bugün

romanları, öyküleri ve şiirleri bulunan, komple edebiyat insanı. birkaç ödül almış ve dereceye girmiş eserleri var, hayalperistanbul öyküsü görüldüğü yerde okunmalı.
egosantrik tavırlarını ve kendini diğer büyük $air, yazar ve edebiyat adamları ile kıyaslamasını konuya dahil etmeden, nötralize bir perspektiften baktığımda onur caymaz'da gördüğüm ilk $ey : duygudurum bozukluğuna sahip olduğudur. $ıpsevdidir; gonca özmen'le beraber olmadan evvel ona yazdığı çilek öğretmeni $iiri güzel olsa da belli bir amaç uğruna ( gonca'nın kalbini çalmak uğruna..) in$a edilmi$ yapay ve ka$kariko salgılayan bir kalpten yayılmı$ hayâl parçacıklarından ibarettir.

mezellete mahâl vermeden; novellalarından en sevdiğim hakkında birkaç yorum yapmam gerektiğini hissettiğimdendir ki söyleyeyim : hayalperistanbul, kanımca onun tepe noktasıdır. müstehzi tavırlardan ırak bir insan olduğu zamanlarda edebiyat camiasına salık verdiği kıymetli bir terekedir.. gayet güzeldir. kâh ve rengi, ba$arılı olarak nitelendirilemez ama okunasıdır. ezilmi$ leylaklar kitabı, haldun taner ödülüne lâyık görülmü$ olsa da okunduktan sonra insanı bir "bence malumdur" kadar etkilemediği malumdur.

gerçek bir orhan kemal hayranıdır onur caymaz.. onda kendini bulur. onda farklılıklarla yaratılan sağaltılamaz yaralar ke$feder. murathan mungan, edip cansever ve turgut uyar'a kar$ı da ayrı bir sempati besler. selim ileri delisidir. tekin gönenç sevdalısıdır. haydar ergülen severdir. küçük iskender'i kıskanır. reklamının yapılmasını ve övülmeyi sever. eğer kar$ısına geçip, " ben sizin okurunuzum " derseniz, o da " aa ne güzel; o zaman herkese söyleyelim onur caymaz okusun " diyecek kadar suflidir bazen.

acılardan bir abla ve leylak likörü harbiden iyi $iirleridir. ötesizdir.

rekik olmak istiyorum; olmuyor. (bkz: ayar veriyorum ayar veriyorum popom kuru kalıyo)
kalbimi yaktım isimli ismet özel çeşnili bir şiirim'sisi mevcuttur; şöyle ki:

göğsüme yüreğimden başka muska takmadan...*

biraz anlamak için eski yerlerde durdum,

bazı mahalle kahveleri -eğri bir yağmur sokaklar-

kaç viran bağ, alkol, biraz mimozalar

kaybettiğim anlamı bulmaya çalışırken

kalbimi yaktım. eriyen bir gemi sulara karıştı.

iyiydi biraz, sarı tütüne alıştım, içime çekerek

kesinlikten kurtuldum, belirsiz bir yere akmış

saçları vardı uzun -kasabalarda akşam- gözleri kocamandı,

bunun için telefon kulübelerinde ağladım -akıp giden-

bir kazak aldım kendime griydi -çok şık!-

siyahtı belki de -ne fark eder- renk ışıktan bir yalandı

karşıdan karşıya geçerken hep gökyüzüne baktım

"geceler üsküdar"dı- motorlardan en erken ben...

çiçek pasajını göğsünün ortasındaki bir çiçek sandım

iyiydi biraz. içimin boşluğunda bir ayla vardı

belki papatya. biraz alışmaya çalıştım kalbime;

o amansız yumruğa, yazılı tarihi yok birahanelerin

Samatya'nın, Tophane'nin, tren yollarının

oysa ağaçlar bile müzelerde envantere geçirilir

onu yaktım, külünden bir çiçek yakama takıldı

kalbimi yaktım, bir çocuk bütün trenleri kaçırdı

iyi değil mi biraz diye sordum, iyi diye ses verdiler

içi yaşlı adam, yaşlı adama göre daha çok sever

kahvaltılar mutsuz, öğlenleri bezgin, akşam oldu mu o eski

çocuktum. yüzümün ıssız yerlerine dokundular, tenimin

şimdi geride kalıyor, savaşlar, yangın yerleri, ölenler

bir yaralı orada, sonra bin beş yüz yaralı daha -sessiz günler-

çiçekçilere prenses diye baktım; kraliçe, orospulara,

para harcadım biraz, iyiydi, tütüne alıştım -nargile cinleri-,

pulları ateşten dansöz elbiseleri denizin üzerinde

kalbimin boşluğuna yürüyen rüyaları vardı, işgal eden

bir pembe kolye -çizik çizik bir kar yağışı- içime dolardı

gözleri kocamandı, herkes gidiyor, kalbimi yaktım,

alevinden bir damla gömleğime sıçradı

sonra gelip giden neydi? şöyle uzaktan bir baktım -hicran-

öpüşürken çekilen neydi, kıyı ne, güz kimdir -hazan-

kuşlar nereye uçar, nereye akar ırmaklar, sözler nereye -hüzün-

üç kızıydı tanrının bunlar, ellere sor

eller parmakları neden böyle okşar...

kimin sonu oldum, kimlere son, kimleri çok sevdim

bir yerde oturmanın kuğusunu buldum -masa örtüleri-

bordoyu ikiye bölen elleri -eller-, uzuneski çay bahçeleri

yani şehir sabahları sessiz uykudadır, olsun uyandım

tuvaletçilere madam, piyangoculara kont diye baktım

uzun kadınlar vardı, uzun huylar, baktıkça canım yandı

tenler yoldu, tenler hüzün, tenlerde ayrılıklar

vardı… ben dokunmadım... dokunsam kırılan...

baktıkça yol dönüştü, ışık dönüştü, keman dönüştü,

küpelerin kirazdan yapıldığı bir mazi, kalbimi yaktım,

izlerinden anneme bir sap menekşe

babama kulağımı çektiğindeki baygınlık,

külü kaldı sevdiğim kadına

biraz anlamak için çocukluğumda durdum

paslı çanlar çaldı, mırıldanan bir şarkı, saçlar sonra

kaç küskünlük, kaç otobüs durağı, sabah ezanları

karanlık bir sokakta kaybolmadım hiç

var olmak değil, değil yok olmak

olmamış olmaktı dileğim; kimsenin, kimsesiz, kimler,

kaç viran düşle, düşerken, düşmanken,

tütünle, tüterken, tütsüsüz,

kadınımla, yıkımlarla, sevgilerle,

kaybettiğim beni bulmaya çalışırken

kalbimi yaktım.

içimden kuşlar gökyüzüne...
Kalbin ve Tenin Bütün istekleri isimli son öykü kitabı sel yayıncılık'tan çıkmış şair,hikaye ve roman yazarı.
yakın zamanda kaza geçirmiş yazar, hümanist insan. mutevazı ve münbit
yaz tarifesi adlı şiir kiatbıyla dikkat çeken şair.
köşe yazıları sanatından daha iyi olan yazardır. (nokta adlı öyküsü hariç, o öyküsü epeyce aşkın bir öykü örneğidir.) ama köşe yazıları gerçekten iyidir. sanatsal duyarlılık, insani duyarlılık had safhadadır.
şiirleri kötü, yazıları vasat, kendisi hırslı bir şahsiyettir. yaratmaya çalıştığı polemiklerle de iyice dibe vurmuştur.
sanırım otuziki yaşındadır. populer olunca bizden uzaklaşmış mıdır bilemiyorum ama belli sürelerde eser vermeye zorlanmanın tüm olumsuzluklarını yaşamış yazar, şair, şiircidir.
ama şu her yazısında nostaljik vınlamaları var ya, bayıyor bazen; o zamanlar onaltı yaşım, fuzuliyle yeni tanışmışım, filan duygusallığı.
şiir niyetine yazdığı ucuz manzumeleri yalakalandığı abileri tarafından yayımlanan şiirin şebeği, çakma yazar.
fokur fokur fanzin'in ikinci sayısında dergiyle röportaj yapmış genç yazar.

http://www.fokurfokur.com/x/fanzin/02/8

http://www.issuu.com/foku...rfanzin/docs/fokurfanzin2
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun doğumunun 100. yılı anısına düzenlenen Bedri rahmi şiir ödülünü pervaneyle yaren adlı çalışmasıyla alan yazar, şair.
twitter hesabında adlı 1787 de yazılmış kürtçe gramer kitabı kitabı bizlerle tanıştırmış yazar, şair, gönül adamı. abimiz.

http://twitter.com/#!/onu...status/112161467595374594
baba olmanın keyfini süren güzel adam.
twitter'a "biri osurup geğirince mutlu olacağıma, baba olmadan asla inanmazdım..." yazmış ki gülümsetti akşam akşam.
birgün gazetesinin pazar ekinde takip edilesi yazılara sahip yazar.
http://www.odatv.com/n.ph...-sagci-program-1912111200
daha fazla dayanamamış ve aşağıdaki yazıyı kaleme almıştır:

http://www.radikal.com.tr...1080058&CategoryID=77
birgün pazar'da bir süredir yazmayan, "kalbin ve tenin bütün istekleri" adlı kitabı affedilmeyip okunası edebiyat insanı.

ayrıca, nokta adlı öyküsü için: http://rubininki.blogspot...08/onur-caymaz-nokta.html
hakkında iyi şeyler yazmak istesem de, kolaj düşkünlüğü ile buna mani olan yedek yazar.
Edebiyatiyla degilde daha cok fikirleri ve bakis acisiyla ilgimi ceken basarili yazar.

Not: edebiyati kotu demiyorum.
bir yeni yıl yazısı: Geçen yıllar olsun / http://rubininki.blogspot...zs-onur-caymaz-gecen.html
iyi hoş ama şu sağcılardan edebiyatçı çıkmaz kafasını bir an önce terk etmesi gereken yazar.
Ekşi'deki uzun zaman önce tanışılan (10 sene önce diyebilirim) yazar. O zaman kendini kabul ettirme çabalarındaydı. Bir arada yazışmıştık. Bana imza günlerinin haberini verirdi. istanbul'da olamayacağım için gidemedim. Sonra koptuk gitti. Newsweek'te en iyi 20 Türk yazar arasına girmiş. Çok sevindim.
heyhat başımıza edebiyat zabıtası kesilmiş çakma yazardır. bu tweetiyle kendisini açıkça ele vermiştir.

https://twitter.com/onurc...12502653075865600/photo/1