bugün

et severler arasında oldukça meşhur olan bir restoran. istanbul etilerde 2010'da açılan ilk şubesinden sonra 2012 yılında doğuş grubu tarfından alınmıştır. ankaradaki şubesi yakında sheraton otelin karşısına açılacakmış.

edit: bunu eksileyen dana kim çok merak ettim.
(bkz: jerry stackhouse)'ın idman aralarında uğradığını düşündüğüm restorant.
günaydın'dan ayrılarak doğan bir "etçi". kesinlikle istanbul'un en lezzetlisi. doğuş aldıktan sonra hiç gitmemiş oluyorum anladığım kadarıyla ancak bir ödün vereceklerini de sanmam. pahalı olmakla birlikte fiyat/performans açısından emsallerinden farklı olduğunu düşünmüyorum, elbette iyi et abd ya da japonya'daki gibi ucuza gitmiyor cennet vatanda. misal şaşlık hususunda gayet iyi iş çıkaran tahtasaray'ı yaya bırakır, atası günaydın'dan net bir şekilde önde. kafes de harika ama en pahalı ürünleri olsa gerek. tek kusuru kalabalık günlerde servis kalitesi ve oturma düzeni. lezzet turizmi için dünya çapında bir durak olabileceğini düşünüyorum.
Bir burger steakhouse degildir.
son zamanlarda sikca gundeme gelen bir et lokantasi.

basliginin acilmamis olmasi alayimizin fakir oldugu gercegini yuzume carpmistir.*
(bkz: necas et) olsa daha hoş dururmuş. isim annesi ya da babası kim acaba?
http://www.focushaber.com...-yakisikli-kasap-g-3626/1
erkeklerin kadınlara karşı hissettiklerini danalara karşı hissettiğini söyleyen şahsiyet..
Bizim görgüsüz takımı da gidip orada et yemeyi,yemese de yediğini söylemeyi pek sever.
Adam bildiğiniz reklamasyon çalışması harikasıdır o kadar..
yoksa Fatih'te,Beyoğlu'nda ya da istanbul'un çeşiti yerlerinde çok daha lezzetlisini yersiniz ve hiçbiri danaya karşı kadına beslediği hisleri beslemez..
Wireless şifresi "nusretnysteak".
sosyal statü ayracı imiş kendileri.
palmarina bodrum'a da açılacakmış...
isminden dolayı asla tercih etmeyeceğim yerdir. O ne lan öyle 3 ergen girişimci mi koymuş ismini?
(bkz: hamiy et)
(bkz: mülkiy et)
(bkz: şöbiy et)
param olsa isminden dolayı gitmeyeceğim mekandır.
bir de hotmail yazarken ki et den yaptıysa dadından yenmeyecek biftek evidir. *
etilerde açılmış et lokantası. çabuk doyan ve lezzetli yiyeceklere karşı kontrolünü kaybetmeyenler için makul hesapla kalkmak mümkündür. dört parça dana sırt bonfile, salata ve donduralı baklava ve içiceğinizle beraber atmış tl öder kurtulursunuz.
günümüz sosyetesinin gözde mekanıdır. yalnız talep arttıkça lezzet ve kalite maalesef düşmektedir. öğlen aralarında şaşlık yenmesi civarda çalışan beyaz yakalıların en sevdiği alışkanlıkları arasına girmiştir. mekanda birçok ünlüyü yamyamlaşırken görmek mümkündür.

unutmadan, ekşi sözlükte bu mekanla ilgili 800den fazla entry girilmiş olmasına rağmen burada sadece birkaç entry bulunması uludağ sözlük vs ekşi sözlük karşılaştırmasını yapanlar için güzel bir inceleme noktası olabilir.
(bkz: nusr et steakhouse)
(bkz: Lezz et kasap)
Aklı başında bir adamın, sevdiği kızın hatırı olmasa gitmeyeceği yerdir.
bugün onünde halkın mangal yaptığı et lokantası. görebildiğim kadarıyla ellerindeki pankartlarda yandaş pirzola istemiyoruz, #direnAntrikot falan yazıyor.
gezi parkı direnişinden sonra büyük ortağının yandaşlığı yüzünden artık bitmiş yer.
içerisi aşırı kalabalık, uğultudan yediğiniz içtiğinizden bir şey anlamıyorsanız,şimdiden söyleyeyim 2 kişi 350 tl hesap ödersiniz.yemeğin sonunda içtiğiniz çayı da size kitliyorlar. çay 7 tl oda aklınızın bir köşesinde bulunsun. garsonların şarap önerisine uymayın normalde içki kullanmam ama sordum benim bildiğim şarap köpek öldürendir, 10 tl şarap hadi 100 tl olsun adamlar 450 tl ye kilitliyorlar. havuç dilimleri antepteki imam çağdaştan geliyormuş o güzel. birde 45 dakika ayakta bekleyeceksiniz yeri gelmişken wriless şifresinide söyleyeyim ''nusretnysteak'' kısacası kesinlikle değmez, sosyete olmadığımız için heralde kanlı kanlı etleri yiyemiyorum bize et pişmiş olacak.
hani hamburger söyleyip yarısını yemeyen kızlar vardır ya. geçen bunlardan biri ile gittim nusr-et'e. etin yarısını tabakta bırakmaya kalktı. tabağı ağzına soktum. servet yatıyor lan orda.
bu mekan hakkında az çok hepinizin kulağına bir şeyler gelmiştir. gerek etlerinin bugüne kadar tadılan en lezzetli etler olduğu, gerek fiyatlarının üç dana parası civarında olduğu gibi gibi..
öncelikle bir mutfakçı olarak nusret usta‘nın kasaplığını, şefliğini bilemem. büyük ihtimalle el melekesi iyidir, hayvanları iyi tanıyordur, yurt dışı maceralarına falan değinmeyeceğim ama günaydın kasap‘tan çıkan bir usta sonuçta, iyidir yani..
fakat bu restoran t-bone steak ve new york steak tarzı yemeklerinde etin ne kadar yumuşak olduğuyla övünüyor. evet bu şekilde et pişiren pek çok mekan var. ancak sorun bu mekanın bu yemekleriyle övünmesinden de öte bu yemekler için süt dana yetiştirdiğini söylemesi, bunu kıvanç meselesi haline getirmesi. ama gelin görün ki, süt dana ile ilgili bir tepki aldıklarında da süt dana kullanmadıklarını söylüyor aynı mekan..
süt dana ve süt kuzu ya da oğlak tüketmek başlı başına bir barbarlıktır. ispanya‘da on beş günlük kuzuların kesilmesine tepki veren mutfakçıların, gurmanların ya da sözde hayvan severlerin hala nasıl bu mekanı yere göğe sığdıramadığını, nusret‘ten bir ilah gibi bahsettiğini anlamak benim için mümkün değil..
hadi bunu da geçtim, herkes bir gurme, herkes bir şef ya bugünlerde, e bu gurmeler, şefler geri zekalı mı allasen? ulan madem hepiniz yemek kültürüne bu kadar hakimsiniz, hiçbirinizin mi aklı ermiyor bu adamın pişirdiği etlere msg bastığına?
ne, msg mi ne? msg dediğimiz şey sevgili gurmeler etlerin yumuşacık, sulu pişmesine, yemeklere o harikulade lezzeti katmaya ve sizi kanserin kralı yapmaya yarayan bir madde..direkt olarak beynin sinyallerini etkiler ve size asker postalı bile pişirsem muhteşem bir yemek yediğinizi zannetmenize yarar.
neyse ben yine de karışmayayım, ‘‘ay şekerim et dediğin döküm tavada pişer‘‘, ‘‘aaa mühürleme çok önemli‘‘ gibi şeyleri hasbelkader öğrenen sevgili gurmelerimiz bol msg‘li nusr-et etlerinden yemeye, bir ailenin bir ay geçinmeye çalıştığı paranın kat be katını hesap olarak bırakmaya devam etsin..
ekmek kesme tahtasi uzerinde yemek yemeyi bir sik sanan milletin ove ove bitiremedigi mekan. adam daha dana etiyle koyun eti arasindaki farki anlayacak damak olgunluguna sahip degil, kalkmis nusr et eti harika pisiriyor baska yerde yiyemiyorum diyor. cildirmamak icin kendimi zor tutuyorum hal boyle olunca. simdi musteri satin aldigi urun hakkinda bilgi sahibi degilse, ne versen gidiyor. adam biftegim az pismis, kanli olsun diyor. dunyanin git istedigin eli yuzu, saygin restorantinda yemek ye, o az pismis biftegin kanli gelmesi ne demek biliyor musun? o yemek yenmez demek. pisiren keko, eti atesten aldiktan sonra yeterli derecede dinlendirmemis demektir. tabi sen ey nusreti anasinin babasinin evinden ustun tutan sahis bunu biliyor musun? hayir. senin bir sikten haberin yok.
ekşi'deki entry sayısıyla karşılaştırınca, ulu sözlüğümüzün ne kadar fakir olduğunu yüzümüze vuran yer. galiba hepimiz tavuk dönere talim ediyoruz amına koyim. ekşiciler semiredursun.