otobüste yaşanan dumur olaylar

yaşanmasa daha iyi olacak olaylardır. mesela şöyle de bir örneği vardır; yanlışlıkla inecek düğmesine basıp otobüs durduğunda sizden başka kimse kıpırdamadığı için sırf rezil olmamak adına ineceğiniz yere daha çok yol olmasına rağmen inmenize sebebiyet veren durum. yazıktır günahtır o kişiye. ya parasından olacak ve tekrar otobüse binecek ya da parası olmadığı için olan ayaklarına olacaktır. ne demiş atalarımız 'akılsız başın cezasını ayaklar çeker.'**

ikide bir düğmeye basan fakat hangi sebepten olduğu bilinmez, kapının her durakta açılmasına rağmen hiçbirinde inmeyi başaramamış birinin düğmeye 5. kez basması sonucu şoförün sinirlenerek; "beğendiysen al, evinde oynarsın" demesi.

artvinden istanbula giden otobüsteki yaşlı teyzecik oğlunun tembihi üzerine hostesi çağırır ve orduya geldiğimizde bana haber ver evladım der. hostes tamam teyzecim der fakat gece yolculuğu sırasında samsuna gelen otobüs hostesin ordu yolcusunu unuttuk deyip geri çevrilmesi ve ordu da teyzenin uyandırılmasıyla bir dumura imza atar. teyzenin uyandıktan sonraki ilk sözü;
evladım bi bardak su getiriver de ilacımı içeyim olur. oğlum orduda ilacını içmeyi unutma dedi. *
o tarihte yaklaşık üç saat olan yol tekrar katedilir. *

belediye otobüslerinde, otobüsün en havalı, en rahat tipi kulaklığını takmış en arkada mağrur bakışlarla şirin şirin çapkın gülüşler atmaktadır.tam o esnada şoför fren yapar ve yakışıklı; önce öne, sonra arkaya kıvrak manevralar çizer ve burnunu en son cama gömer. *

muavinin simit yerken bir yolcuya bakip 'yir misin' demesi.sarikiz turizmde yasanmistir.

simple plan halk otobusuyle yolculuk yapmaktadır. aniden tutacak(tutunmaya yarayan cisim, adı aklıma gelmiyor)kopar ve simple plan yere yapışır. sonrasında ise muavin pişkin bir ifadeyle tutacağı geri ister. otobusten inene kadar gülünür.

yer: eskişehir iki eylül kampüsü
zaman: şenlikler zamanı işte tam finaller öncesi
şebnem ferah konserinden çıkılmıştır ve çoğu kişi numaralara bile bakmadan bulduğu otobüse binmiştir. şebnem'in insan üzerinde bıraktığı hoşluğun da etkisi olacak ki otobüsteki tüm öğrenci ahalisi tanıdık tanımadık eğlenceli bir muhabbettedir. otobüs hareket eder, kampüsün çıkışına gelinir, şoförün yolcu almak için durduğu anı takriben arkadaki bir araç içinde bulunduğumuz araca çarpmıştır..şoför aynadan ne olduğunu anlamaya çalışırken, durumu farkettiği halde umursamayan gençler otobüse es-biletsiz binmeye çalışırken şöforun bunu o karışıklık içinde dahi farketmesi ve "ya ben sizin için kaza yapıyorum, sizin yaptığınıza bakın beeee" serzenişiyle tüm otobüsün önce bir sessizliğe bürünmesi ardından kahkahayı basmasıdır... sonraki her durakta bu olayın geyiği çevirilir ve harika bir konserin ardından yaşanan bu tatlı kısa yolculuk hep hatırlanır...
edit: insan bu entryi neden eksiler ki ...sanırım bahsi geçen şoför amca aramızda ey ahali...

76C 'de telle konuşan bir beykent üniversiteli gence amcanın biri :

-yavrum telini kapatır mısın otobüs arızalanıyor

(o sırada otobüs durağa gelmiştir ve durmak için yavaşlamaktadır.)

-yavrum bak bozuldu işte duruyor otobüs, kapat dedik sana dimi.

'yüzde 100 gerçek bi olay...'

3-4 yıl önce sabahın erken saatlerinde ankara eryaman'daki evden okula gitmek için yola çıkılır...

beşevler istikametine giden otobüs her sabah aynı saatte hareket ettiği için, otobüs ahalisi tanıdık simalardan oluşmakta olup geneli de orta yaş üstü memurlar ve üniversite öğrencileridir...

balık istifi dolu otobüsümüz hemzemin geçitte durup trenin geçmesini beklemekteyken, tüm yolcular da hareket halindeki trene pür dikkat kesilmişlerdir...

tam bu sırada körüklü ego otobüsünün arkalarından gelen orta yaşlı bir amcamıza ait gür bir ses otobüs ahalisini dumur etmeye ve yolcuların da güne kahkahalarla başlamasına yetecektir...

-Hamdi beeey, fazla bakmayın (treni kastediyor) yanlış anlarlar...

Hamdi bey olduğunu yüzünün aldığı renkten anladığımız abimiz ineceği durağa kadar kafasını çantasından kaldıramayacak ve bu entrynin sahibi de her hemzemin geçit gördüğünde hamdi bey abimizi hatırlayacaktır...

otobüste sara krizi geçiren yolcuyu ayıltmak için soğana başvuran diğer yolcunun ''yanında soğan olan varsa hiç düşünmesin hemen versin'' diye bağırması. neyse ki adam soğana gerek kalmadan ayıldı sonra.

(bkz: otomatik kapıya sıkışmak)

aslında minibuste yaşanan bir olaydır. yakacık-pendik arası sefer yapan lanet minibus yine tıklım tıklım doludur. tutunacak yeri olmayıp kapıya yaslanan eleman, düşmemek için, şöförden kapıyı açarken haber vermesini ister. yanlış anlayan şöför kapıyı açar ve eleman dışarı fırlar. minibüse geri binen eleman şöföre teşekkür eder.*

otobüse biniyorsunuz kalkışa birkaç sn. kalmış;
hostes-aa sen türk müydün?
ntl-?hınkk?! evet.
hostes- sen arabanın önündeyken ben seni rus sandımdı sonra bi baktım konuşuyosun..
ntl-hasssbinallaaahh.... *
devamında...
yan koltuktaki teyze- yanındaki kocan mıydı?
ntl-* şey arkadaşım..
ykt- o kadar sarılmaya öyle sandım!
ntl- hasssbinallaaahhhh...

halk otobüsünde giderkene "abe bi yer ver" diye en arka dörtlüyü kapan 6 roman teyzemin otobüsün en sıkışık olduğu anda poşetinden bi tava çıkarıp evinde yaptığı yumurtayı arkadaşlarınla birlikte yemesi, pencerelerin hızlıca açılması, aradan bi kaç çirkef kızın çıkıp "ayıp oluo ama" diye tartışma başlatıp ineceğin durağa daha olmasına rağmen otobüsten inmek zorunda kalma durumu.

en sık rastlananı:
+ düğmeye basar mısınız?
- incen mi bacım!
+ yok şoförü dürtelim bi dedimdi.

otobüse binan güzel bir bayan, şoförün ani freniyle düşecek gibi olur. ve şoföre sorar ;
b -napıyosunuz beyefendi?'
ş -röaahhh abla otur istersen, ayakta koyduk biraz da koltukta koyalım!!!
(bkz: türk şoförü en asil duygunun insanıdır)

klimalı belediye otobusunde soforun klimayı acmamasına kızan yolcunun kavgayı başlatması .söförün arabayı durdurmasıyla "abicim elini ayagını öpeyim durma devam et!" demesiyle tüm yolcuların tepkisini çekmesi.

Yaşamışımdır, gerçekten dumur olmuşumdur. otobüse yerleşmişimdir mp3 çaları çıkarıp kulaklıkları takmışımdır lâkin o sırada annemden önemli bir mesaj gelmiş, cevap yazmaktayım ve mp3 çaları açmamışımdır. aradan 2 dakika sonra ben hala mesaj yazıyorken

+Oğlum şunun sesini kıs ya, seni mi dinliyeceğiz ?
-Yuh!
+Saygısız köpek..
-A.e..a.açık değ..değğil.

Şeklinde gayet dumur olduğum bir anım vardır. Başka biryerden duyup da bana mı kızdı, yoksa bu herif ibnenin önde gidenimidir merak konusudur.

metro versiyonu için;

(#3187191)

bursa-antalya yolculuğu sırasında; afyon'da inecek bir teyzenin, sürekli uyuklayan muavine defalarca hatırlatılmasına rağmen gecenin 3ünde afyon'a sadece(!) 1 saat uzaklıkta biryerlerde bırakılması;

aynı muavinin, isparta'da verilen küçük bir molada girdiği tuvalette uyuyakalması;

side'de inecek bizi, side tabelasının yanından geçerken uyanması vesilesiyle hatırlaması ve "burası çok yakın oraya" diyerek manavgat'ta bırakması...

ilgili firma, muhteşem(!) hizmet anlayışıyla topu dikmiştir; ardından "bu çalışanlarıyla çok bile dayandı" denmiştir...

pusuya yatmış kaplan misali sinsice avını süzüyor.

http://img152.imageshack....g152/8684/pic16828of8.jpg

otobüsten inmek için arka kapıya yönelen elemanın eski tip ego otobüsünde uyarı tuş'u yerine civataya basması ve otobüs şoförünün dogal olarak kapıyı açmaması akabinde elemanın sinirlenerek ısrarla civataya parmak darbeleri atması. şöföre söylenmesi ve yapdığı mallığı düşünmeyip artist tavırlar içine girmesi. *

kampüsden eve gitmek için bindiğim vasıtada yaşlı bir teyze ile bir öğrencinin parasını şoföre uzatan elemanın bir ögrenci bir insan al kaptan demesi. kimsenin gülmemesi, komik bulmaması, çok normal birşeymiş gibi tepkisiz kalmaları.

şehirler arası yolculuk sırasında televizyonu açan muavine 2 numaralı koltukta oturan amcanın "şu atv yi açsana benim dizi var orda" demesi. daha da ilginci muavinin kanal d yi açıp "asi" isimli bir diziyi izlemesi ve izlettirmesi. dizi de garipmiş. hiç bir şey anlamadım sözlük...

Doluluk oranı sonsuza yakınsayan bir halk otobüsü muavini ve kapıdan sarkarak giden yolcular...
muavin: m
yolcu: y
m: ücretini göndermeyenler var!
m: orta kapıda ücretini göndermeyenler var!
m: orta kapı!
y: yolladık abi parayı.
m: ne diyosun lan bunak mıyım ben? yollamadınız. Kaptan sıkıştır şunları kapıya.
akabinde otobüs şoförü orta kapıyı kapatmaya çalışır. Bir kaç çığlık ve serzenişten sonra 3 kişi parasını yollar:
*