bugün

mutsuz edeni bol olan insanin feryadidir efendim.. bir insani yillar boyunca birak gecmisi , gecmisinin de hayaletleri kovalarsa.. mutsuzluguna sevgilim diye sarilmalidir.. mutsuzluk var iken mutululuk niye.. saril agbi sevgiline ohh o nasil yakan bir sicaktir.
(bkz: ben mutsuzum)
mutsuzluk varken mutluluk niye?
ılgın ılgın esen rüzgar niye?
narin boynunu bükmüş söğüt niye?
arsız gülüşler heyecanlar niye?

kalkan kaçıncı kuş daldan?
okuduğum kaçıncı şiir?
indiğim kaçıncı basamak?
mutluluk ne istedin benden?

t.k.
mutluluk bir ulkeyse
fethedemedim ne
yapayim?
elimde kala kala
zayiatlarin huznu kaldi....
belki umutsuz yasanacak
gunlerimin
o tatli rahatligi kaldi...
bir an evvel
kazasiz belasiz gebersem,
ne isterim baska tanri'dan. *
bir rüyadır mutluluk
elinde tutmayı bilirsen
hayallerin gerçek olur
gerçeklerinse hayatın

mutsuzluk aç kalmış bir beden
çölde susuz kalmış bir insan
rüyada görülen kabus
demir parmaklıklar arkasında tutuklu ruhtur.
olmayacak olmasina imkani olmayan
bir düsü bekleyecegine insan,
olacaklara bakmalidir.
cunku ergec bu pembe dusler biter
ve kasvetli hakikat hukum surecektir. *
çaresizlik yakarışıdır bu. elinde mutsuzluktan başka bir şeyi olmayan bünyenin kendini teselli etmesidir. mutsuz olmanın iyi yönlerini bulma çabasıdır.
pesimist kişi sözü.
başarısız, beceriksiz, yeteneksiz,
güçsüzlük duygusu yaşayan, nevrotik kişinin ifadesidir.

ruh dünyasında böyle iddialar barındıran insan gerçek dünya
ile de ilişkisini kaybeder.

bazı durumlarda beğenilmeden, acınanarak ve kendisine acıyarak yaşamaktansa ölümü tercih eder.
sanki, uzaktan yaklaşan ölüm ve kortejinde taşıdığı yanılgılarımla sensizliği hissettirmeye başlıyor sen kokan rüzgarlar. aksi seslere bile tıkamaya çalıştığım anda kulaklarımı, bu yangı ve bir yanılgı masalı duyar gibiyim. hiç-bir-şeyine söylenen sözlerin ironik, karartılı sesleri gibi birazda...

sen olabilmek gibi yaşamaktan ibaret şu sıralarda yaşantım. yanına yaklaşabilmek için biraz da. hani aynı mekanın yolcularıymışız gibi. avunabilecek kadar bile gücüm olmadığına göre artık ölebilirim. merhaba... *

gibi bir kaosa neden olabilir ikilem.
nedir bu pesimizm anlamış değilim. tamam melankoliyi ben de cok severim. hatta bu konuda hiç tevazu göstermeyeceğim melankolinin piriyim. yazdıklarımı bilen bilir.

ama bu yazılanları gördükçe benim bile canım sıkılıyor. bu kadarı cidden fazla. melankolide bile insan, mutsuz anlarından ötürü mutludur.

gelgelelim insanlar artık işi abartılar. bu iş melankoliden mazoşizm e döndü. ne alaka? çok alaka arkadaşım. hayatında bin kere mutsuz oldun, mutsuzluktan usandın diye; mutluluğa, güzelliğe ulaşma sevkini, arzunu yarı yolda bırakır, mutluluk emellerini terkedersen cidden mutsuz olursun arkadaşım...

ha bu kadar acı cekmiş olmama rağmen bu kadar optimist olmama ben de şaşırmıyor değilim açıkcası. ama pesimist takıldığım, hayattan ümidimi kestiğim günler aklıma gelince kendime okkalı bir küfür basıyorum. o kadar...

velhasılı kelam yapmayın canlar. hayattan ümidinizi kesmeyin. yazıktır, günahtır her şeyden öte...

not: ulan harbi dertli olanlarınıza yine eyvallah da bir sevgiliniz olsa, cebinizde de biraz para olsa görürüm ben o zaman bu halleri. yeller eser o zaman bu başlıkta...
yaşadıklarından bıkmış, hayattan soğumuş, her seferinde kaybeden bir insanın söylemi.
(bkz: unut dertten zevk almayı)
(bkz: emo)
düşününce, evet haklı bir serzeniş. mutsuzluk malum, son derece olağan ve genel bir durum. bırakıyorsun kendini içine, bir süre sonra karanlığına da alışıyor gözlerin; umuttu, kaygıydı kalmıyor hiçbir şey, mis. oysa mutluluk istisna anlardan ibaret. emek istiyor, sabır istiyor, dahası kendi elinde değil insanın. kısacık ömür, ölüp gideceksin ve hayatında mutlu olup olmadığın sorun-sorunun olmayacak muhremelen toprağın altında. ne gerek var bütün bunlara. olmuyor böyle hiç.
mutsuzluk ile mutlu olan kişi der bunu. duygusal mazoşisttir.
(bkz: müzmin pesimist)
charles bukowski'nin ekmek arası adlı romanının arka kapağında şöyle yazar,

--spoiler--
ilgi duymuyordum. Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiç fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama. intihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi.
--spoiler--
bunalım takılmaktan adeta hoşlanan ve bu şekilde dikkat çekmeye çalışan kişi söylemi. gereksiz ve uzak durulasıdır efendim.
bazen mutlulugun hayali mutluluktan daha heyecanlidir ya, iste o hesap.