bugün

entry'ler (386)

yıllar sonra uludağ sözlük e yazmak

aradan yıllar geçmiş*
uzun zaman önce yazmayı bıraktığım uludağ sözlük'e yeniden bakayım dedim. nereden aklıma geldi onu da bilmiyorum. bir zamanlar ne yazdığımı bile unutmuşum. sanki çocukluk günlüğüme bakıyorum gibi hissettim kendimi. dışarıda tıkır tıkır yağmur damlaları... odamda loş bir ışık... romantize etmeye çalışmak değil de hakikaten romantik bir ortam içerisinde geçmişime bakıyorum. anı yaşamayı bir kenara bırakmak yada başkalarının gözüne sokma görgüsüzlüğü değil benimkisi. olur da seneler sonra yeniden bakarsam yeniden çocukluk günlüğümü okuyor hissini yaşamak için...

aradan geçen uzun zaman hem beni değiştirmiş, olgunlaştırmış; hem de hayatımda tonla değişiklik olmuş. çok farklı mekanlarda çok farklı insanlar etrafında dönen bir hayat...

ha mutlu muyum? hem de çoook! gerisi mühim değil.

son not: herşey olacağına varıyor. her bozukluk düzeliyor zaman denen ilaçla birlikte.

tanım: geçmişe götüren, nostalji yaptıran eylem.

aşk romanının sonuna yazılabilecek en son cümle

aşk... zaten kendimizin uydurup da inandığı koca bir yalan değil miydi sahi?

büyümenin tek cümlelik özeti

(bkz: arkadaşlar tünelin ucu bombok bir yere çıktı)

aşk romanının sonuna yazılabilecek en son cümle

"Yolun açık olsun..."

otobüste taciz edilmek

asıl bir erkek olarak bir kız tarafından taciz edildiyseniz çok daha ilginç olan durumdur.

(bkz: ben bunu gördüm)

nasıl diye sormayın. anlatamam.

petrol biterse olabilecekler

(bkz: petrol vardı da biz mi içtik)

bir ayakkabı kutusu değil

17 aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası içinde para geçen her türlü ortamda gideri olan espri.

örnek:

- abi adam 2500 TL alıyormuş yaa!
+ boşver naci. bir ayakkabı kutusu değil.

veya

- boynerde satılan paltoyu gördün mü? 12.425 TL istiyormuş adamlar.
+ bir ayakkabı kutusu bile etmiyormuş pühh.

(bkz: bir alex değil)

5 bin lira maaşa çalışan fakir insan

(bkz: bir ayakkabı kutusu değil)

elektrik süpürgesi sesinde uyumak

bir tek bende var sandığım harika olay. meğer başkalarına da oluyormuş, sevindim bildiğin.* o ses arka fondayken öyle güzel uyunur ki. transa geçmiş gibi oluyor insan.

yaran capsler

"tekrar deneyiniz..."

https://twitter.com/arzuy...14836995077459968/photo/1

twitter ın 60 yıl sonra ölü günlüğü haline gelmesi

şu anda insanların büyük bir azimle yazdıklarının yaklaşık 60 yıl sonra sonraki nesiller tarafından ibretle ve merakla okunacağı gerçeğidir.

sosyal medyadaki tüm fotoğraflar, yazılar, tartışmalar vs. hepsi gün gelecek ölmüş insanların hatıraları haline dönüşecek. isterseniz twitter ve facebook gibi sosyal ağlara bir de bu yönden bakın.

bir gün torununuz diyecek ki "vay be! dedem de amma ayran gönüllüymüş."

karabük taraftarının şampiyon beşiktaş tezahüratı

bir beşiktaşlı olarak teşekkür ettiğim davranıştır. 22 aralık 2013 kdç karabükspor fenerbahçe maçı'nın 63. dakikasında "şampiyon beşiktaş" diye tezahürat yapmışlardır.

her ne kadar zor görünüyor olsa da dua niyetine geçsin diyorum.

evlilik

çok aşıksındır. o kadar aşıksındır ki hayatında ondan başkası yoktur. hatta sen bile yoksundur. ne gecen kalmıştır ne de gündüzün. vücudunu saran bir kanser gibi teslim olmuşsundur sevdaya.

onu görmediğin her an büyük bir ızdıraba dönüşmüştür. onsuz geçen düşüncelerin bile ihanet gibi gelmeye başlamıştır. ilk uyandığında o aklına gelir, aynen uyumadan hemen önce onu hayal ettiğin gibi.

neticede yapacak hiçbir şey kalmamıştır geriye. ya sen bu aşkı hazmedip normale dönmelisindir ya da aşk seni kocaman bir okyanus gibi yutup derinliklerinde öğütecektir.

netice olarak kendini tercih edersin. evlenirsin onunla ve ölümcül aşkının yavaş yavaş sıradanlaşmasını beklersin. işe yarar muhakkak. kurtulursun ama o aşkı da feda ederek...

işte tam da bu yüzden evlilik, bazen ölümüne aşık olunan insana duyulan hislerin normale dönmesi için yapılandır.

yılmaz özdil in 21 aralık 2013 tarihli yazısı

ayakkabı başlıklı yazıdır. her ne kadar yılmaz özdil'in yazılarını genelde beğenmesem de bu yazısı hakikaten okunacak cinsten.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25412407.asp

9 farklı ayakkabı fotoğrafları ile 17 aralık 2013 yolsuzluk operasyonu'nda ortaya çıkan ayakkabı meselesini karşılaştırıyor.

not: hrant dink'in ayakkabılarını görmüştüm ama danıştay'da katledilen mustafa yücel özbilgin'in ayakkabılarını ilk defa gördüm, üzüldüm doğrusu.

"bu ülkede mesele, daima... ayakkabı meselesidir."

yaran capsler

20 aralık 2013 radikal gazetesi internet banner'ından gelsin.

"Mali Şube sarraf'ı; istihbarat mali şube'yi; bunu öğrenen mali şube istibarat'ı; sonra hepsi birden sarraf'ı dinlemişler"

görsel

(bkz: şoför uşağı uşak aşçıyı aşçı bahçıvanı)

üç harfli en güzel şey

yok.

(bkz: paradoks)
(bkz: kelime oyunları)

aşkın rengi

ışık altında rengi değişen kıyafetlere benzer.

hangi açıdan baktığına, ışığı ne taraftan tuttuğuna göre o renk de değişip durur.

roman karakterine aşık olmak

(bkz: fairytale)

(bkz: alexander rybak)

http://www.youtube.com/watch?v=jtj3k_thBE4

tek dilek hakkı veren cinden dilenecek şey

elhamdülillah cinden dilenecek kadar dinimizi kaybetmedik henüz.

ne istersek rabbimizden isteriz başkasına ihtiyacımız yok!

hastası olunan sözler

"geceler rüya görmek içindir. gündüzlerse o rüyaların gerçek olmadığını anlamak için..."