bugün

Ne olduğu değil nasıl olduğu önemli.
okuyorum. çok mutluyum.
Bu devirde evlenip, borc batagina batmak bile got isterken cocuk sahibi olmak agir malliktir.

Basindan bir evlilik gecmis, cocuk sahibi olmayan +30 yas ustu abiniz bildirdi.
Ölme zamanım gelmiş o zaman.
çalışma leveline geçtim.
Kimi zaman moral bozan, Kimi zaman da zorluklara karşı moral veren hayat felsefesi.
Sırasıyla;istediğin okulda,istediğin işte,sevdiğin kişiyle,güzel bir çevrede,zamanı geldiğinde olursa ne mutlu sana.Yoksa hayattan ne bekliyorsun ki?herkes arnold schwarzenegger gibi fantastik bir hayat yaşayamıyor malesef,buna ne senin genetiğin ne de kapasiten müsade eder.
ben 3. aşamada kilitlendim. artık bi yaprak mı tıkadı nolduysa ordan sonrası akmıyor.

bu durumda ölüm kısmı beni ilgilendirmiyor sanırım.
ben sırayı bozdum ama son hep aynı.
Napalım everestin tepesine çıkıp tulaay seni seviyom bitaneem terketme noluur mu diyem. Sonrada yamaç paraşütüyle Hindistan sınırına mı akalım. Tabi böyle olacak.
Bu dayatmaları yapmak zorunda değilsiniz .
işe git, evlen, çocuk sahibi ol, vergilerini öde, faturalarını öde, televizyonunu izle, modayı takip et, normal davran, kurallara uy ve benden sonra tekrar et: BEN ÖZGÜRÜM çünkü ölüsün! (bkz: ölüler özgürdür)
Daha çocukluk yıllarında, kıyısından köşesinden istemli yada istemsizce dahil olduğumuz ve sonrasında bir kısmımızın kırmak için direndiği bir kısmımızın ise severek kabullendiği bir kısır döngü.
Buna göre evlenmeyerek hayatın bugını kullanmış oluyoruz ve ölümsüz oluyoruz. Oley be.
kimisi bu döngüye bile giremiyor.
Yemeği baharatlayabildiği için, üçten beşi çıkartabildiği için kendini tanrısal dahilikte gören kırılgan ve hantal bi hayvanın şikayeti. Üzülme evrilince geçer.
Neyse ki sonunda kurtuluyoruz.
bu döngüyü kırmak için çabalıyor muyuz? asıl soru bu.
Kaderse kaderimiz utansın be!