bugün

akademi ödülleri diye de adlandırılır. 1927'den bu yana süregelmektedir.
en iyi film kategorisinde 2010 itibariyle 10 aday yarışacak olan ödüllerdir. sanatsallığından ziyade, gişe başarısından dolayı aday olan filmler görürsek şaşırmayalım. demedi demeyelim.
"and the oscar goes toooo...." diye başlayan cümleyle verilen ödül.
oscar'ın en iyi filmleri...

1990'dan bu yana:

1990 - dances with wolves (kurtlarla dans)

1991 - the silence of the lambs (kuzuların sessizliği)

1992 - unforgiven (unutulmayan)

1993 - schindler's list

1994 - forrest gump

1995 - braveheart

1996 - the english patient

1997 - titanic

1998 - shakespeare in love

1999 - american beauty

2000 - gladiator

2001 - a beautiful mind

2002 - chicago

2003 - the lord of the rings: the return of the king

2004 - million dollar baby

2005 - crash

2006 - the departed

2007 - no country for old men

2008 - slumdog millionaire

2009 - the hurt locker

2010 - the king's speech

Kaynak: http://www.filmsite.org/bestpics4.html
en iyi yabancı film oscar'ı alanlar:

2011 in a better world (danimarka)
2010 el secreto de sus ojos (arjantin)
2009 yojiro takita (departures-japonya)
2008 the counterfeiters (kalpazanlar) - avusturya
2007 the lives of others (almanya)
2006 tsotsi - south africa
2005 the sea inside
2004 the barbarian invasions
2003 nowhere in africa
2002 no man's land
2001 crouching tiger, hidden dragon
2000 all about my mother
1999 life is beautiful
1998 character
1997 kolya
1996 antonia's line
1995 burnt by the sun
1994 belle epoque
1993 indochine
1992 mediterraneo
1991 journey of hope
1990 cinema paradiso: director's cut
1989 pelle the conqueror
1988 babette's feast
1987 the assault
1986 the official story
1985 dangerous moves
1984 fanny and alexander (theatrical version)
1983 to begin again
1982 mephisto
1981 moscow does not believe in tears
1980 the tin drum
1979 get out your handkerchiefs
1978 madame rosa
1977 black and white in color
1976 dersu uzala
1975 amarcord
1974 day for night
1973 the discreet charm of the bourgeoisie
1972 the garden of the finzi-continis
1971 investigation of a citizen above suspicion
1970 z
1969 war and peace (5-disc series)
1968 closely watched trains
1967 a man and a woman
1966 the shop on main street
1965 yesterday, today and tomorrow
1964 8 1/2
1963 sundays and cybele
1962 through a glass darkly
1961 the virgin spring
1960 black orpheus
1959 my uncle
1958 nights of cabiria
84.oscar ödülleri için: http://bit.ly/oscarodulleri84
altın portakal çakması.
2013 yılı için verilecek ödüller de kıyasıya bir yarışma var.

aşk diye bir filmi favori gösteriyorlar. ancak tam bir fransız filmi.

ayrıca yüz yıllardır Türkiye ve Anadolu da çözümlenmiş olayların, avrupa da unutulmamış değerlerin, orada hatırlatılması üzerine

kurgulanmış bir film, onlar için bir ödül bizim için bir Izdırap olacağı kesindir.

http://fotoanaliz.hurriye...234&rid=4369&p=16
sadece daniel day lewis'e 2 en iyi başrol oscar'ını verdikten sonra lan biz bu adama 1 tane daha verirsek marlon brando, dustin hoffman gibi ustaların önüne geçiyor diye düşünmeyip daniel day lewis'e hakkını verdikeri için saygı duyulması gereken ödüller.

evet politik davrandığı seçimler olmuştur ama yiğidi öldürüp hakkını da veriyor adamlar.
http://www.youtube.com/watch?v=Bp2KeOPesDA
dünyanın en kurumsal ve prestijli ödül organizasyonlarından biridir.

ilklerini konu alan şu teste bir göz atmak bile taşıdığı zenginliğin göstergesidir:

http://bit.ly/1N59roG
amerikan propagandası yapan ve israil'i doğrudan veya geçmişe dönük anlatılarla yapılan göndermelerle çok destekleyen filmlerin pek kolay öne geçmesiyle zaman zaman bu ödülleri çok da büyütmemek düşüncesi akla gelir. ancak oscar ödülü alanları ve adayları gözden geçirerek epeyce kaliteli film ve oyuncu ile tanışmak mümkündür, o yüzden tamamen de es geçmemekte yarar var.
and the oscar goes toooooooooooooooooooooo hülooooooooooooooooooooooooo.
Yok efendim, kız bakmış da bakmış da "aaa bu heykelcik Oscar amcama ne kadar benziyor" demiş, ödülün adı o gün bugün Oscar olmuş falan, hassiktir ya?

geçelim bu zevzeklikleri!

Histeriye gelelim...

Ülkemizde, canım, ülkemizin bütününde değil de basında ve birtakım çevrelerde tabii, bir "Oscar histerisi" yaşanıyor, yaşanmıştır, yaşanacaktır. Magazinciler bayılıyorlar Oscar muhabbetine.

Günler öncesinden başlıyor, günler sonrasına sarkıyor Oscar patırtısı.

Sabahın köründe canlı yayınlar, televizyon başında sabahlamalar falan…

Hamburger şişkosu Amerikan hayranları da bayılıyorlar. Bunu "Nobel gibi bir şey" sanıyorlar.

Keyifli yanları yok değildir canım, Halle Berry’nin memelerini, Charlize Theron’un kıçını görmek keyiftir elbette.

Bu ödül, Amerikalılar tarafından Amerikan sinemasına dağıtılan bir ödüller demetidir. Al gülüm ver gülüm, kendi aralarında başlayıp biten bir olay. "En iyi yabancı film" niyetine de bir film seçilir, ve geçilir. O kadar.

Yani, "babanızın ödülü" değildir. Ananız Amerikalı bir erkek tanıyorsa, onu bilemem.

iyi filmlere verildiği gibi, kötü filmlere verildiği de çok olmuştur. En hazin yanı da, "önemsiz" kabul edilen dallarda dağıtıma geçildiği zaman, yani dekor, kostüm, makyaj falan, bizim Amerikan çocuklarının bile sıkılıp olaydan kopmaları, televizyon başından kalkıp çişe gitmeleridir.

Üstelik, en iyi film ödülü ayrı bir esere, en iyi yönetmen ödülü de bambaşka bir adam çokça verilir, ben de bunu anlayamam. Ne yani, en iyi filmin yönetmeninde iş yok mudur, ya da en iyi yönetmenin çektiği film yaramaz mıdır? Bu nasıl ölçüdür?

Bu ödülleri Amerikan Film Akademisi dağıtır. "Saint-Martin's in the Fields" adında bir müzik akademisi ne kadar varsa, bu akademi de o kadar vardır, yani yoktur.

Bunlar toplanıp ödül dağıtırlar, başka da bir şey yapmazlar. Bu "akademi", seksen yıl kadar önce, sinemanın yalnızca eğlence değil aynı zamanda "güzel sanatlardan biri olduğunu" kanıtlamak, sinemaya hak ettiği saygın yeri sağlamak için bir avuç sinemacı tarafından kurulmuştur, Douglas Fairbanks, Mary Pickford falan.

Eğitim falan da vermez. "Ben Amerikan Film Akademisi mezunuyum" diye bir çocuk gelirse yanınıza, kovunuz, yalan söylüyordur.

Sonuç olarak, bir reklam ve promosyon fırsatıdır. Kazanan filmlerin bilet fiyatlarına zam yapmaya yarar.

Hani nasıl bizde de "Büyü" filminde yapılan büyü tutuyordu da ikide bir yangın çıkıyordu, filmde oynayan şabalak durup durup kafasını bir yerlere çarpıyordu, onun gibi bir şey.

Avrupa filmlerine dağıtılan Cannes gibi, Venedik gibi, Berlin gibi şenliklerin ödülleri vardır, bunlar daha saygındır, fakat bunlara da "enteller" takılıyorlar. Halkımız da dandik türk dizilerine takılıyor.

Örneğin Avoriaz şenliğinde yalnızca korku ve gerilim filmleri değerlendirilir. Altmışlı yıllarda Türk sosyalistleri arasında Karlovy Vary (bildiğiniz Carlsbad) şenliği önem taşırdı, çünkü Çekistan’da yapılıyordu! Diyeceğim, festival de muhtelif, mükafat da muhtelif.

Bizde bile Antalya var, ve orada yıllardır en boktan filmler "Oscar muamelesi" görmüyor mu? Bizim de bir şenliğimiz olsun, geri kalmayalım diye bu işe kalkıştık, ancak şenlik, "filim artizlerini" kamyona doldurup apukarya maskarası gibi halkın içinde dolaştırma ve Antalya köylüsüne bunların "canlısını" gösterme düzeyinde kaldı.

Üstelik ödüller de genellikle "solcularla vs diğer kesimlerin" arasındaki sinsi çekişmeyi ve gizli düşmanlıkları yansıttı…