamalı coldplay'ler var. bu tüketim çılgını ve iyicene sündürülmüş olan müzik dünyası bir daha böyle haşmetli bir dönemi göremeyebilir.

zeplinler havada parçalandı.
duvarlar hiç olmadığı kadar uzun ve büyük bugün.
kraliçe ise artık derin bir uykuda.

god save the queen!
bir garip güzellikte, asla hak ettiği yerde bulunmayan zamanın gençliğinin grubu.
çağın vebası aids in sonlandırdığı bir efsane.
gelmiş geçmiş en iyi rock grubudur.kısaca "efsane"dir.
şu anda trt 2'de haklarında bir program yayınlanan rock grubu. biraz freddie mercury odaklı ama olsun. ne de olsa 16. ölüm yıldönümü.
avrupanın en iyi sarkısı secilen bohemian rhapsody ve dunyanın en iyi sarkısı secilen we are the champions u yapan , lakin sadece spor musabakalarıyla hatırlanmaması gereken gelmis gecmis en iyi rock band.
freddie'yi her zaman bohemian rhapsody ile hatirlatacak gruptur. her ne kadar cok mumkun olmasa da, yaptiklari adina:

(bkz: god save the queen)

wembley sovlarini kimsede goremedigim, ve de asla unutmayacagim grup.
akla ilk olarak fredie mercury ismini yerleştiren grup. vokali için tanrının sesi derler, e haklı sayılırlar. o derece iyidir. herkesin duyduğuna emin olduğum, dillerde marş olmuş gibi klişe bir cümle olarak söyleyebileceğim şarkıları vardır. show must go on ve we are the champions bunlara örnektir. hatta eminim ki bilmeyenler bile bu şarkı isimlerini duyup "hea onlar mı, biliyom onları" demişlerdir. o derecedir. lakin benim için hiçbir zaman bir numara olamamışlardır. kesinlikle iyiler, ona lafım yok. lakin onlardan da iyisini dinledi bu kulaklar. onlarda pink floyd denilen grup olurlar.** yarıştırma meraklısı değilim, kıyas edecekte değilim. lakin birinci bellidir, ikinci kimdir? ona bakmak lazımdır.